İİK'nun 82/12. maddesine dayalı haczedilmezlik şikayeti, aynı Kanun’un 16/1. maddesine göre 7 günlük süreye tabidir. Bu süre haczin öğrenildiği tarihten başlar. Borçluya hacze ilişkin tebligat yapılmamış veya usule uygun yapılmamış ise borçlunun bildirdiği öğrenme tarihi esas olup, aksi ancak yazılı belge ile ispatlanabilir. Somut olayda, borçlunun meskeniyet şikayetinde bulunduğu taşınmazına 29/04/2010 tarihinde tapuda haciz şerhi işlendiği, şikayetinde tarafına çıkarılan kıymet takdiri ve satış ilanına ilişkin tebligatların usulsüz tebliğ edildiğini de iddia ettiği görülmüştür....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; Feshi talep edilen ihaleye konu taşınmazın kıymet takdirine de itiraz edildiğini, ancak Karamürsel Asliye (İcra) Hukuk Mahkemesi'nin 2020/45 esas sayılı dosyasında görülen kıymet takdirine itiraz davasının da, müvekkillerine yapılan tebligatlar usulüne aykırı olmasına rağmen süresinde açılmadığından reddedildiğini, bilindiği üzere kıymet takdirine itiraz davalarında red yönünde verilen kararlar kesin karar hükmünde olduğundan istinaf incelemesi yaptırılmak üzere talepte bulunulamadığını, ancak her ne kadar kıymet takdirine itiraz davası reddedilmiş de olsa, huzurda görülen ihalenin feshi davasında kıymet takdirine itirazlarının üzerinden de inceleme yapılması gerekirken sanki hiç kıymet takdirine itiraz edilmemişcesine karar kurulduğunu, müvekkillerine yapılan kıymet takdiri raporu tebligatlarının usulüne aykırı olduğunu, bununla beraber dosyalarda yapılan ilk tebligatlar da açıkça usulüne aykırı olduğunu,...
İcra Hukuk Mah.nde açtıkları kıymet takdirine itiraz davasında yetkisizlik kararı ile İstanbul 6. İcra Hukuk Mah.ne gönderildiğini, Mahkemece karşı yetkisizlik kararı verilerek dosyanın merci tayini için Yargıtay ilgili Hukuk Dairesine gönderildiğini, henüz yetki uyuşmazlığı giderilmemiş ve kıymet takdirine itiraz davası sonuçlanmamış ve kıymet takdiri kesinleşmemişken yapılan tüm satışların usulsüz olduğunu, ayrıca satış ilanlarının müvekkil şirkete usule uygun tebliğ edilmediğini, tebliği alan Şirin Kol isminde şirket daimi çalışanının bulunmadığını, satış ilanı tebliği usulsüz olduğundan müvekkilinin söz konusu taşınmazların satıldığından 27.06.2022 tarihinde haberdar olduğunu ayrıca taşınmazların muhammen bedellerinin çok altında ihale edildiğini bu nedenşe ihalelere katılımın çok düşük olduğunu da belirterek; ihalelerin ayrı ayrı feshini talep ve dava etmiştir....
Davacı borçlu, ödeme emrinin usulsüz tebliğ edilmesi sebebi ile ödeme emrinin iptalini, 2 yıl dolmadan yapılan kıymet takdirinin iptali ile kıymet takdirine itirazları nedeni ile yeniden kıymet takdiri yapılmasını, süresinde satış talep edilmemesi sebebiyle takip dosyasında konulan hacizlerin kaldırılmasını ve satışın durdurulmasını talep etmiş, İlk Derece Mahkemesince şikayetin kısmen kabulü ile satış kararının iptaline, sair taleplerin ise reddine karar verilmiştir. Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi gereğince tebliğ, usulüne aykırı yapılmış olsa bile muhatabı tebliğe muttali olmuş ise muteber sayılır. Muhatabın beyan ettiği tarih, tebliğ tarihi olarak kabul edilir. Borçlunun kendisine gönderilen ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğunu ileri sürerek icra mahkemesine başvurması şikayet niteliğindedir. İİK'nın 16/1. maddesi gereğince şikayetin öğrenme tarihinden itibaren yedi günlük sürede yapılması zorunludur....
İcra dosyasının incelenmesinde borçlu adına çıkarılan ödeme emrinin 12.06.2014 tarihinde bila tebliğ iade edildiği, 12.06.2014 tarihinde borçlu, 16.10.2014 tarihinde ise vekilinin icra dosyasından fotokopi talebinde bulunduğu, kıymet takdiri raporunun 14.10.2014 tarihinde tebliğ edildiği görülmüştür. Borçlunun şikayeti İİK.nun 168/3.maddesi uyarınca ödeme emrinin tebliğinden itibaren 5 günlük sürede icra mahkemesine bildirilmelidir. İtiraz süresinin başlaması için borçluya ödeme emri tebliği zorunlu olup, takibi öğrenmiş olması süreyi başlatmaz. Öğrenme ile sürenin başlayabilmesi için borçluya usulsüz de olsa tebliğ edilmiş bir ödeme emrinin bulunması gerekir. Böyle bir durumda 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 32.maddesi uyarınca öğrenme tarihi tebliğ tarihi kabul edileceğinden, itiraz süresi de bu tarihten başlayacaktır....
