İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Kamulaştırma bedelinin yüksek olduğunu, dava konusu taşınmazın yapılan kamulaştırma neticesi sulu arazi haline geldiğini, %4 oranında kapitalizasyon faiz oranının isabetsiz olduğunu, münavebeye esas alınan ürünlerin maliyetlerinin düşük, fiyat ve verim miktarlarının yüksek alındığını, tapu kaydında yer alan sınırlandırmaların kamulaştırma bedeline yansıtılmadığını, yasal faiz ve yargılama giderlerinden sorumlu tutulmamaları gerektiğini belirterek yerel mahkeme kararının itirazları doğrultusunda kaldırılmasını talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE Dairemizce HMK'nın 355. maddesi kapsamında istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle ve kamu düzenine ilişkin hükümlerle sınırlı olmak üzere yapılan inceleme neticesinde; Taraflar arasındaki dava, 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. Maddesinden kaynaklanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve tescil istemine ilişkindir....
HUKUKİ DEĞERLENDİRME: Dosyanın incelenmesinden; davacının … Belediyesinin mülkiyetinde bulunan taşınmazda adına düzenlenen tapu tahsis belgesinin tapuya dönüştürülmesi istemiyle yaptığı başvurunun ve imar af başvuru dosyasının belediye encümenince incelenerek; yeminli özel teknik büro tarafından düzenlenen değerlendirme raporu ve ödeme makbuzundan 200.000 TL olarak belirlenen arsa bedelinin davacı tarafından 17.000 TL'sinin ödendiğinin tespit edildiği, taşınmazın bu kısma karşılık gelen miktarı dışında kalan kısmı için Kıymet Takdir Komisyonunca m²'si 800,00-TL den toplam 375.920,00-TL hesaplanan bedelin ödenmesinden sonra tapuya dönüştürme isteminin karşılanacağı yönünde belediye encümeni kararının alındığı, davacı tarafından arsa bedelinin yüksek belirlendiği, düşürülmesi gerektiğinden bahisle dava konusu encümen kararının iptali istemiyle bakılan davanın açıldığı, söz konusu değerlendirme raporunda arsa bedelinin belirlendiği, ilk takside karşılık gelen 17.000 TL nin ödendiği (28.07.1987...
Bunun dışında davacının herhangi bir karineden istifade etme olanağı yasal olarak mevcut olmayıp davacı para alacağını zamanında tahsil etmesi halinde ne şekilde kullanacağını, paranın zamanında verilmemesi nedeniyle faiz dışında ne gibi maddi zararlarının oluştuğunu; somut delillerle ispat edemediğinden munzam zarar istemine ilişkin davanın reddine karar verilmesinin usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesiyle davacılar vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir. V. TEMYİZ A. Temyiz Yoluna Başvuranlar Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur. B. Temyiz Sebepleri Davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar etmiştir. C. Gerekçe 1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme Uyuşmazlık, ... olarak kamulaştırmasız el atma nedeniyle tazminat bedelinin geç ödenmesinden kaynaklanan munzam zararın tahsili hususundadır. 2....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Kamulaştırma bedelinin yüksek olduğunu, %4 olarak uygulanan kapitalizasyon faiz oranının isabetsiz olup tarım verilerinin davacı idare aleyhine uygulandığını, motopomp giderlerinin de sulama giderlerine eklenmesi gerektiğini, taşınmazın askeri yasak bölgede yer alması nedeniyle değer düşüklüğü oluşacağını objektif değer artışı uygulamasının soyut ve afaki bulunduğunu, kamulaştırma bedeline işletilen yasal faizin, faizin başlangıç ve bitin tarihlerinin isabetsiz olup kamulaştırma bedelinin büyük kısmının acele kamulaştırma sırasında ödendiğini, vadeli hesaba yatırılan bedele karar tarihine kadar faiz işletilebileceğini, ve ayrıca faizin tahsiline ilişkin hüküm kurulamayacağını, davacı idare lehine vekalet ücreti verilmesini, tescil kararının kesin olduğunun belirtilmemesinin de usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek yerel mahkeme kararının itirazları doğrultusunda kaldırılmasını talep etmiştir....
