DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ SEBEPLER ve GEREKÇE: Davalı alacaklı şirket vekili tarafından davacı hakkında Karapınar İcra Müdürlüğü'nün 2019/1454 Esas sayılı dosyasıyla kambiyo takibi başlatılmış, davacıya ödeme emri 22/01/2020 tarihinde tebliğ edilmiş davacı yasal 5 günlük süre içinde 27/01/2020 tarihinde borca ve faiz oranına itiraz edilmiştir. Mahkemece davacının borca itirazının reddine, alacağı %20'si oranındaki tazminatın davacıdan alınarak davalıya verilmesine karar verilmiştir. İİK'nun 169/a maddesi uyarınca; borca itiraz halinde, borcun olmadığının veya itfa veya imhal edildiğinin, resmi veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispat külfeti borçluya aittir. Davacı, davalıya borcu olmadığını İİK'nun 169/a maddesi kapsamında bir belge ile ispatlayamamıştır....
Borçlunun icra mahkemesine başvurusu İİK'nun 169. maddesi uyarınca, borca itiraz niteliğinde olup, borca itirazın İİK'nun 169/a maddesi gereğince incelenmesi gerekmektedir. İİK'nun 169/a maddesi uyarınca; borca itiraz halinde, borcun olmadığının veya itfa veya imhal edildiğinin, resmi veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispat külfeti borçluya aittir. Öte yandan dar yetkili icra mahkemelerinde, kambiyo senetlerine dair borca itiraz davasında, borcun bulunmadığı veya itfa yahut imhal edildiği ancak resmi veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile kanıtlanabilir, tanık beyanları ile ispat düşünülemez. Borçlunun takibe konu bonodan dolayı borçlu olmadığını iddia etmiş ise de iddiasını İİK 169/a maddesinde yazılı belgelerle ispatlayamadığından mahkemece istemin reddi yönünde karar verilmesinde isabetsizlik bulunmamaktadır....
DELİLLERİN TARTIŞILMASI, HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE: Dava, kambiyo senetlerine mahsus takipte borca itiraz davasıdır. İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK'nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır....
Takip dosyasının incelenmesinde; borçluya 19/11/2015 tarihinde örnek 10 nolu ödeme emrinin tebliğ edildiği, borçlunun 23/11/2015 tarihinde yasal sürede icra mahkemesine başvurarak kambiyo şikayeti ile birlikte borca (ve icra dairesinin yetkisine) itiraz ettiği, yine borçlunun, -arasında fiili haciz işlemi uygulanan aracının da bulunduğu adına kayıtlı tüm araçların üzerindeki haciz ve yakalama şerhinin kaldırılması amacıyla- bakiye miktarı itiraz tarihinden sonra 29/12/2015 günü ödediği ve dosyanın aynı tarihte infazen işlemden kaldırıldığı görülmektedir. Açıkça itiraz ve şikayetten vazgeçilmeksizin, borcun cebri icra tehdidi altında ödenmesi itiraz ve şikayeti konusuz kılmaz. Her dava ve şikayet, davanın açıldığı (şikayetin yapıldığı) andaki şartlara göre değerlendirilir....
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; borçlunun kambiyo senedindeki imzasının inkarı olmadığını, senette herhangi bir tahrifat, karalama ve sürşarj da olmadığını, davacı borçlunun tüm bu iddialarını yazılı ispat yükünün kendisine ait olduğunu, icra mahkemesince incelenebilecek hususlar olmadığını, kambiyo senedinin müvekkili tarafından sonradan doldurulmadığını alacaklının bu şekliyle kambiyo senedini teslim aldığını, borca itiraz eden davacının dilekçesindeki beyanları ve kısmi borç ikrarlarında bulunmasının senet üzerinde yazan borç miktarınca borçlu olmadığına ispat olmadığını tam tersine taraflar arası8nda çok sayıda alacak borç ilişkilerinin gerçekleştiğinin ispatı olduğunu, davacının borçtan ibra olduğunu, borcun olmadığını, borcun itfa olduğunu içeren alacaklının imzası ile tevsik edildiğini, hiçbir belge sunmaksızın borca itiraz ettiğini, bu halde borca itirazın hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, kambiyo senedinin teminat olarak verilmediğini,, davacı borçlunun müvekkil alacaklıda...
