Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

ya ait olmadığının net bir şekilde tespit edildiği, hisse devri işleminin yönetim kurulu kararıyla yapılacak işlemlerden olmayıp devralanla devreden arasındaki yazılı devir sözleşmesinin düzenlenmesi gerektiği, somut olayda bu içerikte bir sözleşme mevcut olmadığı, mevcut belgelerden ...'nun müteveffa ...'ya vekaleten devir işlemi yaptığı ihtimali düşünülse bile hisse devrine dair açık yetki veren vekaletname mevcut olmadığından vekaleten işlem yapıldığının da kabul edilemeyeceği gerekçesiyle asıl ve birleşen davaların kabulü ile, davalı şirkette 16/05/1997 tarihli yönetim kurulu kararı ile davacıların murisi ...'nun 2500 payının ...'e devrine ilişkin hisse devrinin iptali ile miras hisseleri oranında davacılar adına tesciline karar verilmiştir....

    Bu durumda mahkemece davalı şirketin davacının hisse devrini kabul ederek pay defterine işlediği, davalı şirket aleyhine limited şirket hissesinin 07/05/2015 tarihinde T2 devredildiğinin tespitine yönelik açılan davada davacının hisse devrinin tespitini istemede hukuki yararının bulunmadığı, hukuki yararın dava şartı olup, yargılamanın her aşamasında re'sen gözetilmesi gerektiği gözetilerek hisse devrinin tespitine yönelik açılan davanın hukuki yarar yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken işin esasına girilerek yanılgılı gerekçe ile yazılı şekilde hüküm kurulmasında isabet görülmemiştir. Dava şartı niteliğindeki hukuki yarar yokluğu kamu düzenine aykırılık teşkil edeceğinden davacı vekilinin istinafı üzerine Dairemizce re'sen gözetilmiştir. Öte yandan, davacı yan hisse devrinin tescili talebinde bulunmuştur....

    A.Ş.) hakkındaki davanın reddine, müdahil ... bakımından ise müdahilin iyiniyetli 3. kişi olması nedeniyle menfi tespit ve istirdat talebinin reddine,, birleşen davada davalı ...’ın iyiniyetli yetkili hamil olması nedeniyle hakkındaki menfi tespit ve istirdat davasının reddine karar verilmiş, hükmü davacı vekili temyiz etmiştir. 1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir. 2-HMK’nun m.69/1 hükmüne göre, “Müdahilin de yer aldığı asıl davada hüküm, taraflar hakkında verilir.” Buna rağmen mahkemece hakkında dava açılmayan müdahil ... bakımından hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır....

      İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece; davaya konu hisse devrinin 07/04/2021 tarihli genel kurulda gündeme alındığı, genel kurul toplantı karar tutanağında %50 olumsuz oya karşılık %50 olumlu oy ile hisse devirlerinin onaylanması isteğinin reddine karar verildiği, davalı tarafından söz konusu kararın red niteliğinde olmadığı kanaatiyle hisse devrinin 05/05/2021 tarihinde tescil edilip ilan edildiği, TTK'nun 620. maddesi gereğince genel kurul kararının salt çoğunlukla alınması gerektiği, %50 red oyu ile hisse devrinin onayına red kararının verilemeyeceği,verilmiş bir red kararı bulunmadığı, hisse devrine ilişkin başvurunun yapıldığı tarihten itibaren 3 ay içerisinde hisse devrinin reddine ilişkin usulüne uygun alınmış bir genel kurul kararı bulunmadığı, TTK'nun 595. maddesi gereğince hisse devrinin onaylanmış sayılacağı, davalı ......

        İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece; davaya konu hisse devrinin 07/04/2021 tarihli genel kurulda gündeme alındığı, genel kurul toplantı karar tutanağında %50 olumsuz oya karşılık %50 olumlu oy ile hisse devirlerinin onaylanması isteğinin reddine karar verildiği, davalı tarafından söz konusu kararın red niteliğinde olmadığı kanaatiyle hisse devrinin 05/05/2021 tarihinde tescil edilip ilan edildiği, TTK'nun 620. maddesi gereğince genel kurul kararının salt çoğunlukla alınması gerektiği, %50 red oyu ile hisse devrinin onayına red kararının verilemeyeceği,verilmiş bir red kararı bulunmadığı, hisse devrine ilişkin başvurunun yapıldığı tarihten itibaren 3 ay içerisinde hisse devrinin reddine ilişkin usulüne uygun alınmış bir genel kurul kararı bulunmadığı, TTK'nun 595. maddesi gereğince hisse devrinin onaylanmış sayılacağı, davalı Ankara Ticaret Sicil Müdürlüğünün yapmış olduğu işlemin hukuka uygun olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili istinaf...

        da 27.09.2010 tarihli hisse devirlerinin ve devir hususunun şirket pay defterine işlenmesine genel kurul toplantısıyla karar verildiğini, bu kararın da 02.04.2013 tarihli Ticaret Sicil Gazetesi'nde ilan edildiğini, şirket pay devrinin geçerli olabilmesi için aslolanın pay devrinin şirkete bildirimi olduğunu, pay devirlerinin Eylül Madencilik Toplu Tüketim ve Kimya San....

          Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Dava, menfi tespit ve istirdat davasıdır. İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesince, taraflar arasındaki temel ilişkinin hisse devir sözleşmesi olduğu, bunun tartışılması gerektiği gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurulmuştur. İstanbul Anadolu 20....

            SAVUNMANIN ÖZETİ Davalı vekili, davacıların hisse devri yapılmadığı savunmasına hukuken itibar edilemeyeceğini, kooperatif hisse devrinin taraflar arasında yazılı olarak yapılmasının yeterli olduğunu, hisse devralanın müracaatı halinde kooperatif yönetim kurulunun hisse devrini kabulden kaçınamayacağını, bu hususun devir alan davacının görevi olduğunu, icra takibine konu bononun hisse satışı nedeniyle düzenlendiğini, hisseyi devralan davacının 2.000,00 TL ödemesi sebebiyle icra takibinin 23.000,00 TL üzerinden yapıldığını, hisse devir alım satım ilişkisi tekemmül ettiğini, diğer davacının icra kefaletinin ise geçerli olduğunu bildirerek davanın reddine karar verilmesini istemiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ Mahkemece, toplanan delillere ve tüm dosya kapsamına göre, davacı ...'...

              Dava, icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasıdır. İİK.nun 72/son maddesi uyarınca menfi tespit ve istirdat davaları, takibi yapan icra dairesinin bulunduğu yer mahkemesinde açılabileceği gibi, davalının yerleşim yeri mahkemesinde de açılabilir. HUMK.nun 9. maddesinin 2. fıkrasında ise, davalının birden fazla olması halinde davanın bunlardan birinin ikametgahı mahkemesinde açılacağı öngörülmüştür. Davalılardan ikisinin yerleşim yeri ...’dır. Diğer davalı ......’in kendi mahkemesinden başka bir mahkemeye getirmek amacıyla davanın ... Mahkemesi’nde açıldığı hususunda belirtilen veya başka deliller varsa mahkemenin onun hakkında davayı ayırarak yetkisizlik kararı vereceği HUMK.nun 9/2. maddesinde düzenlenmiştir....

                DELİLLER VE GEREKÇE: Davacı taraf, murisin mal kaçırma amacıyla davalı şirketteki hissesini davalı ortaklara devrettiğini, devrin gerçek bir devir olmadığı mirastan mal kaçırma amacına dayandığını ileri sürerek hisse devrinin miras payı oranında iptali, olmadığı takdirde hisselerin rayiç değerinin davacılara miras payları oranında ödenmesi, olmadığı takdirde davacıların saklı payı nedeniyle tenkisini istemektedir. Muvazaa, 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6098 sayılı TBK'nın ise 19. maddesinde düzenlenmiştir. Miras payına dahil olduğu ve muvazaalı olarak devredildiği öne sürülen ticari şirket hisse devrinin 6102 sayılı TTK'da tanımlanmış olması, davanın ticari dava olduğunun kabulüne olanak vermez. Zira davacı taraf, hisse devrinin muvazaalı olması nedeniyle geçersiz olduğunu ileri sürmekte olup, davanın temeli muris muvazaasına dayanmaktadır....

                  UYAP Entegrasyonu