Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

-TL bedelli Osman Gençtürk lehtarlı T3'e ciro edilen senetle ilgili yapılan tüm işlemler sırasında Muhammet Balaban'ın kısıtlı olduğunu, bu nedenle kısıtlı kişiyi vasisi temsil edeceğinden ve kısıtlı adına itiraz ve şikayet hakları yine vasi olan T1 tarafından kullanılacağından çıkartılan ödeme emrinin kısıtlıya değil vasiye tebliğ edilmesinin kanunen bilinmesine rağmen ilgili icra dosyasında Muhammet Balaban'ın kısıtlı bir kişi olduğu bilinmesine rağmen alacaklı olduğunu iddia eden davalı taraf kötüniyetli davrandığından ve kanunun emredici hükümlerine kamu düzenine ilişkin kurallara aykırı olarak hareket ettiğinden bahisle Çaycuma İcra Hukuk Mahkemesine açmış oldukları icra takibine itiraz davasının 2020/43 Esas sayılı dosyası ile reddine karar verildiğini, vesayet altına alınma kararından sonra başlatılan takipte kısıtlıyı vasisi temsil edeceğinden ve kısıtlı adına itiraz v şikayet haklarını vasi kullanacağından doğrudan kısıtlı borçlu hakkında takip yapılamayacağı hususu kamu düzenine...

Vesayet altına alınma kararından sonra başlatılan takipte, kısıtlıyı vasisi temsil edeceğinden ve kısıtlı adına itiraz ve şikayet haklarını vasi kullanacağından, doğrudan kısıtlı borçlu hakkında takip yapılamayacağı hususu kamu düzenine ilişkin olup, mahkemece de bu durumun re'sen gözetilmesi gerekeceğinden açıklanan nedenlerle davacı borçlu yönünden takibin iptali gerekirken vasinin icra emrinde gösterilmediği, fiil ehliyeti olmayan borçlu hakkında takip başlatılamayacağı gerekçesi ile icra emrinin iptaline karar verilmesi isabetsizdir. Öte yandan kamu düzenine ilişkin bir husus söz konusu olduğunda aleyhe bozma yasağı uygulanması mümkün olmadığından Kayseri 4. İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2020/406 Esas ve 2021/13 Karar sayılı kararının HMK'nın 353/1- b-2 maddesi gereğince kaldırılmasına karar verilerek, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Dosya kapsamı, delil durumu ve takip dosyası içeriğine göre, Kayseri 4....

İstisnai haller dışındaki dava ve takiplerde, kanuni temsilcileri tarafından temsil olunurlar. Somut olayda, İstanbul Anadolu 13 Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2019/450 E. - 997 K. Sayılı 05/09/2019 tarihli kararı ile borçlunun TMK.nun 405. maddesi gereğince "ayırt etme gücünden yoksun olma, fiil ehliyetine sahip olmama" gerekçesi ile vesayet altına alındığı, vesayet kararından sonra10/10/2019 tarihinde kısıtlı doğrudan taraf gösterilerek icra takibine başlandığı görülmektedir. Vesayet altına alınma kararından sonra başlatılan takipte, kısıtlıyı vasisi temsil edeceğinden ve kısıtlı adına itiraz ve şikayet haklarını vasi kullanacağından, doğrudan kısıtlı borçlu hakkında takip yapılamayacağı hususu kamu düzenine ilişkin olup, mahkemece de re'sen gözetilmesi gerekir....

K. sayılı kararı ile borçlunun TMK.nun 405. maddesi gereğince vesayet altına alındığı, vesayet kararından sonra 05/05/2017 tarihinde kısıtlı doğrudan taraf gösterilerek icra takibine başlandığı görülmektedir. Vesayet altına alınma kararından sonra başlatılan takipte, kısıtlıyı vasisi temsil edeceğinden ve kısıtlı adına itiraz ve şikayet haklarını vasi kullanacağından, doğrudan kısıtlı borçlu hakkında takip yapılamayacağı hususu kamu düzenine ilişkin olup, mahkemece de bu durumun re'sen gözetilmesi gerekeceğinden açıklanan nedenlerle davacı borçlu yönünden takibin iptali gerekirken davanın reddine karar verilmesi isabetsiz olup davacı vasisinin de bu yöndeki istinaf talebi kabul edilerek Kayseri 3. İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2017/545 Esas ve 2020/704 Karar sayılı kararının HMK'nın 353/1- b-2 maddesi gereğince kaldırılmasına karar verilerek, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

Davacı/borçlu vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkemenin süre yönünden ret kararının yerinde oladığını belirterek ve ödeme emri tebliğinin usulsüzlüğüne yönelik dava sebeplerini tekrar ederek kararın kaldırılmasını talep etmiştir. Dava, kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takipte ödeme emri tebliğinin usulsüzlüğüne yönelik şikayet, imzaya ve borca itiraz davasıdır. Borçlunun ödeme emri tebliğ işlemi ile ilgili şikayet başvurusunu, İİK'nın 16/1. maddesi gereğince öğrenme tarihinden itibaren yedi günlük süre içinde icra mahkemesine yapması gereklidir. Borçlunun bildirdiği öğrenme tarihinin aksi yazılı belge ile kanıtlanabilir....

imzaya itiraz dışındaki diğer talepler hakkında karar verilmesine yer olmadığına hükmedildiği anlaşılmaktadır....

