Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Asliye Hukuk Mahkemesinin 2009/96-2010/342 sayılı dosyasında bedel tesbiti ve tescil istemli açılan davada; kısmi kamulaştırma nedeniyle taşınmazın arta kalan ve teknik bilirkişi raporuna göre A ve C harfleri ile gösterilen toplam 7388.15m22lik bölümünde % 15 oranında değer azalışı olacağının kabulü ile bedel belirleyen 18.01.2010 tarihli bilirkişi raporunun hükme esas alındığı, davanın bu yönüyle kabulüne dair hükmün Dairemiz denetiminden geçerek 20.10.2011 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır....

    İlk derece mahkemesince; idare mahkemesinin kararı doğrultusunda, davanın konusuz kaldığından bahisle karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş ise de; yukarıda ayrıntılı olarak açıklandığı üzere, kamulaştırma kararı, kamu yararı kararının yetkili merci tarafından alınmasından ve alınan bu kararın da yetkili merci tarafından onaylanmasında sonra alınmış bitmiş olur. Başka bir deyişle kamu yararı kararı kamulaştırma kararı demektir. Bu aşamadan sonra yapılan işlemler kamulaştırma işlemlerinin tamamlanması yani, bedelin tespit edilerek, taşınmazın idare adına tescili için yapılacak işlemler olup, kamulaştırma kararı ile bir ilgisi yoktur. Bu işlemler tamamlanmadan mahkemeden bedel tespit istenemez....

    Dava konusu taşınmazın değerlendirme tarihi olan 2018 yılına ait İlçe Tarım Müdürlüğü resmi verileri dosyaya getirtilip, bu veriler esas alınarak bedel tespit edilmesi gerekirken, bir önceki yılın verileri esas alınarak bedel tespit edilmesi, 2- Dava konusu taşınmazın bilirkişi raporunda yazılı özelliklerine göre; Kamulaştırma Kanununun 11/1- i maddesi uyarınca gelir metoduna göre tespit edilen metrekare birim fiyatına %200 oranında objektif değer arttırıcı unsur ilave edilmesi gerekirken, bilirkişi kurulunca daha düşük oranda belirlenen objektif değer artışına göre bedel tespit edilmesi, Doğru olmadığı gibi, 3- 27.11.2020 tarihli resmi gazetede yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 16/07/2020 tarih ve 2018/104- 2020/39 sayılı kararıyla, 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 7139 sayılı Yasa ile değişik 10'uncu maddesinin sekizinci fıkrasının dördüncü cümlesinde yer alan "... idarenin kıymet takdir komisyonunca tespit ettiği bedel, peşin ve nakit olarak hak sahibi adına, kalanı ise bedele ilişkin...

    İlk derece mahkemesince; idare mahkemesinin kararı doğrultusunda, davanın konusuz kaldığından bahisle karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş ise de; yukarıda ayrıntılı olarak açıklandığı üzere, kamulaştırma kararı, kamu yararı kararının yetkili merci tarafından alınmasından ve alınan bu kararın da yetkili merci tarafından onaylanmasında sonra alınmış bitmiş olur. Başka bir deyişle kamu yararı kararı kamulaştırma kararı demektir. Bu aşamadan sonra yapılan işlemler kamulaştırma işlemlerinin tamamlanması yani, bedelin tespit edilerek, taşınmazın idare adına tescili için yapılacak işlemler olup, kamulaştırma kararı ile bir ilgisi yoktur. Bu işlemler tamamlanmadan mahkemeden bedel tespit istenemez....

    Ancak; 1- Dava konusu taşınmazın kamulaştırma bedeli 591.588,54- TL tespit edilip bu bedel bloke olduğu halde kamulaştırma bedelinin 538.864,18- TL olarak belirtilmesi, 2- Bloke edilen fark bedel 52.724,36- TL'nin istinafa gelen davalılar T6 ve T3 ödenmesi kısa kararda hüküm altına alındığı halde gerekçeli kararda hüküm altına alınmaması, 3- İlk karar tespit edilen 538.864,18- TL ye 28/04/2017 tarihinden mahkemenin ilk karar tarihine kadar, fark bedel 52.724,36- TL ye 28/04/2017 tarihinden mahkemenin son karar tarihine kadar faiz işletilmesi gerektiğinin düşünülmemesi, 4- Taşınmazın 1340 parsel iken karardan önce kamulaştırma nedeniyle ifrazen kamulaştırılan kısım 3499 parsel olarak davacı idare adına tescil olduğu halde hüküm kısmında eski parselin 1341 parsel olarak hatalı yazılması ve davacı idare adına 3499 parsel olarak tescil yapıldığından tescil yönünden hüküm kurulmaması gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması, Doğru değil ise de; bu yanılgının giderilmesi yeniden yargılama...

    DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE Dava, Kamulaştırma Bedelinin Tespiti ve Tescil istemine ilişkindir. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda taşınmaz, arazi vasfında kabul edilerek taşınmaza değer biçilmiştir. Mahkemece öncelikle dava konusu taşınmazın niteliği doğru tespit edildikten sonra tespit edilen niteliğine göre Kamulaştırma Kanunu' nun 11.maddesine göre değer tespitinin yapılması gerekir. Dava konusu taşınmazın tapu kaydı incelendiğinde Mersin ili, Mut ilçesi, Elbeyli mahallesi 106 ada 14 parsel sayılı taşınmaza yol yapılması sebebiyle bedel tespiti ve tescili talep edilmiş olup, dava konusu taşınmazın tarım arazisi olduğu, münavebe sistemine göre bedel tespit edildiği görülmüştür. Dava konusu taşınmaz imar planı kapsamında olmayıp, bedelinin tarımsal arazi kabul edilerek bedel tespiti yöntem olarak doğrudur....

    Hukuk Dairesi'nin denetiminden geçen aynı kamulaştırma kapsamında açılan bedel tespit ve tescil davası dosyasında mevcut Gıda, Tarım ve Hayvancılık İlçe Müdürlüğü verilerine göre zeytinin veriminin 500 kg., ortalama toptan satış fiyatının 2,00 TL/kg. kabul edilerek hesaplama yapılıp, bedel tespit edilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi, 2-Dava konusu taşınmaz kuru arazi niteliğinde olduğundan, kapitalizasyon faizinin % 5 oranında uygulanması gerekirken, bu oranın % 6 kabulü suretiyle bedel tespiti, 3-Dava konusu taşınmazların konumu, bilirkişi raporlarında yazılı özellikleri gözönünde bulundurulduğunda, objektif değer arttırıcı unsur oranının % 100 olacağı gözetilmeden, yazılı şekilde eksik bedel tespiti, Doğru görülmemiştir....

      Tespit edilen bu bedel, Türkiye İstatistik Kurumu tarafından açıklanan Yurt İçi Üretici Fiyat Endeksi (Yİ-ÜFE) tablosundaki aylık değişim oranları esas alınmak suretiyle dava tarihi itibarıyla güncellenir ve ortaya çıkan bedel hak sahibine ödenir. (Ek cümle:9/6/2021- 7327/20 md.) Bu hüküm, tebliği dâhil eksik veya hatalı kamulaştırma işlemleri bulunmasına rağmen idare adına tescil edilmiş olan taşınmazlar hakkında da uygulanır."...

      Ancak; 1-Birleşen bedel tespit- tescil dosyasının değerlendirme tarihi olan 06/06/2014 yerine, kamulaştırmasız el atma ve tazminat davasının değerlendirme tarihi olan 07/05/2013 tarihi itibariyle değer belirleyen rapor esas alınarak eksik inceleme ile karar verilmesi, 2-Bedel tespit-tescil davasında karar verilince birleşen tazminat davası hakkında konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerektiğinin düşünülmemesi, Doğru görülmemiştir. Taraf vekillerinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle H.U.M.K.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harcının Hazineye irad kaydedilmesine, 27/10/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....

        Ancak; 1-Acele el koyma dosyasında tespit edilip davalı adına bankaya yatırılan bedelin, bedel tespit ve tescil davasında mahkemece hüküm altına alınan bedelden yüksek olduğu, bu nedenle faiz uygulanmasına gerek bulunmadığı dikkate alınmadan tespit edilen kamulaştırma bedeline, 6459 sayılı Yasa ile değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10/9. fıkrası uyarınca, davanın açılma tarihinden dört ay sonraki günden itibaren başlamak üzere kanuni faiz uygulanması, 2-İdarece davalı adına bozma öncesi bankaya yatırılan bedel ile bilirkişi raporunda tespit edilip hükme esas alınan bedel arasındaki farkın (idarece fazladan yatırılmış olan paranın) davalı tarafça bankadan çekilmesine kadar varsa işlemiş olan mevduat faizi ile birlikte davacı idareye ödenmesine karar verilmesi gerekirken, hükmedilen kamulaştırma bedeline dava tarihinden dört ay sonraki günden itibaren işletilecek yasal faizin düşüldükten sonra davacıya iadesine karar verilmesi, Doğru değil ise de; bu yanılgıların giderilmesi...

          UYAP Entegrasyonu