Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tapu İptali Ve Tescil Batman Asliye 2.Hukuk Mahkemesinden verilen, tarafları, tarih ve numarası yukarıda yazılı hükmün incelenmesi sırasında Yargıtay 16.Hukuk Dairesinin 26.2.2007 gün , 627-362 sayılı, 7.Hukuk Dairesinin 13.2.2007 gün , 283-410 sayılı ve 1.Hukuk Dairesinin 18.1.2007 gün 11765-328 sayılı kararlarıyla meydana gelen görev uyuşmazlığının giderilmesi istenilmekle, 2797 sayılı Yasa uyarınca toplanan Başkanlar Kurulu'nca dairelerin görevsizlik kararlarıyla dava dosyası incelenerek gereği görüşüldü: Dava, genel kadastro ile oluşan, tapu kaydına dayalı olarak kadastrodan önceki nedenlerle açılan ve Asliye Hukuk Mahkemesince karara bağlanan tapu iptal ve tescil istemine ilişkindir. Uyuşmazlığın bu niteliği itibariyle hükmün temyiz inceleme görevi 7.Hukuk Dairesine aittir....

    Sayılı dosyası ise tapu iptal tescil davası açıldığını ve davanın kabul edildiğini ve hükmün davalılarca temyiz edilmemesi üzerine kesinleştiğini, Yolsuz olarak tescil edilen yukarıda bahsi geçen tapu kayıtlarının, kanuna aykırı olarak davalı üzerine iyi niyetli olmaksızın tescil edilmesi sonucu taşınmazlar üzerindeki mirastan doğan ayni hakkı zedelenen müvekkil için, tapu kayıtlarının iptali ile müvekkilin miras hissesine göre adına tescilinin yapılmasının talep etmiştir....

      Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, kadastro öncesi nedene ve ayrıca kadastro sonrası şahsi hakka dayalı tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde bedel istemine ilişkindir. 2. İlgili Hukuk 1. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 12/3. maddesi şöyledir; “Bu tutanaklarda belirtilen haklara, sınırlandırma ve tespitlere ait tutanakların kesinleştiği tarihten itibaren on yıl geçtikten sonra, kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanarak itiraz olunamaz ve dava açılamaz.” 2. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 11.4.1990 gün ve 1990/1–152, 1990/236 sayılı kararında vurgulandığı gibi, davada dayanılan maddi olaylar bakımından birkaç hukuki nedenin bir arada gösterilmesinde ilke olarak usul ve yasaya aykırı bir yön yoktur. Hukuki sebeplerden bir tanesinin diğer hukuki sebebin incelenmesine olanak verir niteliği bulunduğu sürece önem ve lüzum derecesine göre birden fazla hukuki sebep aynı davada inceleme ve araştırma konusu yapılabilir. 3. Değerlendirme 1....

        HUKUK DAİRESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL Taraflar arasında birleştirilerek görülen tapu iptali ve tescil istekli davadan dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince hak düşürücü süre nedeniyle davanın reddine ilişkin verilen kararın, davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından yapılan inceleme sonucunda; başvurunun esastan reddine karar verilmiştir. Karar süresi içinde asıl ve birleştirilen davada davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: I....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Ordu 2.Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen, tarafları, tarih ve numarası yukarıda yazılı hükmün incelenmesi sırasında Yargıtay 1.Hukuk Dairesinin 15.4.2010 gün, 3522-4368 sayılı, 5.Hukuk Dairesinin 22.2.2010 gün, 2009/15293-2010/2569 sayılı kararlarıyla meydana gelen görev uyuşmazlığının giderilmesi istenilmekle, 2797 sayılı Yasa uyarınca toplanan Başkanlar Kurulu’nca dairelerin görevsizlik kararlarıyla dava dosyası incelenerek gereği görüşüldü: Dava, genel kadastro ile oluşan ve tapu kaydına dayalı olarak kadastrodan önceki nedenlere dayalı tapu iptal ve tescil istemine ilişkin olup, karar asliye hukuk mahkemesince verilmiştir. Uyuşmazlığın bu niteliği itibariyle hükmün temyiz inceleme görevi 7.Hukuk Dairesine aittir. S O N U Ç : Yukarıda açıklanan nedenlerle dosyanın 7.Hukuk Dairesine gönderilmesine, 01.07.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Adana (Kapatılan) 6.Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen, tarafları, tarih ve numarası yukarıda yazılı hükmün incelenmesi sırasında Yargıtay 14.Hukuk Dairesinin 26.2.2008 gün, 2147-2277sayılı, 1.Hukuk Dairesinin 17.3.2008 gün 2348-3320 sayılı,16.Hukuk Dairesinin 27.12.2010 gün 5804-7789 sayılı kararlarıyla meydana gelen görev uyuşmazlığının giderilmesi istenilmekle, 2797 sayılı Yasa uyarınca toplanan Başkanlar Kurulu’nca dairelerin görevsizlik kararlarıyla dava dosyası incelenerek gereği görüşüldü: Dava, tapu kaydına dayalı olarak kadastrodan önceki nedenlere dayalı tapu iptal ve tescil istemine ilişkin olup, karar asliye hukuk mahkemesince verilmiştir. Uyuşmazlığın bu niteliği itibariyle hükmün temyiz inceleme görevi 16.Hukuk Dairesine aittir. SONUÇ: 16. Hukuk Dairesinin görevsizlik kararının KALDIRILMASINA, dosyanın bu Daireye gönderilmesine, 26.5.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi....

              Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesi uyarınca, kadastro tespitinin kesinleşmesinden itibaren 10 yıl geçtikten sonra artık, "kadastrodan önceki nedenlere" dayanılarak dava açılamaz. Gerçekten, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 12/3 maddesi hükmünce tutanaklarda belirtilen haklara sınırlandırma ve tespitlere ait tutanakların kesinleştiği tarihten itibaren 10 yıl geçtikten sonra kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanılarak itiraz olunamaz ve dava açılamaz. Ne var ki davacı, tapu iptal tescil isteği yanında talebinin kabul görmemesi halinde tazminat talep etmiştir. Sebepsiz zenginleşmeden söz edilebilmesi için; bir taraf zenginleşirken diğerinin fakirleşmesi, zenginleşme ve fakirleşme arasında uygun nedensellik bağının bulunması ve zenginleşmenin hukuken geçerli bir nedene dayalı olmaması gerekir....

                Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. 3.2. İlgili Hukuk 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 12/3. maddesi, “Bu tutanaklarda belirtilen haklara, sınırlandırma ve tespitlere ait tutanakların kesinleştiği tarihten itibaren on yıl geçtikten sonra, kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanarak itiraz olunamaz ve dava açılamaz.” hükmünü içermektedir. 3.3. Değerlendirme 3.3.1. 3402 sayılı Yasa’da mülkiyete ilişkin talepler yönünden hak düşürücü süre öngörülmüştür. Hak düşürücü süre, yargılamanın her aşamasında re’sen gözetilmesi gereken bir husustur. 3.3.2. Dosya içeriğine, toplanan delillere, (IV./3.) numaralı paragrafta yer verilen Bölge Adliye Mahkemesi kararının dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, göre yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. VI....

                  Temyiz Nedenleri Davacılar vekili, davacıların taşınmazı malik sıfatı ile zilyet ettiklerini, kadastro tespitinin hatalı olduğunu, Yerel ve Bölge Adliye Mahkemesi kararlarının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararının bozulmasını talep etmiştir. 3. Gerekçe 3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. 3.2. İlgili Hukuk 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 12/3. maddesi, “Bu tutanaklarda belirtilen haklara, sınırlandırma ve tespitlere ait tutanakların kesinleştiği tarihten itibaren on yıl geçtikten sonra, kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanarak itiraz olunamaz ve dava açılamaz.” hükmünü içermektedir. 3.3. Değerlendirme 3.3.1. 3402 sayılı Yasa’da mülkiyete ilişkin talepler yönünden hak düşürücü süre öngörülmüş olup, söz konusu yasa maddesindeki hak düşürücü süre, dava şartı olup, yargılamanın her aşamasında re’sen gözetilecektir. 3.3.2....

                    Temyiz Nedenleri Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle, İlk Derece Mahkemesi ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, istinaf dilekçelerindeki taleplerini ve dava dilekçelerindeki taleplerini tekrar ile ret kararının hükmen bozulmasını talep etmiştir. 3. Gerekçe 3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. 3.2. İlgili Hukuk 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 12/3. maddesi, “Bu tutanaklarda belirtilen haklara, sınırlandırma ve tespitlere ait tutanakların kesinleştiği tarihten itibaren on yıl geçtikten sonra, kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanarak itiraz olunamaz ve dava açılamaz.” hükmünü içermektedir. 3402 sayılı Yasa’da mülkiyete ilişkin talepler yönünden hak düşürücü süre öngörülmüştür. Hak düşürücü süre dava şartı olup yargılamanın her aşamasında re’sen gözetilmesi yasal zorunluluktur. 3.3....

                      UYAP Entegrasyonu