    İstisnai haller dışındaki dava ve takiplerde, kanuni temsilcileri tarafından temsil olunurlar. Takip tarihinde borçlunun Merzifon Sulh Hukuk Mahkemesinin 15.02.2022 tarih 2015/659 Esas 2016/232 Karar sayılı kararı ile TMK.’nun 406. maddesi gereğince kısıtlandığı ve vasi atandığı dolayısıyla vesayet altında olduğu, takip tarihi itibariyle kısıtlılık halinin devam ettiği görülmektedir. Vesayet altına alınma kararından sonra başlatılan takipte, kısıtlıyı vasisi temsil edeceğinden ve kısıtlı adına itiraz ve şikayet haklarını vasi kullanacağından, doğrudan kısıtlı borçlu hakkında takip yapılamaz. Bu husus kamu düzenine ilişkin olup, mahkemece de re'sen gözetilmesi gerekir. Dolayısıyla mahkemesince şikayetin kabulü ile takibin iptaline karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir....

    Bu durumda davacı tarafından 168/3- 5. madde kapsamında öngörülen 5 günlük borca itiraz ve şikayet süresi geçtikten sonra davanın açıldığı sabittir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde; atıfta bulunulan dosyanın, iş bu istinaf başvurusuna konu olan dosya ile doğrudan bir ilgisi olmadığını, imzaya yapılan itirazın farklı bir dosya gerekçe gösterilerek reddedilmesinin hukuka aykırılık teşkil ettiğini beyan etmişse de, Bursa 1. İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2019/809 Esas sayılı dosyası incelendiğinde, Bursa 20. İcra Müdürlüğü' nün 2016/12392 Esas sayılı takip dosyasından davacı borçluya gönderilen ödeme emrine ilişkin tebligatın usulsüzlüğü ile öğrenme tarihinin 19/08/2019 tarihi olarak düzeltilmesi istemine dayalı şikayet davası olduğu görülmekle istinaf isteminin yerinde olmadığı anlaşılmaktadır. Bu itibarla, davanın süreden reddine karar verilmesi gerekir ki, ilk derece mahkemesinin kararı da bu cihettedir. HMK'nun 355....

    İcra Müdürlüğü'nün 2020/664 Esas sayılı takip dosyasının incelemesinde, davalı alacaklı lehtar tarafından diğer borçlu ile birlikte davacı borçlu aleyhine üç adet bonoya dayanılarak kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla icra takibine başlandığı, 10 örnek ödeme emrinin davacı borçluya 24.01.2020 tarihinde tebliğ edildiği, davacı borçlunun yasal sürede 27.01.2020 tarihinde şikayet ve imzaya itiraz yoluna başvurduğu, dosya içerisindeki senet suretlerine göre bonoların şekil unsurlarının tam olduğu anlaşılmıştır. İlk derece mahkemesince adli belge inceleme uzmanı bilirkişiden rapor aldırılmış, takip dayanağı 3 adet senet aslı üzerinde atılı olan imzaların davacı borçlu T1 eli ürünü olduğu tespit edilmiştir. Bilirkişi raporunun takip dayanağı senet asılları esas alınmak suretiyle, teknik cihazlarla inceleme yapılmak suretiyle düzenlendiği, hüküm kurmaya ve denetime elverişli olduğu görülmüştür....

    İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: mahkemece yapılan değerlendirmeler neticesinde, Davanın kabulü ile; Usulsüz tebliğe ilişkin şikayet yönünden; Tarsus İcra Dairesinin 2022/4086 Esas sayılı takip dosyasında şikayetçi-borçlu şirkete gönderilen ödeme emrinin tebliğ tarihinin 02/08/2022 tarihi olarak düzeltilmesine ve tespitine, İmzaya itirazlar yönünden; Davanın kabulü ile; Tarsus İcra Dairesinin 2022/4086 Esas sayılı takip dosyasının davacı şirket yönünden durdurulmasına, Takip konusu toplam 600.000,00- TL asıl alacağın %20'si olan 120.000,00- TL tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Takip konusu toplam 600.000,00- TL asıl alacağın %10'u olan 60.000,00- TL tazminatın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına" karar verilmiştir. GEREKÇE; Uyuşmazlık; kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla takipte borçluya gönderilen ödeme emrinin usulsüz tebliğine ilişkin şikayet başvurusuna ilişkin olup davacı vekili şikayetin kabulü ile birlikte ayrıca imzaya ve borca da itiraz etmiştir. İİK.'...

    UYAP Entegrasyonu