Vesayet makamından izni düzenleyen 462/8 maddesinde, "Acele hâllerde vasinin geçici önlemler alma yetkisi saklı kalmak üzere, dava açma, sulh olma, tahkim ve konkordato yapılması” şeklinde düzenlenmiş olup, davacının kısıtlı olması halinde, denetim makamından husumete izin kararı alınması gerekmektedir....
ün vesayeten dava açtığı, ancak vasiye verilmiş husumete izin kararı bulunmadığı anlaşıldığından kararın HMK 353/1/a/4 maddesi uyarınca kaldırılması gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır..." gerekçesi ile Mahkememizin Mahkememizin ... Esas 2017/70 karar sayılı 15/02/2017 tarihli kararının kaldırılmasına karar vermiş, BAM kaldırma ilamı üzerine dosya Mahkememizin 2019/588 esas sırasına kaydedilmiştir. BAM kaldırma ilamı sonrası Mahkememizin 2019/588 esas sayılı dosyasında; davacılar vekilinin talep ve beyanı üzerine .... Sulh Hukuk Mahkemesine yazılan müzekkerenin 26/10/2020 tarihli cevabı ekinde yar alan .... Sulh Hukuk Mahkemesi ... esas ...karar sayılı dosyasında verilen 23/09/2019 tarihli husumete izin kararı incelendiğinde, küçükler ... ve ... ... adına Mahkememizin işbu tazminat dosyasına ilişkin vasi ...'e husumete izin verildiği görülmüştür....
İlçesi, Kuyulutatlar Köyü, 327 ada 1 parsel sayılı 438/213385 hisse ve 888/1066925 hisseli taşınmaz üzerindeki kamulaştırma işlemi ile ilgili olarak TMK 462/8 maddesi uyarınca izin verilmesine, (husumete izin verilmesine), karar verilmiştir. ... Sulh Hukuk Mahkemesi: 27/11/2018 tarihli ek kararıyla 2016/144 Esas, 2017/12 karar sayılı kararıyla mahkemenin 06/02/2017 tarihli ilamı ile kısıtlanan, ...'ın vasisi ...'a kısıtlının Nevşehir İli, ... İlçesi, Kuyulutatlar Köyü, 237 ada 1 parsel sayılı 438/213385 hisse ve 888/1066925 hisseli taşınmaz üzerindeki kamulaştırma işlemi ile ilgili olarak TMK 462/8 maddesi uyarınca izin verilmesine, (husumete izin verilmesine), karar verilmiştir. ... Sulh Hukuk Mahkemesi: 27/06/2019 tarihli ek kararıyla 2016/144 Esas, 2017/12 kararıyla mahkemenin 2016/144 Esas sayılı dosyasında, kısıtlıya ...'...
Ne var ki, dosya içerisinde husumete izne ilişkin kararın olmadığı görülmüştür. Dava ve taraf ehliyeti dava şartlarından olup kamu düzenine ilişkindir (6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu madde 114,115). Öyle ise husumete izin kararının dosyaya ibrazı gereklidir. 2- Dosyada yapılan incelemede temyize konu kararın davacının vasisine usulüne uygun olarak tebliğ edildiği, vasinin herhangi bir temyiz isteminde bulunmadığı ancak kararın davacı kısıtlı tarafından temyiz edildiği anlaşılmaktadır. Türk Medeni Kanunu’nun 451. maddesinde “Ayırt etme gücüne sahip olan vesayet altındaki kişi, vasinin açık veya örtülü izni veya sonraki onamasıyla yükümlülük altına girebilir veya bir haktan vazgeçebilir. Yapılan işlem diğer tarafın belirlediği veya başvurusu üzerine hakimin belirleyeceği uygun bir süre içinde onanmazsa, diğer taraf bununla bağlı olmaktan kurtulur.” düzenlemesine yer verilmiştir....
