"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: Alacaklı tarafından borçlu hakkında bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibine başlandığı, borçlunun icra mahkemesine başvurusunda; usulsüz tebligat şikayeti ile birlikte senette lehtar olduğunu ancak protesto edilmediğini ve dolayısıyla alacaklının kendisini takip hakkı bulunmadığını ileri sürerek takibin iptalini talep etmiş, mahkemece usulsüz tebligat şikayetinin kabulüne, kambiyo hukuku bakımından şikayetin reddine karar verildiği görülmektedir....
GEREKÇE: Dava, bonoya dayalı kambiyo senetlerine özgü takipte imzaya itiraza ilişkindir. Davanın süresinde olduğu görülmüştür. İİK.'nın 170/a-2 maddesinde, "icra mahkemesi müddetinde yapılan şikayet veya itiraz dolayısıyle, usulü dairesinde kendisine intikal eden işlerde takibin müstenidi olan kambiyo senedinin bu vasfı haiz olmadığı veya alacaklının kambiyo hukuku mucibince takip hakkına sahip bulunmadığı hususlarını re'sen nazara alarak bu fasla göre yapılan takibi iptal edebilir." düzenlemesi mevcuttur. Takibe konu senedin tanzim tarihi itibariyle uygulanması gereken 6102 Sayılı TTK.'nın 776/1- f maddesinde; düzenlenme yerinin bononun zorunlu unsuru olduğu, aynı Kanun'un 777/4. maddesinde ise; düzenlendiği yer gösterilmeyen bir bononun düzenleyenin adı ve soyadı yanında yazılı olan yerde düzenlenmiş sayılacağı hüküm altına alınmıştır....
nın 170/a-2 maddesi hükmüne göre; icra mahkemesi, müddetinde yapılan şikayet ve itiraz dolayısıyla, usulü dairesinde kendisine intikal eden işlerde takibin müstenidi olan kambiyo senedinin bu vasfı haiz olmadığı veya alacaklının kambiyo hukuku mucibince takip hakkına sahip bulunmadığı hususlarını resen nazara alarak bu fasla göre yapılan takibi iptal edebilir. Dairemizce yapılan değerlendirmeler neticesinde; HMK.'nın 355.maddesi hükmüne göre istinaf incelemesinin bu yönde sunulan dilekçede belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılması ancak kamu düzenine aykırılık görmesi halinde bu hususun re'sen gözetilmesi gerektiği, yine aynı Kanun'un 357/1. maddesi gereğince ilk derece mahkemesinde ileri sürülmeyen iddia ve savunmaların Bölge Adliye Mahkemesince dinlenemeyeceği, Şikayetçi, HMK'nun 119/1- e maddesi uyarınca iddiasının dayanağı olan bütün vakıaları şikayet dilekçesinde göstermek zorundadır....
Bu durumda davacı/borçlu şirket yönünden İİK'nın 193/2. maddesi uyarınca takip düştüğünden eldeki şikayet başvurusu da konusuz kalmış olup, konusu kalmayan şikayet hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi zorunludur. Haklılık durumuna gelince; davalı alacaklı tarafından 6 adet çeke dayalı olarak kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takip başlatıldığı açık olup, takip talebine ayrıca temel ilişkiye ilişkin cari hesap dökümünün eklenmesi ve çek bedellerinin tamamının talep edilmeyip, bu cari hesapta yazılı tutar kadar miktarın istensesi takip türünün hatalı olduğu sonucunu doğurmayacağından, davacı eldeki şikayet başvurusunda haklı olmayıp, yargılama giderleri üzerinde bırakılmalı ve alacaklı lehine vekalet ücretine hükmolunmalıdır....
Bu durumda, takibe dayanak belgede tanzim yeri yazılı olmadığından senedin kambiyo vasfı bulunmamaktadır. İİK'nun 170/a maddesi gereğince; icra mahkemesi, müddetinde yapılan şikayet ve itiraz dolayısıyla, usulü dairesinde kendisine intikal eden işlerde takibin müstenidi olan kambiyo senedinin bu vasfı haiz olmadığı veya alacaklının kambiyo hukuku mucibince takip hakkına sahip bulunmadığı hususlarını resen nazara alarak bu fasla göre yapılan takibi iptal edebilir. Bir diğer anlatımla, borçlunun İİK'nun 168. maddesinde yazılı yasal beş günlük sürede borca yada imzaya itiraz etmesi veya zamanaşımı itirazında bulunması durumunda, takip konusu belgenin kambiyo senedi vasfını haiz olmadığının veya alacaklının kambiyo senetlerine özgü yol ile takip hakkının bulunmadığının tespit edilmesi halinde, mahkemece diğer itiraz nedenleri incelenmeksizin İİK'nun 170/a maddesi uyarınca re'sen takibin iptaline karar verilmesi gerekir....
