Yine mahkemece davacıların kıymet takdirine itiraz davası açmış olduklarından bahisle kıymet takdir raporunun tebliğ edilmediğine yönelik şikayetlerinin yasal dayanaktan yoksun olduğu kabul edilmiş ise de yerel mahkemece kıymet takdirine itiraz davası hakkında verilen 2019/156 E-2020/147 K sayılı kararının incelenmesinde kıymet takdirine itiraz eden borçlunun Eka yapı Şti olduğu, diğer davacı Ekamar Şti'nin kıymet takdirine itiraz davası açmadığı göz önüne alındığında yerel mahkemenin tebliğ şikayeti hakkındaki gerekçesinin de yerinde olmadığı anlaşılmaktadır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki davalı ... tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Borçlu tarafından icra mahkemesine yapılan başvuruda, ihale konusu taşınmazın önemli özelliklerinin kıymet takdirinde belirtilmediği, bu nedenle değerinin çok altında satıldığı ileri sürülerek ihalenin feshinin talep edildiği, mahkemece kıymet takdirine ilişkin raporun şikayetçi borçluya usulsüz tebliğ edilmesi nedeni ile itiraz hakkının elinden alındığı bu hususun başlı başına fesih nedeni olduğundan bahisle şikayetin kabulü ile ihalenin feshine karar verildiği görülmektedir....
İİK’nun 128/2. maddesi gereğince, satışa hazırlık işlemleri sırasında icra dairesi taşınmazın kıymetini ehil bilirkişiler aracılığıyla tayin ve tespit ettirir, kıymet takdirine ilişkin rapor, borçluya, haciz koydurmuş alacaklıya ve diğer ipotekli alacaklılara tebligatın yapıldığı icra dosyasındaki, ayrıca bildirilmiş bulunması hali müstesna olmak üzere, tapudaki mevcut adresleri esas alınmak suretiyle tebliğ edilir. İİK.nun 128/a maddesine göre, ilgililer, raporun tebliğinden itibaren yedi gün içinde icra dairesinin kıymet takdiri işlemine karşı şikayet yolu ile icra mahkemesine başvurarak düzenlenen raporun gerçeği yansıtmadığını ileri sürebilirler. Yasanın öngördüğü bu olanağı kullanmayanlar, kıymet takdirinin usulsüz olduğundan bahisle ihalenin feshini talep edemezler....
Davalı alacaklı vekili istinaf dilekçesinde; şikayet dilekçesinde kıymet takdir işleminin iptali ve yeniden kıymet takdiri yapılmasına karar verilmesinin talep edildiğini, kıymet takdirine konu mahcuzların (maden işletme ruhsatı ve alet ve ekipmanların) haczedilmezliğine ilişkin şikayette bulunulmadığını, bu konuda dava ikame edilmediğini, kıymet takdirine itiraz konusunda kıymet takdir işleminin yapıldığı yerdeki Erzincan İcra Hukuk Mahkemesinin yetkili olduğunu, haczedilmezliğe yönelik bir dava olmadığından mahkemenin bu konuda tefrik kararı vererek davaya devam etmesinin yasaya aykırı olduğunu, menkul hacizlerinin kaldırılmasına dair kararın yasaya aykırı olduğunu, bilirkişinin yetki ve görevini aşarak rapor verdiğini, Maden Kanunu'nun 40. maddesine uygun olacak şekilde işletme ruhsatları ile makine ve ekipmanların haczi tamamlanarak haczedilen ruhsatların, makine ve ekipmanların satışının birlikte yapılması için satış işlemlerine başlandığını, bir usulsüzlük bulunmadığını belirterek...
Şikayetçi süresinde kıymet takdirine itiraz etmiş, İskenderun İcra Hukuk Mahkemesinin 09/09/2021 tarih 2020/641 esas ve 2021/338 karar sayılı ilamı ile alınan bilirkişi raporuna göre taşınmazın değeri icra müdürlüğünce yaptırılan değerden daha yüksek olduğundan davacının talebinin kabulüne karar verildiği anlaşılmıştır. Şikayetçinin bu kıymet takdirine ilişkin bir şikayeti bulunmamaktadır. Satış ilanı kıymet takdirine itiraz kararının 06/10/2020 tarihinde icra dosyasına gönderilmiş olması sebebiyle davacının vekiline 21/12/2021 tarihinde e-tebligat mazbatası ile tebliğ edilmiştir. Fesat iddiasında bulunmamaktadır....
