Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAZMİNAT -KARAR- Dava, kayden mülkiyet hakkı bulunmadığı komşu 345 parsel sayılı taşınmazın çap kapsamında olan 5000 m² lik bölümün, daha önce paydaşı olduğu 340 parsel içerisinde olması gerektiğinden davalının sebepsiz zenginleştiği ileri sürülerek tazminat isteği ile açılmıştır. Bu durumda dava, kadastro öncesi nedene dayalı alacak isteğine ilişkindir. Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunun 19.01.2015 tarih ve 8 sayılı kararı ile aynen kabul edilen ve 22.01.2015 günü Resmi Gazetede yayımlanarak 02.02.2015 tarihinde yürürlüğe giren hukuk dairelerine ilişkin iş bölümü uyarınca temyiz incelemesi Yargıtay 16. Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır....

    Asliye Hukuk Mahkemesi K A R A R Asıl dava, sebepsiz zenginleşmeden kaynaklanan tazminat, karşı dava mülkiyet hakkına dayalı elatmanın önlenmesi ve tahliye istemine ilişkindir. Hüküm davacı ve davalı tarafından temyiz edilmiş olup, temyiz incelemesi Yargıtay 8. Hukuk Dairesine aittir. 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 6723 sayılı Kanunun 21. maddesi ile değişik 60/3. maddesi gereğince, Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunun Hukuk Dairelerinin işbölümünü düzenleyen 09.02.2018 tarihli ve 2018/1 sayılı Kararına ve davanın açıklanan niteliğine göre temyiz inceleme görevi Yargıtay (8. ) Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. SONUÇ: Yukarıda belirtilen nedenlerle dosyanın sözü edilen görevli Yüksek Daire Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 19.04.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Alacak Dava, miras payına dayalı sebepsiz zenginleşmeden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir. Uyuşmazlığın açıklanan bu niteliğine göre hükmün temyiz inceleme görevi Yargıtay 3. Hukuk Dairesi Başkanlığına ait olup, ilgisi nedeniyle dosyanın anılan Daire Başkanlığı'na gönderilmesine, 10/09/2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

        Davacılar, dava konusu 6370 ada 8 parselin davalı şirkete aktarılan 113/1291 payının geldisi olan 448 ada 8 kadastro parselini miras bırakanları ...’in kadastro çalışmalarından önce satın aldığını, tespitin bir kısım davalıların miras bırakanı ...ve ... adına yapıldığını, bilahare imar uygulaması gören taşınmazın yeni parsel numarası alarak kayıt maliklerinin mirasçılarına intikal yapılan payların davalı şirkete satış suretiyle aktarıldığını açıklayarak, gerek tespit öncesi nedene gerekse de TMK.nun 713/2.maddesine dayanarak adlarına iptal ve tescil isteğinde bulunmuştur. Uyuşmazlık konusu payların davacılara dip miras bırakanları ...’den kaldığı iddiasıyla dava açılmıştır. Davacıların miras bırakanı ...’in ölüm tarihine göre TMK.nun 701 maddesi gereğince tereke elbirliği mülkiyeti hükümlerine tabidir....

          Sebepsiz zenginleşmeden söz edilebilmesi için, bir taraf zenginleşirken diğerinin fakirleşmesi, zenginleşme ve fakirleşme arasında uygun nedensellik bağının bulunması ve zenginleşmenin hukuken geçerli bir nedene dayalı olması gerekir. 02.02.1991 gün 1990/1 E.-1991/1 K. sayılı YİBK'da vurgulandığı gibi iade borcunun kapsamını belirlemede öncelikle fakirleşme ve zenginleşme zamanının tespit edilmesi gerekir. Sebepsiz zenginleşme nedeniyle iade isteminde bulunabilmek için bir tarafın mal varlığının diğer tarafın mal varlığı aleyhine çoğalması gerekir....

            Alıcı, yapılan bu sözleşmeye göre, aracın kendi üzerine tescilini talep edemeyeceği gibi satıcı da satım bedelinin ödenmesini talep edemez. 2918 sayılı Kanun'un 20- (d) maddesi uyarınca, harici satışlar geçersiz olup, herkes sebepsiz zenginleşme hükümleri gereğince verdiğini geri isteyebilir (Yargıtay 19. Hukuk Dairesi'nin 27/11/2018 tarihli 2018/2686 Esas - 2018/6122 Karar sayılı ilamı). Geçersiz sözleşmelerde; 6098 sayılı TBK'nın 77- 82. maddeleri gereğince, sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre, taraflar karşılıklı olarak, ancak verdiklerini geri alma hakkına sahiptirler. Sebepsiz zenginleşmeden söz edilebilmesi için, bir tarafın mal varlığının diğer tarafın malvarlığı aleyhine çoğalması gerekir. Sebepsiz zenginleşmeden söz edilebilmesi için; bir taraf zenginleşirken diğerinin fakirleşmesi, zenginleşme ve fakirleşme arasında uygun nedensellik bağının bulunması ve zenginleşmenin hukuken geçerli bir nedene dayalı olmaması gerekir....