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın şikayetinin süresi içerisinde açılmadığı bu nedenle davanın hak düşürücü süre yönünden reddi gerektiği, yapılan icra takibinin 30.01.2018 tarihinde başlatıldığı ve kesinleştiği, davacı tarafça söz konusu takibe, borca itiraz davası yasal hak düşürücü süre geçtikten çok sonra ikame edildiği, davacı tarafın senedin teminat senedi olduğu yönündeki iddialarının da yerinde olmadığı, tüm bu sebeplerle davanın öncelikle hak düşürücü süre yönünden reddini olmadığı taktirde esastan reddini talep etmiştir. Mahkemece; borçluya örnek 10 ödeme emrinin 02/02/2018 tarihinde tebliğ edildiği, davacı tarafından takibe konu senedin teminat senedi olduğu iddiasında bulunulmuş ise de teminat senedi iddiasının borca itiraz niteliğinde olduğu, borçlunun beş günlük yasal süreden sonra 22/06/2021 tarihinde icra mahkemesinde borca itiraz ettiği görülmektedir. O halde mahkemece borca itirazın süreden reddine karar verilmiştir....
İİK'nun 170/a maddesi gereğince icra mahkemesi, müddetinde yapılan şikayet veya itiraz dolayısıyla, usulü dairesinde kendisine intikal eden işlerde takibin müstenidi olan kambiyo senedinin bu vasfı haiz olmadığı veya alacaklının kambiyo hukuku mucibince takip hakkına sahip bulunmadığı hususlarını re'sen nazara alarak bu fasla göre yapılan takibi iptal edebilir. Buna göre borçlunun İİK'nun 168. maddesinde yazılı yasal 5 günlük sürede borca yada imzaya itiraz etmesi veya zamanaşımı itirazında bulunması durumunda, takip konusu belgenin kambiyo senedi vasfını haiz olmadığının ve dolayısıyla alacaklının kambiyo senetlerine özgü yol ile takip hakkının bulunmadığının tespit edilmesi halinde, diğer itiraz nedenleri incelenmeksizin İİK'nun 170/a maddesi uyarınca re'sen takibin iptaline karar verilmesi gerekir. Somut olayda, takip dayanağı bononun ön yüzünde ''bu senet ......
İDDİA VE SAVUNMANIN ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, müvekkili aleyhine kambiyo senedine özgü takip başlatıldığını, müvekkilinin yerleşim yeri adresinin Bolu ili olduğunu, bu nedenle yetki yönünden takibe itiraz ettiklerini, ayrıca takibe konu bonodaki imzanın müvekkiline ait olmadığını, senet üzerinde müvekkile vekâleten Hakan Mete Kutay tarafından takibe konu senet düzenlenmiş gibi gösterilmiş ise de müvekkilinin Hakan Mete Kutay'a kambiyo taahhüdünde bulunmaya yönelik vekaletname vermediğini, borca ve imzaya itiraz ettiklerini söyleyerek takibin iptaline ve davacı aleyhine tazminata hükmedilmesine karar verilmesini istemiştir....
Öte yandan, İİK'nun l70/b maddesi göndermesi ile kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takiplerde de uygulanması gereken aynı kanunun 63. maddesi gereğince yargılama sırasında borçlu alacaklının dayandığı senet metninden anlaşılan itiraz sebeplerini ileri sürebilir. Bu bağlamda senette tahrifat iddiası senet metninden anlaşılan itiraz sebepleri arasındadır (Prof.Dr. Baki Kuru, İcra ve iflas Hukuku l-Cilt, 1988, sayfa 242 ve devamı). Somut olayda borçlu yargılama aşamasında 07.03.2012 tarihli celsede takibe konu çek üzerindeki paraf imzalarının keşideciye ait olmaması nedeniyle çekin kambiyo vasfını kaybettiğini ileri sürmüştür. İİK'nun 170/b yollaması ile aynı kanunun 63. maddesi gereğince borçlu, yargılama aşamasında, alacaklının dayandığı çek metninden anlaşılan itiraz sebeplerini yargılama sonuçlanıncaya kadar ileri sürebilir....
Somut olayda; takibe konu bononun, taraflar arasındaki sözleşmenin teminatı olarak verildiği, üzerinde kayıt ve şart ihtiva ettiğine dair hiç bir tereddüte yer bırakmayacak şekilde bir ibare bulunmadığı, senedin arka yüzünde yer alan ibarelerin senedin kambiyo senedi vasfını etkilemeyeceği, kaldı ki borçlu asilin 27/02/2014 tarihli duruşmada alacaklı tarafa 5.000 TL borcu olduğuna dair kabul beyanında bulunduğu ve İİK'nun 170/a-son maddesi hükmü uyarınca artık takibe dayanak bononun kambiyo senedi vasfında olup olmadığı hususunun tartışılamayacağı dolayısıyla teminat iddiasının İİK 169/a maddesi kapsamında borca itiraz hükümleri çerçevesinde incelenmesi gerektiği, buna ilişkin olarak da borçlu tarafça sunulan 02/10/2012 tarihli sözleşmede takibe konu senede açık atıf bulunmadığı ve bu nedenle borca itirazın ispatlanamadığı anlaşılmıştır....