"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL-BEDEL-TENKİS Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde bedel veya tenkis davası sonunda, yerel mahkemece ehliyetsizlik nedeni ile tapu iptali tescil isteminin reddine, muvazaa nedenine dayalı davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalılardan ...,... ... ve ... vekili ve katılma yolu ile davacılar vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ...’ın raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; -KARAR- Dava, ehliyetsizlik ve muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali-tescil, olmadığı takdirde bedel, olmadığı takdirde tenkis isteklerine ilişkindir....
Maddesi uyarınca yapılan inceleme sonucunda; Dava, ayıplı araç satışı iddiasına dayalı sözleşmeden dönülerek bedel iadesi ile masrafların tazmini, olmadığı taktirde ayıp oranında indirim bedeli ve masrafların tazmini istemlidir....
Ayıp halinde alıcının hakları 6098 sayılı TBK'nın 227- (1) maddesinde; "Satılanı geri vermeye hazır olduğunu bildirerek sözleşmeden dönme, Satılanı alıkoyup ayıp oranında satış bedelinde indirim isteme, Aşırı bir masrafı gerektirmediği takdirde, bütün masrafları satıcıya ait olmak üzere satılanın ücretsiz onarılmasını isteme, İmkan varsa, satılanın ayıpsız bir benzeri ile değiştirilmesini isteme" olarak sayılmıştır. Alıcının genel hükümlere göre tazminat hakkının saklı olduğu da hüküm altına alınmıştır (m.227/1). Eldeki uyuşmazlıkta, davacı seçimlik haklarından sözleşmeden dönme ve bedel iadesi talep etmiştir. Bu talebin sözleşmenin tarafı olan davalıya karşı ileriye sürebildiği gibi yukarıda anılan hüküm gereğince davalı satıcı satılanda bilmediği ayıplardan da sorumlu olduğundan mahkemenin davayı husumet yokluğu nedeniyle reddetmesi doğru olmadığından, istinaf isteminin kabulü ile kararın kaldırılması gerekmiştir....
Somut olayda davacının söz konusu aracı 15.10.2020 tarihinde titreme problemi nedeni ile yetkili servise götürüldüğü, 18.11.2020 tarihinde yeniden titreme problemi nedeni ile yetkili servise götürüldüğü, 21.12.2020 tarihinde servise götürüldüğü, titreme probleminin devam etmesi nedeni ile davacının 29.12.2020 tarihinde ---------- değişik iş dosyasında tespit talep ettiği, 13.01.2021 tarihli rapor ile aracın gizli ayıplı olduğunun tespit edildiği bu raporunda davacıya 18.01.2021 tarihinde tebliği üzerine davacının 20.01.2021 tarihinde ---------- Noterliğinin --------- yevmiye numaralı ihtarı ile ayıbı öğrendikten 2 gün sonra ayıp bildiriminde bulunduğu görülmüştür. Davalıların ayıp bildirimin süresinde yapılmadığı yolundaki savunmaları yerinde olmayıp itibar edilmemiştir....
Hükme esas alınan bilirkişi ek raporunda; ayıbın gizli ayıp niteliğinde olduğu belirtilmiş ise de, diferansiyel değişiminin TBK'nın 219. Maddesinde belirtilen ve nitelik veya niteliği etkileyen niceliğe aykırı, kullanım amacı bakımından değerini ve alıcının ondan beklediği faydaları önemli ölçüde azaltan bir ayıp niteliğinde olup olmadığı yönünden raporda herhangi bir görüş yer almamaktadır. Bu husus teknik görüşü gerektirdiğinden mahkemece bu hususta ek rapor alınmadan bu hususun davacı yanca ispatlanamadığı gerekçesi ile değerlendirme yapılarak karar verilmesi yerinde değildir. Davacı tacir olup ---- ithalatçıya getirdiği yükümlülükler ticari satışta söz konusu olmadığından ithalatçı firma olan davalı ---- sadece ----- taahhüt ettiği hususlarda sorumludur. --- aracın bedelinin iadesi taahhüt edilmemiştir....
İncity konutlarından B2 blok 15 nolu daireyi 21.4.2006 tarihinde satın aldığını, satış bedelinin bir kısmını peşin ve bakiyesini de diğer davalı bankadan kullandırılan kredi ile ödediğini, sözleşme gereğince 31.12.2007 tarihinde teslim edilmesi gerekirken haziran 2009 tarihinde teslim edilip, 26.2.2009 tarihinde de tapu devrinin verildiğini, davalı bankadan kullanıan kredinin bağlı kredi olup, bugüne kadar 57.767,00 TL. ana para ve 202.900,00 TL. faiz ödemesi yaptığını, ancak eksik ve ayıplı imalat bulunduğunu, otapark alanlarının su aldığını, sauna vs ortak alanların kullanılamadığını, su ve ısı yalıtımının gereği gibi yapılmadığını ileri sürerek, ayıp ve eksik imalatlar nedeni ile 150.000,00 TL. bedel indirimi ile geç teslim nedeni ile 54.000,00 TL. kira kaybı ve 6.500 dolar gecikme cezasının davalılardan mütselesilen tahsili ile ayıplı hizmet nedeni ile kredi tutarından 100.000,00 TL. faiz indirimi yapılmasına karar verilmesi istemiştir....