Öte yandan, keşide yeri bulunmayan dayanak belge bono olarak kabul edilemeyeceğinden, TTK'nun 776/1-f maddesinde öngörülen koşulu taşımayan bu belgeye dayanarak borçlu hakkında kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takip yapılması da mümkün değildir. İİK' nun 170/a-2. maddesine göre; ''İcra mahkemesi müddetinde yapılan şikayet veya itiraz dolayısıyla, usulü dairesinde kendisine intikal eden işlerde takibin müstenidi olan kambiyo senedinin bu vasfı haiz olmadığı veya alacaklının kambiyo hukuku mucibince takip hakkına sahip bulunmadığı husularını re'sen nazara alarak bu fasla göre yapılan takibi iptal edebilir.'' Somut olayda, takibe dayanak senette düzenleme yeri belirtilmediği gibi, düzenleyenin adının yanında da herhangi bir idari birim adının yazılı olmadığı görülmektedir. Bu durumda, sözü edilen belgenin kambiyo senedi niteliği taşımadığı anlaşılmaktadır....
Bu durumda, takibe dayanak belgede tanzim yeri yazılı olmadığından senedin kambiyo vasfı bulunmamaktadır. İİK'nun 170/a maddesi gereğince; icra mahkemesi, müddetinde yapılan şikayet ve itiraz dolayısıyla, usulü dairesinde kendisine intikal eden işlerde takibin müstenidi olan kambiyo senedinin bu vasfı haiz olmadığı veya alacaklının kambiyo hukuku mucibince takip hakkına sahip bulunmadığı hususlarını resen nazara alarak bu fasla göre yapılan takibi iptal edebilir. Bir diğer anlatımla, borçlunun İİK'nun 168. maddesinde yazılı yasal beş günlük sürede borca yada imzaya itiraz etmesi veya zamanaşımı itirazında bulunması durumunda, takip konusu belgenin kambiyo senedi vasfını haiz olmadığının veya alacaklının kambiyo senetlerine özgü yol ile takip hakkının bulunmadığının tespit edilmesi halinde, mahkemece diğer itiraz nedenleri incelenmeksizin İİK'nun 170/a maddesi uyarınca re'sen takibin iptaline karar verilmesi gerekir....
İcra Mahkemesi tarafından ise, yetkisizlik kararının takip hukuku gereği icra müdürlüğünün yetkisine yönelik olduğu, bu nedenle dava dosyası hakkında yetkisizlik kararı verilemeyeceği, ... İcra Hukuk Mahkemesince öncelikle icra dairesinin yetkili olup olmadığının değerlendirilip yetkisiz olduğu düşünülüyor ise, icra dairesinin yetkisizliği ile ... İcra Müdürlüğüne gönderilmesine, ... İcra Dairesi yetkili ise yetki itirazının reddi ile esas hakkında borca ve kambiyo takibine ve takip dayanağı senede dair dava ve şikayet hakkında karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle yetkisizlik yönünde hüküm kurulmuştur. İİK'nın 4. maddesi gereğince, takip hangi icra dairesinden başlamış ise bu takiple ilgili itiraz ve şikayetler, takibin yapıldığı yer icra müdürlüğünün bağlı olduğu icra mahkemesinde çözümlenir. Bu husus, kamu düzenine ilişkin kesin yetki niteliğindedir. Somut olayda; iptali talep edilen takibin ... İcra Dairesinin 2013/410 E. sayılı takip dosyasında alacaklı ......
İcra İflas Hukukunda açık bir düzenleme yok ise Medeni Usul Hukuku hükümleri niteliğine uygun düştüğü ölçüde kıyas yolu ile icra hukukunda da uygulanır. Derdestlik 1086 sayılı HMK'nın yürürlükte olduğu dönemde ilk itiraz olarak düzenlenmiş iken, 6100 sayılı HMK m. 114/1.1'de bir dava şartı olarak kabul edilmiştir. İİK'da derdestlik iddiasının ileri sürülme şartları yönünden bir düzenleme bulunmadığından, Medeni Usul Hukukunda dava şartı olan derdestlik, icra takibi bakımından takip şartı haline gelmiştir. HMK m. 114/1'de derdestliği dava şartı olarak düzenlemesinin gerekçeleri icra takibi bakımından da geçerlidir. Zira icra takibinde de mevcut icra takibi devam ederken aynı alacaklının aynı borçluya karşı aynı alacak için tekrar icra takibi yapmasında hukuki bir yararı bulunmamaktadır. Takip şartı olarak derdestlik, icra müdürü tarafından re'sen dikkate alınır....
Alınan bilirkişi raporunda, incelemede kullanılan araçların belirtildiği, imza örneklerinin tersim, eğim, doğrultu gibi yönlerden karşılaştırmalı ve resimli olarak değerlendirildiği, raporda takibe konu senedin ön yüzündeki imzanın davacı/borçluya ait olduğu yönünde kesin kanaat bildirildiği dikkate alınarak, bilirkişi raporu, imzanın davacıya aidiyeti yönündeki tespiti bakımından taraf ve yargı denetimine uygun bulunmuştur. Her ne kadar davacı vekili, davacının, bir başka belgedeki imzasının kopyalanarak/kesilerek yeni bir belge oluşturulduğunu ve sahtecilik yapıldığını ileri sürmüş ise de; İcra Mahkemesi şikayet ve itirazları belli bir usule uyarak yargılayan ve objektif hukuk kurallarını şikayet ve itirazlara uygulamak suretiyle bunları takip hukuku bakımından kesin hükme bağlayan mahkemelerdir....