Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dava, kadastro tepsinden sonra tapuda satın alınan payların adlarına tescili istemine ilişkindir. Yargıtay 8. Hukuk Dairesince talebin kadastro tespiti öncesine dayalı tapu iptali ve tescili istemi şeklinde yorumlamak suretiyle dairemize aidiyet kararı verilmiş ise de; Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu'nun 23.01.2020 tarih ve 2020/1 sayılı iş bölümü kararı ile 1. Hukuk Dairesi'nin görevine ilişkin düzenlemenin 1. maddesine göre "Taşınmaz mallara ilişkin, tapu kaydına ve mülkiyet hakkına dayalı tapu iptali ve tescil istemli davalar sonucu verilen hüküm ve kararlar" olduğu açıklandıktan sonra hükmün istisnası olarak "Kadastro sonucu oluşan tapu kaydının, kadastro öncesi nedenlere dayalı iptal ve tescili (KK m.12) istemli davalar ile mükerrer kadastrodan kaynaklanan davalar sonucu verilen hüküm ve kararların temyiz inceleme görevi 16....

    Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Dava Kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde maddi ve manevi tazminat isteğine ilişkindir. 2. Hukuki Sebep 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 12/3 maddesinde “Bu tutanaklarda belirtilen haklara, sınırlandırma ve tespitlere ait tutanakların kesinleştiği tarihten itibaren on yıl geçtikten sonra, kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanarak itiraz olunamaz ve dava açılamaz.” 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun geçici 4.maddesinde maddesinde “ 2613 sayılı Kadastro ve Tapu Tahriri Kanunu ile diğer kanunlar gereğince özel kadastrosu yapılan ve tutanakları kesinleşmiş bulunan taşınmazlar için 10 yıllık hak düşürücü süre geçmiş ise, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren bir yıl içinde hak sahipleri dava açabilirler.” 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 146. maddesinde “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, her alacak on yıllık zamanaşımına tabidir.” hükümlerine yer verilmiştir. 3....

      Şarköy Asliye Hukuk Mahkemesi'nce davacının talebini kadastro önceki hukuki sebebe dayalı olduğu ve 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiştir. Davacının talebi, davacı vekilinin dava dilekçesinde ki ve duruşmada ki beyanlarından, 6292 sayılı Yasa gereği davalılara satışı yapılan taşınmazın satış işleminin ve bunun sonucu oluşan tapu kaydının yolsuz şekilde oluştuğu iddiasına dayalı tapu iptal ve tescil istemine ilişkin olup, mahkemece davanın kadastro öncesi hukuki sebebe dayalı tapu iptal ve tescil davası olarak nitelendirilmesi hatalı olmuştur....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL -KARAR- Mahkeme kararındaki nitelendirmeye göre dava, kadastro öncesi tapu kaydına dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Yargıtay Büyük Genel Kurulunun 09.02.2012 tarih ve 1 sayılı kararı ile aynen kabul edilen ve Resmi Gazetede yayımlanarak 01.03.2012 tarihinde yürürlüğe giren hukuk dairelerine ilişkin işbölümü uyarınca temyiz incelemesi Yargıtay 16.Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, dosyanın ilgisi yönünden 16.Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 8.5.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

        Temyiz Sebepleri Davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle, Kiğı Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2009/118 Esas sayılı dosyası incelendiğinde dava konusu parselin 60,43 m2'lik kısmının davalılar adına yolsuz tescil edildiğinin anlaşılacağını, bu davada dava konusu kısmın davacıların mirasbırakanının zilyetliğinde olduğunun tespit edildiğini böylece mülkiyet aidiyetinin Mahkeme kararı ile sabit olduğunu buna rağmen mevcut davanın kadastro öncesi hukuki nedene dayandığı ve hak düşürücü sürenin geçtiği gerekçesiyle reddinin hukuka aykırı olduğunu, davalılar adına yolsuz tescilin kadastro tesis işlemi olarak ele alınmasının hatalı olduğunu ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir. C. Gerekçe 1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, kadastro öncesi hukuki nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. 2. İlgili Hukuk 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3 üncü maddesi. 3....

