kabulüne karar vermek gerekmiş, ancak dava konusu ürünlerin halen davacı tarafça bulunması nedeni ile ürünler davalıya teslim edilmeden faiz talep edilemeyecek olunması nedeni ile davacı tarafın sözleşmeden dönme tarihinden itibaren faiz işletilmesi talebi mahkememizce kabul görmeyerek aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur....
AŞ.vekili, davacının müvekkiline ayıp ihbarında bulunmadığını, arızanın giderilmesi için yetkili servise başvurduğunu, aracın yağ eksiltmesinin gizli ayıp olarak nitelendirilemeyeceğini, mekanik bir sorun olduğunu, satıcı sıfatı ile kusurları olmadığını, aracın motorunun değiştirilmesi mümkünken, aracın yenilenmesi talebinin hakkaniyetle bağdaşmadığını belirterek davanın reddini istemiştir. Diğer davalı ... AŞ.vekili, davanın aracın tescilinden itibaren 6 ay içinde açılması gerektiğini, davanın zamanaşımına uğradığını, müvekkili ile davacı arasında hukuki ilişki bulunmadığından husumet yöneltilemeyeceğini, araçta üretimden kaynaklanan ayıp bulunmadığını, aracın öncelikle tamir edilmesi esasının benimsendiğini, davacının kira bedeli talep etmeye hakkı olmadığını ve araç değişimi veya bedel iadesine karar verilmesi halinde davacının aracı kullandığı süre içinde elde ettiği menfaatlerinin davalı şirkete iade edilmesi gerektiğini belirterek davanın reddini istemiştir....
Davalılar vekilinin 18/12/2017 tarihli cevap dilekçesinde özetle; ayıp ihbarının kabul anlamına gelmemekle birlikte, davacı taraf araç bedelinin iadesini talep etmekte olduğunu, aracın bedelinin satış faturası ile de belli olduğunu 10.000,00 TL'lik kısmı için dava açılmasında hukuki yarar bulunmaması nedeni ile kısmı davanın kabul edilmemesi gerektiğini, davanın bedel iadesi talepli olması nedeniyle dava harcının fatura bedeli üzerinden hesaplanarak yatırılması gerektiğini, belirle olan fatura bedeli belli iken kısmi dava açılamaycağının izahtan vareste olduğunu, davacı tarafça eksik olarak yatırılan harcın tamamlanmasının gerektiğini, davacının aracı satın aldığı tarih itibariyle yaklaşık 2 yıl boyunca sorunsuz şekilde kullandığını bu nedenle ortaya çıkan arızanan kullanım hatası, kullandığı süreçte meydana gelen başkaca hasarlar olması ihtimal olduğunu, davanın reddi gerekse de mahkeme aksi kanaate ise davacının araç kullanımından elde ettiği faydaları ve hasarlar nedeni ile meydana gelen...
Mahkemesi aracılığı ile yapılan tespit işlemi sonucu düzenlenen raporda, ... de üretimden kaynaklanan gizli ayıp niteliğinde sorun bulunduğu anlaşılmıştır. ... den beklediği faydayı elde edemeyen davacımız, satış sözleşmesinin feshi ile ... nin davalılara iadesi ve ödediği bedelin her iki davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalılar, ayıp ihbarının süresinde yapılmadığını ileri sürmüş ise de, ... nin satışı ve kurulumu 07-15/12/2022 tarihinde yapılmış, garanti belgesinde belirtildiği gibi 2 yıl garanti verilmiş olup, davanın da 03/04/2023 tarihinde garanti süresi içerisinde açılması nedeni ile ayrıca ayıp ihbarının süresinde yapılıp yapılmadığına bakılmasının mümkün olmadığı kabul edilmiştir. Davalı ... şirketinin ithalatçı olması nedeni ile sözleşmenin feshi sonrası ödenen bedelin iadesi davasında kendisinden ödenen bedel talep edilemeyeceği için davalı sıfatı bulunmadığı kabul edilmiştir. Davacımız, satış işlemine konu ......
Dava, alım satıma konu olan araçtaki ayıp nedeni ile sözleşmeden dönme ve bedel iadesi ile maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Davacı vekili; müvekkilinin davalıdan satın almış olduğu aracın rutin bakımlarının yaptırılmadığını, araçta ayıp bulunduğunu belirterek, sözleşmeden dönme ve araç bedelinin iadesi ile maddi ve manevi tazminat isteminde bulunmuştur. Davalı vekili ise; davacının iddialarının doğru olmadığını, araçtaki ayıp iddialarının gerçeği yansıtmadığını, kaldı ki davacının aracı satın alırken yetkili servis olan dava dışı Doğuş Oto...A.Ş. tarafından ekspertiz incelemesinin yapıldığını, kusurun yetkili servise ait olduğunu belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir....
