Davalılar yargılamaya katılmamış, mahkemece davacı tarafından kadastro müdürlüğünce yapılan düzeltme işleminin iptali için açılan dava reddedilerek kesinleştiğinden davanın usulden reddine karar verilmiş, hükmü davacı temyiz etmiştir. Dava, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 41. maddesi uyarınca yapılan düzeltme işleminin iptali ile tapu iptali tescil istemine ilişkindir. 5304 Sayılı Kanunun 9.maddesi ile değiştirilen anılan 41. madde; “Kadastro sırasında veya sonrasında yapılan işlemlerle geometrik durumları kesinleşmiş olan taşınmazlarda ölçü, sınırlandırma, tersimat ve hesaplamalardan doğan hatalar, ilgilinin müracaatı veya kadastro müdürlüğünce re’sen düzeltilir. Düzeltme, taşınmaz malikleri ile diğer hak sahiplerine tebliğ olunur. Tebliğ tarihinden başlayan otuz gün içinde düzeltmenin kaldırılması yolunda sulh hukuk mahkemesinde dava açılmadığı takdirde, yapılan düzeltme kesinleşir....
Kadastro veya tapulama çalışmaları sırasında yapılan teknik bir hata sonucu taşınmazlar arasında binmeler meydana gelmesi ise 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 2013/9365 - 2013/8758 22. maddesi kapsamında bir “mükerrerlik” halini değil, aynı yasanın 41. maddesinde düzenlenen teknik hata halini oluşturur. Yasanın 41. maddesi kapsamında meydana gelen teknik hataların düzeltilmesi prosedürü ise, idarenin re'sen ya da ilgililerin talebi üzerine düzeltme yapması ve 30 gün içinde Sulh Hukuk Mahkemesinde dava açılmaması halinde, tapu kaydına düzeltmenin işlenmesi şeklindedir. Mükerrer kadastro, zemindeki aynı taşınmaz bölümünün, her iki kadastro çalışmasında da sınırlandırmaya tabi tutulması durumudur. Teknik hata halinde ise zemindeki taşınmaz gerçekte iki kez sınırlandırılmamakta, ancak yapılan teknik hatalar nedeniyle pafta üzerinde sınırlar çakışmaktadır....
Dava, 3402 sayılı Yasa'nın 41. maddesi çerçevesinde Kadastro Müdürlüğünce yapılan düzeltme işleminin iptali istemine ilişkindir. 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 41. maddesi gereğince, kadastro sırasında veya sonrasında yapılan işlemlerle geometrik durumları kesinleşmiş olan taşınmazlarda ölçü, tersimat ve hesaplamalardan doğan fenn'i hatalar ile bundan kaynaklanan yüzölçümü hatası düzeltilebilir. Düzeltme işlemi ile, kadastro tespiti sırasında kesinleşen mülkiyet durumunu değiştirecek şekilde uygulama yapılamaz. Mülkiyet aktarımına neden olan hatalar için çözüm, açılacak olan tapu iptal ve tescil davasıdır. Bu tür davalarda mahkemece yapılacak iş, düzeltme kararının usul ve yasaya uygunluğu ile uygulanma kabiliyeti bulunup bulunmadığını denetlemekten ibaret olup, taraflar arasındaki fiili sınıra göre düzeltme işlemi tesisi değildir....
İSTİNAF NEDENLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: HMK'nun 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebepler ve kamu düzeni ile sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesinde; Dava, 3402 Sayılı Kadastro Kanunu 41. maddesine göre Kadastro Müdürlüğünce yapılan düzeltmenin iptali davasıdır. Bilindiği üzere harita ve krokisi bulunan tapu kayıtlarına Türk Medeni kanununun 719’uncu ve 3402 sayılı Kadastro Yasasının 20’nci maddeleri uyarınca harita ve krokisi kapsamı ile değer verilir. Harita ve krokiden, diğer bir ifade ile mülkiyet hakkının kapsamından maksat sınır çizgileri değil haritanın gerçek ölçü değerleridir. 41’inci madde ile mülkiyet hakkının yatay kapsamının belirlenmesi ve taşınmazı komşu taşınmazlardan ayıran, ferdileşmesini sağlayan harita ve plânlarda yapılan ölçü, sınırlandırma, tersimat veya hesaplama hatalarının düzeltilmesi amaçlanmıştır. Yapılacak düzeltme ile mülkiyet aktarımına neden olunmamaktadır....
