Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İcra ve İflas Kanunu’nun 68-68a’daki belgelerden birine sahip bulunmayan alacaklı itirazın hükümden düşürülmesini sağlayabilmek ve itiraz ile duran icra takibine devam edilmesini isteyebilmek için yalnız itirazın iptali yoluna başvurabilir. Buna karşılık elinde İcra ve İflas Yasası’nın 68-68a’da sayılan belgelerden biri olan alacaklı, itirazın iptali için aynı yasanın 67. maddesi gereğince bir yıl içinde genel mahkemede dava açmak ya da 68-68a maddesi gereğince altı ay içinde itirazın kaldırılması için icra mahkemesine başvurmak hususunda bir seçimlik hakka sahiptir. İtirazın iptali davasında görevli mahkeme, genel hükümlere göre belirlenir. Takibin dayanağının kira sözleşmesi olması ya da talebin kira alacağına ilişkin bulunması durumu değiştirmez. Bu durumda alacaklının hangi yolu seçeceği konusunda kısıtlayıcı bir hüküm bulunmamaktadır....

    DELİLLER VE GEREKÇE:Dava, hukuki niteliği itibariyle davacı tarafından davalı aleyhine başlatılan icra takibine itirazın İİK 67. maddesi uyarınca iptali ile icra inkar tazminatına hükmedilmesi talebinden ibarettir.Dosyanın, mahkememize ------sayılı kararı geldiği anlaşılmıştır.Davacı vekili 09/08/2023 tarihinde ------- gönderdiği tarihsiz dilekçe ile davanın davalıların müvekkili bankadan kullandıkları kredileri geri ödememelerinden dolayı yapılan takibe itirazın sonucu açılmış olan itirazın iptali davası olup;------ sayılı dosyasından işbu konu ile ilgili olarak davalıları aynı olan kredi alacağının tahsili amacıyla açılmış itirazın iptali davası olduğunu, usul ekonomisi açısından işbu davanın esas numarası küçük olan ----- sayılı dosyası ile birleştirilmesini talep etmiştir....

      Mahkemenin yetkisine yönelik bir itirazın var olup olmaması, bu sonuca etkili değildir.Başka bir ifade ile, itirazın iptali davasında, mahkemenin yetkisine itiraz edilmiş olsun ya da olmasın, mahkeme öncelikle tetkik merciinin yerine geçerek, icra dairesinin yetkisine yönelik itirazı inceleyerek, kesin olarak sonuçlandırmalıdır. ( HGK. 28.3.2001 gün ve 2001/19267-311 sayılı kararı ) Kaldı ki; itirazın iptali davasını görme yetkisi, takibin yapıldığı yer mahkemesine aittir. O nedenle mahkemenin, icra dairesinin yetkisine yönelik itirazı da incelemesi doğaldır. Bu yetki itirazının incelenmesi sonucunda, mahkeme kendisinin yetkili olup olmadığını da belirlemiş olacaktır. (Saim Üstündağ, İcra Hukukunun Esasları, İstanbul 1995,6. Bası, sayfa 101-102 ) Öte yandan, bir itirazın iptali davasının görülebilmesi, usulüne uygun şekilde yapılmış, geçerli bir icra takibinin varlığına bağlıdır....

        Borcun tamamına ya da bir kısmına itiraz hallerinde olduğu gibi imzaya itiraz ile faize itiraz edilmesi durumunda da itirazın iptali davası açılabilir. İcra İflas Kanununun 68 ve 68 (a) maddelerinde sözü edilen belgelerden birine sahip olmayan alacaklı, itirazın giderilmesini sağlayabilmek için yalnız itirazın iptali yoluna başvurabilir. Borçlu ödeme emrine itiraz etmemiş ya da itiraz geçerli değilse alacaklının itirazın iptali davası açmasında hukukî yarar yoktur. İtirazın iptali davası süreye tabidir. Alacaklı itirazın kendisine tebliğinden itibaren bir yıl içinde davayı açabilir. İcra takibi konusu alacak davası iş mahkemesinin görevine girmekte ise itirazın iptali davası da iş mahkemesinde açılır (Kuru, Baki: İcra ve İflas Hukuku, ... Kasım 2004, s. 223.). Buna göre davada 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunun 7nci maddesi uyarınca sözlü yargılama usulü uygulanır. İtirazın iptali davasında, işçilik alacaklarıyla ilgili olarak tahsil hükmü kurulması mümkün olmaz....

          Borcun tamamına ya da bir kısmına itiraz hallerinde olduğu gibi imzaya itiraz ile faize itiraz edilmesi durumunda da itirazın iptali davası açılabilir. İcra İflas Kanununun 68 ve 68 (a) maddelerinde sözü edilen belgelerden birine sahip olmayan alacaklı, itirazın giderilmesini sağlayabilmek için yalnız itirazın iptali yoluna başvurabilir. Borçlu ödeme emrine itiraz etmemiş ya da itiraz geçerli değilse alacaklının itirazın iptali davası açmasında hukukî yarar yoktur. İtirazın iptali davası süreye tabidir. Alacaklı itirazın kendisine tebliğinden itibaren bir yıl içinde davayı açabilir. İcra takibi konusu alacak davası iş mahkemesinin görevine girmekte ise itirazın iptali davası da iş mahkemesinde açılır (Kuru, Baki: İcra ve İflas Hukuku, ... Kasım 2004, s. 223.). Buna göre davada 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunun 7nci maddesi uyarınca sözlü yargılama usulü uygulanır. İtirazın iptali davasında, işçilik alacaklarıyla ilgili olarak tahsil hükmü kurulması mümkün olmaz....

