Mahkemece alınan bilirkişi raporunda dava konusu taşınmazın emsale göre üstün ve eksik yönleri tartışılmak suretiyle m2 bedeli 5.977,80 TL olarak tespit edildiğine göre bu bedel esas alınarak kamulaştırmasız el koyma tazminatının belirlenmesi gerekirken, dava konusu taşınmazın 2014 yılı emlak beyan değerinin 6.928,00 TL olması nedeniyle birim değerin emlak beyan değerinden daha düşük olamayacağı belirtilerek emlak vergi beyan değeri esas alınmak suretiyle hesaplama yapılması, 3-Davaya konu taşınmazda yapılaşmanın tamamlanmış olduğu, el atılan arsanın aynı amaçlı kullanılması mümkün olmadığı, el atılan alanın yapı alanına tesiri olmadığı gerekçeleri ile dava konusu taşınmazın belirlenen m² değerinden %10 değer azalışı uygulayan bilirkişi kurulu raporunun hükme esas alınması, 4-Davacılar vekili dava dilekçe ile tazminatın faizi ile tahsilini talep ettiğine ve dava konusu taşınmazın tazminat bedelinin tespitine ilişkin değerlendirme dava tarihlerine göre yapıldığından hükmedilen bedele, davacılar...
Mahkeme kararının gerekçesinde de belirtildiği üzere, tazminata olay (el koyma) tarihinden itibaren faiz yürütülmesi yerinde görülmemiştir. Ancak, bu yanılgının giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını da gerektirmediğinden; kararın, HUMK'nun 438. maddesi uyarınca düzeltilerek onanması gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda (2) sayılı bentte gösterilen nedenle hüküm bölümünün 2. bendinde yer alan: "...el koyma tarihi olan 15/06/2002'den..." ibarelerinin çıkartılarak yerine: "dava tarihi olan 13/04/2006'dan" biçimindeki sözcük dizisinin yazılmasına; öteki temyiz itirazlarının ise (1) sayılı bentte açıklanan nedenlerle reddine ve kararın düzeltilmiş bu biçiminin ONANMASINA 13/04/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Ağır Ceza Mahkemesi Hüküm : Davanın reddi Davacı vekilinin 08.09.2009 tarihli dilekçesi ile müvekkili davacının bir suç soruşturması nedeniyle sahibi olduğu aracına el konulduğunu, yapılan kovuşturma sonunda kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiğini belirterek CMK’nın 141. ve devamı maddeleri gereğince maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin açılan davanın mahkemece reddine ilişkin hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü; Tazminat davasının dayanağı olan......
Yakalanan veya tutuklanan kimsenin gerek aile gerek iş çevresinde itibarının sarsılması, aile, çocuk ve yakınları için tutukevinde hasret çekilmesi, kişinin tutuklanması nedeniyle ruhi sıkıntılar çekmesi, cezaevi şartları, buralarda duyduğu acı ve ızdıraplar kişinin manevi zararının giderilmesini gerekli kılar, tutuklanan kimseye verilecek manevi tazminatın tespitinde; tutukluluk süresi, kişinin sosyal ve ekonomik yeri, üzerine yüklenen ve ceza kovuşturmasına konu olan suçun nitelik ve kapsamı göz önünde bulundurulmalıdır, bu açıklamalar ışığında, yalnızca haksız yere yakalanan ya da tutuklanan kişinin çektiği acının karşılığı olarak manevi zarar ödenmesi gerektiği, haksız el koyma nedeniyle manevi tazminat şartlarının oluşmayacağı gözetilerek davacı lehine el koyma nedeniyle manevi tazminata hükmedilemeyeceği gözetilmeden bu konudaki talebinin reddi yerine kısmen kabulüne karar verilmesi, 2- Talep uyarınca davacı için kabul edilen tazminat miktarına elkoyma tarihi olan 13.02.2011'den itibaren...
