İcra Hukuk Mahkemesinin 2020/523 Esas sayılı dosyasında 09/11/2020 tarihinde meskeniyet ve kıymet takdirine itiraz davası açtığı, yapılan yargılama sonunda, meskeniyet iddiasına yönelik şikayetin süre yönünden reddine, kıymet takdirine yönelik şikayetin reddine karar verildiği, kararın 22/06/2021 tarihinde kesinleştiği, meskeniyet iddiasına ilişkin davanın kesinleşmeden sonra 31/08/2021 tarihinde açıldığı anlaşılmakla, HMK'nın 114/1- i ve HMK'nın 115. maddesi gereğince davanın usulden reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır....
Kıymet takdirine itiraz üzerine mahkemece verilecek kararlar kesin olmakla beraber, süresinde şikayet hakkının kullanıldığı hallerde, icra mahkemesi kararının, ihalenin feshinin istenmesi sırasında incelenmesi mümkündür (HGK'nun 17.03.1999 tarih - 1999/12-161 E.- 148 K. sayılı kararı). Mahkeme, bu halde ihale konusu taşınmazın kıymetini yaptıracağı keşif ve bilirkişi incelemesi ile tespit ettirdikten sonra oluşacak sonuca göre bir karar verir. Ancak, kıymet takdirine süresinde itiraz etmeyerek yasanın öngördüğü bu olanağı kullanmayanlar, kıymet takdirine ilişkin hususları ihalenin feshi sebebi olarak ileri süremezler....
Şahıs konumunda olduğu, bu nedenle kıymet takdirine itiraz etme hakkı bulunmadığı, dava dilekçesinde belirtilen hususların İİK'nun 97.maddesi ve devamı maddeleri gereğince istihkak iddiası olarak değerlendirilmesi gerektiği, davacının istihkak iddiası yoluna başvurması gerekirken kıymet takdirine itiraz yoluna başvurduğu, bu durumda kıymet takdirine itiraz yoluna başvurma hakkı söz konusu olamayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verildiği görülmüştür. İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Açmış oldukları kıymet takdirine itiraz davasının değerlendirilmesi gerektiğini, taşınmaz üzerinde bulunan ekipmanların haczedilmemiş olması nedeniyle istihkak davası açılamayacağını, bu durumda ilk derece mahkemesince verilen kararın isabetsiz olduğunu belirterek mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir....
Ancak, kıymet takdirine süresinde itiraz etmeyerek yasanın öngördüğü bu olanağı kullanmayanlar, kıymet takdirine ilişkin hususları ihalenin feshi sebebi olarak ileri süremezler. Somut olayda, borçluların kıymet takdir raporunun tebliğ edilmediğini ileri sürerek 22/06/2015 tarihinde kıymet takdirine itiraz ettikleri, ayrıca aynı tarihte icra emri ve kıymet takdir raporunun usulsüz tebliğ edildiği şikayetinde bulundukları, .... İcra Hukuk Mahkemesi'nin 20/10/2015 tarih ve 2015/928 E.- 2015/1028 K. sayılı kararı ile “ kıymet takdir raporlarının bila tebliğ iade edildiği, bu nedenle de usule uygun olup olmadığı incelenecek bir tebliğ işlemi bulunmadığı” gerekçesi ile tebligatın usulsüzlüğüne dair şikayetin reddine karar verildiği, yine .......