çağrı için gerekli tebligatın yapıldığını, ancak davalılar ile uzlaşmanın sağlanamamış olması sebebiyle dava konusu taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespit edilmesi ve taşınmazın her türlü takyidatın tapu kaydından temizlenerek müvekkili idare adına tapuya tesciline karar verilmesi zorunluğu doğduğunu, dava konusu taşınmaz hakkında talepleri üzerine Anamur Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/495 D.İş esas sayılı dosyası ile acele kamulaştırma kararı verildiğini, acele kamulaştırma bedelinin dava tarihinde taşınmaz maliki olarak tapuda görünen davalı adına bankaya bloke edildiğini, söz konusu dosyanın celbini ve acele kamulaştırma bedelinin dikkate alınmasını talep ettiklerini belirterek açıklanan bu nedenlerle Mersin İli, Anamur İlçesi, Ormancık mahallesi (eski 185 parsel) yeni 250 ada 35 parsel ve 250 ada 38 parsel sayılı parselde kayıtlı taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespitine ve taşınmazın T1 adına tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 13/10/2020 NUMARASI : 2018/212 ESAS 2020/940 KARAR DAVA KONUSU : Kamulaştırma (Kamulaştırma Bedelinin Taksitle Ödenmesinden Kaynaklanan Faiz Nedeniyle) KARAR : Menemen 2....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; bilirkişi raporunun taraflarına tebliğ edilmediğini, Kamulaştırma bedelinin yüksek olduğunu, kapitalizasyon faiz oranının %6 alınmasını, taşınmazın sulu olmadığını, terkine karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu, kurulan tescil hükmünün takyidatlardan arındırılmış şekilde kurulmadığını, yargılamanın gecikmesine kendileri sebep olmadığından kamulaştırma bedeline yasal faiz uygulanamayacağını, lehlerine vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğini, yerel mahkeme kararının itirazları doğrultusunda kaldırılmasını talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE Dairemizce HMK'nın 355. maddesi kapsamında istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle ve kamu düzenine ilişkin hükümlerle sınırlı olmak üzere yapılan inceleme neticesinde; Taraflar arasındaki dava, 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. Maddesinden kaynaklanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve tescil istemine ilişkindir....
, işin önem ve aciliyeti nedeniyle dava konusu taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespiti ile dava konusu taşınmazın Dsi Genel Müdürlüğü adına tesciline, ücreti vekaletin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Bölüm kararı da göz önüne alınarak, kamulaştırma bedeline 09.06.2010 tarihinden, karar tarihine kadar geçen süre için yasal faiz yürütülmesi gerektiğinden, Gerekçeli kararın; a) Hüküm fıkrasının 3. bendinin çıkartılmasına, yerine (Alınması gerekli 24,30-TL karar harcının davacı idareden tahsili ile Hazineye irad kaydına,) b) Hüküm fıkrasına ayrı bir bent olarak (Tespit edilen kamulaştırma bedelinin ilk karar ile ödenmesine hükmedilen 25.166,76 TL lik bölümüne 09.06.2010 tarihinden, ilk karar tarihi olan 28.07.2010 tarihine, 542,74-TL'lik ek kamulaştırma bedeline ise 09.06.2010 tarihinden, ikinci karar tarihi olan 10.04.2013 tarihine kadar geçen süre için yasal faiz uygulanmasına) Cümlelerinin yazılmasına, Hükmün böylece DÜZELTİLEREK ONANMASINA, davalıdan peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine, davacı idareden peşin alınan temyiz ve taraflardan peşin alınan temyize başvurma harçlarının Hazineye irad kaydedilmesine, 29.01.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Dairemizde yapılan görüşmeler sırasında davacıların talebi her ne kadar Kamulaştırma Kanunun 10. maddesi uyarınca hüküm altına alınmayan faiz alacağının tahsili istemine ilişkin ise de; faiz alacağı davası ayrı bir dava olup kamulaştırma bedelinin tespit ve tescil davası olarak nitelendirilemeyeceğinden Anayasa Mahkemesinin iptal kararının burada uygulanmayacağı dolayısıyla ilk derece mahkemesi kararının kesin olması nedeniyle istinaf isteminin HMK'nın 352. maddesi uyarınca reddolunması gerektiği görüşü ileri sürülmüş ancak bu görüş yukarıda açıklanan nedenlerle Dairemiz çoğunluğu tarafından benimsenmemiştir. Somut olayda davanın hukuki dayanağı 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesi olması ve faiz alacağı asıl hakka bağlı onun ferisi niteliğinde bir hak olması nedeniyle kamulaştırma bedelinin tespiti ve tescil davasının devamı niteliğinde dava olması (Yargıtay 5. Hukuk Dairesinin 2017/32781E., 2019/9551K....