Mahallesi, 255 ada, 14 parseldeki davalılar adına olan 1/2'şer paylı tapu kaydının davacının miras payı oranında iptali ile 2/8'inin davacı ... kızı ... adına tapuya tesciline, kalan payların davalılar üzerinde bırakılmasına” ibaresinin yazılmasına, 6100 sayılı HMK'nin geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 438/7. maddesi uyarınca hükmün bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 02.01.2019 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz eden vekili için 2.037.00.-TL. duruşma vekâlet ücretinin temyiz edilenden alınmasına ve peşin alınan harcın temyiz edene geri verilmesine, 12/03/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 6.5.2004 gününde verilen dilekçe ile kişisel hakka dayalı tapu iptali ve tescil- mülkiyetin aidiyetinin tespiti Fatih Kocabay tarafından açılan karşı davada da elatmanın önlenmesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; ilk davanın kabulüne karşı davanın reddine dair verilen 28.7.2005 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Davacı, 1 parsel sayılı taşınmazda yüklenici .inin yaptığı binada davalı arsa sahibi .’nın payını 11.7.1999 tarihli sözleşme ile kendisine sattığını, ancak bu paya konu 2 numaralı dairenin danışıklı olarak .’a kaçırıldığını ileri sürerek tapunun iptali ile arsa maliki . adına tescilini ve dairenin kendisine ait olduğunun tespitini istemiştir....
Bankası’nın daveti üzerine Sermaye Piyasası İşlemleri Müdürü kadrosuna atanma talebinde bulunduğunu, Kalkınma Bankası müşavirlik görevine atandığını, Sermaye Piyasası İşlemleri Müdürlüğü’nün kapatıldığının bildirildiği, kurum tarafından kendisine gönderilen tebligat içeriğinin yanlış olduğunu, yanıltıcı bildirimde bulunulduğunu, istikbalinin karartıldığını, maddi zarara uğradığını belirterek yanıltıcı bildirimin iptali ile maruz kaldığı maddi zararın tazminini istemiştir. Davalı vekili; müvekkil bankanın 4456 sayılı Kanun ile kurulduğunu, sermayesinin %99,08’inin Hazineye ait bulunduğunu, personel ile ilgili işlemlerin idari işlem niteliğinde olduğunu ve çözüm yerinin idari yargı olduğunu belirterek davacının davasının reddi gerektiğini savunmuştur. İlk Derece Mahkemesince, yargılama görevinin İdare Mahkemesi’ne ait olduğu gerekçesiyle davanın görev nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir. Hükme karşı, davacı tarafından istinaf talebinde bulunulmuştur....
İTİRAZIN İPTALİ DAVASITALEPLE BAĞLILIKVEKALET ÜCRETİ 2004 S. İCRA VE İFLAS KANUNU [ Madde 67 ] 1086 S. HUKUK USULÜ MUHAKEMELERİ KANUNU(MÜLGA) [ Madde 74 ] 1136 S. AVUKATLIK KANUNU [ Madde 163 ] "İçtihat Metni" Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda, ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün davacı avukatınca duruşmalı, davalı avukatınca duruşmasız olarak temyiz edilmesi üzerine, temyiz dilekçesinin süresinde olduğu saptanarak dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. Davacı, davalının trafik kazası nedeni ile açılacak olan maddi ve manevi tazminat davalarında avukatlığını yaptığını, vekalet ücretinin ödenmediği gibi haksız olarak da azledildiğini ileri sürerek, vekalet ücretinin tahsili için yapılan takibe haksız itirazının iptali ile %40 tazminata karar verilmesini istemiştir....
