Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Sebepsiz zenginleşmeden söz edilebilmesi için; bir taraf zenginleşirken diğerinin fakirleşmesi, zenginleşme ve fakirleşme arasında uygun nedensellik bağının bulunması ve zenginleşmenin hukuken geçerli bir nedene dayalı olmaması gerekir. Borçlar Kanunu'nun konuya ilişkin 61 ve ardından gelen maddelerindeki (TBK'nın 77 ve ardından gelen maddelerindeki) düzenlemelere göre, sebepsiz zenginleşme; geçerli olmayan veya tahakkuk etmemiş yahut varlığı sona ermiş bir nedene ya da borçlu olunmayan şeyin hataen verilmesine dayalı olarak gerçekleşebilir. Sebepsiz zenginleşme; bunlardan hangisi yoluyla gerçekleşmiş olursa olsun, sebepsiz zenginleşen, aleyhine zenginleştiği tarafa karşı, geri verme borcu altındadır. Bilindiği üzere; tapuya kayıtlı olmayan taşınmazlar menkul mal hükmünde olup, zilyetliğin devri suretiyle satış gerçekleşmiş olur....

    Sebepsiz zenginleşme; geçerli olmayan ve tahakkuk etmemiş yahut varlığı sona ermiş bir nedene ya da borçlu olunmayan şeyin hataen verilmesine dayalı olarak gerçekleşebilir. Sebepsiz zenginleşme bunlardan hangisi yoluyla gerçekleşmiş olursa olsun, sebepsiz zenginleşen, aleyhine zenginleştiği tarafa karşı geri verme borcu altındadır. Yine aynı Kanun'un 82 inci maddesinin birinci fıkrasına göre; sebepsiz zenginleşmeden doğan istem hakkı, hak sahibinin geri isteme hakkı olduğunu öğrendiği tarihten başlayarak iki yılın ve herhalde zenginleşmenin gerçekleştiği tarihten başlayarak on yılın geçmesiyle zamanaşımına uğrar. İki yıllık zamanaşımı süresi, hak sahibinin, mal varlığındaki eksilmeye yol açan işlemi ve sebepsiz zenginleşeni tam olarak öğrendiği tarihten itibaren işlemeye başlar....

    Hazineye karşı TMK.nun 1007.maddesi gereğince açılan tazminat davasına gelince: Dava konusu taşınmaz, davacıların miras bırakanına ait iken kadastro çalışmaları sırasında tespiti yapan kadastro ekibinin (3402 sayılı K.K. m.3) gerekli duyarlılığı ve özeni göstermemesi sonucu ... oğlu ... adına tespit ve tescil edilerek hatalı sicilin oluşmasına ve zararın doğmasına neden olmuştur. Daha sonra tapuda yapılan satış ve devirlerle taşınmaz en son davalı ...’a geçmiştir. 3402 sayılı Kadastro Kanununun 7/2.madde ve fıkrasında; “Kadastro teknisyenleri, bilirkişilerin bilgi ve beyanlarıyla kanaate varamadıkları takdirde, bunların beyanlarına bağlı olmaksızın, diğer kimselerin bilgi ve şahadetlerine başvurabilirler. Ancak, bilirkişilerin bilgi ve beyanlarına uymayan tespitlerde, durumun kayıt ve belgelere dayandırılması ve ayrıca sebeplerinin kadastro tutanağında açıklanması zorunludur.” denilmiştir....

      Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, dava dilekçesindeki açıklamalar ve iddianın ileri sürülüş biçimine göre, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescili isteğine ilişkindir. 3.2. İlgili Hukuk 3.2.1. Bilindiği üzere 21.6.1987 tarihinde kabul edilen ve 09.07.1987 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesinde; "Bu tutanaklarda belirtilen haklara, sınırlandırma ve tespitlere ait tutanakların kesinleştiği tarihten itibaren on yıl geçtikten sonra, kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanarak itiraz olunamaz ve dava açılamaz." hükmü düzenlenmiş, 3.2.2. 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun geçici 4. maddesi ile de; "Tapulama ve kadastro mahkemelerince bu Kanunun yürürlüğe girmesinden önce kesin hükme bağlanmış uyuşmazlıklara bu Kanun uygulanmaz....

