Mahkemece, kazanma koşullarının oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulüne, teknik bilirkişinin 15.9.2010 tarihli rapor ve krokisinde A harfiyle gösterilen 48,35 m2 taşınmaz bölümünün davacı adına tesciline karar verilmesi üzerine; hüküm, davalı Hazine temsilcisi tarafından temyiz edilmiştir. Davacı kadastro çalışmaları sırasında yol olarak paftasında gösteren taşınmazın adına tapuya tesciline karar verilmesini istemiştir. 3402 sayılı Kadastro Kanununun 16. maddesi hükmüne göre yol, meydan ve köprü gibi orta malları haritasında gösterilmekle yetinilir. Taşınmazın haritasında yol olarak gösterilmesi bir kadastro işlemi olup kadastro tutanağı düzenlenmediği için böyle bir işlem tespit dışı bırakma işlemi niteliğindedir....
, öncesi orman olan bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yokedilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; ... yapısı, bitki örtüsü ve çevresi incelenmeli; yukarıda değinilen belgeler ... ve uzman orman bilirkişiler eliyle yerine uygulattırılıp; orijinal-renkli memleket haritasının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de memleket haritası ölçeğine çevrildikten sonra, her iki harita komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazların konumunu ... parsellerle birlikte haritalar üzerinde gösterecekleri yalnız büro incelemesine değil, uygulamaya ve araştırmaya dayalı, krokili, bilimsel verileri bulunan yeterli rapor alınmalı; davalıların tutunduğu tapu kayıtları mahallinde uygulanmalı, kadastro sırasında herhangi bir taşınmaza revizyon görüp görmediği araştırılmalı, çekişmeli taşınmazların öncesi orman ise Orman Yönetiminin katılımı olmaksızın oluşan tapu kaydının...
Dava, kadastro çalışmaları sırasında tescil harici bırakılan yolun tesciline ilişkindir. 3402 sayılı Yasa'nın 16. maddesi gereği yollar kadastro tespiti sırasında haritasında gösterilmekle yetinilir. Bu tip yerlerin komşu parselleri hakkında kadastro tespit tutanaklarının düzenlenmesi usulüne uygun olarak sürdürülen zilyetliği kesintiye uğratmaz. Dolayısıyla davacı kadastro tespiti öncesinden beri sürdürdüğü zilyetlik nedenine dayanarak adına tescil talebinde bulunabilir. 3402 sayılı Yasa'nın 12/3. maddesinde yalnızca hakkında tutanak düzenlenen taşınmazlarla ilgili olarak 10 yıllık hak düşürücü süre belirlenmiş olup, gerek 3402 sayılı yasada, gerekse de 4721 sayılı Yasa'nın tescil hükümlerini düzenleyen maddelerinde, hakkında tutanak düzenlenmeyen ya da tespit harici bırakılan yerler hakkında kadastro öncesi nedenlere dayanılarak dava açılmasını engelleyen ya da hak düşürücü süre belirleyen yasal düzenleme yoktur....
Davacı ..., söz konusu taşınmazın, sınırında bulunan ve orman vasfıyla tapuda kayıtlı 246 ada 248 sayılı parsel ile hali arazi vasfıyla tapuda kayıtlı 246 ada 86 sayılı parselle birlikte bütünlük içerisinde ve bu taşınmazların devamı niteliğinde olduğunu belirterek tapu kaydının iptali ve ... adına tescili istemiyle dava açmıştır. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı ... temsilcisi tarafından temyiz edilmiştir. Dava, kadastro sonucu oluşan tapu kaydının, kadastro öncesi nedene dayalı olarak iptali ve tescil istemine ilişkindir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde orman kadastrosu yapılmamıştır. 6831 sayılı Kanunun 1. maddesinin ikinci fıkrasının (J) bendi gereğince, eğimi % 12'nin üzerinde olan fundalık, makilik ve çalılık niteliğindeki yerler orman sayılan yerler olarak kabul edilmiştir....
