Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni" Taraflar arasındaki itirazın iptali davasında Mahkemelerince (Ticaret mahkemesi sıfatıyla) ayrı ayrı yetkisizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava, itirazın iptali istemine ilişkindir. uyuşmazlığın davalının ikametgahı mahkemesi olan Salihli mahkemelerince çözümlenmesi gerektiği gerekçesiyle yetkisizlik kararı vermiştir. sıfatıyla )Mahkemesi ise, itirazın iptali davlarında davcının seçimlik hakkı bulunduğu, davacının seçimlik hakkını kullanarak davsını icra takibinin yapıldığı yer mahkemesi olan İstanbul mahkemelerinde açtığı gerekçesiyle yetkisizlik yönünde hüküm kurmuştur....

    Sulh Hukuk Mahkemesi, açılan itirazın iptali davasında davalı borçlunun icra dairesinin yetkisine yapmış olduğu itirazın haklı olduğuna karar vererek itirazın iptali davasını reddetmiştir. Bu karar davanın reddine ilişkin olup, yetkisizlik kararı değildir. Daha sonra red kararını veren mahkemece sanki dosya yetkisizlik kararı verilmiş gibi ... Sulh Hukuk Mahkemesine gönderilmiş, ... Sulh Hukuk Mahkemesi de yetkisizlik kararı vermiştir. Dosyada karşılıklı olarak verilmiş iki tane yetkisizlik kararı bulunmadığından yargı yeri belirleme koşulları oluşmamıştır. Bu durumda merci tayini koşulları bulunmayan dosyanın mahalline gönderilmesi gerekmektedir. Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenlerle yargı yeri belirlenmesi koşulları bulunmayan dosyanın mahalline GÖNDERİLMESİNE, 09.12.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi...

      Mahkemece; ödeme emrine itiraz tarihinden itibaren İİK’nun 67.maddesi uyarınca 1 yıllık süre geçtikten sonra davanın açıldığı gerekçesiyle davanın süre yönünden reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir İtirazın iptali davasının, takip talebine itiraz edilen alacaklı tarafından, itiraz tarihinden değil, itirazın tebliğ tarihinden itibaren 1 yıl içerisinde açılması gerekir. Bu sürenin hesaplanmasında İİK.nun 19.maddesi hükmü dikkate alınmalıdır. İİK.nun 67.maddesinde gösterilmiş olan bu süre hak düşürücü süredir. Somut olayda, davalı borçlunun 26.02.2009 havale tarihli itiraz dilekçesi davacı alacaklı vekiline tebliğ edilmemiştir. Bu durumda itirazın iptali davasının dava şartlarından olan ve hak düşürücü süre niteliğinde bulunan 1 yıllık süre işlemeye başlamamıştır. Mahkemece, 03.08.2011 tarihinde açılan itirazın iptali davasının süresinde açıldığı gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir.....

        "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının bozma kararına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Dava, kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla girişilen icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir. Davalılar vekili, davanın reddini istemişlerdir....

          Mahkemece, dava konusu icra takibine borçlunun 24.12.2007 tarihinde itiraz ettiği, davacının takibi durduğunu öğrendiği tarihten itibaren bir yıl içinde itirazın iptali davası açmadığı, 23.03.2011 tarihinde dosyanın yenilendiği ancak itiraz üzerine duran icra takibine itirazın iptali veya itirazın kaldırılmasıyla devam edilebileceği, davanın kanunun öngördüğü koşulları taşımadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. Dava, kredi kartı borcundan kaynaklanan takibe yönelik itirazın iptali istemine ilişkindir. İİK.’nın 67/1 maddesine göre borçlu itirazının alacaklıya tebliğinden itibaren bir yıllık hak düşürücü süre başlar. Mahkemece anılan bu hüküm gözetilmeksizin alacaklının takip dosyası üzerinde işlem yaparken itirazı öğrendiğinden bahisle yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir. SONUÇ :Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, 03/12/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi....

