Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

(Süleyman Sapanoğlu, tapu iptal ve Tescil Davaları, 2010 baskı, 2. cilt, sh. 1510) . Burada kastedilenin tapu sicillerinin değiştirilmesini öngören tüm davalar olduğu, bunlardan kadastrodan önceki nedene dayalı olanların hak düşürücü süreye tabi olup, kadastrodan sonraki nedenlere dayalı olarak açılan davalarda ise, 3402 Sayılı Yasa’nın 12/3. maddesinde yazılı bulunan 10 yıllık hak düşürücü süreye tabi olmadığı anlaşılmaktadır. Az yukarıda 2010/17871-2011/15484 açıklandığı üzere tapu sicillerinin değiştirilmesine yönelik davalarda bu süre uygulanmalıdır. Nitekim Dairemizin 23.1.1976 gün ve 3352 esas ve 323 karar sayılı ilamında da; “taşınmaz mal satış vaadi sözleşmelerinden doğan davaların için BK.nun 125.maddesinde yazılı on yıllık zaman aşımı süresinin uygulanacağı” vurgulanmış olup, o tarihte yürürlükte olan 766 sayılı Yasa’nın 31. maddesinde de, hak düşürücü süre yönünden bir düzenleme bulunmakta olup, hak düşürücü sürenin uygulanacağı yönünde bir saptama bulunmamaktadır....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Tarih ve numarası yukarıda yazılı hükmün incelenmesi sırasında Özel Daireler arasında meydana gelen görev uyuşmazlığının giderilmesi istenilmekle, 2797 sayılı Yasa uyarınca toplanan Başkanlar Kurulu'nca dairelerin görevsizlik kararlarıyla dava dosyası incelenerek gereği görüşüldü: Uyuşmazlık, kadastrodan önceki nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Uyuşmazlığın bu niteliği itibariyle hükmün temyiz inceleme görevi 16.Hukuk Dairesine aittir. SONUÇ: Dosyanın 16.Hukuk Dairesine gönderilmesine, 25.12.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....

      "İçtihat Metni" DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL -KARAR- Davada asıl uyuşmazlık kadastrodan önceki zilyetliğe dayalı tapu iptal ve tescil isteğine ilişkindir. Davanın açıklanan bu nitelendirmesine göre, 2797 Sayılı Yargıtay Yasasının 14.maddesi uyarınca temyiz incelemesi Yüksek 8.Hukuk Dairesine ait bulunduğundan dosyanın ilgisi yönünden anılan Daire Başkanlığına gönderilmesine, 22.12.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

        Dava konusu taşınmaz 11.4.2006 tarihinde yapılan kadastro çalışmaları sırasında tarla niteliğiyle davalı adına tespit ve tescil edilmiş, kadastro tutanağı 24.7.2006 tarihinde kesinleşmiştir. Davacı dava dilekçesinde açıkça, kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanarak iptal ve tescil isteğinde bulunmuştur. Kadastro Kanunu bir tasfiye kanunu olup, olayın çözümünde 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14 ve 15. maddelerinin gözönünde bulundurulması gerekirken,hüküm fıkrasında yazılı TMK. nun 676/3. fıkrasına dayalı olarak davanın reddine karar verilmesi usul ve kanuna aykırıdır. Kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanan kişi iddiasını her türlü delille kanıtlama olanağına sahiptir....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ:ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVATÜRÜ:TAPU İPTALİ VE TESCİL Dava, hükmüne uyulan dairenin bozma kararında da değinildiği üzere 3402 sayılı Kanun'un 41. maddesinden kaynaklanan uyuşmazlığa değil, kadastro tespit tarihinden sonraki tarihte mirasçılar arasındaki taksim ve ifraza dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkin mülkiyet davasıdır. Kadastrodan önceki nedene dayanılmamıştır. Bozma ilamının ve davanın açıklanan bu niteliğine göre, Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu'nun 09.02.2018 tarih ve 2018/1 sayılı kararı ile kabul edilen Hukuk Dairelerine ilişkin iş bölümü uyarınca temyiz incelemesi Yargıtay 8. Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Bu nedenle dosyanın, anılan Daire Başkanlığı'na GÖNDERİLMESİNE, 23.10.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi....