            Borcun tamamına ya da bir kısmına itiraz hallerinde olduğu gibi imzaya itiraz ile faize itiraz edilmesi durumunda da itirazın iptali davası açılabilir. İcra İflas Kanununun 68 ve 68 (a) maddelerinde sözü edilen belgelerden birine sahip olmayan alacaklı, itirazın giderilmesini sağlayabilmek için yalnız itirazın iptali yoluna başvurabilir. Borçlu ödeme emrine itiraz etmemiş ya da itiraz geçerli değilse alacaklının itirazın iptali davası açmasında hukukî yarar yoktur. İtirazın iptali davası süreye tabidir. Alacaklı itirazın kendisine tebliğinden itibaren bir yıl içinde davayı açabilir. İcra takibi konusu alacak davası iş mahkemesinin görevine girmekte ise, itirazın iptali davası da iş mahkemesinde açılır (Kuru, Baki: İcra ve İflas Hukuku, İstanbul Kasım 2004, s. 223.). Buna göre davada 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunun 7 nci maddesi uyarınca sözlü yargılama usulü uygulanır. İtirazın iptali davasında, işçilik alacaklarıyla ilgili olarak tahsil hükmü kurulması mümkün olmaz....

              Mahkemece, İcra Tetkik Merciinde itirazın kaldırılması için dava açan ancak davası reddedilen davacının alacak davası açabileceği, itirazın iptali davasının açamayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. 17.7.2003 tarihli ve 4949 sayılı kanunun 15. maddesi ile değiştirilen İİK.nun 67/1 maddesinde “takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir “ hükmü mevcut olup, eski kanun maddesinde yer alan “ ve itirazın kaldırılması için merciie müracaat etmek 2007/9959-2008/348 istemeyen” ibareleri kanun metninden çıkarılmıştır. Anılan kanun değişikliği ile İcra Tetkik Merciine itirazın kaldırılması için dava açan ve ancak davası reddedilen alacaklıya da itirazın iptali davası açma olanağı tanınmıştır....

                İcra takibine vaki “itirazın iptali” davası ile bir alacağın tahsili amacıyla açılan alacak (tahsil) davası, nitelikleri ve sonuçları itibariyle farklı birer dava türleri olup, “itirazın iptali” davası, tamamen icra takibine bağlı olarak sonuçlandırılması ve buna dayalı olarak icra inkar ve kötü niyet tazminatı ile tarafların sorumlu tutulabilmeleri sonucu doğuran bir dava, alacak (tahsil) davası ise sadece alacaklının genel hükümlere göre alacağını bir ilama bağlatarak ve o ilam çerçevesinde alacağına kavuşma imkanını sağlayan bir dava çeşididir. Somut olayda davacı, alacağının tahsili için daha önce icra takibi başlatmış olup, takibe itiraz üzerine de söz konusu takip durmuştur. Her ne kadar eldeki dava, yasada “itirazın iptali” davası açılması için öngörülen bir yılık süre içinde açılmışsa da, davacı dava dilekçesinin sonuç bölümünde, takibe yapılan itirazın iptalini değil, alacağının tahsilini istemiştir....

                  İtirazın iptali davasında, davacı tarafından sadece borçlunun (davalının) icra takibine vaki itirazının iptali ve icra inkar tazminatı talep edilebilir. Eda davasının konusu olan alacağın tahsili talebinde bulunulamaz. Bir başka ifade ile, hem itirazın iptali hem da alacağının tahsili taleplerinin bir davada birleşmesi mümkün değildir. Eldeki davada, davacı vekili tarafından itirazın iptali yanında alacağın tahsilinin de talep edilmiş olması karşısında, HMK 31. maddesi gereğince, davacı vekilinden talebin açıklanması istenerek, itirazın iptalinin mi alacağın tahsilinin mi talep edildiği belirlenerek, alacağın tahsilinin talep edilmesi durumunda, işin esasına girilerek, varılacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik araştırma ve hatalı değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. O hâlde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır....

                    Hatta evvelce icra mahkemesine başvuran alacaklı, sonra mahkemeye başvurarak itirazın iptali davası açmışsa, bu davanın derdest olduğu sırada, tekrar icra mahkemesine dönerek ilk müracaatını yineleyemez. Bununla beraber önce itirazın kaldırılmasını talep eden alacaklı, bu yolu bırakarak itirazın mahkemede iptalini isteyebilecektir (Değnekli, A.: İtirazın İptali Davası, Ankara 2013, s.79). Hem itirazın iptali davası, hem de itirazın kaldırılmasında kanun koyucu hak düşürücü süreler öngörmüş olup, bu süre itirazın kaldırılması için altı ay (m.68, 68-a), itirazın iptali davası için bir yıldır (m. 67). Her ikisinde de süre ödeme emrine itirazın alacaklıya veya vekiline Kanun’un 62/2. maddesi çerçevesinde tebliğinden itibaren başlar ve tebliğ yukarıda açıklandığı üzere Tebligat Kanunu hükümleri çerçevesinde sağlanır....

                      UYAP Entegrasyonu