O halde, davacı borçlular ödeme iddiasına dayanan borca itirazlarını yazılı belgeyle kanıtlayamadıklarından mahkemece, şikayetin ve borca itirazın reddine karar verilmesi gerekirken dayanak senedin kambiyo senedi vasfına haiz olmadığı gerekçesiyle takibin iptaline karar verilmesi isabetsiz olmuştur. Dairemizce yapılan değerlendirmeler neticesinde, ilk derece mahkemesince yapılan yargılamada eksiklik bulunmadığı, ancak kanunun olaya uygulanmasında hata edildiği ve yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç bulunmadığı anlaşıldığından davalı alacaklı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, HMK.nun 353- 1- b-2. Maddesi gereğince ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına, şikayetin ve borca itirazın reddine karar vermek gerekmiştir....
O halde, davacı borçlular ödeme iddiasına dayanan borca itirazlarını yazılı belgeyle kanıtlayamadıklarından mahkemece, şikayetin ve borca itirazın reddine karar verilmesi gerekirken dayanak senedin kambiyo senedi vasfına haiz olmadığı gerekçesiyle takibin iptaline karar verilmesi isabetsiz olmuştur. Dairemizce yapılan değerlendirmeler neticesinde, ilk derece mahkemesince yapılan yargılamada eksiklik bulunmadığı, ancak kanunun olaya uygulanmasında hata edildiği ve yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç bulunmadığı anlaşıldığından davalı alacaklı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, HMK.nun 353- 1- b-2. Maddesi gereğince ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına, şikayetin ve borca itirazın reddine karar vermek gerekmiştir....
İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 26/11/2019 NUMARASI : 2019/79 ESAS, 2019/786 KARAR DAVA KONUSU : Takibin Taliki Veya İptali KARAR : İlk Derece Mahkemesi tarafından verilen karara karşı süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü; Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; İzmir 28 İcra Müd'nün 2019/1960 esas sayılı takip dosyası ile müvekkil şirket hakkında kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile icra takibi başlatıldığını, ödeme emrinin usulsüz olduğunu, usulsüz tebliğ şikayeti davası da açarak dosya numarasını bildireceklerini, İzmir İcra Dairelerinin yetkisiz olduğunu, icra takibinin dayanağı olan çekler üzerindeki imzaların müvekkili şirketi temsil ve ilzama yetkili kişilerin eli ürünü olmadığını, borca, faize, çek tazminatı miktarına, borcun ferilerine ve takibe itiraz ettiklerini beyanla takibin iptaline karar verilmesini talep etmiştir....
HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2021/1201 KARAR NO : 2022/2777 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : DÜZİÇİ (İCRA HUKUK) ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 22/01/2021 NUMARASI : 2020/35 2021/9 DAVA KONUSU : İcra Takibine İtiraz (Borca İtiraz) KARAR : Düziçi (İcra Hukuk) Mahkemesi'nin 22.01.2021 tarih 2020/35 esas 2021/9 karar sayılı mahkeme kararının süresi içinde davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine işin gereği görüşülüp düşünüldü: DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Düziçi İcra Müdürlüğünün 2020/417 E sayılı dosyasıyla müvekkili aleyhine kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile icra takibi başlatıldığını, müvekkilinin adı ve imzasının sonradan senet metnine eklenmesi nedeniyle senetteki yazılara ve imzaya itiraz ettiklerini ayrıca senette düzenleme yerinin bulunmadığını, senetteki Düziçi-Osmaniye ifadesinin adres olarak yer aldığını, borca ve faize itiraz ettiklerini, senedin zaman aşımına uğradığını...
