Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

in 20 yaşlarında bir öğrenci olması itibariyle gelirinin bulunmamasına ve hisselerin boşanma protokolü kapsamında davacıya devrinin öngörüldüğünü bilmesine rağmen kötü niyetle muvazaalı olarak şirket hisselerini babası ...den devraldığını belirterek ...e ait ... Şti.nin %50 hissesinin davalı...e devrine ilişkin işlemin iptali ile bu hisselerin davacıya devrinin ve tescilinin yapılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Asıl davada davalı şirket vekili görevli mahkemenin aile mahkemesi olduğunu, şirkete husumet yöneltilemeyeceğini, yapılan devir işlemi sebebiyle şirketin sorumluluğunun bulunmadığını, boşanma protokolü çerçevesinde şirket hisse devrine şirketin muvafakatinin bulunmadığını, protokoldeki devir hükmünün geçersiz olduğunu zira bedelin belirtilmediği gibi bedelsiz devredileceğinin de yazılmadığını belirterek davanın reddini istemiştir....

    Şirket ana sözleşmesinde payların devrinin, şirkete bildirilmekle pay defterine kaydedilmekle ve ortaklar kurulu kararı alınmak sureti ile gerçekleştirileceği belirtilmiş, şirketin sermayesinin her biri 25,00-TL değerinde 2.000 paya ayrılmış 50.000,00-TL olduğu açıklanmıştır. TTK'nin 595/2 maddesi gereğince, şirket sözleşmesinde aksi öngörülmemişse, esas sermaye payının devri için, ortaklar genel kurulunun onayı şarttır ve devir bu onayla geçerli olur. Yine TTK’nin 595/7 fıkrasına göre hisse devrinin tescili için yapılan başvuru, şirket genel kurulu tarafından 3 ay içerisinde reddedilmediği takdirde onay vermiş sayılır. Bu hüküm doğrultusunda hisse devrinin onay tarihinden itibaren şirkete karşı geçerli hale geleceği ve onay tarihi itibariyle ortaklık devrinin gerçekleştiğinin kabulü gerekir....

      nın geriye dönük ve yetkisiz olarak davalı lehine 65.000 TL bedelli senet düzenlediğini, davalının senede dayanak müvekkili aleyhine icra takibi yaptığını, savcılık soruşturmasının devam ettiğini, davalının ...'nın davacı şirketi temsil ve ilzam yetkisi olmadığını bildiği ve müvekkil şirketin kendisine borcu olmadığı halde ...'dan olan şahsi alacağını tahsil etmek için zorla veya işbirliği içinde senedi düzenletmek suretiyle suç işlediğini belirterek müvekkilinin icra dosyası nedeniyle borçlu olmadığının tespitine ve % 40 tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davacı şirket müdürü ...'ın sahte imza kullanarak kendisinin 10 yıl süreyle müdür olarak atanmasını sağladığını, hisse devrinin iptali ve kayyum tayini için diğer ortak tarafından dava açıldığını, davanın sonucuna göre şuan yetkili görünen ...'ın yetkisinin kaldırılabileceğini, bu nedenle bu davanın bekletici mesele yapılması gerektiğini, ...'...

        GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ, DÜŞÜNÜLDÜ: İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, dava dışı--- yevmiye numaralı limited şirket pay devir sözleşmesi ile davalı --- müvekkiline devir ettiğini, ancak bugüne kadar hisselerini devir eden davalının, ---- bu hisse devrinin tescil ve ilan işlemlerini yaptırmadığını, müvekkilinin şifahi görüşmelere rağmen de, bu devire ilişkin tescil ve ilan işlemlerini yaptırmayı başaramadığını, bu husust--- dosyası ile dava dışı---- aleyhine tescile icbar davası açıldığını, ilgili dava dosaysının halen derdest olduğunu, Ancak --- ilamı doğrultusunda ---- açılıp birleştirilmesi gerektiği üzere iş bu davayı açma zaruriyeti hasıl olduğunu iddia ederek, davalı ----tarihinde davacı müvekkile, noterden devir ettiğinin tespitine, ----- sayılı dosyası ile iş bu davanın birleştirilmesi karar verilmesini talep etmiştir. DAVANIN TESPİTİ, DEĞERLENDİRME VE SONUÇ: Dava, davacı tarafından devir alınan hisse bedellerinin devrinin tespiti istemine ilişkindir....

          Mahkemece tüm dosya kapsamına göre; 27/10/2008 tarihli hisse devri sözleşmesi ile davacı şirketin davalı şirkette bulunan 510 adet hissesini eski ortaklardan ...'e devretmiş olduğu, hisse devir tarihinde yürürlükte bulunan 6762 sayılı TTK'nın 520. maddesi gereğince hisse devrinin geçerli olabilmesi için, hisse devrinin şirkete bildirilmesi ve pay defterine kaydedilmesinin gerekli olduğu, davalı şirketin ticaret kayıtlarının ve pay defterinin incelenebilmesi için davalılara, şirketin diğer ortağına, mali müşavirine meşruhatlı tebligatlar çıkartılmasına rağmen şirketin defterlerinin ibraz edilmediği, davacı tarafından hisse devrinin davalı şirkete bildirilip pay defterine işlendiğinin ispat edilemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. Dava, davacının davalı şirketin ortağı olmadığının tespiti istemine ilişkin olup, davacı dava dilekçesinde şirketin eski ortağı olduğunu, hisselerini ...'...

