Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dosya incelendi, gereği görüşüldü: Dava taşınmaz üzerinde bulunan muhdesatın aidiyetinin tespiti ile tapu kaydına şerh verilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne, taşınmaz üzerinde bulunan iki katlı binanın ikinci katının davacılar tarafından yaptırıldığının tespitine, şerh isteminin reddine karar verilmiş ise de aidiyet tespiti yönünden varılan sonuç yasal düzenlemelere uygun düşmemiştir. Toplanan delillerden davacıların paydaş olmadığı taşınmaz hakkında davalı tarafça açılan el atmanın önlenmesi ve ecri misil talepli dava nedeniyle görülen davanın açıldığı anlaşılmaktadır. Aidiyet tespiti davaları kendine özgü davalardan olup dava sonucunda istihsal edilecek ilamın icra ve infaz kabiliyeti bulunmamaktadır. Bunun doğal sonucu olarak bu davaların uygulama alanı sınırlıdır. Taşınmaz üzerinde bulunan muhdesat yönünden derdest ortaklığın giderilmesi davası ya da kamulaştırma işlemi bulunmadığı takdirde bu dava görülemez....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : MUARAZANIN ÖNLENMESİ Taraflar arasında görülen davada; Davacı, evinin imar uygulaması sonucu 1954 ada 1 parsel üzerinde kaldığını, paydaş olan davalının taşınmazın tamamını izale-i şuyuu davası sonucu satın aldığını ve satış memurluğundan tahliye emri çıkardığını, izale-i şuyuu davasında yapılan kıymet takdirinde evin hesaba katılmadığını ve davalının ev için bir bedel ödemediğini ileri sürerek, çıkarılan muarazanın mennine ve dava konusu evin kendisine ait olduğunun tespiti ile tapuya şerh verilmesini istemiştir. Davalı, dava konusu evin bedelinide ödediğini, yapılan işlemlerde bir kusuru bulunmadığını bildirip davanın reddini savunmuştur....

      Hukuki yararın bulunmadığının tespiti halinde davanın, Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 114/1- h ve 115. Maddeleri gereğince dava şartı yokluğu gerekçesiyle usulden reddine karar verilmelidir. Öğretide ve Yargıtay'ın devamlılık gösteren uygulamalarında, taşınmaz hakkında derdest ortaklığın giderilmesi davasının, kentsel dönüşüm uygulamasının ya da kamulaştırma işleminin bulunması gibi istisnai durumlarda muhdesatın tespiti davasının açılmasında güncel hukuki yararın bulunduğu kabul edilmektedir. Somut olayda; ilk derece mahkemesi tarafından davanın kabulüne karar verilmiş ise de, dava kamulaştırmayı yapan kurum DSİ hasım gösterilerek görülmüş olup bu durumda taraf teşkili sağlanmadan hüküm kurulduğu anlaşılmıştır. Muhdesatın aidiyetinin tespiti davalarında husumetin kamulaştırma öncesi tapu maliklerine yöneltilmesi gerekmekte olup kamulaştırma yapan kuruma husumet yöneltilemez....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Muhdesat aidiyetinin tespiti ..... ile .... aralarındaki muhtesat aidiyetinin tespiti davasının kabulüne dair...Asliye Hukuk Mahkemesi'nden verilen 13.02.2014 gün ve 59/75 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davalı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü: KARAR Davacılar vekili,105 ada 12 parsel üzerinde bulunan bina ve ahırın vekil edenleri tarafından yapıldığını, taraflar arasında ortaklığın giderilmesi davasının sürdüğünü bildirerek söz konusu muhdesatın müvekkillerine ait olduğunun tespitine karar verilmesini istemiştir. Davalı vekili, taşınmazın ortak muristen kaldığını, mirasçılar arasında paylaşım yapıldığını, vekil edenin onayı alınmadan bina ve ahırın inşa edildiğini açıklayarak davanın reddine karar verilmesini savunmuştur....

        Asliye Hukuk Mahkemesi TARİHİ : 25/02/2015 NUMARASI : 2014/589-2015/63 Taraflar arasındaki 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 27. maddesi uyarınca acele kamulaştırma nedeni ile bedel tespiti ve taşınmaza el koyma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Talebin reddine dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay’ca incelenmesi davacı idare vekilince verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü: -K A R A R- Talep, 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 27. maddesi uyarınca acele kamulaştırma nedeni ile bedel tespiti ve taşınmaza el koyma istemine ilişkindir. Mahkemece, acele el koyma isteminin reddine karar verilmiş; hüküm, davacı idare vekilince temyiz edilmiştir....

