Başkanlığına ait olup olmadığı, buranın otopark olarak işletilip işletilmediği ve kim tarafından otopark olarak kullanıldığı, el koymanın kalıcı bir el koyma olup olmadığı, hangi kamu amacına hizmet ettiği araştırılarak söz konusu el koymanın davalı ......
Bu durumda; Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 16.05.1956 gün ve 1/6 sayılı kararı ile HGK’nun 15.12.2010 gün ve 2010/5-662/651 sayılı kararı da gözetildiğinde, uzun yıllar programa alınmayan imar planının hayata geçirilmemesi nedeniyle kamulaştırma ya da takas cihetine gitmeyen davalı İdarece, pasif ve suskun kalınmak ve işlem tesis edilmemek suretiyle taşınmaza müdahale edildiği; bu haliyle İdarenin eyleminin, mülkiyet hakkının özüne dokunan ve onu ortadan kaldıran bir niteliğe sahip olduğu bu şekilde kamulaştırmasız el koyma olgusunun gerçekleştiğinin kabulü gerekir. Kamulaştırmasız el koyma olgusunun varlığının doğal sonucu, İdarenin hukuka aykırı eylemiyle mülkiyet hakkı engellenen taşınmaz mal sahibi davacının, dava yoluyla kamulaştırmasız el koyma hükümleri doğrultusunda mülkiyetin bedele çevrilmesini, eş söyleyişle idareden değer karşılığının verilmesini isteyebileceği açıktır....
Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/217 Esas 2017/455 karar nolu dosyası ile acele el koyma kararı alındığını beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesi tarafından; " Dosya içerisinde yer alan Van 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/217 E. Sayılı Acele el koyma davasının incelenmesinde dava konusu parsele yönelik acele el koyma davasının 08/03/2017 tarihinde açıldığı ve 17/05/2017 tarihinde karar verildiği, Yargıtayın yerleşik uygulamalarına göre acele el koyma davalarının neticelenmesinden sonra 6 aylık makul süre içerisinde idare tarafından bedel tespiti ve tescil davasının açılmaması halinde kamulaştırmasız el atma nedeniyle tazminat davası açılabileceğinin, iş bu davanın 12/06/2017 tarihinde acele el koyma davasının karara bağlanmasından yaklaşık 1 ay sonra açılması nedeni ile makul sürenin dolmadığı gerekçesi ile davanın reddine " Karar verilmiştir....
Hemen belirtilmelidir ki, kamulaştırmasız el koyma nedeniyle tazminat davalarında, dava tarihine göre belirlenen taşınmaz bedelinin tahsiline ve bu tarih itibariyle faize hükmedildiğinden; mal sahibinin kamulaştırmasız el koymaya dayalı tazminat davası ile birlikte ve ya ayrıca, kamulaştırmasız el koyma nedeniyle tazminat dava tarihinden geriye doğru süre için ecrimisil davası açabileceği, kamulaştırmasız el atma nedeniyle tazminat dava tarihinden geriye doğru belirlenen ecrimisilin hüküm altına alınması gerekeceği tazminat dava tarihinden sonraki dönem için yasal faize hükmedilmesi sebebi ile ayrıca ecrimisil davası açılamayacağı kuşkusuzdur. Ne var ki, mahkemece, dava konusu 13 parsel sayılı taşınmazın yol olarak kullanılan 5259,14 m²'lik bölümü yönünden kamulaştırmasız el atma nedeniyle tazminat dava tarihinden sonraki döneme ilişkin olarak, 2007 , 2008, 2009, 2010 ve 2011 yılları için belirlenen toplam 5.268,30 TL ecrimisilin hüküm altına alındığı görülmektedir....
Mahkemece kamulaştırmasız el atma nedeniyle tazminat talebi yönünden karar verilmesine yer olmadığına, ecrimisil talebi yönünden davanın ve birleştirilen davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı idare vekilince temyiz edilmiştir. 1-Dava konusu taşınmazlara ilişkin idarenin Kamulaştırma Kanununun 27. maddesi uyarınca acele el koyma talep ettiği ve 17.06.2011 tarihinde Mahkemece el koyma kararı verildiği anlaşıldığından, davalı idarenin bu durumda haksız el atmasından bahsedilemeyeceği düşünülmeksizin acele el koyma tarihinden itibaren istenilen ecrimisil talebinin reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde kabulüne karar verilmesi, 2-Tapu maliki ve dava açan kişi Esme Korkmaz olduğu halde, gerekçeli karar başlığında davacı olarak Alettin Korkmaz adının yazılması, Doğru görülmemiştir....