            in de şirketi temsile yetkili kılınmasına karar alındığını, limited şirket hisse devri sözleşmesi yaptıklarını, ticaret siciline tescil işlemi yapılmadığını, daha sonra söz konusu hususların ticaret siciline işlenmesi için müracaat edildiğini ancak uzun zaman geçmiş olduğu gerekçesi ile tescil işleminin yapılmadığını, tescil işleminin ancak dava yolu ile mümkün olduğunu ileri sürerek anılan karar ve hisse devrinin ticaret sicile tescili ile tescil yapılana kadar ...'in şirkete kayyum olarak atanmasına karar verilmesini talep etmiştir. 2.Davacılar vekili birleşen dava dilekçesinde özetle, Te-Da Mimarlık ve Mühendislik Hizmetleri İnşaat Taahhüt Turizm Ticaret Limited Şirketi ortaklarının ... ve ... iken, 01.02.2008 tarihli karar ile ortaklardan ...'in hissesini ...'e devretmesine ve şirket ortaklarından ...'...

              Mahkemece, dava ticari şirket hisse devri protokolünden kaynaklanan taşınmaz devrinin hileli olduğu sebebine dayalı tapu iptal ve tescil istemi olarak nitelendirilmiş ve görevsizlik nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir. Dosya içeriği ve toplanan delillerden, davacı ile eşi ve dava dışı ... ve eşinin %25’er pay ile ... Bağcılık Şarapçılık Zeytincilik Tarım ve Gıda Sanayi Ticaret LTD Şirketine ortak oldukları, 16.12.2013 tarihli hisse devri protokolü ile davacı ve eşinin şirket hisseleri ile davacının maliki olduğu çekişme konusu 66 parsel sayılı taşınmazın davalıya devrinin kararlaştırıldığı ve bu doğrultuda 17.12.2013 tarihinde taşınmazın davalıya temlik edildiği anlaşılmaktadır....

                Diğer davalı ... davaya cevap vermemiştir.Mahkemece, iddia, savunma, toplanan deliller, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, şirketin yüzde elli hissesi için ödenmesi kararlaştırılan meblağın şirketin tamamının gerçek değerinin çok üzerinde olması karşısında, dürüstlük kuralı gereğince söz konusu hisse devır sözleşmesinin geçerli sayılmayacağı ve davacının hataya düşürülmüş olduğunun kabulünün gerektiği, dava konusu bonoların ise hisse bedeli karşılığında verildiği, taraflar arasında bonoların düzenlenmesini gerektirecek başkaca hukuki bir ilişki bulunmadığı gerekçesiyle,davalılar ... ve ... hakkında açılan hisse devrinin iptali davasının kabulüyle 15.12.2004 tarihli hisse devrinin iptaline, davacının dava konusu bonalar nedeniyle davalı ...'a borçlu bulunmadığının tespitine, davalı ... hakkında açılan hisse devri iptali davası ile davalılar ... ve ... hakkında açılan menfi tespit davasının husumet yönünden reddine karar verilmiştir. Kararı, davalılar ... ve ......

                  den eşit oranda satın aldığını, her iki davalı ile de noterden 07.09.2007 tarihinde hisse devri sözleşmesi yapıldığını, böylece müvekkilinin şirketteki hissesinin %33' e yükseldiğini, devre 06.09.2007 tarihinde ortaklar kurulu kararı ile onay verilip şirket pay defterine işlendiğini, ancak hisse devrinin tescil ve ilanının bugüne kadar yerine getirilmediğini, ileri sürerek hisse devrinin 07.09.2007 tarihinde tamamlandığının tespitine, Ticaret Sicil Memurluğuna tescil ve Ticaret Gazetesi'nde ilanına karar verilmesini, talep ve dava etmiştir. Davalı şirket, davalı ... ve dava dışı ........

                    nin ortağı olmadığının tespiti istemine ilişkindir. İTO sicil kayıtlarına ve ibraz edilen belgelere göre davaya konu şirketin ortaklarının ...ve... olduğu ve eldeki davanın davacı tarafından hasımsız olarak açıldığı anlaşılmıştır. Bilindiği üzere; 6102 sayılı TTK hükümleri gereğince limited şirket ortaklığından çıkma veya herhangi bir nedenle ortaklık kaydının silinmesi yönündeki istemin, çıkma isteminde bulunan ortak tarafından, verilecek karardan doğrudan etkilenecek olan şirkete karşı yöneltilmesi yasal zorunluluktur. Somut olayda davacının, dava dışı şirket ortağı olmadığının tespiti istemiyle açtığı davada, husumeti yukarıda açıklandığı üzere şirkete karşı yöneltmesi gerekirken; hasımsız olarak açtığı; başka bir anlatımla hasımsız olarak açılan eldeki davanın dinlenemeyeceği anlaşıldığından, davacı ortak tarafından hasımsız açılan davanın reddine ilişkin aşağıdaki kararı vermek gerekmiştir....

                      UYAP Entegrasyonu