Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararları bağlayıcı gerekçesi ile yol gösterici olup bu aşamadan sonra adi alacaklar ve rehinli alacaklar arasında derdest (mükerrer) takip söz konusu olduğunda farklı bir uygulama yapılmasından söz edilemez. Yargıtay 12. Hukuk Dairesi'nin ilamsız icra takibinde derdestlik iddiasının borca itiraz şeklinde ileri sürülmesi gerektiğine ilişin kararları bulunmaktadır. Ancak ilamlı icra takibinde şikayet yolu ile ileri sürülebileceği Yargıtay 12. Hukuk Dairesince kabul edilmektedir. İlamsız icra takibinde derdestlik (mükerrerlik) itirazının icra dairesine itiraz olarak ileri sürüleceği görüşünün kabulü halinde borçlu süresinde itiraz etmez ise takip kesinleşmiş olduğundan takip konusu alacağı ikinci kez ödemek zorunda kalabilir. Borçlu icraya itirazında sadece derdestlik itirazında bulunmuş ise Yargıtay 19....
İcra dosyası incelendiğinde; alacaklı vekili tarafından davacı borçlu aleyhine 1 adet bonoya dayanılarak 19/08/2019 tarihinde kambiyo senetlerine mahsus yol ile icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin davacı borçluya 22/08/2019 tarihinde tebliğ edildiği, davanın ise 26/08/2019 tarihinde yasal 5 günlük süresi içerisinde açıldığı anlaşılmıştır. Davacı vekili dava dilekçesinde, borca, faize ve fer'ilerine itiraz etmiş, Mahkemece borca itirazına yönelik olarak tanık dinlenemeyeceği ve davacı tarafında borca itirazını ispatlar delil ibraz edilmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Takip hukuku gereği savcılık soruşturma dosyalarının neticelerinin beklenmesi zorunlu değildir. Kambiyo takibinde borca itirazların İİK'nın 169/a maddesinde sayılan belgelerden biri ile ispatlanması zorunludur. Bu nedenle davacının borca itirazını tanık delili ile ispatlaması yasal olarak mümkün değildir....
Olayda davacı alacaklı, davalının icra takibinde yetkiye ve borca yaptığı itiraz neticesinde seçim hakkını kullanmış, itirazın kaldırılması için mercie müracat etmek yerine mahkemeye başvurmuştur. İcra ve İflas kanunun 50. maddesinin 2. fıkrasındaki "Yetki itirazı esas hakkındaki itirazla birlikte yapılır. icra mahkemesi tarafından önce yetki meselesi tetkik ve kati surette karara raptolunur." düzenlenmesi yetkiye itirazın yalnızca icra tetkik merciince inceleneceği anlamına gelmez. Hem yetki hem esas yönünden yapılan itiraz halinde davacı alacaklı dilerse tetkik merciine dilerse mahkemeye dava açabilir. Mahkemeye itirazın iptali davası açıldığında bu davanın görülebilmesi için, öncelikle ortada takip hukuku kuralları çerçevesinde yasal ve yöntemine uygun şekilde yapılmış, geçerli bir icra takibinin bulunması gerekir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Alacaklı tarafından bir adet bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibine başlandığı, borçlunun imzaya ve borca itirazlarını ileri sürerek icra mahkemesine başvurduğu, mahkemenin, imzaya itirazın kabulü ile takibin durdurulmasına karar verdiği görülmüştür. İİK'nun 168/4-5. maddesi gereğince kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibinde imzaya ve borca itirazın (5) günlük süre içinde icra mahkemesine yapılması zorunludur....
şirkete hiçbir borcu bulunmadığını, borca, yetkiye, faize ve ferilerine tamamen itiraz etmekte olduğunu açıklayarak icra takibinin durdurulmasına ve hacizlerin kaldırılmasına, tebligatın usulsüz olduğunun tespiti ile, ödeme emrinin tebliğ tarihinin tebligatı öğrenme tarihi olan 04.12.2020 olarak düzeltilmesine, yetki itirazının kabulüne, borca itirazlarının kabulüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 05/02/2019 NUMARASI : 2018/735 ESAS - 2019/106 KARAR DAVA KONUSU : İcra Takibine İtiraz (Borca İtiraz) KARAR : Yukarıda tarih ve numarası yazılı İcra Hukuk Mahkemesince verilen karara karşı davalı vekili tarafından istinaf kanun yolu başvurusunda bulunulmakla; dosyadaki tüm kayıtlar okunup gereği düşünüldü; Davacı vekili dava dilekçesinden özetle; müvekkili hakkında davalı tarafından Ankara 14. İcra Müdürlüğü'nün 2018/9985 Esas sayılı takip dosyasında kambiyo yoluyla icra takibi başlatıldığını, takibin yetkisiz Ankara İcra Dairesinde yapıldığını, yetkili icra dairesinin Ilgaz İcra Dairesi olduğunu, takibe konu bononunu kambiyo vasfına haiz olmadığını belirterek yetkiye ve borca itiraz etmiştir. Davalı asile usulüne uygun davetiye tebliğine rağmen duruşmaya katılmadığı, cevap bildiriminde bulunmadığı görülmüştür....
