Bu durumda; Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 16.05.1956 gün ve 1/6 sayılı kararı ile HGK.nun 15.12.2010 gün ve 2010/5- 662/651 sayılı kararı da gözetildiğinde, uzun yıllar programa alınmayan imar planının hayata geçirilmemesi nedeniyle kamulaştırma ya da takas cihetine gitmeyen davalı İdarece, pasif ve suskun kalınmak ve işlem tesis edilmemek suretiyle taşınmaza müdahale edildiği; bu haliyle İdarenin eyleminin, mülkiyet hakkının özüne dokunan ve onu ortadan kaldıran bir niteliğe sahip olduğu bu şekilde kamulaştırmasız el koyma olgusunun gerçekleştiğinin kabulü gerekir. Kamulaştırmasız el koyma olgusunun varlığının doğal sonucu, İdarenin hukuka aykırı eylemiyle mülkiyet hakkı engellenen taşınmaz mal sahibi davacının, dava yoluyla kamulaştırmasız el koyma hükümleri doğrultusunda mülkiyetin bedele çevrilmesini, eş söyleyişle idareden değer karşılığının verilmesini isteyebileceği açıktır....
Davacı vekili bilahare ibraz ettiği talep artırım dilekçesiyle, kamulaştırmasız el atma nedeniyle tazminat bedelinin 2.984.760,74- TL olarak tespiti ile Silivri 3.ASHM'nin 2017/8 D.İş sayılı acele el koyma dosyasında depo kararı verilen 2.620.570,08- TL'nin mahsubu ile bakiye kalan 364.190,66- TL tazminatı ile 82.434,43 TL erimisil bedelinin haksız el koyma tarihinden itibaren işleyecek işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı idareden alınarak davacı tarafa verilmesine karar verilmesini istediklerini bildirmiştir....
Dava konusu taşınmazlarla ilgili kamulaştırma bedelinin tesipiti ve tescil davaları açıldığına göre, öncelikle kamulaştırma bedelinin tespiti ve tescil davası sonuçlandırılıp, bedelin blokesi ve davanın kabulü halinde, kamulaştırmasız el atma davası konusuz kalacağından bu yönde karar verilmesi, tespit ve tescil davasının sonuçsuz kalması halinde ise; el atma davasının kabulü ile acele el koyma kararı ile ödenen bedellerin el atma bedelinden mahsubu ile karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeye dayalı hüküm kurulması, Doğru görülmemiştir. Davalı idare vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle H.U.M.K.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harcının Hazineye irad kaydedilmesine, 06/10/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Ancak; 1-Dosyadaki bilgi ve belgeler ile özellikle mahkemece yapılan keşif sonucu alınan 24.09.2013 tarihli kadastro bilirkişi raporundan; Y3 ve Y9 ile gösterilen 125,48 ve 73,57 m² lik bölümlere fiilen yol olarak el konulduğu anlaşıldığından bu kısımların da bedeline hükmedilmesi gerekirken, eksik inceleme ile davanın kısmen kabulüne karar verilmesi, Bundan ayrı; 2-2942 Sayılı Kamulaştırma Kanununun 6487 sayılı Kanunla değiştirilen Geçici 6.maddesinin onikinci ve onüçüncü fıkraları 13.03.2015 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 13.11.2014 tarih, 2013/95 Esas ve 2014/176 Karar sayılı kararıyla iptal edildiğinden; 04.11.1983 tarihinden sonra el atılan taşınmazlar yönünden, kamulaştırmasız el koyma nedeniyle açılan davalarda, mahkeme ve icra harçları ile her türlü vekalet ücretinin nispi olarak uygulanması gerektiğinin düşünülmemesi, Doğru görülmemiştir....
Hukuk Dairesi Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili için açılan ilk davada saklı tutulan bölümün tahsili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kısmen kabulüne ilişkin verilen ilk derece mahkemesinin kararına karşı taraf vekillerinin istinaf başvurusu üzerine Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 14.Hukuk Dairesince istinaf isteminin davalı idare yönünden esastan reddine, davacılar yönünden ise kabulü ile HMK'nun 353/1-b-3 maddesi uyarınca esas hakkında yeniden karar verilmesine dair yukarıda gün ve sayıları yazılı kararının Yargıtay'ca incelenmesi taraf vekillerince verilen dilekçeler ile istenilmiş olmakla dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü: - K A R A R - Kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili için açılan ilk davada saklı tutulan bölümün tahsili istemine ilişkindir....
dava kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkindir....
taşınmazın davacı idare adına tescili, birleşen dava kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkindir....
taşınmazın davacı idare adına tescili, birleşen dava kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkindir....
tescili, birleşen dava kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkindir....
Ancak; Dava konusu taşınmazın, tespit edilen bedelinden, acele el koyma dosyasında bloke edilen kısmın mahsup edilmesi gerektiğinin düşünülmemesi, Doğru değilse de; bu yanılgının giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, Gerekçeli kararın hüküm fıkrasının (B1) harfi ile gösterilen bendindeki (TESPİTİNE) kelimesinden sonra yazılan bölümün tümüyle çıkartılmasına, yerine (tespit edilen bedelden, acele el koyma dosyasında bloke edilen 4.473,17 TL davalı tarafa ödenmiş ise, bu bedelin mahsubundan sonra kalan 28.981,45 TL'nin, ödenmemiş ise 33.454,62 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı idareden alınarak davacı tarafa verilmesine,) cümlesinin yazılmasına, Hükmün böylece DÜZELTİLEREK ONANMASINA, peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harcının Hazineye irad kaydedilmesine, 18/12/2017gününde oybirliğiyle karar verildi....