          Ancak; 1)Mahkemece bozmadan önce alınan bilirkişi kurulunca dava konusu taşınmazın kamulaştırmadan arta kalan hükmünde %3 oranında değer düşüklüğü takdir edildiği ve Dairemizce bu husus bozma nedeni yapılmadığından davacı idare lehine usuli kazanılmış hak oluşturduğu gözetilerek bedel tespiti gerekirken, %5 oranında değer düşüklüğü kabul edilerek fazla bedel tespiti, 2)Acele kamulaştırma dosyasında belirlenen ve davalı tarafa ödenen 189.680,81-TL bedel belirlenerek kamulaştırma bedelinden düşüldükten sonra, birinci kararla hükmolunan farklı bedele 08/07/2013 tarihinden bu karar tarihine kadar yasal faiz yürütülmesi, tespit edilen yeni bedelede acele kamulaştırma dosyasında ve ilk kararda ödenmesine karar verilen fark bedel düzeldikten sonra 08/07/2013 tarihinden karar tarihine kadar faiz yürütülmesi gerekirken, infazda tereddüt oluşturacak şekilde faiz yürütülmesine karar verilmesi, Doğru görülmemiştir....

            Kamulaştırmasız el koymadan kaynaklanan tazminat davasının yargılamasına devam edilirken davacı idare tarafından dava konusu taşınmazla ilgili olarak kamulaştırma bedelinin tespiti ve idare adına tescili istemli dava açıldığına göre, mahkemece, 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesi hükümleri uyarınca açılan bedel tespiti ve tescil davasına devam edilip sonuca bağlanması, davanın kabulü halinde ise kamulaştırmasız el koymadan kaynaklanan tazminat davasıyla ilgili olarak dava konusuz kalacağından karar verilmesine yer olmadığına ilişkin hüküm kurulması gerekirken tazminat davasının kabul edilip bedel tespiti ve tescil davasının reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir....

              Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2020/68 Esas sayılı davasıyla kamulaştırma bedelinin tespiti ve tescil davası açıldığını, ancak kamulaştırılan taşınmaz üzerinde bulunan 2 adet muhdesatın zilyetliğinin tarafına ait olduğunu beyan ederek bu iki yapı kendisi tarafından meydana getirildiğinden muhdesatların kamulaştırma bedelinin tarafına verilmesini sağlamak amacıyla muhdesatların zilyetliğinin tarafına ait olduğunun tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili 14.10.2020 tarihli davaya cevap dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın Rize Belediyesi adına tapuda kayıtlı olduğunu, davalı kurum kayıtlarında davacı adına herhangi bir ecrimisil işlemine rastlanılmadığını, davacının taşınmazda paydaş olmadığını, bu nedenle davacının muhdesatın aidiyetinin tespiti davası açma hakkının bulunmadığını, müvekkili idare adına açılan davanın haksız ve mesnetsiz olduğu belirterek, davacının davasının reddine karar verilmesini talep etmiştir. talep ettiğini beyan etmiştir....

              Asliye Hukuk Mahkemesinin 2015/426 ve 2015/884 Karar sayılı dosyasında görülen davada esasında müvekkiline ait olan müştemilatın Sefer Ulgaç'a aitmiş gibi karar verildiğini, bu yapılar için tespit edilen kamulaştıma bedelinin Sefer Ulgaç adına hüküm altına alındığını, kamulaştırmaya konu 143 ada 16 parsel numaralı taşınmaz üzerindeki depo, garaj ve evin müvekkiline ait olduğunu, depo, garaj ve evi müvekkilinin kendisinin inşaa ettiğini, ancak kamulaştırma sırasında her nasılsa davalıya bedel ödendiğini, bu durumdan müvekilinin daha sonra haberdar olduğunu, dava konusu Kars ili Merkez ilçesi Çamçavuş köyü 143 ada 16 parsel sayılı taşınmazın müvekkiline ait olduğunun tespiti ile kamulaştırma sırasında ödenen 43.765,86TL bedelin müvekkiline verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın hazine adına tescili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi, davalı vekilince verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü: - K A R A R – Dava, 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın hazine adına tescili istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı vekilince temyiz edilmiştir. Sulu tarım arazisi niteliğindeki ......

                UYAP Entegrasyonu