Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Kal. Sit ve İnş. San. Tic. A.Ş vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü: -K A R A R- Hükmü temyiz eden davalılar ... ve Likit Mad. Kal. Sit ve İnş. San. Tic. A.Ş vekili Avukat ... 20.09.2016 günlü dilekçesiyle temyiz isteğinden feragat ettiğini bildirdiği ve vekaletnamesinde temyizden feragate yetkili olduğu anlaşıldığından temyiz isteminin feragat nedeniyle reddi gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalılar ... ve Likit Mad. Kal. Sit ve İnş. San. Tic. A.Ş vekilinin temyiz dilekçesinin feragat nedeniyle REDDİNE, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalılar ... ve Likit Mad. Kal. Sit ve İnş. San. Tic. A.Ş'ye geri verilmesine 01.12.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....

    Orta yerde davacı tarafından ileri sürülen kal giderlerinin tahsili istemi yokken az önce sözü edilen taleple bağlılık kuralına aykırı biçimde kal giderlerinin hesaplattırılarak hüküm altına alınması doğru olmamıştır. Kaldı ki, İcra ve İflas Kanununun 30. maddesi hükmünce bir işin yapılmasına dair olan ilamın İcra Müdürlüğüne verilmesi üzerine borçluya bir icra emri gönderilerek ilamda gösterilen süre içinde ve eğer süre verilmemişse işin mahiyetine göre başlama ve bitirme zamanları tayin edilerek İcra Müdürlüğü tarafından o işin yapılması emredilir. Borçlu emir gereğini yerine getirmezse lazım gelen masraf İcra Müdürü tarafından bilirkişiye hesaplattırılarak ayrıca bir hüküm gerekmeksizin bu masraf borçludan tahsil edilir. Görülüyor ki, ilamın kal giderlerine ilişkin kısmının infazı, ilamın infazı sırasında ve icra müdürüne ait bir iştir....

      Orta yerde davacı tarafından ileri sürülen kal giderlerinin tahsili istemi yokken az önce sözü edilen taleple bağlılık kuralına aykırı biçimde kal giderlerinin hesaplattırılarak hüküm altına alınması doğru olmamıştır. Kaldı ki, İcra ve İflas Kanununun 30. maddesi hükmünce bir işin yapılmasına dair olan ilamın İcra Müdürlüğüne verilmesi üzerine borçluya bir icra emri gönderilerek ilamda gösterilen süre içinde ve eğer süre verilmemişse işin mahiyetine göre başlama ve bitirme zamanları tayin edilerek İcra Müdürlüğü tarafından o işin yapılması emredilir. Borçlu emir gereğini yerine getirmezse lazım gelen masraf İcra Müdürü tarafından bilirkişiye hesaplattırılarak ayrıca bir hüküm gerekmeksizin bu masraf borçludan tahsil edilir. Görülüyor ki, ilamın kal giderlerine ilişkin kısmının infazı, ilamın infazı sırasında ve icra müdürüne ait bir iştir....

        Ancak; 1- Mahkemece müdahalenin meni talebinin kabulüne karar verildiği anlaşılmış olup, kal talebi yönünden de kabul kararı verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile kal talebinin reddine karar verilmesi, 2- Asıl dava bakımından talep edilen dava değeri üzerinden davacı taraf lehine nispi velalet ücretine hükmedilmesi gerekirken eksik vekalet ücreti takdiri; 3- Asıl dava bakımından redde konu bir bölüm bulunmadığı halde, davalı idare lehine vekalet ücreti takdiri, Doğru değil ise de; bu yanılgıların giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, a) Gerekçeli kararın hüküm fıkrasının ilk iki paragrafından (Asıl dava yönünden davanın KISMEN KABUL KISMEN REDDİ İLE,) ve (Davacının kal talebinin REDDİNE,) cümlesinin çıkartılmasına, yerlerine sırasıyla, (Asıl davanın kabulüne) (Davacının kal talebinin kabulüne) ibarelerinin yazılmasına b)Gerekçeli kararın hüküm fıkrasının 8. bendinden (671,62) rakamlarının çıkartılmasına, yerine (5.100,00) rakamlarının yazılmasına...

          Bir taşınmaza kamulaştırmasız el atılması halinde, müdahalenin önlenmesi talebi yanında kal ve eski hale getirme talebi de varsa, arazi niteliğindeki taşınmaz bedelinin gelir metodu esas alınarak, yukarıda belirtildiği üzere oluşturulacak bilirkişi kurulu eşliğinde keşif yapılıp, taşınmazın kamulaştırmasız el konulan bölümün bedeli ile taşınmazın eski hale getirme bedelleri ayrı ayrı tespit ettirilerek, el konulan bölüm bedeli, kal ve eski hale getirme masraflarından fazla ise müdahalenin önlenmesi ve kal kararı ile birlikte taşınmazın eski hale getirilmesine karar verilmeli; şayet kal ve eski hale getirme masrafları zemin bedelinden fazla ise bu durumda el konulan zemin bedelinin davalı idareden tahsili ve el konulan bölümün davacı üzerindeki tapusunun iptali ile Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesi gerektiği düşünülmeden, yasaya uygun olmayan şekilde tek bilirkişi tarafından düzenlenen ve yukarıda belirtilen hususları ihtiva etmeyen rapora göre eksik inceleme ile yasal...

            Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava, el atmanın önlenmesi, kal ve eski hale getirme istemine ilişkindir. Asliye Hukuk Mahkemesince, dava konusu taşınmazlar ile ilgili kadastro çalışmaları yapıldığı ve tutanak tutulduğundan Kadastro Mahkemelerinin görevli olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Kadastro Mahkemesi ise, dava konusu taşınmazda davacıların kal ve eski hale getirme istemleri yönünden davayı tefrik ederek, kal veeski hale getirme istemlerinin yenilik doğurucu karar almayı gerektirdiği ve genel mahkemece karara bağlanması gerektiği gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur....

              Somut olayda; davanın 6100 sayılı HMK’nın yürürlüğe girdiği 01.10.2011 tarihinden önce, 24.08.2009 tarihinde açıldığı, aynı yasanın geçici 1.maddesinin 1.fıkrasında “bu kanunun göreve ve yargı yoluna ilişkin hükümleri,kanunun yürürlüğe girmesinden önce açılmış davalarda uygulanmaz“ şeklinde düzenleme getirildiği, dava dilekçesinde dava değerinin 30000,00TL olarak belirtildiği, ancak yapılan keşift sonucu alınan teknik bilirkişi raporlarına göre, uyuşmazlık konusu tecavüzlü bölümün 21,91 metrekare ve dava tarihindeki değerinin 5477, 50 TL olduğu, tecavüzlü olduğu iddia edilen bölümdeki mütemmim cüz niteliğindeki garaj ve bahçe duvarının kal giderinin ise 900,00 TL olarak belirtildiği, tapu iptal, tecil ve kal davalarında, mütemmim cüz niteliğindeki yapıların kal-i birlikte talep edildiğinde dava değerinin, tapu kaydının iptali istenen tecavüzlü taşınmaz bölümü ile ve kal giderinin toplamından oluşacağının ve dosya kapsamına göre bu değerin 6377,50 TL olduğunun anlaşılmasına...

                Mahkemece yapılan keşif neticesi düzenlenen bilirkişi raporlarına istinaden davalı tarafın haksız müdahalesi belirlenmiş olup, yapılan keşif işleminde usul ve yasaya aykırı bir husus bulunmadığı gibi, davalının müdahalesi belirlenmekle birlikte yapı ve eklentilerin davalının kendi taşınmazı içinde kaldığı, dava dilekçesindeki talebin tecavüzlü yapı ve eklentilerin yıkılması olduğu, yapı ve eklentiler yönünden tecavüz durumunun söz konusu olmadığı anlaşılarak kal talebinin bu duruma göre değerlendirildiği ve bu nedenle vekalet ücretine hükmedilmemiş olmasının usul ve yasaya aykırı olmadığı anlaşılmaktadır....

                "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasında görülen davada Kavak Asliye Hukuk ve Kavak Kadastro Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava, meni müdahale, kal ve ecrimisil istemine ilişkin olarak açılmış, yargılama sırasında ecrimisil ve kal istemine ilişkin olarak dava tefrik edilmiştir. Asliye Hukuk Mahkemesince; davaya konusu taşınmazların bulunduğu bölgede kadastro çalışmaları başladığından ve kadastro tutanağı düzenlenmesi nedeniyle görevsizlik kararı verilmiştir. Kadastro Mahkemesi de; meni müdahale ile ecrimisil ve kal istemlerini tefrik ederek, kal ve ecrimisil istemi ile ilgili olarak görülen davada 3402 Sayılı Kadastro Kanununun 25. maddesi uyarınca bu tür davalara genel mahkemelerde bakılması gerektiği gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur....

                  Kadastro Mahkemesince, Kadastro Kanununun 25/son maddesine dayanılarak, kal(yıkım)istemi, el atmanın önlenmesi hakkındaki davadan tefrik edilerek, Sulh Hukuk Mahkemesine görevsizlik kararı verilmiştir.3402 Sayılı Kadastro Yasasının 25/son maddesi uyarınca mahkemeden yenilik doğurucu hüküm almayı gerektiren kal (yıkım) davası ile ilgili isteklerin incelenmesi kadastro mahkemesinin görevi dışında olup, davaya bakma görevi genel mahkemelere aittir. Bu durumda kal istemine ilişkin uyuşmazlığın,genel hükümlere göre Ilgaz Sulh Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle;6100 sayılı HMK.'nın 21 ve 22. (1086 sayılı HUMK.’nın 25 ve 26.) maddeleri gereğince Ilgaz Sulh Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 14.03.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                    UYAP Entegrasyonu