            Yine sebepsiz zenginleşmede tazminat kapsamı davacının zarar miktarı ile sınırlı olmadığı gibi, bu davanın açılması için , tazminat davasının aksine, davalının kusurlu olması şart değildir. Sebepsiz zenginleşmenin şartları; borçlunun mal varlığından bir zenginleşmenin meydana gelmesi, bu zenginleşmenin bir başkasının emeğinden yahut mal varlığından kaynaklanması, illiyet bağı ve söz konusu zenginleşmenin haklı bir sebebe dayanmamasıdır. Özellikle TBK'nın 77/II madde ve bendinde vurgulandığı üzere, zenginleşmenin geçerli olmayan veya gerçekleşmemiş ya da sona ermiş bir sebebe dayanması halinde haksız olduğu meydandadır. Yine kurulmamış, eksik kurulmuş, geçersiz hukuki nedene dayalı yahut hukuki sebebi sona ermiş kazandırmaların da "sebepsiz zenginleşme" oldukları aşikardır....

              önce kadastro zaman aşımı geçmiş olsa da aslında davanın kadastrodan önceki nedene dayalı tapu iptali ve tescili ya da direkt hileye dayalı tapu iptali ve tescili davası olmadığını, davanın miras hukukunu da ilgilendiren ve hileye dayalı tapu iptali ve tescili davası olduğunu, müvekkilinin ekonomik durumunun çok zayıf, temizlik işleri ile geçimini sağlamaya çalışan, üç çocuğunu bu şekilde büyütmüş bir bayan olduğunu, babasından kalan gayrimenkullerden bir metre bile yer almadan, hakkından vazgeçmesi gibi bir durumun söz konusu bile olmayacağını, ayrıca müvekkilinin, dosya kapsamından da anlaşıldığı üzere İstanbul'da yaşadığını, dolayısı ile kadastro tesbitinden veya ilanından haberi olmasının düşünülemeyeceğini, bu konunun mahkeme tarafından değerlendirilmemesinin hatalı olduğunu, müvekkilinin her yıl köyüne gidip geldiği halde 13 yıldır tapuların kardeşlerinin adına kaydedildiğini bilmesi gerektiğini, imzayı kabul ettiğini, müvekkilinin okuma-yazma bildiğini, davanın miras hukukundan...

              Ve 2014/11813 K. muris muvazaası, sahtecilik, vekaletin kötüye kullanılması iddiasına dayalı davaların herhangi bir zamanaşımı veya hak düşürücü süreye tabi olmaksızın her zaman açılabileceği, yine miras payı hakkına dayalı muvazaalı işlemler için açılacak davalarda mirasçılar arasında zamanaşımı işlemeyeceği belirtilerek açtıkları davaya hak düşürücü süre işlemeyeceğinin açıkça belirtilmiş olduğunu, bu nedenlerle yerel mahkeme kararının kaldırılması gerektiğini, öne sürerek kanun yoluna başvurmuştur. DELİLLER: Dava dilekçesi, avalı savunması, kadastro tutanak örnekleri, tapu kayıt örnekleri, yapılan keşif ve sonrası alınan bilirkişi raporları ile tüm dosya kapsamı, GEREKÇE: HMK'nun 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebepler ve kamu düzeni ile sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesinde; Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir....

              Davacının talebinin esasen tarafların müşterek muris adına yapılması gereken kadastro tespitinin hatalı bir şekilde davalı adına yapıldığı, kadastro tespit ve tescilin hatalı olduğuna ilişkin olup kadastro öncesi hukuksal nedene dayandığından, Hakimler Savcılar Kurulu'nun iş bölümüne dair kararı uyarınca; "Kadastro öncesi nedenlere (zilyetlik, kamu orta malı iddiası dâhil) dayanılarak genel mahkemelerde açılan (3402 Kadastro Kanunu m. 12) tapu iptal ve tescil davalarında verilen hüküm ve kararlara" ilişkin istinaf kanun yolu başvurularını inceleme görevi Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesine ait olduğu anlaşıldığından, Dairemizin görevsizliğine karar verilerek aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur. HÜKÜM : Yukarıda açıklanan gerekçelerle; İş bölümü yönünden Dairemizin GÖREVSİZLİĞİNE, dosyanın görevli Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 2....

              UYAP Entegrasyonu