İcra Dairesince haciz konulduğu, bu haliyle kıymet takdirine itiraz davasının ilgili icra müdürlüğünün bağlı bulunduğu Ankara İcra Hukuk Mahkemelerince çözüme kavuşturulmasının gerektiği gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiştir. Ankara 12. İcra Hukuk Mahkemesi'nce ise, dava konusu taşınmaza yönelik kıymet takdiri raporunun Kayseri Gayrimenkul Satış İcra Müdürlüğü'nden alındığından bu haliyle kıymet takdirine itiraz edilen bu taşınmazlara yönelik Kayseri İcra Hukuk Mahkemeleri'nin yetkili olduğu gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiştir. İcra İflas Kanunu’nun 128/a. maddesi gereğince kıymet takdirinin tebliğ edildiği ilgililer, raporun tebliğinden itibaren yedi gün içinde raporu düzenleten icra dairesinin bulunduğu yerdeki icra mahkemesinde şikayette bulunabilirler. Somut olayda; kıymet takdirinin, Kayseri Gayrimenkul Satış İcra Müdürlüğü'nce yapıldığı anlaşılmakla şikayeti inceleme yetkisi Kayseri 2. İcra Hukuk Mahkemesi’ne aittir....
Diğer taraftan Hukuk Genel Kurulunun 17.03.1999 tarihli ve 1999/12-161 E., 1999/148 K. sayılı kararında da benimsendiği üzere kıymet takdirine itiraz üzerine mahkemece verilecek kararlar kesin olmakla beraber icra mahkemesi kararının, ihalenin feshinin istenmesi sırasında incelenmesi mümkündür. Ancak, kıymet takdirine süresinde itiraz etmeyerek yasanın öngördüğü bu olanağı kullanmayanlar, kıymet takdirine ilişkin hususları ihalenin feshi sebebi olarak ileri süremezler. 18....
olmadığını, taşınmazlara yapılan kıymet takdirlerinin de çok düşük olduğunu ve kıymet takdirlerine itiraz ettiğini belirterek taşınmazlar üzerine konulan hacizlerin kaldırılmasına ve kıymet takdirlerinin yeniden belirlenerek yükseltilmesine karar verilmesini talep etmiştir....
Ancak, kıymet takdirine süresinde itiraz etmeyerek yasanın öngördüğü bu olanağı kullanmayanlar, kıymet takdirine ilişkin hususları ihalenin feshi sebebi olarak ileri süremezler. Somut olayda, davacı tarafından, satış memurluğunca yaptırılan kıymet takdirine Gördes Sulh Hukuk Mahkemesinin 2018/190 Esas, 2019/364 Karar sayılı dosyasıyla itiraz edildiği ve itirazın reddedildiği, kıymet takdirinin gerçeğe aykırı olduğunun ihalenin feshi şikayetinde de fesih sebebi yapıldığı anlaşılmakla, artık kıymet takdirinin kesinleştiğinden söz edilemez....
Kıymet takdirine itiraz davaları hakkında kesin olarak karar verildiği gibi, kıymet takdiri yapılan taşınmazın kıymet takdirine itiraz yoluna başvurulan yerde de bulunmadığı, bu nedenle de kıymet takdirine itiraz konusundaki başvurunun da yerinde olmadığı, ilk derece mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğu, davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK'nın 353- 1- b-1. maddesi gereğince esastan reddi gerekmiş ve aşağıda yazılı şekilde hüküm kurulmuştur....
Borçlunun aynı sürede icra mahkemesi yerine icra dairesine yaptığı kıymet takdirine itiraza ilişkin başvurusu hukuki sonuç doğurmaz. Hal böyle olunca, icra mahkemesi nezdinde itiraz edilmediği için kıymet takdirinin kesinleştiği, satış ilanının tanzimi sırasında kesinleşen kıymet takdirinin esas alındığı görülmektedir. O halde, mahkemece; satış ilanının, itiraz edilmeden kesinleşen kıymet takdirine uygun olarak düzenlendiği hususu göz ardı edilmek sureti ile bu aşamada borçlunun, taşınmazın oda ve balkon sayısının eksik, m2 miktarı ve değerinin düşük gösterildiğinden kıymet takdiri işleminin hatalı ve satış ilanında taşınmazın esaslı unsurlarının yanlış ve eksik gösterildiğine yönelik iddiasının artık dinlenilmesine olanak bulunmadığı düşünülmeksizin istemin kabulü ile ihalenin feshine karar verilmesi isabetsizdir....