Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Velâyetin kaldırılması gibi “çocuğun güvenliğini” doğrudan ilgilendiren bir davada çocuğun üstelik velâyetin kendisinden “kaldırılması istenilen” bir davalı tarafından temsil edilmesi; velâyet kendisinde bulunan davalının her zaman çocuğun yararına davranmayacağı şu veya bu gibi düşüncelerle çocuk aleyhinde birleşmesi ve onun zararına bir durum yaratması davanın açılış sebebi göz önüne alındığında olası olduğundan son derecede sakıncalıdır. Dava konusu çocuk ile yasal temsilcisi arasında menfaat çatışması vardır. (TMK. m. 426 b. 2). Zaten bu sebeple velâyetin kaldırılması davası açılmıştır. O halde velâyetin kaldırılması davasında; - dava konusu çocuğa bir temsil kayyımı atanmalı, - temsil kayyımı davaya katılmalı, -temsil kayyımı tarafından gösterildiği takdirde delilleri toplanarak sonucu uyarınca bir karar verilmelidir. Velâyetin kaldırılması davasında bu yön gözetilmeden hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır....

    Zaten bu sebeple velâyetin kaldırılması davası açılmıştır. 10-O halde velâyetin kaldırılması davasında; -dava konusu çocuğa bir temsil kayyımı atanmalı, -temsil kayyımı davaya katılmalı, -temsil kayyımı tarafından gösterildiği takdirde delilleri toplanarak sonucu uyarınca bir karar verilmelidir. Velâyetin kaldırılması davasında bu yön gözetilmeden hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır. (Y2HD, 25.11.2002, 11983-12963, İçtihat metni için: Ömer Uğur GENÇCAN, 4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu, Bilimsel Açıklama-İçtihatlar-İlgili Mevzuat, Yetkin Yayınevi, Ankara 2004, Kısaltma: GENÇCAN-TMK, s. 1585). Hükmün bu gerekçe ile bozulması görüşünde olduğumdan değerli çoğunluğun “farklı görüşüne” katılmıyorum....

      Davacı, davalı aleyhine iflas yoluyla takibe geçmiş, davalının itiraz üzerine itirazın kaldırılması ve iflas istemiyle bu davayı açmıştır. İtirazın kaldırılması ve iflas davası tek bir dava olup borçlunun iflasına karar verilmesi halinde itirazın kaldırılması talebi yönünden ayrıca hüküm kurulmaz. Davalı şirketin iflasına karar verilmesi nedeniyle konusu kalmayan davanın reddine karar verilmeli, davacının talebinde, davalının itirazında haklı olup olmadığı incelenerek yargılama gideri ve vekalet ücreti yönünden hüküm kurulmalıdır. Mahkemece bu yönler gözetilmeden itirazın kaldırılması talebinin kayıt kabule dönüştüğü kabul edilerek, yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 07.05.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi....

        Bu durum karşısında ihtiyati tedbirin değiştirilmesi ve kaldırılması talebine ilişkin verilecek karara karşı kanun yolu (temyiz yolu) düzenlenmemiş olduğundan dilekçenin reddine karar vermek gerekmiştir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle ihtiyati tedbirin kaldırılması talebinin reddine dair karara karşı kanun yoluna gidilemeyeceğinden davalının temyiz dilekçesinin REDDİNE, 11.10.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : İtirazın kaldırılması-Tahliye Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı itirazın kaldırılması-tahliye davasına dair karar, davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dava, itirazın kaldırılması ve temerrüt nedeni ile kiralananın tahliyesi istemine ilişkindir. Mahkemece, görevli mahkemenin İcra Hukuk Mahkemesine ait olduğu gerekçesiyle mahkemenin görevsizliğine, kesinleşme tarihinden itibaren dava dosyasının icra hukuk mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. İlamsız tahliye takibinde kiracının ödeme emrine itirazı üzerine kiralayan seçimlik hakkını kullanarak süresinde icra mahkemesinden itirazın kaldırılmasını isteyebileceği gibi; Sulh hukuk mahkemesinde itirazın iptali ve tahliye davası da açabilir....

            Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ :Karşılıklı Boşanma - Nafakanın Kaldırılması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-davalı erkek tarafından kusur belirlemesi, maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddi, nafakanın kaldırılması davasının reddi, yoksulluk nafakası ve vekalet ücreti yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Davacı-davalı erkeğin, nafakanın kaldırılması davasına yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde; Kaldırılması talep edilen nafakanın yıllık tutarı 6.000,00 TL olup karar tarihindeki kesinlik sınırı 41.530,00 TL'yi aşmadığından 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 362. maddesi gereğince temyiz sınırı altında kalan para alacağına ilişkin karar kesindir....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : 5395 Sayılı Yasaya Göre Koruma Kararının Kaldırılması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm koruma altına alınan ... tarafından; koruma kararının kaldırılması yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı kurum, 01.04.1995 doğumlu ... hakkında 2828 sayılı yasaya göre verilen koruma kararının kaldırılarak, 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanununa göre eğitim ve sağlık tedbiri kararı verilmesini talep etmiştir. Mahkemece dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda talebin kabulüne karar verilerek ... hakkında 2828 sayılı yasa uyarınca verilen koruma kararının kaldırılmasına, 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanununun 5/1-b maddesi gereğince eğitim tedbiri ile 5/1-d maddesi gereğince sağlık tedbirine karar verilmiş, hüküm koruma altına alınan tarafından koruma kararının kaldırılması yönünden temyiz edilmiştir....

                Bu sebeple davalı-davacının temyiz dilekçesinin reddine karar verilmesi gerekmiştir. 2-Yoksulluk nafakasının kaldırılması, olmadığı takdirde azaltılması davası ile iştirak nafakasının kaldırılması, olmadığı takdirde azaltılması davalarına yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde; Temyize konu kaldırılması talep edilen yoksulluk nafakasının yıllık miktarı 2400 TL olup, yine temyize konu kaldırılması talep edilen iştirak nafakasının yıllık miktarı 1800 TL olup Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 362/1-a maddesi gereğince karar tarihindeki temyiz kesinlik sınırının (3200 TL) altında kaldığından kesindir....

                  "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, itirazın kaldırılması talebinin kısmen kabulüne, tahliye talebinin reddine karar verilmiş olup hükmün davacı ve davalı taraflarından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü. Dava kesinleşen icra takibi sebebiyle kiralananın tahliyesi istemine ilişkin olarak açılmış ise de, yargılama aşamasında davalı borçlu tarafından davaya dayanak icra takibine itiraz edilmesi sebebiyle, davacı vekili tarafından verilen 25.11.2014 günlü ıslah dilekçesi ile tahliye talebine ek olarak itirazın kaldırılması isteminde de bulunulmuş; mahkemece ıslah istemi kabul edilerek tahliye talebinin reddine, itirazın kaldırılması talebinin kısmen kabulüne karar verilmiş, karar her iki taraf vekillerince temyiz edilmiştir....

                    İİK.’nun 269/b-1. maddesi son cümlesi uyarınca itirazın kaldırılması istenilmeden tahliye talebinde bulunulamayacağı gibi bazı ayrık durumlar dışında mahkemece itirazın kaldırılması kararı verilmeksizin tahliyeye de karar verilemeyeceğinden kararın bu nedenlerle bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı ve davalılar verilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 30.06.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                      UYAP Entegrasyonu