Şöyle ki; 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine 6459 sayılı Yasanın 6. maddesi ile eklenen hüküm uyarınca, dört ay içerisinde sonuçlandırılamayan davada, acele el koyma bedelinin davalı tarafa bedel tespiti ve tescil davasından önce veyahut bu dava açıldıktan itibaren 4 aylık süre içinde ödenip ödenmediği tespit edilerek, ödenmemiş ise tespit edilen bedelin tamamına, ödenmiş ise tespit edilen bedelden acele el koyma bedelinin mahsubundan sonra kalan fark bedele dava tarihinden 4 ay sonrasından karar tarihine kadar faiz yürütülmesi gerekirken, infazda tereddüt yaratacak şekilde hüküm kurulması, Doğru değilse de; bu yanılgının giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, Gerekçeli kararın hüküm fıkrasının faize ilişkin 6. parağrafının tümüyle çıkartılmasına, yerine (Acele kamulaştırma dosyası ile tespit edilen bedel ödenmiş ise; tespit edilen kamulaştırma bedelinden mahsup edildikten sonra, kalan fark bedel olan 37.616,64-TL'ye...
Şöyle ki; 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine 6459 sayılı Yasanın 6. maddesi ile eklenen hüküm uyarınca, dört ay içerisinde sonuçlandırılamayan davada, acele el koyma bedelinin davalı tarafa bedel tespiti ve tescil davasından önce veyahut bu dava açıldıktan itibaren 4 aylık süre içinde ödenip ödenmediği tespit edilerek, ödenmemiş ise tespit edilen bedelin tamamına, ödenmiş ise tespit edilen bedelden acele el koyma bedelinin mahsubundan sonra kalan fark bedele dava tarihinden 4 ay sonrasından karar tarihine kadar faiz yürütülmesi gerekirken, infazda tereddüt yaratacak şekilde hüküm kurulması, Doğru değilse de; bu yanılgının giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, Gerekçeli kararın hüküm fıkrasının faize ilşkin 6. parağrafının tümüyle çıkartılmasına, yerine (Acele kamulaştırma dosyası ile tespit edilen bedel ödenmiş ise; tespit edilen kamulaştırma bedelinden mahsup edildikten sonra, kalan fark bedel olan 22.854,88-TL'ye...
Asliye Hukuk Mahkemesinin 2009/96-2010/342 sayılı dosyasında bedel tesbiti ve tescil istemli açılan davada; kısmi kamulaştırma nedeniyle taşınmazın arta kalan ve teknik bilirkişi raporuna göre A ve C harfleri ile gösterilen toplam 7388.15m22lik bölümünde % 15 oranında değer azalışı olacağının kabulü ile bedel belirleyen 18.01.2010 tarihli bilirkişi raporunun hükme esas alındığı, davanın bu yönüyle kabulüne dair hükmün Dairemiz denetiminden geçerek 20.10.2011 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır....
Ancak; 1- Dava konusu taşınmazın kamulaştırma bedeli 591.588,54- TL tespit edilip bu bedel bloke olduğu halde kamulaştırma bedelinin 538.864,18- TL olarak belirtilmesi, 2- Bloke edilen fark bedel 52.724,36- TL'nin istinafa gelen davalılar T6 ve T3 ödenmesi kısa kararda hüküm altına alındığı halde gerekçeli kararda hüküm altına alınmaması, 3- İlk karar tespit edilen 538.864,18- TL ye 28/04/2017 tarihinden mahkemenin ilk karar tarihine kadar, fark bedel 52.724,36- TL ye 28/04/2017 tarihinden mahkemenin son karar tarihine kadar faiz işletilmesi gerektiğinin düşünülmemesi, 4- Taşınmazın 1340 parsel iken karardan önce kamulaştırma nedeniyle ifrazen kamulaştırılan kısım 3499 parsel olarak davacı idare adına tescil olduğu halde hüküm kısmında eski parselin 1341 parsel olarak hatalı yazılması ve davacı idare adına 3499 parsel olarak tescil yapıldığından tescil yönünden hüküm kurulmaması gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması, Doğru değil ise de; bu yanılgının giderilmesi yeniden yargılama...
İlk derece mahkemesince; idare mahkemesinin kararı doğrultusunda, davanın konusuz kaldığından bahisle karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş ise de; yukarıda ayrıntılı olarak açıklandığı üzere, kamulaştırma kararı, kamu yararı kararının yetkili merci tarafından alınmasından ve alınan bu kararın da yetkili merci tarafından onaylanmasında sonra alınmış bitmiş olur. Başka bir deyişle kamu yararı kararı kamulaştırma kararı demektir. Bu aşamadan sonra yapılan işlemler kamulaştırma işlemlerinin tamamlanması yani, bedelin tespit edilerek, taşınmazın idare adına tescili için yapılacak işlemler olup, kamulaştırma kararı ile bir ilgisi yoktur. Bu işlemler tamamlanmadan mahkemeden bedel tespit istenemez....