          Çekişmeli taşınmazların tespitleri kamulaştırma işlemi sonucu oluşan tapu kayıtlarına dayalı olarak T2 adına yapılmış olup davacı tarafça, kamulaştırma işlemine konu olmayan taşınmaz bölümlerinin de davalı adına tespit edildiği iddia edilmektedir. Bu durumda dava, tespit öncesi sebebe dayalı tapu iptali ve tescil davasıdır. 6100 sayılı HMK'nın 114 ve devamı maddelerinde dava şartları düzenlenmiş olup, aynı Yasa'nın 114/2. maddesinde diğer Kanunlarda yer alan dava şartlarına ilişkin hükümlerin saklı olduğu belirtilmiştir. Dava şartları mahkemece, davanın her aşamasında re'sen dikkate alınır. Hak düşürücü süre, özel kanun olan 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nda düzenlenmiştir. Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesi uyarınca, kadastro tespitinin kesinleşmesinden itibaren 10 yıl geçtikten sonra artık, "kadastrodan önceki nedenlere" dayanılarak dava açılamaz. Somut olayda, tutanağın kesinleştiği 07.04.2000 tarihi ile dava tarihi olan 19.11.2018 tarihi arasında 10 yıldan fazla zaman geçmiştir....

          "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi K A R A R Dava, kadastro öncesi sebebe dayalı tapu iptali ve yol olarak terkin istemine ilişkindir. Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunun Hukuk Dairelerinin işbölümünü düzenleyen 20.01.2017 tarihli ve 2017/1 sayılı Kararına ve davanın açıklanan niteliğine göre temyiz inceleme görevi Yargıtay (16.) Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. SONUÇ: Yukarıda belirtilen nedenlerle dosyanın sözü edilen görevli Yüksek Daire Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 25.05.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

            Mahkemece, davacının ölü muris Hayriye adına iptal ve tescil talebinde bulunamayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. Muris Hayriye’nin çocuksuz olarak 2009 yılında öldüğü, geriye mirasçı olarak eşi Yaşar Namaldı’yı, kardeşi ...’ü ve kardeşi ölü İbrahim’in oğlu Mehmet ... ile ölü kardeşi İbrahim’in diğer oğlu davalı ...’ü mirasçı olarak bıraktığı dosyaya ibraz edilen veraset belgesinden anlaşılmaktadır. Dava konusu 12 adet taşınmazın Hayriye’nin mirasçılarından ... adına, yapılan kadastro çalışmaları sonucunda 20.1.2009 tarihinde tapuya tescil edildiği anlaşılmaktadır. Hayriye’nin ölüm tarihi ise 25.9.2009’dur. Davacıda Hayriye’nin mirasçıları arasında bulunmaktadır. Taşınmazların kök muristen intikalen ve mirasçılar arasında yapılan taksim sonucu Hayriye’ye kaldığını davacı ... iddia etmektedir. Dava tespit öncesi sebebe dayalı tapu iptali ve tescil isteğidir....

              Davacı ...; çekişmeli 2309 parsel sayılı taşınmaz hakkında kadastro öncesi nedenlere dayanarak tapu iptali ve tescil, bu talep yerinde görülmezse TMK’nın 724. maddesi gereğince temliken tescil istemiyle 06.06.2013 tarihinde dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmiş; hüküm, davacı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı ..., çekişmeli 2309 parsel sayılı taşınmaz hakkında öncelikle kadastro öncesi hukuki nedene dayanarak tapu iptali ve tescil isteminde bulunmuş, bu talep yerinde görülmediği takdirde ise TMK’nın 724. maddesi gereğince yapı değeri arazi değerinden fazla olduğundan arazinin uygun bedel karşılığı tapu kaydının iptali ile adına tescilini istemiştir. Mahkemece; davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmiştir....

                "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Tarih ve numarası yukarıda yazılı hükmün incelenmesi sırasında Özel Daireler arasında meydana gelen görev uyuşmazlığının giderilmesi istenilmekle, 2797 sayılı Yasa uyarınca toplanan Başkanlar Kurulu'nca dairelerin görevsizlik kararlarıyla dava dosyası incelenerek gereği görüşüldü: Dava, kadastro öncesi sebebe dayanan tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Uyuşmazlığın bu niteliği itibariyle hükmün temyiz inceleme görevi Yargıtay 16.Hukuk Dairesine aittir. S O N U Ç : Dosyanın 16.Hukuk Dairesine GÖNDERİLMESİNE, 11.07.2013 gününde oybirliği ile karar verildi....

                  UYAP Entegrasyonu