Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Her ne kadar, davacılar vekili istinaf başvuru dilekçesinde müvekkillerinin talebinin kadastrodan önceki sebebe dayalı olmadığını ve kadastrodan sonra TMK'nın 676 ve 677. maddesine göre yapılan miras payının devri ve miras taksim sözleşmesinden kaynaklı olduğunu ileri sürmüş ise de, davacılar miras taksim ya da miras payının devri sözleşmesinden doğan bir hakkı değil, kadastrodan önce doğan miras haklarını talep ettiklerinden, davacılar vekilinin bu yöne değinen istinaf itirazları yerinde görülmemiştir. Kaldı ki, TMK'nın 676 ve 677. maddeleri uyarınca, tapulu taşınmazlara ilişkin olarak mirasçılar arasında yapılacak miras taksim ve miras payının devri sözleşmelerinin yazılı şekilde yapılması geçerlilik koşulu olup, sözlü yapılan anlaşmaların hukuken herhangi bir geçerliliği bulunmamaktadır....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ :ELATMANIN ÖNLENMESİ-ECRİMİSİL Yargıtaya Geliş Tarihi:20.10.2016 -KARAR- Mahkeme kararındaki nitelendirmeye göre, dava, çekişme konusu taşınmaz Hazine tarafından davalıya İskan Kanunu uyarınca tahsis edilmiş olmakla birlikte, asıl dava; tahsis öncesi nedene dayalı zilyetlik iddiasından kaynaklı tapu iptali ve tescili, birleştirilen dava ise mülkiyet hakkına dayalı elatmanın önlenmesi ve ecrimisil istemlerine istemine ilişkindir. Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunun 11.01.2019 tarih ve 1 sayılı kararı ile aynen kabul edilen ve 31.01.2019 günü Resmi Gazetede yayımlanarak 01.02.2019 tarihinde yürürlüğe giren hukuk dairelerine ilişkin iş bölümü uyarınca bu davanın temyiz incelemesi Yargıtay 8.Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Hâl böyle olunca, 2797 sayılı Yargıtay Kanunu'nun 23.07.2016 tarihinde yürürlüğe giren 6723 sayılı Kanun'un 21....

      Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava konusu 636 parsel sayılı taşımazın kadastro tespiti 09.06.1975 tarihinde yapılmış ve 19.04.1976-19.05.1976 tarihleri arasındaki askı ilan süresi içerisinde herhangi bir itiraz eden bulunmaması sebebiyle de bu sürenin sonunda kesinleştiği, dolayısıyla, kadastro tespitinin kesinleştiği tarih ile dava tarihi arasında 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3.maddesinde yazılı on yıllık hak düşürücü süre geçtiği, davacının kadastro öncesi zilyetlik iddialarının dinlenme olanağı bulumadığı, kadastro sonrası zilyetlik iddiası bakımından ise, tapuda kayıtlı bulunan taşınmazlar üzerinde sürdürülen zilyetliğin süre ve şekli ne olursa olsun kanundaki ayrık durumlar haricinde hukukça bir değer taşımadığı, davacının, çalılık durumdaki taşınmazın fındıklık haline getirilmesi, fındık ocaklarının dikilmesi, yetiştirilmesi ve bakımı için yapılan giderlerin sebepsiz zenginleşme hükümlerine dayalı olarak davalılardan...

        Buna göre, mahkeme kararlarına karşı kanun yolu başvurusunda bulunma hakkı, adil yargılanma hakkı kapsamındadır. 28.07.2020 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 22.07.2020 tarihli ve 7251 sayılı Kanun’un 53.maddesi ile 3402 sayılı Kanun’a eklenen Ek 6. maddesi ile "Kadastro Mahkemesinin veya otuz günlük askı ilan süresinden sonra, kadastro öncesi nedene dayalı olarak açılan davalarda genel mahkemelerin verdiği kararlar ile orman kadastrosuna ilişkin davalarda bu mahkemelerce verilen kararlara karşı, miktar ve değere bakılmaksızın 12.1.2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu hükümlerine göre istinaf veya temyiz kanun yoluna başvurulabilir." hükmü getirilmiştir. Hükmün gerekçesinde belirtildiği üzere, bu madde ile söz konusu davaların miktar veya değerine göre istinaf veya temyiz yoluna tabi olup olmadığıyla ilgili uygulamada oluşan tereddütlerin giderilmesi amaçlanmıştır. Dava, kadastro öncesi nedenlere dayalı tapu iptal ve tescil istemine ilişkindir....