İİK'nun 168/5. maddesi gereğince; kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibinde borca itirazın (5) günlük süre içinde icra mahkemesine yapılması zorunludur. Bu süre, hak düşürücü nitelikte olup mahkemece re'sen gözetilmelidir. Somut olayda, örnek 10 numaralı ödeme emrinin borçluya 18.12.2015 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun ise, 22.12.2015 tarihinde icra mahkemesine başvurarak borca itiraz ettiği, itirazın İİK'nun 168. maddesi gereğince yasal 5 günlük sürede yapıldığı görülmektedir. O halde mahkemece, borçlunun esasa ilişkin itirazlarının incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 01.06.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Tüm dosya kapsamı uyarınca; uyuşmazlık, çeke dayalı kambiyo takibinde yetkiye ve borca itiraza ilişkindir. İlk derece mahkemesince, duruşma açılmadan ve davalı tarafa dava dilekçesi tebliğ edilmeden evrak üzerinden inceleme yapılarak yetki itirazının kabulüne karar verilmiştir. 6100 sayılı HMK'nun 27. maddesinde; “hukuki dinlenilme hakkı” düzenlenmiştir. Buna göre davanın taraflarının yargılama ile ilgili bilgi sahibi olma, açıklama ve ispat hakkı bulunmaktadır. Maddenin gerekçesinde açıklandığı üzere bu hak Anayasa'nın 36. maddesinde ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 6. maddesinde düzenlenen adil yargılanma hakkının en önemli unsurudur. İddia ve savunma hakkı olarak da bilinen ve hak, tarafların yargılama konusunda tam bilgi sahibi olmalarını, açıklama ve ispat hakkını tam ve eşit olarak kullanabilmelerini, yargı organlarının da bu açıklamaları dikkate alarak gereği gibi değerlendirme yapıp karar vermelerini zorunlu kılmaktadır....
Davalı vekili usul ve yasaya aykırı kararın kaldırılması talebiyle istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Dava bonoya dayalı kambiyo takibinde yetkiye ve borca itiraza ilişkindir. Bonoya dayalı takip genel yetkili yer olan borçlunun yerleşim yerindeki icra dairesinde, bonoda öngörülen ödeme yerinde ve ayrıca İİK 50/1 maddesi son cümlesi uyarınca bononun düzenlendiği yerdeki icra dairesinde yapılabilir. Somut olayda; takibe dayanak teşkil eden bononun tanzim yerinin Karamürsel olduğunun anlaşılması karşısında davacının yetki itirazının reddine karar verilerek borca itiraza yönelik incelemenin yapılması gerektiği halde yerinde olmayan gerekçeyle yetki itirazının kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı bulunduğundan davalı vekilinin istinaf isteminin kabulü ile ilk derece mahkemesinin yetki itirazının kabulüne yönelik kararın kaldırılmasına karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
Kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibine dayanak yapılan senedin, teminat amacıyla verildiği, anlaşmaya aykırı doldurulduğu iddiaları, İİK'nun 169 ve 169a maddeleri uyarınca borca itiraz niteliğindedir. Takip dayanağı bononun düzenlenme tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6102 sayılı TTK'nun 778. maddesi göndermesi ile bonolar hakkında da uygulanması gereken aynı Kanun'un 680. maddesi uyarınca açık bono düzenlenmesi mümkündür. Bu durumda, borçlunun, bononun anlaşmaya aykırı doldurulduğu yönündeki iddiasını yazılı belge ile kanıtlaması gerekir. Somut olayda, borçlunun icra mahkemesine başvurusu borca itiraz niteliğinde olup, borçlu tarafından senedin anlaşmaya aykırı doldurulduğu iddiası yazılı belge ile kanıtlanamamıştır. O halde mahkemece, borca itirazın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile istemin kabulü şeklinde hüküm tesisi isabetsizdir....