nın temyiz istemi inin bulunduğu dikkate alınarak, bu sanıkla sınırlı olarak yapılan temyiz incelemesinde; 29/04/2004 olan suç tarihinden temyiz inceleme gününe kadar 765 sayılı TCK’ un 102/4 ve 104/2. maddelerinde öngörülen 7 yıl 6 aylık dava zamanaşımının dolduğu anlaşıldığından; 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’ un 321. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA; ancak bu husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden aynı kanunun 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak 5271 sayılı CMK’ un 223/8. maddesi gereğince sanık hakkında açılan kamu davasının zamanaşımı nedeniyle DÜŞMESİNE, 19/032012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
-KARAR- Mahkeme kararının davacı Hazineye tebliğine ilişkin tebligat parçasının incelenmesinde; tebliğ tarih ve ......inin eksik bırakıldığı, 09.06.2011 ve 10.06.2011 tarihlerine ilişkin mühürlerin bulunduğu, Yargıtay gönderme formunda tebliğ tarihi 30.06.2011 olarak gösterilirken davacı Hazinenin temyiz dilekçesinde tebliğ tarihinin 13.06.2011 olarak gösterildiği anlaşılmaktadır. 6100 sayılı HMK.'nın geçici 3.maddesinin yollamasıyla 1086 sayılı HUMK.'nın 427.maddesi uyarınca temyiz süresinin denetlenebilmesi için "davacı Hazineye yapılan gerçek tebliğ tarihinin ilgili merciilerinden araştırılarak" elde edilecek bilgi ve belgelerin evraka eklenmesi, ondan sonra gönderilmesi için dosyanın yerel mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, 05.12.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
inin gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanılmış ve hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra karar için başka güne bırakılmıştı. Bu kez temyiz dilekçesinin süresinde olduğu saptanarak dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. KARAR Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre yerinde olmayan bütün temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda dökümü yazılan 526.50 YTL’ kalan harcın temyiz edenden alınmasına, 18.12.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Dosya kapsamından, taraflar arasında kasko sigorta sözleşmesi bulunduğu, poliçe şartnamesine göre sigorta bedelinin % 5' inin geçilmesi halinde hasar bedelinin ödenebileceği, uyuşmazlığın sigorta hukuku ile ilgili olup 4077 Sayılı Yasa kapsamında değerlendirilemiyeceği anlaşılmakla, davanın genel hükümlere göre 2. Sulh Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekir. SONUÇ: Yukarıda belirtilen nedenlerle; H.Y.U.Y.’nın 25. ve 26. maddeleri gereğince Ankara 2. Sulh Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 13/03/2006 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunarak; Gereği görüşülüp düşünüldü; 1-Sanık ... hakkındaki mahkumiyet hükmünün incelenmesinde; Yapılan yargılamaya, toplanan ve karar yerinde açıklanan delillere, mahkemenin kovuşturma sonucunda oluşan inanç ve takdirine, gösterilen gerekçeye ve uygulamaya göre sanık müdafiinin temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA, 2-Sanıklar ... ve ... hakkındaki mahkumiyete gelince; Sanıkların savunmaları ve mağdurun beyanı birlikte değerlendirildiğinde neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama suçunu sanık ...’ın gerçekleştirdiği, diğer sanıklar... ve ...’inin ise tekme ve tokat ile mağdura vurdukları gözetilerek sanıkların bu vurma eylemlerinden sorumlu tutulmaları gerekirken bıçakla ağırlaşmış yaralama fiilini birlikte işlediklerinden bahisle mahkumiyetlerine karar verilmesi, Bozmayı gerektirmiş, sanıklar müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu nedenlerle BOZULMASINA, 31.03.2010 gününde...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Hırsızlık, konut dokunulmazlığının ihlali HÜKÜM : Beraat Dosya incelenerek gereği düşünüldü: Müştekinin ikametine balkon kapısı zorlanmak suretiyle girilerek evden çeşitli ziynet eşyaları ve kol saatinin çalınması şeklinde gerçekleşen olayda, 09.04.2012 tarihli rapora göre çocuk odası PVC pencere üzerinde tespit edilen 6 parmak izinin 5'inin müştekiye ait olduğunun ve bir parmak izinin ise farklı bir kişiye ait olduğunun belirtilmesi karşısında, olay yerinde çocuk odası PVC pencereden alınan parmak izinin sanıktan alınacak izlerle mukayesesi yaptırıldıktan sonra, sanığın hukuki durumunun tespit edilip sonucuna göre hüküm kurulması gerektiği gözetilmeden, eksik kovuşturma ile yazılı şekilde hüküm kurulması, Bozmayı gerektirmiş, o yer Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı istem gibi BOZULMASINA, 03/12/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....