Tespit edilen bu bedel, Türkiye İstatistik Kurumu tarafından açıklanan Yurt İçi Üretici Fiyat Endeksi (Yİ-ÜFE) tablosundaki aylık değişim oranları esas alınmak suretiyle dava tarihi itibarıyla güncellenir ve ortaya çıkan bedel hak sahibine ödenir. (Ek cümle:9/6/2021- 7327/20 md.) Bu hüküm, tebliği dâhil eksik veya hatalı kamulaştırma işlemleri bulunmasına rağmen idare adına tescil edilmiş olan taşınmazlar hakkında da uygulanır."...
Dava konusu taşınmazın değerlendirme tarihi olan 2018 yılına ait İlçe Tarım Müdürlüğü resmi verileri dosyaya getirtilip, bu veriler esas alınarak bedel tespit edilmesi gerekirken, bir önceki yılın verileri esas alınarak bedel tespit edilmesi, 2- Dava konusu taşınmazın bilirkişi raporunda yazılı özelliklerine göre; Kamulaştırma Kanununun 11/1- i maddesi uyarınca gelir metoduna göre tespit edilen metrekare birim fiyatına %200 oranında objektif değer arttırıcı unsur ilave edilmesi gerekirken, bilirkişi kurulunca daha düşük oranda belirlenen objektif değer artışına göre bedel tespit edilmesi, Doğru olmadığı gibi, 3- 27.11.2020 tarihli resmi gazetede yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 16/07/2020 tarih ve 2018/104- 2020/39 sayılı kararıyla, 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 7139 sayılı Yasa ile değişik 10'uncu maddesinin sekizinci fıkrasının dördüncü cümlesinde yer alan "... idarenin kıymet takdir komisyonunca tespit ettiği bedel, peşin ve nakit olarak hak sahibi adına, kalanı ise bedele ilişkin...
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE Dava, Kamulaştırma Bedelinin Tespiti ve Tescil istemine ilişkindir. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda taşınmaz, arazi vasfında kabul edilerek taşınmaza değer biçilmiştir. Mahkemece öncelikle dava konusu taşınmazın niteliği doğru tespit edildikten sonra tespit edilen niteliğine göre Kamulaştırma Kanunu' nun 11.maddesine göre değer tespitinin yapılması gerekir. Dava konusu taşınmazın tapu kaydı incelendiğinde Mersin ili, Mut ilçesi, Elbeyli mahallesi 106 ada 14 parsel sayılı taşınmaza yol yapılması sebebiyle bedel tespiti ve tescili talep edilmiş olup, dava konusu taşınmazın tarım arazisi olduğu, münavebe sistemine göre bedel tespit edildiği görülmüştür. Dava konusu taşınmaz imar planı kapsamında olmayıp, bedelinin tarımsal arazi kabul edilerek bedel tespiti yöntem olarak doğrudur....
Taraflar arasındaki Kamulaştırma bedel tespiti ve tescil davasının yapılan yargılaması sonunda ilk derece mahkemesince verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş, dairemizce yapılan incelemede hükme esas alınan bilirkişi raporunda objektif değer artış oranının % 300 olarak uygulanması gerektiği gözetilmeksizin hesaplama yapıldığı anlaşıldığından bu eksiklik Dairemizce giderilerek; 47,52 TL x 4 = 190,34 XX 682,93 m2 x 190,08 TL Toplam Bedel =33.250,69 TL. Yatan Bedel = 33.250,69 T.L-29.094,36 TL. Fark Bedel = 4.156,33 TL bulunmuştur. Belirlenen 4.156,33 TL kamulaştırma fark bedelinin depo edildiğine ilişkin dekontun ibraz edildiğinin anlaşılmış olması karşısında ilk derece mahkeme kararının kaldırılarak, HMK m.353/1.b-2 gereğince yeniden hüküm kurularak açılan Bedel Tespit ve Tescil davasının kabulüne ilişkin karar vermek gerekmiştir....
Tespit edilen bu bedel, Türkiye İstatistik Kurumu tarafından açıklanan Yurt İçi Üretici Fiyat Endeksi (Yİ-ÜFE) tablosundaki aylık değişim oranları esas alınmak suretiyle dava tarihi itibarıyla güncellenir ve ortaya çıkan bedel hak sahibine ödenir. (Ek cümle:9/6/2021- 7327/20 md.) Bu hüküm, tebliği dâhil eksik veya hatalı kamulaştırma işlemleri bulunmasına rağmen idare adına tescil edilmiş olan taşınmazlar hakkında da uygulanır."...