Dava, 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 41.maddesi uyarınca yapılan düzeltme işleminin iptali isteğine ilişkindir. 22/2/2005 tarihli 5304 sayılı Kanunun 9. maddesi ile değişik anılan madde, “Kadastro sırasında veya sonrasında yapılan işlemlerle geometrik durumları kesinleşmiş olan taşınmazlarda ölçü, sınırlandırma, tersimat ve hesaplamalardan doğan hatalar, ilgilinin müracaatı veya kadastro müdürlüğünce re’sen düzeltilir. Düzeltme, taşınmaz malikleri ile diğer hak sahiplerine tebliğ olunur. Tebliğ tarihinden başlayan otuz gün içinde düzeltmenin kaldırılması yolunda sulh hukuk mahkemesinde dava açılmadığı takdirde, yapılan düzeltme kesinleşir...” hükmünü taşımaktadır. Bilindiği gibi, harita ve krokisi bulunan tapu kayıtlarına Türk Medeni Kanunu’nun 719. ve 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 20. maddeleri uyarınca harita ve krokisi kapsamı ile değer verileceği kabul edilmiştir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Davacılar vekili tarafından, davalılar aleyhine 22.6.2004 gününde verilen dilekçe ile 3402 Sayılı Yasanın 41.maddesi uyarınca yapılan düzeltme işleminin iptali istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 10.2.2006 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne duruşma isteminin değerden reddine karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Davacılar, Kadastro Müdürlüğünce 18.11.1992 tarihinde 3402 sayılı yasanın 41. maddesi uyarınca, taşınmazlarında tersimat hatasının bulunduğu gerekçesiyle düzeltme yapıldığını ileri sürerek, işlemin iptali isteminde bulunmuşlardır. Mahkemece, düzeltme kapsamına alınan taşınmazlarda mülkiyet aktarımı söz korusu olduğu, düzeltme işleminin Kadastro Müdürlüğünce yapılabileceği gerekçesiyle dava reddedilmiştir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Davacılar vekili tarafından, davalılar aleyhine 22.6.2004 gününde verilen dilekçe ile 3402 Sayılı Yasanın 41.maddesi uyarınca yapılan düzeltme işleminin iptali istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 10.2.2006 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne duruşma isteminin değerden reddine karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Davacılar, Kadastro Müdürlüğünce 18.11.1992 tarihinde 3402 sayılı yasanın 41. maddesi uyarınca, taşınmazlarında tersimat hatasının bulunduğu gerekçesiyle düzeltme yapıldığını ileri sürerek, işlemin iptali isteminde bulunmuşlardır. Mahkemece, düzeltme kapsamına alınan taşınmazlarda mülkiyet aktarımı söz korusu olduğu, düzeltme işleminin Kadastro Müdürlüğünce yapılabileceği gerekçesiyle dava reddedilmiştir....
Dava, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 41.maddesi uyarınca yapılan düzeltme işleminin iptali isteğine ilişkindir. 5304 Sayılı Kanunun 9.maddesi ile yapılan değişiklikten sonra anılan madde; “Kadastro sırasında veya sonrasında yapılan işlemlerle geometrik durumları kesinleşmiş olan taşınmazlarda ölçü, sınırlandırma, tersimat ve hesaplamalardan doğan hatalar, ilgilinin müracaatı veya kadastro müdürlüğünce re’sen düzeltilir. Düzeltme, taşınmaz malikleri ile diğer hak sahiplerine tebliğ olunur. Tebliğ tarihinden başlayan otuz gün içinde düzeltmenin kaldırılması yolunda sulh hukuk mahkemesinde dava açılmadığı takdirde, yapılan düzeltme kesinleşir. Kadastro sırasında veya sonrasında yapılan işlemlerle kesinleşmiş olan taşınmazlarda, değişiklik işlemleri sırasında ortaya çıkan yüzölçümü farklılıklarından, kadastronun dayandığı teknik kurallarda belirtilen hata sınırları içinde kalanların re’sen düzeltilmesine Kadastro Müdürlükleri yetkilidir” şeklinde düzenlenmiştir....
Mahkemece, yapılan yargılama sonunda davanın Kadastro Kanunun 41. maddesi kapsamında kaldığı ve Kadastro Müdürlüğünce işlem yapılması gerektiği belirtilmek sureti ile davanın yargı yeri nedeni ile reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Mahkemece davacının talebinin 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 41. maddesi kapsamında kalan düzeltme işlemine yönelik olduğu kabul edilmek sureti ile yazılı olduğu şekilde karar verilmiş ise de; verilen karar dosya kapsamına uygun değildir. Davacı dilekçesinde kendisine ait olan 118 ada 27 parsel sayılı taşınmaz ile dava konusu olan 118 ada 28 parsel sayılı taşınmaz arasında bulunan sınırın kuzeyden güneye düz bir hat şeklinde inmesi gerektiğini ancak tespit sırasında sınırın kuzeye doğru çıkarken kuzeybatıya yönlendirilerek ölçülmesi sonucu kendi taşınmazının davalıya ait taşınmaz içinde bırakıldığını ve bu şekilde eksik ölçüldüğünü iddia etmiştir....