DELİLLER : İddia, savunma, kadastro tutanak örneği, tapu kayıtları ve dosyada mevcut diğer bilgi ve belgeler. İSTİNAF NEDENLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : HMK'nun 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebepler ve kamu düzeni ile sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesinde; Dava kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir....
ve dayanaklarıyla denetlenmeli, fen bilirkişisine yerel bilirkişi ve tanıkların gösterdiği hudutlar haritasında işaretlettirilmeli ve uygulanacak tapu kayıtlarının kapsadığı alanı gösterir, denetime açık ve keşfi takibe imkan verir rapor ve harita düzenlettirilmeli, bu suretle dayanılan kayıtların kapsamı açık bir şekilde tespit edilmelidir....
DELİLLER: Dava dilekçesi, kadastro tutanak örnekleri, tapu kayıt örnekleri, yapılan keşif ve sonrası alınan bilirkişi raporları ile tüm dosya kapsamı, GEREKÇE: HMK'nun 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebepler ve kamu düzeni ile sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesinde; Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptal ve tescile ilişkindir. Mahkemece hüküm kurulan ve davacı tarafından da talep edilen alanlardan B1 ve B2'e yönelik kısımlara Kadastro Kanunu Ek 8. maddesi gereği kadastro yapıldığı taşınmazların 122 ada 110 ve 111 parsel numaralarını aldığı bu parseller yönünden Kadastro Mahkemesi görevli olduğu halde işin esasına girilerek hüküm verilmesi isabetsiz olup, 6100 sayılı HMK'nın 353/1- a.3. maddesi gereğince hükmün kaldırılmasına dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir....
Gereği görüşüldü: Dava, kadastro öncesi nedene ve tapu kaydına dayalı olarak kesinleşmiş kadastroya karşı açılan tapu iptal ve tescil istemine ilişkindir. 1957 yılında yapılan tapulama sırasında 793 parsel sayılı 39.625 m² yüzölçümündeki taşınmazın tespitinin tapu kaydına dayanılarak tarla ve kısmen sazlık niteliği ile dava dışı kişiler adına yapıldığı, tespitin 23.01.1958 tarihinde kesinleştiği, davaya konu 2148 parsel sayılı taşınmazın ise 793 parsel sayılı bu taşınmazın ifrazı yoluyla oluştuğu, davalı kooperatifin cebri satış yolu ile 08.05.2000 tarihinde taşınmaza malik olduğu mahkemece yapılan keşif ve uygulama, toplanıp değerlendirilen delillerle belirlenmiştir....
Temyiz Sebepleri Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; bölge adliye mahkemesinin istinaf sebepleri dışına çıkarak dosyayı incelediğini, idare aleyhine kararı kaldırdığını ve yeniden davacı idare aleyhine hüküm kurduğunu, davalılar tarafından İlk Derece Mahkemesi kararı istinaf edilmediği halde kamu düzeni sebebine dayanılarak davacı idare aleyhine hüküm kurulmasında kanuna ve usule aykırılık bulunduğunu, dava konusu taşınmazla aynı güzergahta bulunan taşınmazların da kamulaştırıldığının göz önüne alınması ve bu doğrultuda bir karar verilmesi gerektiğini bildirerek ve önceki beyanlarını tekrarla kararın bozulmasını talep etmiştir. C. Gerekçe 1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve terkin istemine ilişkindir. 2....
Dava, kadastro çalışmaları sırasında tescil harici bırakılan taşınmazın tesciline ilişkin olup; davacı, adına tescil edilen taşınmazın bir bölümünün tescil harici yol olarak haritasında gösterildiği iddiasıyla kadastro öncesi zilyetliğe de dayanarak dava açmıştır. Bu tür yerlerin komşu parselleri hakkında kadastro tespit tutanaklarının düzenlenmesi, usulüne uygun olarak sürdürülen zilyetliği kesintiye uğratmaz. O halde davacı, kadastro tespiti öncesinden beri sürdürdüğü zilyetlik nedenine dayanarak adına tescil talebinde bulunabilir....