Bilirkişi, inceleme için gerekli görürse, kendi huzurunda tarafın yeniden yazı yazması veya imza atmasını mahkemeden talep edebilir. İlk derece mahkemesince bu esaslara uygun şekilde imza asıllarını içeren belgeler getirtilmiş ve bilirkişi incelemesi sonucunda alınan bilirkişi raporu gerekçeli, kapsamlı ve hükme esas alınmaya elverişli olup, imzaya itirazın reddine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından ve borca itirazın ispatlanamamış olması nedeni ile reddine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından yerinde bulunmayan istinaf talebinin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: Kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takipte borçlu icra mahkemesine başvurarak yetkiye, imzaya ve borca itiraz etmiştir. Somut olayda, icra mahkemesince, borçlunun, verilen süre içerisinde emsal imza örneklerinin bulunduğu yerleri bildirmediği gerekçesi ile itirazın usulden reddine karar verildiği görülmektedir. Senetteki imzanın borçluya ait olduğunu ispat külfeti senet elinde olup takibe koyan ve imzanın borçluya ait olduğunu iddia eden alacaklıya aittir (HGK.nun 26.04.2006 tarih ve 2006/12-259E.-2006/231K sayılı kararı)....
Davacı borçlu vekili istinaf dilekçesinde özetle; verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, Adli Tıp Kurumu aracılığıyla gerekli araştırma yapılmadan ve somut delillere dayanılmadan kararın verildiği, hatalı imza incelemesinin yapıldığı bilirkişi raporuna 17/12/2021 tarihli itirazlarının değerlendirilmediği, yeniden rapor alınması taleplerinin dikkate alınmadığı, imzanın müvekkiline ait olmadığı, borca, faize ve zamanaşımına ilişkin itirazlarının da dikkate alınmadığı ve bu hususta herhangi bir inceleme yapılmadığı, rapor dahi alınmadığı, bu sebeplerle yerel mahkeme kararının bozularak ortadan kaldırılmasını talep etmiştir. Uyuşmazlık, kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takipte borca ve imzaya itiraza ilişkindir. Takip dosyası incelendiğinde; alacaklı T3 tarafından, borçlu T1 hakkında kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takip başlatıldığı, takip dayanağının 03/07/2019 tanzim 30/12/2019 vadeli 30.000,00 TL'lik senet olduğu, davanın süresinde açıldığı görülmüştür....
SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Senetteki imzanın vasıflı bir imza olduğunu, taklit edilmesinin mümkün olmadığını, davacının icra takibini uzatmak ve sürüncemede bırakmak maksadıyla kötü niyetli olarak imzaya itirazda bulunduğunu, borçlu tarafından kambiyo takibine, borca ve imzaya yapılan itirazın reddedilmesine, alacak miktarı üzerinden %20'den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, %10 oranında para cezasına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir....
DAVA KONUSU : Kambiyo Takibinde Borca ve İmzaya İtiraz KARAR : Yukarıda tarih ve numarası yazılı ilk derece mahkemesi kararının süresi içerisinde istinaf yolu ile incelenmesi davacılar tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden gönderilmiş olmakla; Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilleri aleyhine kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takip başlatıldığını, takip dayanağı bonodaki imzayı tanımadıklarını, alacaklı tarafa bir borçlarının bulumadığını, borca ve ferilerine itiraz ettiklerini, bu nedenlerle takibin durdurulmasına ve % 20 'den aşağı olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine karar verilmesini talep ettiği, Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; takibe konu bonodaki imzanın borçlu ve şirket yetkilisine ait olduğunu, borçlunun borcu olmadığı yönündeki beyanlarının takibi sürüncemede bırakma amacı taşıdığını belirterek davanın reddine ve %20'den aşağı olmamak üzere tazminata karar verilmesini talep ettiği, İlk derece mahkemesi kararında özetle...
İİK'nun 170/a maddesi gereğince; icra mahkemesi, müddetinde yapılan şikayet veya itiraz dolayısıyla, usulü dairesinde kendisine intikal eden işlerde, takibin müstenidi olan kambiyo senedinin bu vasfı haiz olmadığı veya alacaklının kambiyo hukuku mucibince takip hakkına sahip bulunmadığı hususlarını re'sen nazara alarak bu fasla göre yapılan takibi iptal edebilir. Buna göre borçlunun İİK'nun 168. maddesinde yazılı yasal 5 günlük sürede borca yada imzaya itiraz etmesi veya zamanaşımı itirazında bulunması durumunda, mahkemece, takip konusu belgenin kambiyo senedi vasfını haiz olmadığının ve dolayısıyla alacaklının kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takip hakkının bulunmadığının tespit edilmesi halinde, diğer itiraz nedenleri incelenmeksizin İİK'nun 170/a maddesi uyarınca re'sen takibin iptaline karar verilmesi gerekir....