Ağır Ceza Mahkemesinden verilen 19.10.2005 gün ve 2005/450 Esas, 2005/189 Karar sayılı hükmün süresi içinde Yargıtayca incelenmesi mağdure vekili tarafından istenilmiş olduğundan dava evrakı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığından tebliğname ile Daireye gönderilmekle incelenerek gereği düşünüldü: 14.10.2005 günlü celsede mağdur vekilinin bozma ilamına ilişkin diyecekleri sorulduğunda, sanığın şehvet hissi ile mağdureyi kaçırdığını, bu yönde hüküm kurulmasını dair talebinin şikâyeti ifade ettiği gözetilerek, CMK.nın 238/2. maddesi gereğince kamu davasına katılmak isteyip istemediği sorularak, talebi halinde CMK.nın 238/3. maddesi uyarınca bir karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi, Kanuna aykırı, mağdure vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan esası incelenmeyen hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK.nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 27.12.2011 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece görevsizlik nedeniyle davanın reddine ilişkin olarak verilen karar davacı tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ...'un raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü. -KARAR- Dava, aldatma (hile) hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir....
Manevi zarar, kişinin duygusal dengesini bozan, yaşama sevincini, yaşama keyfini azaltan, panik, korku, dehşet, yas, öfke, iğrenme, elem, küçük düşme, utanç duyma, moralsizlik, tedirginlik, ümitsizlik, yalnızlık hissi, aşağılık hissi, hayal kırıklığı gibi olumsuz duygular, sarsıntılar veya fiziksel acılar olarak tanımlanabilir (Sözleşmeye Aykırılıktan Doğan Manevi Tazminat, Arzu Genç Arıdemir, İstanbul 2008, s. 184 vd.) Somut olayda, belirlenen sürede gönderinin alıcısına teslim edilemediği taraflar arasında uyuşmazlık konusu değildir. Davacının Devlet Hizmet Yükümlülüğü'ne ilişkin tercihlerini içeren başvuru formunun süresinde alıcısına teslim edilememesi sebebiyle tercihleri herhangi bir değerlendirmeye tabi tutulmaksızın, davacı genel atamaya dahil edilerek görev yeri belirlenmiştir....
'in ilk başta kişilerin güvenini sağladıkları, işyerinde daha önce bulunan kurumlarla anlaşma devam ediyor hissi uyandırdıkları, kısa bir süre internet üzerinden ödeme yaparak güven sağladıktan sonra aldıkları paraları ilgili kurumlara yatırmayarak uhdelerinde tuttukları, böylelikle sanık ...'nin hakkındaki mahkûmiyet hükmü kesinleşen diğer sanık ... İşcan ile fikir ve eylem birliği içerisinde hareket ederek, kurumlarla anlaşma devam ediyor hissi uyandırıp, kişilerin güvenini sağlayarak herhangi bir anlaşmalarının olmadığı halde, kurumların fatura tahsilatı yaparak müştekilerden topladıkları paraları bahsi geçen kurumlara aktarmayarak 34.500 TL haksız menfaat temin etmesi şeklinde gerçekleşen olayda; dolandırıcılık suçunun oluştuğuna yönelik kabulde bir isabetsizlik görülmemiştir....
Asliye Ceza Mahkemesinin 24.05.2011 gün ve 1998/74 Esas, 1999/159 Ek Kararına karşı; 765 sayılı Türk Ceza Kanununun 430/2. maddesinde “eğer reşit olmayan kimse, cebir ve şiddet veya tehdit veya hile olmaksızın kendi rızası ile şehvet hissi veya evlenme maksadıyla kaçırılmış veya bir yerde alıkonulmuş ise ceza altı aydan üç seneye kadar hapistir” şeklinde düzenlenen reşit olmayan mağdureyi rızasıyla kaçırıp alıkoymak suçu bakımından yapılan incelemede, somut olayda mağdurenin kendi rızası ile sanıkla birlikte gittiğinin anlaşılması karşısında, eylemin 5237 sayılı Kanunun 109. maddesinde düzenlenen kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçu kapsamında değerlendirilemeyeceği, bu madde dışında da sanığın eyleminin 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu kapsamında karşılığının bulunmadığı anlaşılmakla, yapılan uyarlama yargılaması sonucunda bu suçtan beraatine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle, 5271 sayılı CMK.nın 309. maddesi uyarınca anılan...