          Borçlar Kanunu'nun konuya ilişkin (TBK'nın 77 ve ardından gelen maddelerindeki) düzenlemelere göre, sebepsiz zenginleşme; geçerli olmayan veya tahakkuk etmemiş yahut varlığı sona ermiş bir nedene ya da borçlu olunmayan şeyin hataen verilmesine dayalı olarak gerçekleşebilir. Sebepsiz zenginleşme bunlardan hangisi yoluyla gerçekleşmiş olursa olsun, sebepsiz zenginleşen, aleyhine zenginleştiği tarafa karşı, geri verme borcu altındadır. Sebepsiz zenginleşmeden söz edilebilmesi için; bir taraf zenginleşirken diğerinin fakirleşmesi, zenginleşme ve fakirleşme arasında uygun nedensellik bağının bulunması ve zenginleşmenin hukuken geçerli bir nedene dayalı olmaması gerekir. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (TBK) konuya ilişkin 77 ve devamı maddelerindeki düzenlemelere göre, sebepsiz zenginleşme; geçerli olmayan veya tahakkuk etmemiş yahut varlığı sona ermiş bir nedene ya da borçlu olunmayan şeyin hataen verilmesine dayalı olarak gerçekleşebilir....

            Borçlar Kanunu'nun konuya ilişkin (TBK'nın 77 ve ardından gelen maddelerindeki) düzenlemelere göre, sebepsiz zenginleşme; geçerli olmayan veya tahakkuk etmemiş yahut varlığı sona ermiş bir nedene ya da borçlu olunmayan şeyin hataen verilmesine dayalı olarak gerçekleşebilir. Sebepsiz zenginleşme bunlardan hangisi yoluyla gerçekleşmiş olursa olsun, sebepsiz zenginleşen, aleyhine zenginleştiği tarafa karşı, geri verme borcu altındadır. Sebepsiz zenginleşmeden söz edilebilmesi için; bir taraf zenginleşirken diğerinin fakirleşmesi, zenginleşme ve fakirleşme arasında uygun nedensellik bağının bulunması ve zenginleşmenin hukuken geçerli bir nedene dayalı olmaması gerekir. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (TBK) konuya ilişkin 77 ve devamı maddelerindeki düzenlemelere göre, sebepsiz zenginleşme; geçerli olmayan veya tahakkuk etmemiş yahut varlığı sona ermiş bir nedene ya da borçlu olunmayan şeyin hataen verilmesine dayalı olarak gerçekleşebilir....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL Taraflar arasında görülen davada; Davacı, miras bırakanı ...’ın 1171, 1264 ve 378 parsel sayılı taşınmazlarını mirasçıdan mal kaçırmak amacıyla ve muvazaalı şekilde oğlu ve gelini olan davalılara temlik ettiğini ileri sürerek, tapu iptali ve tescili isteğinde bulunmuştur. Davalılar, taşınmazların miras bırakan tarafından ölünceye kadar bakma akti ile temlik edildiğini, bakım borcunu yerine getirdiklerini, iddianın doğru olmadığını belirterek davanın reddini savunmuşlardır....

              İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde, davacının satın aldığı taşınmazın tapusunu elde edemediği gibi, mahkemece verilen karar ile davalıya ödediği satış bedelini de geri alamadığını, ayrıca ret kararı sonucu davalıya yargılama gideri ve vekalet ücreti ödemek zorunda kaldığını belirterek, kararın kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. GEREKÇE : Dava, sebepsiz zenginleşmeden kaynaklanan itirazın iptali talebine ilişkindir. Sebepsiz zenginleşmeden söz edilebilmesi için; bir taraf zenginleşirken diğerinin fakirleşmesi, zenginleşme ve fakirleşme arasında uygun nedensellik bağının bulunması ve zenginleşmenin hukuken geçerli bir nedene dayalı olmaması gerekir. TBK'nın 77. vd. maddelerindeki düzenlemelere göre, sebepsiz zenginleşme; geçerli olmayan veya tahakkuk etmemiş yahut varlığı sona ermiş bir nedene ya da borçlu olunmayan şeyin hataen verilmesine dayalı olarak gerçekleşebilir....

                Maddesi açıkça sebepsiz zenginleşmeden kaynaklanan zamanaşımı süresinin, poliçenin zamanaşımına uğradığı tarihten itibaren 1 yıl olduğunun düzenlendiğini, bilindiği üzere zamanaşımına uğramış poliçe kambiyo senedi özelliğini kaybetmediği için bu poliçelerde, sebepsiz zenginleşmeden kaynaklanan davalardaki zamanaşımı süresinin, çek zamanaşımı süresinin dolmasından itibaren 1 yıl olmasının hukuka uygun olduğunu, ibraz edilmemiş çekte ibraz tarihinden sonraki 3 yıllık süre, hamile kambiyo senedinden kaynaklı herhangi bir hak vermediğini, bu üç yıllık sürede hamil kambiyo senedinden kaynaklı herhangi bir işlem yapamadığını, hamilin keşideciye karşı ancak sebepsiz zenginleşmeden kaynaklı haklarını kullanabildiğini, bu durumda sebepsiz zenginleşme davası için uygulanacak zamanaşımı süresine 3 yıllık süresinin eklenmesinin hukuki bir gerekçesi olmadığını, şimdiye kadar verilen yargı kararlarında, TTK'nın 732....

                Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı yetkisizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belli edilmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi gereği düşünüldü: -KARAR- Dava, kamulaştırma bedelinin davalılara haksız olarak ödenmesi sebebiyle oluşan sebepsiz zenginleşmeden kaynaklı alacak istemine ilişkindir....

                  UYAP Entegrasyonu