Borçlunun şikayet dilekçesinde meskeniyet şikayeti ile beraber kıymet takdir raporuna da itiraz ettiği, .......... İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2016/... Esas sayılı dosyasına kaydedilen bu dilekçeye ilişkin mahkemenin 05.01.2015 tarihli tensip tutanağının yedinci bendi ile meskeniyet şikayetinin bu dosyadan tefriki ile ayrı bir esasa kaydedilmesine karar verildiği ve mahkemenin 2016/... Esasına kaydedildiği, temyiz incelemesine konu mahkeme kararının da işbu tefrik edilen meskeniyet şikayeti olduğu sorulmaktadır. Karara dayanak dava şartına ilişkin muhtıranın incelenmesinde mahkemece, toplam 829,......
İİK'nın 128/a maddesinde; "Kıymet takdirinin tebliğ edildiği ilgililer, raporun tebliğinden itibaren 7 gün içinde raporu düzenleten icra dairesinin bulunduğu yerdeki icra mahkemesinde şikayette bulunabilirler...." hükmü yer almaktadır. Aynı maddenin son fıkrasına göre, kıymet takdirine karşı yapılan şikayet hakkındaki icra mahkemesi kararı kesin olup temyiz edilemez. Kıymet takdirine itiraz üzerine mahkemece verilecek kararlar kesin olmakla beraber, süresinde şikayet hakkının kullanıldığı hallerde, icra mahkemesi kararının, ihalenin feshinin istenmesi sırasında incelenmesi mümkündür (HGK'nun 17.03.1999 tarih - 1999/12- 161 E.- 148 K. sayılı kararı). Mahkeme, bu halde ihale konusu taşınmazın kıymetini yaptıracağı keşif ve bilirkişi incelemesi ile tespit ettirdikten sonra oluşacak sonuca göre bir karar verir. Ancak, kıymet takdirine süresinde itiraz etmeyerek yasanın öngördüğü bu olanağı kullanmayanlar, kıymet takdirine ilişkin hususları ihalenin feshi sebebi olarak ileri süremezler....
Borçlunun, vekili aracılığıyla ...İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2013/556 E. sayılı dosyası üzerinden kıymet takdiri raporuna itiraz ettiği ve anılan mahkemenin 26.12.2013 tarih ve 2013/556 E.,2013/786 K. sayılı kararının takip dosyası arasında bulunduğu görülmektedir. Bu durumda, yukarıda açıklanan maddeler gereğince, satış ilanının, kıymet takdirine itiraz eden vekile tebliği gerekir. Takip dosyasına ayrıca vekaletname sunulmamış olması, kıymet takdirine itiraz hakkındaki kararın dosyaya ibraz edilmiş olması karşısında artık borçlunun takipte vekille temsil edildiği gerçeğini ortadan kaldırmaz. Emredici nitelikteki bu düzenlemelerden kaynaklanan yasal zorunluluğa aykırı olarak, vekili varken asile gönderilen satış ilanı tebligatı yok hükmünde olup sonuç doğurmaz. Şu hale göre, vekil ile takip edilen işlerde vekile tebligat zorunlu olduğundan asile yapılan tebligatın usulüne uygun olup olmaması da sonuca etkili değildir....
Fikret Koral Kaplan'ın 28/01/2019 tarihinde talep dilekçesi gönderdiği ve 11/02/2019 tarihinde vekalet suret harcını ve baro pulunu yatırarak vekaletnamesini sunduğu dolayısıyla usulsüz tebligata 28/01/2019 tarihinde ıttıla kesbettiği ( öğrendiği), usulsüz tebligata ilişkin şikayetin İ.İ.K.'nun 16. maddesi gereğince öğrenme tarihinden itibaren 7 gün içerisinde icra hukuk mahkemesine yapılması gerekmekte iken yasal 7 günlük itiraz süresi geçtikten sonra tebligatların usulsüzlüğüne ilişkin şikayet yoluna müracaat ettiği anlaşıldığından şikayetin kısmen kabul- kısmen reddi ile kıymet takdirinin usulsüz tebliğine ilişkin şikayetin süre aşımı nedeniyle reddine, kıymet takdirine itiraz şikayetinin süre aşımı nedeniyle reddine, satış ilanının borçlu asile tebliğine ilişkin işlemin iptaline karar verilmiştir....
Somut olayda; dava dilekçesi kapsamında davacıların talebi; icra müdürlüğünce alınan kıymet takdiri raporunun iptali ile taşınmazların değerinin mahkemece belirlenmesine yönelik olup, usulsüz tebligat ve diğer sebepler kıymet takdiri raporunun usul ve yasaya aykırı olarak alındığından iptal edilmesi gerektiğine yönelik sebep olarak gösterilmiştir. Mahkemece, davacıların ileri sürdüğü kıymet takdirine itiraza yönelik şikayet hakkında hiçbir inceleme ve değerlendirme yapılmamış ve ayrıca bu konuda karar verilmemiştir. Mahkemece, şikayet kıymet takdirine itiraz olarak nitelendirilerek İİK'nın 128/a maddesi kapsamında, icra müdürü tarafından belirlenen değerin taşınmazların gerçek değerini yansıtıp yansıtmadığı konusunda gerekli inceleme yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, hatalı hukuki nitelendirme ile şikayetin usulden reddine karar verilmesi isabetsiz görülmüştür....