Ne var ki, dosya içerisinde husumete izne ilişkin kararın olmadığı görülmüştür. Dava ve taraf ehliyeti dava şartlarından olup kamu düzenine ilişkindir (6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu madde 114,115). Öyle ise husumete izin kararının dosyaya ibrazı gereklidir. 2- Dosyada yapılan incelemede temyize konu kararın davacının vasisine usulüne uygun olarak tebliğ edildiği, vasinin herhangi bir temyiz isteminde bulunmadığı ancak kararın davacı kısıtlı tarafından temyiz edildiği anlaşılmaktadır. Türk Medeni Kanununun 451. maddesinde “Ayırt etme gücüne sahip olan vesayet altındaki kişi, vasinin açık veya örtülü izni veya sonraki onamasıyla yükümlülük altına girebilir veya bir haktan vazgeçebilir. Yapılan işlem diğer tarafın belirlediği veya başvurusu üzerine hakimin belirleyeceği uygun bir süre içinde onanmazsa, diğer taraf bununla bağlı olmaktan kurtulur.” düzenlemesine yer verilmiştir....
maddesi uyarınca husumete izin kararı alınması için vasiye süre verilerek, husumete izin kararı verilmesi halinde işin incelenmesi gerekirken, dava şartı noksanlığı giderilmeden işin esası incelenerek davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir. SONUÇ: Vasi ...'ın temyiz itirazlarının kabulüyle, usul ve yasaya uygun bulunmayan hükmün 6100 sayılı HMKnun Geçici 3.maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMKun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, bozma nedenine göre şimdilik sair temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, taraflarca HUMKnun 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, istek halinde peşin harcın temyiz edene iadesine, 02.11.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Ayrıca, davacı Kısıtlı adına velisi tarafından imzaya itiraz edildiği ancak dosyada vesayet makamından alınmış husumete izin kararı bulunmadığı anlaşılmış olup, davacı velisine husumete izin kararı alması ve dosyaya sunması için imkan tanınması gerekirken husumete izin kararı alınmadan davanın karara bağlanması da hatalı olmuştur. Açıklanan nedenle, davalının istinaf başvurusunun kabulü ile HMK'nın 353/1- a-6. bendi gereğince mahkeme kararının kaldırılmasına, dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir. H Ü K Ü M :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Davalının istinaf başvurusunun HMK'nın 355 ve 353/1- a-6. bendi gereğince KABULÜ ile İstanbul Anadolu 23....
Bilindiği üzere; 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun davada kanuni temsili düzenleyen 52. maddesi “Medeni hakları kullanma ehliyetine sahip olmayanlar davada kanuni temsilcileri, tüzel kişiler ise yetkili organları tarafından temsil edilir ” hükmünü, 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun vesayet makamından izini düzenleyen 462/8 maddesinde “Acele hâllerde vasinin geçici önlemler alma yetkisi saklı kalmak üzere, dava açma, sulh olma, tahkim ve konkordato yapılması” şeklinde düzenlenmiş olup, davacının kısıtlılık kararı üzerine vasi tarafından açılan davalarda denetim makamından husumete izin kararı alınması gerekmektedir. Somut olaya gelince; vasinin husumete izin kararının bulunmadığı, 05.08.2012 tarihinde sona eren uzatma kararından sonra kısıtlılık süresinin uzatılıp uzatılmadığı tespit edilmeden yargılamaya devam edildiği anlaşılmaktadır....
Vesayet altında bulunan kişi adına hareket eden vasinin, bir kısım eylem ve işlemleri yerine getirebilmesi, vesayet makamından diğer bir deyişle Sulh Hukuk Hakiminden alınacak husumete izin kararı ile mümkündür. (TMK.nun 462.mad. 8.bend). Somut olayda, vesayet altında bulunan davacı çocukların eldeki davada vasi marifetiyle temsil edilebilmesi bakımından Sulh Hukuk Mahkemesi'nden husumete izin kararı alınmadan yargılamaya devam edilip karar verildiği görülmektedir. O halde mahkemece vesayet makamı tarafından verilmiş husumete izin kararının temin edilerek yargılamaya devam edilmesi gerekirken yazılı şekilde bu husus gözetilmeksizin karar verilmesi doğru görülmemiştir. Kabule göre de, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 53. maddesinde cenaze giderlerinin de ölüm nedeniyle meydana gelen zararlardan olduğu hüküm altına alınmıştır. Bu nedenle zarar sorumlusu, ölüm halinde yapılan cenaze giderlerinden de sorumludur....
Dosya içerisinde vesayet makamı tarafından dava ve husumete izin verdiğine ilişkin bir karar mevcut değildir. Hal böyle olunca vesayet altındaki kişi için yürürlükte olan 4721 sayılı TMK'nun 462/8 (yürürlükten kaldırılan 743 sayılı TKM’nun 405/8) maddeleri gereğince vesayet makamı tarafından dava ve husumete izin verildiğine ilişkin karar alınmadan yargılamaya devam edilmesi isabetsiz olmuştur....