Mahkemece kamulaştırmasız el atma nedeniyle tazminat talebi yönünden karar verilmesine yer olmadığına, ecrimisil talebi yönünden davanın ve birleştirilen davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı idare vekilince temyiz edilmiştir. 1-Dava konusu taşınmazlara ilişkin idarenin Kamulaştırma Kanununun 27. maddesi uyarınca acele el koyma talep ettiği ve 17.06.2011 tarihinde Mahkemece el koyma kararı verildiği anlaşıldığından, davalı idarenin bu durumda haksız el atmasından bahsedilemeyeceği düşünülmeksizin acele el koyma tarihinden itibaren istenilen ecrimisil talebinin reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde kabulüne karar verilmesi, 2-Tapu maliki ve dava açan kişi Esme Korkmaz olduğu halde, gerekçeli karar başlığında davacı olarak A.. K.. adının yazılması, Doğru görülmemiştir....
Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Dosyanın incelenmesiyle; dava dışı EPDK tarafından dava konusu taşınmazlardan 373 parsel hakkında 14.10.2009 talep tarihli dilekçe ile Kamulaştırma Kanunu 27.maddesi uyarınca acele el koyma bedelinin tespitinin istendiği ve mahkemece 02.11.2009 tarihinde acele el konulmasına karar verildiği; aynı taşınmazla ilgili 19.10.2011 tarihinde kamulaştırma bedelinin tespiti istemiyle dava açıldığı, EPDK'nın kamulaştırmadan vazgeçmesi nedeniyle davanın konusu kalmadığından reddine karar verildiği; aynı taşınmazla ilgili 01.08.2012 tarihli acele kamulaştırma yoluyla el konulması ve bedelinin tespiti istenmiş, davacı ......
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Dava kamulaştırmasız el atmadan kaynaklanan tazminat ve ecrimisil istemine ilişkindir. Dosya kapsamından davaya konu taşınmaza 2016 yılında el atıldığı, ancak kamulaştırma işleminin yapılmadığı anlaşılmıştır. Kamulaştırmasız el atmadan kaynaklanan tazminat davalarında, Kamulaştırma Kanununun değer biçmeye ilişkin hükümleri kıyasen uygulanır. Kamulaştırmasız el atma talebinde bulunabilmek için idarenin taşınmaza hukuken veya fiilen el atması ve sahibinin tasarrufunu engellemesi gerekir....
Bu durumda; Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 16.05.1956 gün ve 1/6 sayılı kararı ile HGK.nun 15.12.2010 gün ve 2010/5-662/651 sayılı kararı da gözetildiğinde, uzun yıllar programa alınmayan imar planının hayata geçirilmemesi nedeniyle kamulaştırma ya da takas cihetine gitmeyen davalı İdarece, pasif ve suskun kalınmak ve işlem tesis edilmemek suretiyle taşınmaza müdahale edildiği; bu haliyle İdarenin, mülkiyet hakkının özüne dokunan ve onu ortadan kaldıran bu eylemi ile kamulaştırmasız el koyma olgusunun gerçekleştiğinin kabulü gerekir. Kamulaştırmasız el koyma olgusunun varlığının doğal sonucu, İdarenin hukuka aykırı eylemiyle mülkiyet hakkı engellenen taşınmaz mal sahibi davacının, dava yoluyla kamulaştırmasız el koyma hükümleri doğrultusunda mülkiyetin bedele çevrilmesini, eş söyleyişle idareden değer karşılığının verilmesini isteyebileceği açıktır....
Bu durumda; Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 16.05.1956 gün ve 1/6 sayılı kararı ile HGK.nun 15.12.2010 gün ve 2010/5-662/651 sayılı kararı da gözetildiğinde, uzun yıllar programa alınmayan imar planının hayata geçirilmemesi nedeniyle kamulaştırma ya da takas cihetine gitmeyen davalı İdarece, pasif ve suskun kalınmak ve işlem tesis edilmemek suretiyle taşınmaza müdahale edildiği; bu haliyle İdarenin, mülkiyet hakkının özüne dokunan ve onu ortadan kaldıran bu eylemi ile kamulaştırmasız el koyma olgusunun gerçekleştiğinin kabulü gerekir. Kamulaştırmasız el koyma olgusunun varlığının doğal sonucu, İdarenin hukuka aykırı eylemiyle mülkiyet hakkı engellenen taşınmaz mal sahibi davacının, dava yoluyla kamulaştırmasız el koyma hükümleri doğrultusunda mülkiyetin bedele çevrilmesini, eş söyleyişle idareden değer karşılığının verilmesini isteyebileceği açıktır....