            İcra Hukuk Mahkemesi, davanın itirazın iptali davası niteliğinde olduğundan bahisle görevsizlik kararı vermiştir. Mersin 2. Asliye Ticaret Mahkemesi, davacının itirazın kaldırılması talebinde bulunduğundan bahisle görevsizlik kararı vermiştir. Genel haciz yolu ile ilamsız takibe karşı borçlunun süresinde itirazı takibi durdurur. Takibin devamını sağlamak için alacaklı dilerse itirazın kaldırılması için icra mahkemesine başvurabileceği gibi, takip konusu alacağın dayanağı İİK’nın 68-68/a daki belgelerden değilse, genel mahkemede itirazın iptali davası açabilir. Alacaklı itirazın kaldırılması dilekçesinde “itirazın iptali” tabirlerini kullanmış olsa dahi icra mahkemesince bu dava HUMK’nın 76. maddesi hükmü uyarınca İİK’nın 68. maddesi anlamında itirazın kaldırılması olarak nitelendirilip sonuçlandırılmalıdır. İcra mahkemesinde itirazın kaldırılması yoluna başvuran alacaklı, bu yolu bırakarak mahkemede itirazın iptali davası da açabilir....

              Henüz alacaklı tarafından itirazın iptali davasının açılmadığı bir evrede, borçlunun, itiraza konu borcu kısmen veya tamamen ödemesi mümkündür ve bunu engelleyen herhangi bir yasa hükmü yoktur. Borçlu, itirazın iptali davası açılmamış iken, itirazına konu borcu tamamen öderse, alacaklının itirazın iptali davası açmasına gerek kalmayacak ve böyle bir davayı açmakta hukuki yararı bulunmayacaktır. Zira, itirazın iptali davası açılmasında amaç, itiraz nedeniyle kanun gereğince kendiliğinden durmuş olan takibin devamını sağlamaktır. Takibin devamı yoluyla elde edilecek olan sonuç (alacağın tahsili), borçlunun tüm borcu ödemesiyle zaten gerçekleşmiş olacağına göre; gerçekleşmiş olan bu sonucu sağlamak üzere bir dava açılmasında hukuki yarar bulunmayacaktır....

                Oysa, 4949 sayılı Kanunla İİK'nın 67/1. maddesindeki "... ve itirazın kaldırılması için mercie müracaat etmek istemeyen" ibaresi madde metninden çıkartılarak itirazın kaldırılması talebi reddedilen alacaklıya (itirazın tebliğinden itibaren l yıl içinde) itirazın iptali davası açma hakkı tanınmıştır (Hükümet Gerekçesinden). Somut olayda, davacı önce itirazın kaldırılması istemiyle icra hukuk mahkemesinde dava açmış ve bu dava redle sonuçlanmış olup, bunun üzerine, (17.10.2005 tarihinde yapılan itiraz, davacıya İİK'nın 62/2. maddesi gereğince tebliğ edilmediğinden) 18.10.2006 tarihinde l yıllık sürede itirazın iptaliistemiyle dava açmıştır. Bu durumda, davacının seçimlik hakkını kullandığndan bahisle yasal olmayan gerekçeye dayanılarak süresi içinde açılan itirazın iptali isteminin reddi bozmayı gerektirmiştir....

                  Usulüne uygun yapılmış bir takip bulunması itirazın iptali davasının görülmesi için dava şartıdır. Dava konusu takip mükerrer takip ise dava şartı gerçekleşmemiştir. İtirazın iptali davası dayanağı olan takibe sıkı sıkıya bağlı bir dava olup, mahkemece sadece takip talebinde istenilen alacak kalemleri hakkında ve bu alacak kalemleri itiraza uğramış ve itirazın iptali davası açılmışsa bunlar hakkında karar verilebilir. Somut dava dosyası incelendiğinde, İstanbul ... İcra Müdürlüğü ......

                    Dava, itirazın iptali istemine ilişkin olup, yargılama sırasında borcun ödenmesi sebebiyle itirazın iptali davası konusuz kaldığından, konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiş, ancak borcun ödenmesi davacının icra takibini başlatmakta ve eldeki davayı açmakta haklı olduğunu gösterdiğinden davacı lehine vekalet ücretine hükmedilmesine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiş gerekmiştir....

                      UYAP Entegrasyonu