Dava konusu olayda, davacı 15.09.2003 tarihinde satın almış olduğu aracın ayıplı olduğunu ileri sürerek, tercih hakkını öncelikle aracın yenisi ile değiştirilmesi, olmadığı takdirde bedel iadesi olarak kullanmışsa da, daha sonra 06.11.2008 tarihli celsede alınan beyanı ile araç bedelinin ödetilmesini istemiştir. Davacının, dava dilekçesinde ve az yukarıda belirtilen, 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun'un 4. maddesinde kendisine tanınan seçimlik haklardan olan "bedel iadesini de içeren sözleşmeden dönme" seçeneğini tercih etmiş olmasına göre, davacının bu talebi dikkate alınarak, araç bedeli olan 25.262,86-YTL’nin ödetilmesine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde aracın ayıpsız yeni misli ile değiştirilmesine karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir. SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı ......
seçimlik hakları düzenlenmiş olduğunu, buna göre betirtilen ayıplı ürünlerin ayıpsız misli ile değiştirilmesi, bu mümkün olmadığı tekdirde sözleşmeden dönme hakkı kapsamında ayıplı ürünlerin iadesi ve bedelinin ödenmesi amacıyla Düzce 2....
olduğu bilgisinin kendisinden gizlendiğini ileri sürerek sözleşmenin iptali ile bedel iadesi olmadığı takdirde bedel indiriminin tespiti ile davalılardan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalılar davanın reddini dilemiş olup mahkemece araç için ödenen bedelin 30.000,00 TL olduğunun kabulü ile dava tarihindeki ayıplı değeri olan 26.500,00 TL nin ve davacının kullanımında geçen 274 gün karşılığı 2.740,00 TL elde edilen fayda bedelinin mahsubu ile bakiye kalan 1.260,00 TL'nin davalı ...’ten tahsiline karar verilmiştir. Aracın davacıya satılmadan önce pert olduğu hususu sabittir. Davacının aracın pert olduğunu bildiği hususu yazılı bir delil ile ispat edilebilmiş değildir. Bu noktada davacının kötü niyetle haraket ettiği ve aracı kullandığı vakit boyunca haksız zenginleştiği düşünülemez. Hal böyle olunca, mahkemece, davacının aracı kullandığı 274 gün boyunca elde ettiği fayda bedeli tespit edilerek davacı alacağından mahsup yapılması doğru görülmemiştir....
İNCELEME ve GEREKÇE: Dava, hukuki niteliği itibari ile; ayıp nedeniyle sözleşmeden dönme ile bedel iadesi ve uğranılan zararın tazminine ilişkindir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık; ----- tarihli sözleşme ile satın alınan uyuşmazlığa konu aracın ayıplı olup olmadığı, ayıplı ise ayıbın niteliğinin ne olduğu, ayıbın üretim kaynaklı olup olmadığı, gizli ayıp olup olmadığı, ayıp var ise ayıbın oluşmasında kusur dağılımının ne olduğu ile ayıp ihbarlarının süresinde yapılıp yapılmadığı ve davacının aracın satış bedeli ve uğradığı zararları davalılardan isteyip isteyemeyeceğine ilişkindir. Dilekçeler aşaması tamamlanmakla, ön inceleme duruşması sonrası dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, tarafların sulh olma imkanının bulunmadığının tespiti ile, uyuşmazlık noktaları belirlenerek tahkikat aşamasına geçilip deliller toplanmış, konunun incelemesi uzmanlık gerektirdiğinden bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE YARGILAMANIN ÖZETİ: Dava; satın alınan aracın ayıplı olduğu iddiasına dayalı sözleşmenin feshi ve bedel iadesi istemine ilişkindir. Uyuşmazlığın; dava konusu araçta üretimden kaynaklı teslim anında bir ayıp olup olmadığı, ayıp olduğu ileri sürülen değişen parça ve boyanan kısımların teslim anında mevcut olup olmadığı, ayıp var ise bu sözleşmenin feshi ve bedel iadesini gerektirip gerektirmediği hususlarından kaynaklandığı tespit edilmiştir. Tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları re'sen belirlenerek taraflarca gösterilen deliller toplanmıştır....