Dava konusu olayda davacı, 28.8.2008 tarihinde satın almış olduğu bulaşık makinesinin, satın aldığı tarihten itibaren bir yıl geçmeden defalarca arızalanarak teknik servisçe onarım gördüğünü, buna rağmen ayıbın giderilemediğini ileri sürerek, eldeki davayı açmış olup, her ne kadar Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunun 4/4. 2012/427-6118 maddesinde, ayıplı maldan sorumluluğun, ayıp daha sonra ortaya çıkmış olsa bile, malın tüketiciye teslimi tarihinden itibaren iki yıllık zamanaşımına tabi olduğu belirtilmişse de, aynı maddenin devamında, satın alınan malın ayıbının, tüketiciden satıcının ağır kusuru veya hile ile gizlenmiş olması halinde, zamanaşımı süresinden yararlanılamayacağı belirtilmiştir. Öte yandan mahkemece dava konusu malın, gizli ayıplı olup olmadığı, yenisi ile değiştirilmesi ya da bedel iadesi için, gerek yasada gerekse ......
Öte yandan, hükme esas alınan bilirkişi raporu ve mahkeme karar gerekçesine göre mahkemece tüm ürünlerden ayıplı olmayan yatak odası bedeli düşülerek bedel iadesine karar verilmesi de isabetlidir.(davacı tarafça davalıya mobilyalar için toplamda 20.000 TL'lik ödeme yapılmış olup, ayıplı olmayan ve teslimi yapılan yatak odası bedeli 6.400 TL'nin mahsubu ile 14.600 TL bedelin iadesine karar verilmesi gerekmekte ise de bu yönde davalının istinafı bulunmamaktadır) Davacının seçimlik haklarından sözleşmenin kısmen iptali ile bedel iadesini kullanması ile ıslah dilekçesinde yer verdiği mahrum kaldığı kira bedeli ile aidat alacağına hükmedilmemesinde de bir isabetsizlik yoktur....
Bu ayıp niteliği gereği sınırlandırma alacaklısı da etkilediğinden zorunlu olarak dava bu kişilere de yöneltilmiştir. Alıcının aldığı mal ya da hizmetten faydalanma olanağını azaltan ya da tamamen ortadan kaldıran hukuki yasaklama ya da sınırlamaların varlığı halinde hukuki ayıp söz konusu olur. Özetle bu dava; sözleşme ile aldığı maldaki hukuki ayıbın giderilmesi istemine ilişkin olup TBK 223-227 vd maddelerinde açıklanan biçimde satışta ayıp hükümleri uygulanacaktır. Bu durumda İDM tarafından davacının aldığı konut sayısı ve kullanım amacı bulunduğunu bildirmemiş olması ve satış sözleşmesi nedeni ile aldığı konutlardaki hukuki ayıbın giderilmesini istediği, nitekim satıcının da davada taraf gösterildiği anlaşılmakla İDM'ce d verilen görevsizlik kararı açıklanan yasal düzenlemelere uygun görülmüştür....
Ayıp sözüyle, bir şeyde bulunmaması gereken objektif bozukluklar ve eksiklikler kast olunmaktadır. Ayıp maddi şekilde olabileceği gibi hukuki veya ekonomik bir ayıp şeklinde de ortaya çıkabilecektir. Bir eşyanın aynı cinsten normal parçalarla karşılaştırıldığında kendi değerini veya elverişliliğini kaldıran ya da azaltan her türlü kötü nitelik maddi ayıptır. Satım sözleşmesinin yerine getirilmesi için geçirilen hakkın, objektif bir hukuk kuralından ötürü sakatlanmış bulunması, satılanın objektif bir hukuk kuralı nedeniyle öngörülen amaca hizmet edememesi ise “hukuki ayıp” olarak nitelendirilmektedir. Satılanın değerine ve ondan beklenen yarara etki eden ve objektif hukukun koyduğu bir takım sınırlama ve yasaklardan doğan eksiklikler “hukuki ayıp” olarak ifade edilebilir. Hukuki ayıpların tayin ve tespiti maddi ayıplarda olduğu gibi kolay değildir. Özellikle “zapt” ile “hukuki ayıp teşkil eden noksanlıklar”ın birbirinden ayrılması güçlük arz eder....