Mahkemenin, murisin davalı ...’ye devrinin sahte imza ile yapıldığı için geçersiz olduğu, bu nedenle kooperatif hissesinin elbirliği mülkiyeti altında olduğu, buna göre tek mirasçının devrinin geçersiz olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile hisse devrinin iptaline ilişkin kararı Yargıtay 11. HD'nce bozulmuştur. Yargıtay bozma ilamında özetle; Davacılardan ... Kiraz, sahte imza ile düzenlendiği devir sözleşmesi ile murisin ölümünden önce 25.05.1999 tarihinden itibaren kooperatif üyesi olduğu, bu durumun gerek birlikte mirasçı oldukları diğer davacılar ve gerekse dava dışı kooperatifçe benimsendiği, bu davacının üyeliğinin 02.05.2002 tarihine kadar da bu şekilde devam ettiği, bu durumda davada iptali istenen devir öncesinde davacılardan ... Kiraz’ın artık tek başına kooperatif üyesi olduğunun kabulünün gerektiği belirtilerek dava dilekçesinde ileri sürülen diğer iptal nedenlerinin incelenmesi, tartışılması ve sonucuna göre bir karar verilmesi" gereğine değinilmiştir....
Mevcut düzenleme ve yukarıdaki açıklamalarla birlikte somut olay değerlendirildiğinde; davacı yanca eldeki davada davaya konu hisse devrinin iptali ile hisselerin kendi adına tescili, olmadığı takdirde şirketin işletme devri de dikkate alınarak rayiç değeri üzerinden hesaplama yapılmak kaydıyla şimdilik 75.000,00 TL talep edildiği, davaya konu hisselerin tarafların kabulünde olduğu üzere davalılar tarafından dava dışı 3.kişilere devrinin yapıldığı, devir yapılan kişilerin mevcut davada davalı olarak yer almadığı da gözetildiğinde ilk derece mahkemesince HMK'nın 125.maddesi gereğince davacıya seçim hakkı hatırlatılması, davacı yanca hisse devrinin iptali ile hisselerin kendi adına tescilinin talep edilmesi halinde davaya konu hisselerin değerinin 7.500.000,00 TL olması nedeniyle ihtiyati tedbir talebinin Heyetçe değerlendirilmesi gerekirken tek hakim tarafından değerlendirilme yapılarak karar verilmesi yerinde görülmemiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Taraflar arasındaki dava, davalılar arasındaki marka devrinin muvazaalı olarak alacaklılardan mal kaçırma ve alacaklıları zarara uğratma kastı ile yapıldığı iddiasına dayalı marka devrinin iptali istemine ilişkindir. Uyuşmazlığın niteliğine ve tarafların sıfatına göre, dosyanın temyiz incelemesi Yargıtay 17. Hukuk Dairesi'nin görevine girmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, dosyanın görevli Yargıtay 17. Hukuk Dairesi Başkanlığı'na GÖNDERİLMESİNE, 27/03/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi SUÇ : Evlenmek maksadı ve şehvet hissi ile hürriyeti tahdit HÜKÜM : Mahkumiyet Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü: Hükümde kabul edilen eyleme, Yargıtay Kanununun 14. maddesi ile Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunun 27/01/2017 tarihli ve 29961 sayılı Resmî Gazete yayımlanarak, yayımı izleyen ay başından itibaren yürürlüğe giren 20/01/2017 tarih ve 2017/1 sayılı iş bölümü kararının Yargıtay Ceza Daireleri İş Bölümü ortak hükümler kısmında yer alan "Daha önce başka dairelerde görülmekte olup da dairesi değiştirilen dava dosyaları mevcut hâlleriyle ilgili daireye/dairelere gönderilir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki hisse devrinin iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. -K A R A R- Davacı vekili, müvekkilinin davalı kooperatif ortaklığının, kareşi ... tarafından özel yetki içermeyen vekaletnameye dayanılarak davalılardan ....'ye devredildiğini, ...'nün de ...'nın boşandığı eşi olan diğer davalı ...'ya devir yaptığını, vekaletnamede yetki olmadığından hisse devrinin geçersiz olduğunu ileri sürerek, davalı ... adına olan ortaklık kaydının iptali ile davacı adına tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....