Aynı maddenin son fıkrasına göre, kıymet takdirine karşı yapılan şikayet hakkındaki icra mahkemesi kararı kesin olup temyiz edilemez. Kıymet takdirine itiraz üzerine mahkemece verilecek kararlar kesin olmakla beraber, süresinde şikayet hakkının kullanıldığı hallerde, icra mahkemesi kararının, ihalenin feshinin istenmesi sırasında incelenmesi mümkündür (HGK'nun 17.03.1999 tarih - 1999/12- 161 E.- 148 K. sayılı kararı). Mahkeme, bu halde ihale konusu taşınmazın kıymetini yaptıracağı keşif ve bilirkişi incelemesi ile tespit ettirdikten sonra oluşacak sonuca göre bir karar verir. Ancak, kıymet takdirine süresinde itiraz etmeyerek yasanın öngördüğü bu olanağı kullanmayanlar, kıymet takdirine ilişkin hususları ihalenin feshi sebebi olarak ileri süremezler....
Davacı/borçlular şikayet dilekçesinde ileri sürmemelerine rağmen, ilk olarak istinaf dilekçesinde kıymet takdiri raporunun usulsüz tebliğ edildiğini, bu nedenle kıymet takdirine itiraz edemediklerini, satış tarihine çok yakın zamanda kıymet takdirini öğrendiklerini ileri sürmüşler ise de; davacıların bu iddiaları dosya kapsamı ile uyuşmamaktadır. Zira yukarıda açıklandığı ve izah edildiği üzere, davacıların kıymet takdirine itiraz ettikleri ve itiraz üzerine belirlenen ve Dairemizce de yerinde bulunan kıymet takdirleri üzerine ihalenin gerçekleştiği ortadadır. Şikayet konusu 20619 parsel, C-29 Blok, 10 ve 11 nolu bağımsız bölümler yönünden kamu düzeni bakımından re'sen ihalelerin feshini gerektirecek bir neden bulunmadığı dosya kapsamından anlaşıldığından, mahkemece bu taşınmazlar yönünden ihalenin feshi şikayetinin esastan reddine karar verilmesinde ve bu taşınmazlar yönünden para cezasına hükmedilmesinde isabetsizlik bulunmamaktadır....
İcra Hukuk Mahkemesi'nce ise, kıymet takdirine itiraz ve ihale ilgili delillerin hızlı toplanması ve değerlendirilmesi, ancak işlemi yapan memurluğun bulunduğu yer mahkemesinde mümkün olduğundan ve somut olayda da taşınmazın Diyarbakır ili sınırları dahilinde olduğu, kıymet taktirinin istinabe yoluyla Diyarbakır İcra Müdürlüğü'nce yaptırıldığı, bu itibarla da kıymet taktirine ilişkin şikayetin bağlı bulunduğu o yer icra mahkemesince incelenmesinin gerektiği gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiştir. İcra İflas Kanunu’nun 128/a. maddesi gereğince kıymet takdirinin tebliğ edildiği ilgililer, raporun tebliğinden itibaren yedi gün içinde raporu düzenleten icra dairesinin bulunduğu yerdeki icra mahkemesinde şikayette bulunabilirler. Somut olayda; kıymet takdirinin, Diyarbakır İcra Müdürlüğünce yapıldığı anlaşılmakla şikayeti inceleme yetkisi Diyarbakır 1. İcra Hukuk Mahkemesi’ne aittir....
İcra Hukuk Mahkemesinde 2019/90 sayılı dosya ile kıymet taktirine itiraz ettiklerinin ve 28/05/2019 tarihli bilirkişi raporu düzenlendiğinin belirtildiğini, lakin Eskişehir 1. İcra Hukuk Mahkemesi 2019/90 sayılı dosyası kıymet taktirine itiraz değil meskeniyet iddiası ile açtıkları dava olduğunu, müvekkilinin haline münasip evi için bilirkişilerce uygun görülen değerin 18/05/2019 tarihinde belirlendiğini, bu haline münasip ev için gereken bedel ile satış tarihi arasında 2 yıldan uzun bir süre 27 ay geçtiğini, söz konusu bu 27 ayda gayrimenkul fiyatları oldukça değiştiğini, özellikle küresel pandeminin ve enlasyonun etkisi ile ev fiyatları oldukça arttığını, müvekkilinin için belirlenen haline münasip ev bedeli yani taşınmazın haczedilmez kısmı bilirkişi raporu tarihi itibari ile müvekkil haline münasip bir ev almasına yeter derecedeyken geçen 27 ayın sonunda bu bedel ile müvekkilimin haline münasip bir ev alması mümkün olmadığını belirtmiştir....
Ancak, kıymet takdirine süresinde itiraz etmeyerek yasanın öngördüğü bu olanağı kullanmayanlar, kıymet takdirine ilişkin hususları ihalenin feshi sebebi olarak ileri süremezler. O halde mahkemece, borçlunun kıymet takdirine itirazının süresinde olup olmadığı araştırılarak yasal yedi günlük sürede kıymet takdirine itiraz edilmiş olduğunun tespiti halinde; borçlunun taşınmazını kıymetinin belirlenmesi için açık bulundurma yükümlülüğü olmayıp, kıymet takdirine itiraza ilişkin şikayetlerde, borçluya yüklenecek tek yükümlülük gerekli gider avansını yatırmaktır....