etmediklerini, acele el koyma talepli işbu davalarda daimi irtifaklar boru hatlarının daimi mevcudiyeti nedeniyle, geçici irtifaklar ise boru hattı döşeme/inşaat sürecinde hareket alanı olarak kullanılmak amacıyla talep edildiğini, dolayısıyla yapılan tüm işlemlerde, muhatapların mağdur edilmemesi saikiyle hareket edildiğini, bu kapsamda inşaat nedeniyle kullanılamayacak alanlarında geçici irtifak bedellerinin hissedarların hesaplarına ödendiğini, hal böyle iken, davacı tarafça, inşaat işlerinde taşınmazların tamamına halel geldiğinden bahisle talepte bulunmasının kabul edilemeyeceğini, davalı kuruluşun talebiyle gerçekleştirilen acele el koyma kararlarının icrası nedeniyle, davacının talep ettiği büyüklükte herhangi bir zarar oluşmadığını, acele el koyma nedeniyle oluşacak ürün kaybı zararları ise davacıya ödendiğini, acele el koyma kararına konu edilen 3 taşınmazın toplam büyüklüğünün 32.890,85 m2 olmasına karşın davacı tarafça 41.310 m2'lik taşınmaza dair talepte bulunulduğunu, bu...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atma nedeniyle tazminat ve ecrimisil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın reddine dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi, davacı vekilince verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü: - K A R A R - Dava, kamulaştırmasız el atma nedeniyle tazminat ve ecrimisil istemine ilişkindir. Mahkemece, hak düşürücü süre nedeniyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekilince temyiz edilmiştir. Dosyada bulunan kanıt ve belgelere göre, dava konusu ......
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Kamulaştırmasız El Koyma Nedeniyle Beykoz 2. Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen, tarafları, tarih ve numarası yukarıda yazılı hükmün incelenmesi sırasında Yargıtay 20.Hukuk Dairesinin 21.11.2005 gün, 10245-13791 sayılı, 5.Hukuk Dairesinin 25.10.2007 gün 9924-11803 sayılı kararlarıyla meydana gelen görev uyuşmazlığının giderilmesi istenilmekle, 2797 sayılı Yasa uyarınca toplanan Başkanlar Kurulu’nca dairelerin görevsizlik kararlarıyla dava dosyası incelenerek gereği görüşüldü: Dava, kamulaştırmasız el atma nedeniyle tazminat istemine ilişkindir. Uyuşmazlığın bu niteliği itibariyle hükmün temyiz inceleme görevi 5.Hukuk Dairesine aittir. SONUÇ: 5.Hukuk Dairesinin görevsizlik kararının KALDIRILMASINA, dosyanın bu Daireye gönderilmesine, 29.11.2007 gününde oybirliği ile karar verildi....
Dava dışı sürücü tarafından yolda el kaldıran ..., yolcu olarak araca alınmış ve yanında bulunan koliler içinde kaçak sigara çıkması üzerine araca el konulmuştur. Ceza dosyasında da olayın oluş şekli böyle kabul edilerek sadece ... bireysel kaçakçılık suçundan cezalandırılmış, sürücü ...'nın beraatine karar verilmiştir. Şu halde araca el konulmasında araç sürücüsünün kaçak eşyaları bulunan kişiyi araca alarak, araca el konulması şeklindeki ağır kusuru, el koyma tarihinden aracın teslim edildiği tarihe kadar davacının başka bir işten gelir elde etmemiş olması, hayatın olağan akışına uygun olmadığından ve el konulan aracın değeri de gözönünde bulundurularak Türk Borçlar Kanunu'nun 51 ve 52. maddeleri gereğince uygun bir hakkaniyet indirimi yapılması gerekirken belirlenen zararın tamamının hüküm altına alınması doğru görülmediğinden kararın bozulması gerekmiştir....
yaptırarak bir kısım mallara el konulduğunu ----- Cumhuriyet Başsavcılığınca ---- soruşturma nolu dosyası ile 23.01.2012 tarihli talep uyarınca ----Sulh Ceza Mahkemesi -----Değişik İş Nolu dosya ile ------adresinde, 24.01.2012 tarihinde arama ve el koyma işlemi yapıldığını ve el koyma ile 39.014 adet 404 sıvı conta 45 gr....
Dosya içeriğinden, davacıya ait 1030 adet küçükbaş hayvana 16/08/2000 tarihinde kaçakçılık şüphesiyle el konulduğu, kaçakçılık suçundan yapılan yargılama sonunda davacının beraatine, hayvanların davacıya iadesine dair verilen kararın yargısal denetimden geçerek 14/04/2003 tarihinde kesinleştiği ancak hayvanların davacıya iade edilmediği anlaşılmaktadır. Mahkemece benimsenen tazminat bilirkişi raporunda, kaçakçılık suçu şüphesiyle el konulan hayvanların değeri, beraat kararının kesinleştiği 14/04/2003 tarihinde davalı idarenin iade yükümlülüğü doğduğundan bu tarihe göre hesaplama yapılmıştır. Davacı dava dilekçesinde, ödetilecek tazminata haksız el koyma tarihinden yasal faiz yürütülmesini istemiş, yerel mahkemece beraat kararının kesinleştiği tarihe göre hesaplanan tutara el koyma tarihinden yasal faiz yürütülmesine karar verilmiştir....