Mahkemece usule ilişkin bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne, Kadastro Müdürlüğünün 18.10.2012 tarihli düzeltme işleminin iptali ile dava konusu 1034 parsel sayılı taşınmazın yüzölçümünün 27.140,00 metrekare olarak tespitine karar verilmiş; hüküm, davalı ... Müdürlüğü vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, 3402 sayılı Yasa'nın 41. maddesi çerçevesinde Kadastro Müdürlüğünce yapılan düzeltme işleminin iptali istemine ilişkindir. 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 41. maddesi gereğince, kadastro sırasında veya sonrasında yapılan işlemlerle geometrik durumları kesinleşmiş olan taşınmazlarda ölçü, tersimat ve hesaplamalardan doğan fenn'i hatalar ile bundan kaynaklanan yüzölçümü hatası düzeltilebilir. Düzeltme işlemi ile kadastro tespiti sırasında kesinleşen mülkiyet durumunu değiştirecek şekilde uygulama yapılamaz. Mülkiyet aktarımına neden olan hatalar için çözüm, açılacak olan tapu iptal ve tescil davasıdır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 30.03.2010 gününde verilen dilekçe ile 3402 sayılı Yasanın 41.maddesi uyarınca yapılan düzeltme işleminin iptali istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 11.04.2011 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 41.maddesi uyarınca yapılan düzeltme işleminin iptali isteğine ilişkindir. Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 30.04.2003 gününde verilen dilekçe ile 3402 sayılı yasanın 41. Maddesi uyarınca yapılan düzeltme işleminin iptali istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 21.10.2009 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili, davalı vekili ve feri müdahiller tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: _K A R A R_ Dava, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 41.maddesi uyarınca yapılan düzeltme işleminin iptali isteğine ilişkindir. Davalı, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, dava reddedilmiş ancak yargılama aşamasında görüşüne başvurulan bilirkişi raporu doğrultusunda düzeltme yapılmıştır....
Dava, komşu parsellere yönelik ve mülkiyet iddiasını içeren dava niteliğinde olmayıp, davacılar adına kayıtlı 928 parsel sayılı taşınmazın kadastro tespiti sırasında, teknik hata yapılmak suretiyle yüzölçümünün yanlış hesaplandığı iddiasına ilişkindir. Hal böyle olunca iddianın ve talebin hukuki niteliği; 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 41. maddesinde düzenleme bulan “Hataların Düzeltilmesi” istemidir. Ancak; davacılar tarafından, anılan yasa maddesi uyarınca öncelikle Kadastro Müdürlüğüne müracaat edilerek, kadastro sırasında yapılan teknik hataların düzeltilmesi talebinde bulunulması gerekirken, böyle bir müracaat olmaksızın doğrudan mahkemeye dava açıldığı ve mahkemece de davanın mülkiyete ilişkin bir dava gibi kabul edilerek, hak düşürücü süre nedeniyle reddedildiği anlaşılmaktadır....
Dava, 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 41.maddesi uyarınca yapılan düzeltme işleminin iptali isteğine ilişkindir. Davacılar Kadastro Müdürlüğünün 26.1.2006 tarihli işlemi ile 19 parsel sayılı taşınmazda yüzölçümü miktarının düzeltildiğini, bu düzeltme işleminin hatalı olduğunu ileri sürerek Kadastro Müdürlüğünü de hasım göstermek suretiyle işlemin iptalini istemiştir....
Bu açıklamalar ışığında somut olay incelendiğinde; davacı tarafın maliki bulunduğu 575 parsel ile temyiz eden davalıların maliki bulunduğu 566 parsel sayılı taşınmazlar hakkında, Kadastro Müdürlüğü tarafından 41. madde uyarınca yapılan düzeltme işleminin, kesinleşmesini müteakip 29.06.2006 tarihinde tapu siciline tescil edildiği anlaşılmaktadır. Mahkemece, zamanaşımının başladığı kabul edilen 10.09.2009 tarihi ise; davacı tarafın maliki bulunduğu 575 parsel ile dava dışı kimselerin maliki bulunduğu (521, 524, 525, 526, 529, 575 ve 5510 parsel sayılı) taşınmazlar hakkında yine Kadastro Müdürlüğünce 41. madde uyarınca yapılan düzeltme işleminin tapu siciline tescil tarihi olup, davaya konu düzeltme işlemiyle bir ilgisi bulunmamaktadır....