Davacının tazminat talebinin kısmen kabul kısmen reddine ilişkin hüküm davacı vekili, davalı vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü: 5320 sayılı Kanunun 6. maddesindeki Ceza Muhakemesi Kanununun 141 ila 144. madde hükümlerinin 1 Haziran 2005 tarihinden itibaren yapılan işlemler hakkında uygulanacağı, bu tarihten önceki işlemler hakkında ise, 466 sayılı Kanun Dışı Yakalanan veya Tutuklanan Kimselere Tazminat Verilmesi Hakkında Kanun hükümlerinin uygulanmasına devam olunacağının belirtilmiş olması karşısında; yapılan işlemden kasıt 10.08.2003 tarihinde davacı aracına el koyma olup, el koyma nedeniyle maddi tazminat isteminin 466 sayılı Kanunun 1. maddesinde düzenlenmediği gözetilerek davanın reddi yerine yazılı şekilde tazminat hükmedilmesi, Kanuna aykırı davacı vekili ile davalı vekilinin t emyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321...
Davacının tazminat talebinin kısmen kabul kısmen reddine ilişkin hüküm davacı vekili, davalı vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü: 5320 sayılı Kanunun 6. maddesindeki Ceza Muhakemesi Kanununun 141 ila 144. madde hükümlerinin 1 Haziran 2005 tarihinden itibaren yapılan işlemler hakkında uygulanacağı, bu tarihten önceki işlemler hakkında ise, 07.05.1964 tarihli ve 466 sayılı Kanun Dışı Yakalanan veya Tutuklanan Kimselere Tazminat Verilmesi Hakkında Kanun hükümlerinin uygulanmasına devam olunacağının belirtilmiş olması karşısında; yapılan işlemden kasıt 29.08.2002 tarihinde davacı araçlarına el koyma olup, el koyma nedeniyle maddi tazminat isteminin 466 sayılı Kanunun 1. maddesinde düzenlenmediği gözetilerek davanın reddi yerine yazılı şekilde tazminat hükmedilmesi, Kanuna aykırı davacı vekili ile davalı vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün 5320 sayılı Kanunun 8. maddesiyle halen yürürlükte bulunun 1412 sayılı CMUK'un 321...
Davacının tazminat talebinin kısmen kabul kısmen reddine ilişkin hüküm davacı vekili, davalı vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü: 5320 sayılı Kanunun 6. maddesindeki Ceza Muhakemesi Kanununun 141 ila 144. madde hükümlerinin 1 Haziran 2005 tarihinden itibaren yapılan işlemler hakkında uygulanacağı, bu tarihten önceki işlemler hakkında ise, 07.05.1964 tarihli ve 466 sayılı Kanun Dışı Yakalanan veya Tutuklanan Kimselere Tazminat Verilmesi Hakkında Kanun hükümlerinin uygulanmasına devam olunacağının belirtilmiş olması karşısında; yapılan işlemden kasıt 22.09.2004 tarihinde davacı aracına el koyma olup, el koyma nedeniyle maddi tazminat isteminin 466 sayılı Kanunun 1. maddesinde düzenlenmediği gözetilerek davanın reddi yerine yazılı şekilde tazminat hükmedilmesi, Kanuna aykırı davacı vekili ile davalı vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün 5320 sayılı Kanunun 8. maddesiyle halen yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi...