            Asliye Hukuk Mahkemesinin 2011/56 E. sayılı dosyası ile tapu iptal tescil davası açıldığını ve davanın kabul edildiğini ve hükmün davalılarca temyiz edilmemesi üzerine kesinleştiğini ileri sürerek yolsuz olarak tescil edilen dava konusu taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile davacının payı oranında adına tescilini istemiştir. II. CEVAP Davalı, davacı ...'in 31/03/2004 tarihli gayrimenkul bağış senedi ile dedesi...'dan ve annesi ...'den intikal eden bütün taşınmazlardaki hisselerini dayısı olan davalının eşi ...’na bağışladığını, senedin ... köyü muhtarı tarafından tasdik edildiğini, dava edilen taşınmazların ... köyünde yapılan kadastro çalışmaları ile ...adına tesbit ve tescil edildiğini, kadastro tespit tutanağında belirtilen haklara, sınırlandırma ve tespitlere ait tutanakların kesinleştiği tarihten itibaren 10 yıl geçtikten sonra kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanılarak itiraz edilemeyeceğini belirterek davanın reddini savunmuştur. III....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi K A R A R Dava tapuda Hazine adına arsa ve müştemilatları vasfı ile kayıtlı olup sınırında orman bulunmayan taşınmaza karşı gerçek kişi tarafından tapu kaydına dayanılarak kadastrodan önceki nedene dayalı olarak açılan tapu iptali ve tescil istemine ilişkin olup, Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunun 02.07.2021 tarihli ve 211 sayılı kararı ile hazırlanan, 09.07.2021 tarihli ve 31536 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Hukuk Dairelerine ilişkin iş bölümü uyarınca hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yargıtay (1.) Hukuk Dairesinin görevi cümlesinden bulunmakla, dosyanın anılan Daire Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 11.01.2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi....

                Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Kadastrodan Önceki Nedene Dayalı Tapu İptali Ve Tescil 1 K A R A R Dava, kadastro öncesi nedenlere dayalı olarak genel mahkemede açılan tapu kaydının iptali ve tescili istemine ilişkin olup, Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunun 02.07.2021 tarihli ve 211 sayılı kararı ile hazırlanan, 09.07.2021 tarihli ve 31536 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Hukuk Dairelerine ilişkin iş bölümü uyarınca hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yargıtay (1.) Hukuk Dairesinin görevi cümlesinden bulunmakla, dosyanın anılan Daire Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 21.09.2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi....

                  Temyiz Nedenleri Davacılar vekili, taşınmazın davacılar tarafından malik sıfatı ile zilyet edildiğini, mülkiyet hakkının zamanaşımına uğramayacağını ve Anayasal koruma altına alındığını, Yerel ve Bölge Adliye Mahkemesi kararlarının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek kararının bozulmasını talep etmiştir. 3. Gerekçe 3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. 3.2. İlgili Hukuk 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 12/3. maddesi, “Bu tutanaklarda belirtilen haklara, sınırlandırma ve tespitlere ait tutanakların kesinleştiği tarihten itibaren on yıl geçtikten sonra, kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanarak itiraz olunamaz ve dava açılamaz.” hükmünü içermektedir. 3.3. Değerlendirme 3.3.1. 3402 sayılı Yasa’da kadastro öncesi nedene dayalı mülkiyete ilişkin talepler yönünden hak düşürücü süre öngörülmüş olup, bu durum yargılamanın her aşamasında re’sen gözetilecektir. 3.3.2....

                    Davalı ..., on yıllık hak düşürücü sürenin geçtiğini, taşınmazın yerleşim alanında kaldığını ve mera vasfını yitirdiğini bildirerek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, on yıllık hak düşürücü sürenin geçmesi nedeniyle dava reddedilmiştir. Hükmü, davacı Hazine temyiz etmiştir. Gerçekten 3402 sayılı Kadastro Kanununun 12.maddesinin 3.fıkrası uyarınca, tutanakta belirtilen haklara sınırlandırma ve tespitlere ait tutanakların kesinleştiği tarihten itibaren on yıl geçtikten sonra, kadastro önceki hukuki sebeplere dayanarak itiraz olunması ve dava açılması olanağı yoktur. Açıklanan nedenle, davadaki davacı Hazine isteminin kadastrodan önceki bir nedene dayanıp dayanmadığının tespiti somut uyuşmazlıkta önem kazanmaktadır....

                      UYAP Entegrasyonu