Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Ayrıca, davacı Kısıtlı adına velisi tarafından imzaya itiraz edildiği ancak dosyada vesayet makamından alınmış husumete izin kararı bulunmadığı anlaşılmış olup, davacı velisine husumete izin kararı alması ve dosyaya sunması için imkan tanınması gerekirken husumete izin kararı alınmadan davanın karara bağlanması da hatalı olmuştur. Açıklanan nedenle, davalının istinaf başvurusunun kabulü ile HMK'nın 353/1- a-6. bendi gereğince mahkeme kararının kaldırılmasına, dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir. H Ü K Ü M :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Davalının istinaf başvurusunun HMK'nın 355 ve 353/1- a-6. bendi gereğince KABULÜ ile İstanbul Anadolu 23....

Vesayet altında bulunan kişi adına hareket eden vasinin, bir kısım eylem ve işlemleri yerine getirebilmesi, vesayet makamından diğer bir deyişle Sulh Hukuk Hakiminden alınacak husumete izin kararı ile mümkündür. (TMK.nun 462.mad. 8.bend). Somut olayda, vesayet altında bulunan davacı çocukların eldeki davada vasi marifetiyle temsil edilebilmesi bakımından Sulh Hukuk Mahkemesi'nden husumete izin kararı alınmadan yargılamaya devam edilip karar verildiği görülmektedir. O halde mahkemece vesayet makamı tarafından verilmiş husumete izin kararının temin edilerek yargılamaya devam edilmesi gerekirken yazılı şekilde bu husus gözetilmeksizin karar verilmesi doğru görülmemiştir. Kabule göre de, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 53. maddesinde cenaze giderlerinin de ölüm nedeniyle meydana gelen zararlardan olduğu hüküm altına alınmıştır. Bu nedenle zarar sorumlusu, ölüm halinde yapılan cenaze giderlerinden de sorumludur....

    Bilindiği üzere; 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun davada kanuni temsili düzenleyen 52. maddesi “Medeni hakları kullanma ehliyetine sahip olmayanlar davada kanuni temsilcileri, tüzel kişiler ise yetkili organları tarafından temsil edilir ” hükmünü, 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun vesayet makamından izini düzenleyen 462/8 maddesinde “Acele hâllerde vasinin geçici önlemler alma yetkisi saklı kalmak üzere, dava açma, sulh olma, tahkim ve konkordato yapılması” şeklinde düzenlenmiş olup, davacının kısıtlılık kararı üzerine vasi tarafından açılan davalarda denetim makamından husumete izin kararı alınması gerekmektedir. Somut olaya gelince; vasinin husumete izin kararının bulunmadığı, 05.08.2012 tarihinde sona eren uzatma kararından sonra kısıtlılık süresinin uzatılıp uzatılmadığı tespit edilmeden yargılamaya devam edildiği anlaşılmaktadır....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Dava dilekçesinde, tapu iptali ve tescil davasında davalı olan kısıtlı ... temsil için vasiye husumete izin verilmesi istenilmiştir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Mahkeme kararı davacı vekili tarafından yasal süresi içerisinde temyiz edilmiş ise de, davacı vekilinin 09.10.2013 havale tarihli dilekçesi ile temyiz talebinden vazgeçtiğini bildirdiği anlaşılmakla vaki vazgeçme nedeniyle davacı vekilinin temyiz isteminin REDDİNE, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 03.03.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....

        in velayet veya vesayet altında olup olmadığı ve belirtilen tarihler itibari ile yasal temsilcisinin kim veya kimler olduğunun, 2.Dava açılması veya devamında dava açılmasına dair TMK'nin 462/8.maddesi kapsamında yasal temsilciye verilmiş husumete izin kararı olup olmadığının, Tespit edilerek ilgili mahkeme kararlarının dosya arasına alınmasından sonra temyiz incelemesi yapılmak üzere gönderilmesi için dosyanın Yerel Mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, 02.04.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....

          Vasi tarafından alınmış bir '' husumete izin '' kararı olup olmadığı davacıdan sorularak var ise evrakına eklenmesi,geri çevirmeye konu hususun eksiksiz yerine getirilip getirilmediği mahkeme hakimince bizzat denetlendikten sonra dosyanın gönderilmesi için yerel mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, 16.10.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

            -KARAR- 1) Davacılara vasi tayinine ilişkin dava dosyalarının veya onaylı ilam suretlerinin temin edilmesi; 2) Davacılar vasisine eldeki dava bakımından verilen husumete izin kararlarına ilişkin dava dosyalarının veya onaylı ilam suretlerinin teminiyle evraka eklenmesi; 3) Dava konusu 87, 96 ve 197 parsel sayılı taşınmazların tapu kayıtlarının dayanakları olan belgelerin (kadastro tutanağı ve satış akit tablolarının) ilgili merciinden temini; ondan sonra gönderilmesi için dosyanın yerel mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, 10.09.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

              Yargılama devam ederken davalı- karşı davacı kısıtlandığına göre vasinin kocanın açtığı karşı dava yönünden husumete izin (TMK. md. 462/8) kararı alması için süre verilmesi ve sonucuna göre kararın dosya içine alınıp birlikte gönderilmek üzere dosyanın mahal mahkemesine İADESİNE oybirliğiyle karar verildi. 06.03.2013 (Çar.)...

                Dosya içerisinde vesayet makamı tarafından dava ve husumete izin verdiğine ilişkin bir karar mevcut değildir. Hal böyle olunca vesayet altındaki kişi için yürürlükte olan 4721 sayılı TMK'nun 462/8 (yürürlükten kaldırılan 743 sayılı TKM’nun 405/8) maddeleri gereğince vesayet makamı tarafından dava ve husumete izin verildiğine ilişkin karar alınmadan yargılamaya devam edilmesi isabetsiz olmuştur....

                  Somut olayda, davacının Pazer (Rize) Sulh Hukuk Mahkemesinin 2019/15 Esas, 2019/608 Karar sayılı ilamıyla TMK'nun 408. maddesi gereğince kısıtlandığı, T1 davacıya vasi tayin edildiği, incelemeye konu davanın da vasi tarafından kısıtlı adına vesayeten verilen vekaletname ile açıldığı, ancak dava öncesinde vesayet makamından alınmış husumete izin kararının dosya kapsamında yer almadığı anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca, TMK'nun 462/8. maddesi uyarınca eldeki dava için vesayet makamından "husumete izin" kararı alınması ve anılan usuli işlem tamamlandıktan sonra işin esası bakımından bir karar verilmesi gerekirken, bahsedilen husus gözardı edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir....

                  UYAP Entegrasyonu