işlemler hakkında ise, 07.05.1964 tarihli ve 466 sayılı Kanun Dışı Yakalanan veya Tutuklanan Kimselere Tazminat Verilmesi Hakkında Kanun hükümlerinin uygulanmasına devam olunacağının belirtilmiş olması karşısında; yapılan işlemden kasıt 28.04.2004 tarihinde davacı aracına el koyma olup, el koyma nedeniyle maddi tazminat isteminin 466 sayılı Kanunun 1. maddesinde düzenlenmediği gözetilerek davanın reddi yerine yazılı şekilde tazminat hükmedilmesi, Kanuna aykırı, davalı vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı BOZULMASINA, 30.12.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
devam olunacağının belirtilmiş olması karşısında; yapılan işlemden kasıt 13.05.2005 tarihinde davacı aracına el koyma olup, el koyma nedeniyle maddi tazminat isteminin 466 sayılı Kanunun 1. maddesinde düzenlenmediği gözetilerek davanın reddi yerine yazılı şekilde tazminat hükmedilmesi, Kanuna aykırı davacı vekili ile davalı vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün BOZULMASINA, 04/04/2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Ağır Ceza Mahkemesi Dava : Koruma tedbirleri nedeniyle tazminat Hüküm : Manevi tazminat talebinin reddi, 1.795 TL maddi tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine Davacı vekilinin 28.08.2013 tarihli dilekçesi ile müvekkili davacının bir suç soruşturması nedeniyle sahibi olduğu araca el konulduğunu, yapılan soruşturma sonunda üzerine atılı suçlarla ilgili olarak hakkında kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiğini belirterek CMK’nın 141. ve devamı maddeleri gereğince maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin açılan davanın manevi tazminat talebinin reddine, maddi tazminat talebinin kısmen kabulüne ilişkin hüküm, davalı vekili ve davacı vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü; Tazminat davasının dayanağı olan Konya Cumhuriyet Başsavcılığının, 2011/1913 Soruşturma – 2013/12707 Karar sayılı ceza dosyasının incelenmesinde; şüphelinin (davacının) sahibi olduğu araca, zimmet, resmi belgede sahtecilik ve...
tarihine kadar geçen süre içerisinde bekleme ücreti ödemek zorunda kaldığını, el koyma işlemi olmasaydı müvekkil şirketin bu masrafları yapmamış olacağını, müvekkil firmanın el koyma nedeni ile manevi zarara da uğradığından 188.934,21 TL maddi, 100.000,00 TL tazminatın el koyma tarihinden işleyecek ticari faizi ile davalıdan tahsilini talep etmiştir. 2.Davalı vekili 08.03.2018 tarihli cevap dilekçesinde özetle; davanın yetkili mahkemede açılıp açılmadığının, süresinde açılıp açılmadığının ve aynı talep nedeniyle başka dosyasının bulunup bulunmadığı hususlarının araştırılması gerektiğini, davacının zararını belgelendiremediğini, söz konusu el konulan malların davacıya iade edildiğini, tüzel kişilerin manevi tazminat talep etmelerinin hukuken mümkün olmadığını, davacının tespit edilemeyen alacaklarına reskont faizi talep etmesinin usul ve Yasaya aykırı olduğunu, tazminata hükmedilecek ise de rücu bakımından, gerekçede hangi koruma tedbiri nedeniyle tazminat hükmedildiğinin açıklanması gerektiğini...
el koyma işlemi nedeniyle uğradığını iddia ettiği maddi kaybını davalıdan talep edemeyeceği, bunun yerine davacının aracını kendisinden habersiz şekilde suçta kullanan kişiden Borçlar Kanunundaki sorumluluk kuralları çerçevesinde talep edebileceği gözetilerek davanın 5271 sayılı CMK'nın 223/7 maddesi gereğince reddi yerine soruşturma aşamasında el koyma şartlarının oluşması gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi gerekçesi itibariyle hatalı sonucu itibariyle doğru kabul edilmiş; 28.02.2013 olan dava tarihinin gerekçeli karar başlığına 12.03.2013 olarak yazılması, mahallinde düzeltilmesi mümkün yazım hatası olarak kabul edilmiştir....
Ancak; Yapılan incelemede; dava konusu taşınmaza acele el koyma kararı verildikten sonra makul süre içinde Kamulaştırma Kanununun 10. maddesi gereği kamulaştırma bedelinin tespiti ve idare adına tescili davası açılmadığından davacının kamulaştırmasız el koyma nedeniyle tazminat davası açmakta haklı olduğu anlaşılmaktadır....
Köyü 159 ada 61 parsel sayılı taşınmazın kamulaştırmasız el koyma nedenine dayalı olarak bedelinin faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın usulden reddine karar verilmiş, hüküm davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Dava dilekçesinde, dava konusu taşınmazlara kamulaştırmasız el koyma nedeniyle tazminat istenilmiş; mahkemece 1993 ve 1998 yıllarında el atıldığı ve zamanaşımının dolduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Davacıya ait taşınmaza davalı idarece 1993 ve 1998 li yıllarda fiilen el koyulmuştur....