        DELİLLER: Dava dilekçesi,davalı savunması, kadastro tutanak örnekleri, tapu kayıt örnekleri, yapılan keşif ve sonrası alınan bilirkişi raporları ile tüm dosya kapsamı GEREKÇE: HMK'nun 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebepler ve kamu düzeni ile sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesinde; Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptal ve tescil istemine ilişkindir. Çekişmeli taşınmazlar kadastro sırasında T14 adına tespit edilmiş, tespite itiraz olunmaması üzerine tespitler 05/07/2011 tarihinde kesinleşmiş ve tapu kaydı oluşmuştur. Davacılar, hak düşürücü sürede taşınmazların miras bırakan Kamil Gürses'ten geldiği iddiasıyla miras hakkına dayanarak ve miras payı oranında adına tescil istemi ile dava açmıştır....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : ALACAK -KARAR- Mahkeme kararındaki nitelendirmeye göre dava, sebepsiz zenginleşmeden kaynaklı tazminat istemine ilişkindir. Yargıtay Büyük Genel Kurulunun 09.02.2012 tarih ve 1 sayılı kararı ile aynen kabul edilen ve Resmi Gazetede yayımlanarak 01.03.2012 tarihinde yürürlüğe giren hukuk dairelerine ilişkin işbölümü uyarınca temyiz incelemesi Yargıtay 3.Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, dosyanın ilgisi yönünden 3.Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE,5.9.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Tarih ve numarası yukarıda yazılı hükmün incelenmesi sırasında Özel Daireler arasında meydana gelen görev uyuşmazlığının giderilmesi istenilmekle, 2797 sayılı Yasa uyarınca toplanan Başkanlar Kurulu'nca dairelerin görevsizlik kararlarıyla dava dosyası incelenerek gereği görüşüldü: Dava, sebepsiz zenginleşmeden kaynaklı tazminat istemine ilişkindir. Uyuşmazlığın bu niteliği itibariyle hükmün temyiz inceleme görevi 3. Hukuk Dairesine aittir. SONUÇ:3 Hukuk Dairesinin görevsizlik kararının KALDIRILMASINA, dosyanın bu daireye gönderilmesine, 11.07.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....

            Açılan sebepsiz zenginleşmeye dayalı alacak davasının hak düşürücü süre nedeniyle reddi doğru olmamış ise de dava tarihinden önce on yıllık süre geçmiş ve davacıların kadastrodan önceki nedene dayalı olarak ileri sürebilecekleri bir mülkiyet hakkı kalmamış olduğundan davacıların doğru olmadığını belirttikleri tespit ve tesciller hukuken geçerli hale gelmiştir. Hukuken geçerli hale gelen mülkiyet durumu nedeniyle bu taşınmazların satılmış olmasından dolayı davalıların sebepsiz zenginleştiğinden söz edilemez. Bu husus toplanan deliller ile açıkça anlaşıldığından başkaca delil toplanmasına da gerek yoktur. Bu durumda sebepsiz zenginleşmeye dayalı taleplerin esastan reddi gerekirken hak düşürücü süreden reddi doğru olmamış ise de davanın reddi sonucu itibarıyla hüküm doğru hale gelmiştir....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tescil Mahkeme tarafından yapılan nitelendirmeden de anlaşıldığı üzere taraflar arasındaki uyuşmazlık, kadastro çalışmaları sonucu tarafların miras bırakanı adına oluşan 1/2 paya ait tapu kaydının kadastro öncesi miras hakkına dayalı olarak miras hissesi oranında iptali ve tescil isteğine ilişkin bulunduğuna göre, Yargıtay Kanunu 14. maddesi uyarınca Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu'nun 19.01.2015 tarih 2015/8 sayılı Kararı ile hazırlanıp 22.01.2015 tarih ve 29244 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Hukuk Daireleri'ne ilişkin iş bölümü uyarınca, hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yargıtay (16.)...

                "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi -K A R A R- Dava kadastro öncesi bir tapu kaydına dayalı olarak açılmış tapu iptal ve tescil isteğine ilişkin olmayıp zilyetliğe ve miras hakkına dayalı tapu iptal ve tescil isteğine ilişkin olup, karar asliye hukuk mahkemesince verildiğine göre, hükme yönelik temyiz itirazlarını inceleme görevi Yüksek Yargıtay 8.Hukuk Dairesi olmakla dosyanın anılan Yüksek Daire Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 12.2.2007 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                  UYAP Entegrasyonu