Davalılar, davanın reddini savunmuşlar, mahkemece tersimat hatası düzeltme yoluyla mülkiyet nakli sağlandığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, hükmü davalı ... ve Kadastro Müdürlüğü temyiz etmiştir. Dava, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 41.maddesi uyarınca yapılan düzeltme işleminin iptali isteğine ilişkindir. 5304 Sayılı Kanunun 9.maddesi ile yapılan değişiklikten sonra anılan madde; “Kadastro sırasında veya sonrasında yapılan işlemlerle geometrik durumları kesinleşmiş olan taşınmazlarda ölçü, sınırlandırma, tersimat ve hesaplamalardan doğan hatalar, ilgilinin müracaatı veya kadastro müdürlüğünce re’sen düzeltilir. Düzeltme, taşınmaz malikleri ile diğer hak sahiplerine tebliğ olunur. Tebliğ tarihinden başlayan otuz gün içinde düzeltmenin kaldırılması yolunda sulh hukuk mahkemesinde dava açılmadığı takdirde, yapılan düzeltme kesinleşir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Davacı tarafından, davalılar aleyhine 13.09.2006 gününde verilen dilekçe ile 3402 Sayılı Yasanın 41.maddesi uyarınca yapılan düzeltme isteminin iptali istenmesi üzerine yine ... tarafından ... aleyhine aynı istemle açılan dava ve ...'ün açtığı davalar birleştirilerek yapılan duruşma sonunda; ... tarafından ... aleyhine açılan davanın kabulüne, diğer davaların reddine dair verilen 24.01.2008 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Davacı ... 18.8.2006 tarihinde ... ve ...’i 13.9.2006 tarihli dilekçesi ile ...’ü hasım göstererek açtığı davalarda Kadastro Müdürlüğünün 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 41 maddesi uyarınca 12 ve 13 parsel sayılı taşınmazlarda yaptığı düzeltme işleminin iptalini istemiştir....
maddesi uyarınca yeniden yargılamayı gerektirmediğinden istinaf mahkemesince davanın esastan reddi ile yargılama gideri ve avukatlık ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE HUKUKİ SEBEPLER: Dava; 3402 Sayılı Yasanın 41. maddesi uyarınca Kadastro Müdürlüğü tarafından yapılan düzeltme işleminin iptali istemine ilişkindir. Kadastro Müdürlüğünce yapılacak düzeltme işlemlerinin ilgililere tebliğinden sonra ilgililerin Sulh Hukuk Mahkemesine 30 gün içinde açacakları davada düzeltme işlemi yararına olan kişi yada kişiler hasım gösterilerek işlemin iptali istenebilir. Düzeltme işleminin Kadastro Müdürlüğünce re'sen yapılması yada düzeltme işlemi ile lehine sınır değişikliği yapılan bir kişinin bulunmaması halinde husumet düzeltmeyi yapan Kadastro Müdürlüğüne yöneltilmelidir....
Maddesi kapsamında yapılan düzeltme işleminin iptaline, karar verilmiştir. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : T4 vekili istinaf dilekçesinde özetle; Davacılar vekili tarafından, Sakarya Valiliği Kadastro Müdürlüğünün 02.01.2020 tarihli 6117 sayılı yazıları ile Kadastro Müdürlüğünce Kadastro Kanununun 41....
Köyü, 309 ada 3 parsel sayılı taşınmazın 6831 Sayılı Kanunun 2/B maddesi uyarınca Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan yerlerden olduğu ve davacının kullanımında olduğuna dair beyanlar hanesine şerh düşüldüğü anlaşılmaktadır. Davacı, dava konusu taşınmazın 3402 sayılı yasanın 2-B maddesi uyarınca yapılan kadastro çalışmalarında 2211,22 metrekare olarak tespit gördüğünü, oysa 10000,00m2 olarak kendi zilyetliğinde olduğunu iddia ederek, 10000,00 metrekare olarak kullanımında olduğunun beyanlar hanesine şerh verilmesi istemiyle dava açmıştır. Kadastro Müdürlüğünün resen yada talep üzerine 3402 sayılı yasanın 41. Maddesi uyarınca çekişmeli taşınmaz üzerinde işlem yapmadığının anlaşılmasına göre, 3402 sayılı Kadastro Yasasının 11. maddesinde öngörülen 30 günlük askı ilanı süresi geçtikten sonra açılan, 3402 sayılı Yasanın 41. Maddesinden kaynaklanmayan uyuşmazlığın Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp, sonuçlandırılması gerekmektedir....