Bankasından kredi kullandığını, bu kredinin temini için davalı sigorta şirketi tarafından hayat sigortası yapıldığını, murisin vefat ettiğini, zararın sigorta teminat kapsamında olduğunu beyanla, teminat bedeli olan 22.500,00 TL'nin davalıdan alınarak davacılara verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur. Mahkemece, iddia, savunma, toplanan delillere ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davanın dava şartı yokluğu nedeni ile davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, hayat sigortası sözleşmesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir....
Sigortası yaptırması istenildiği, her ne kadar bireysel kredi kullanımlarında kanunen tüketiciye Kredi Sözleşmesi imzalayabilmesi için hayat sigortası yaptırma zorunluluğu getirilmemişse de sözleşmelerde hâkim konumda olan bankalar, yüksek miktarlı kredi talep eden müşterileri ile imzaladıkları sözleşmelerin teminatı olabilmesi amacıyla hayat sigortası yapılmadığı durumlarda kredi vermediği, bankaların bizzat hayat sigortası yapmasa da iştirakleri veya anlaşmalı oldukları kurumlar ile kredi kullanacak müşteri arasında sözleşmelere aracılık ettiği, müvekkillerinin murisi T13 Denizbank'tan kullandığı ticari krediye istinaden davalı bankanın talebi ve aracılığı ile kredinin teminatı olarak dava dışı bir sigorta şirketi (Metlife Emeklilik ve Hayat A.Ş.) ile Nisan 2009 başlangıçlı bir hayat sigortası poliçesi akdettiği, bu poliçenin süresinin Nisan 2011'de sona ermesine rağmen hayat sigortası poliçesinin yenilenmediği,14.07.2011 yılında krediyi kullanan muris T13'ın vefatı üzerine kalan kredi...
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma ve dosya kapsamına göre; "tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, davacıların murisinin davalı şirketten 25/01/2017 tarihinde almış olduğu kredi ile birlikte Hayat Sigortası yaptırdığı, tarafına "Böbrek yetmezliğine bağlı diyaliz tedavisi görmekte misiniz" şeklindeki soruya hayır cevabı verdiği, buna rağmen davacıların murisinin kronik böbrek yetmezliğinden kaynaklı 27.08.2017 tarihinde vefat ettiği, ayrıca davacıların murisinin kronik böbrek yetmezliğinden kaynaklı Hayat Sigortası yapılmadan önce 09/02/2016 tarihinde hemodiyalize alındığı, davacıların belirtilen gerekçelerle tazminata hak kazanamayacakları anlaşılmakla açılmış bulunan davanın reddine" karar verilmiştir....
Mahkemece toplanan deliller ve alınan bilirkişi raporu doğrultusunda, dava konusu kredinin tüketici kredisi değil ticari kredi olduğu, davalı bankaca tahsil edilen 1.260,00 TL'nin banka komisyon geliri olup, sigorta primi ile ilgisinin bulunmadığı, ticari kredilerde hayat sigortası yaptırma zorunluluğu bulunmadığı gibi söz konusu krediye ilişkin hayat sigortası yapılmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacılar vekilince temyiz edilmiştir Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacılar vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, 12.09.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2020/435 Esas KARAR NO : 2021/866 DAVA : Tazminat (Özel Sigorta Sözleşmesinden Kaynaklanan), Sigorta (Hayat Sigortası Kaynaklı) DAVA TARİHİ : 04/09/2020 KARAR TARİHİ : 18/11/2021 Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Özel Sigorta Sözleşmesinden Kaynaklanan), Sigorta (Hayat Sigortası Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, Muris ... ile davalı arasında, murisin ......
den hayat sigortası yapıldığını, 8400838 poliçe numaralı, 81.671,60 TL bedelli "her türlü vefat" teminatı açıklaması ile hayat sigortası tanzim edildiğini, müvekkillerin murisi 27.12.2021 tarihinde vefat ettiğini, ileri sürerek davanın kabulüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Yargıtay 17.Hukuk Dairesinin 16.05.2017 tarih ve 2017/198-2017/5526 E-K sayılı; Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23.Hukuk Dairesinin 14.03.2017 tarih ve 2017/226-2017/208 E-K sayılı kararlarında da belirtildiği gibi, davanın dayanağı hayat sigorta sözleşmesi olup ticari kredi sözleşmesi değildir. Hayat sigorta sözleşmelerinin niteliği gereği, sigortalı tarafın mesleği ne olursa olsun (tacir, esnaf, işçi, memur vs.) gerçek kişi ve tüketici olması dışında bir seçenek yoktur....
nin davalı ile düzenlediği ... numaralı poliçe ile hayat sigortası yaptırdığı, müteveffanın kaza sonucu vefatı durumunda 18.000.00 TL tazminat ödemesinin yapılacağının davalı tarafından teminat altına alındığını, Hayat Sigortasının yanında müteveffa ile davalı bireysel emeklilik sistemi anlaşması da yapıldığını, sigortalı müteveffanın 15/07/2013 tarihinde geçirdiği trafik kazasında hayatını kaybettiğini, sigortalı ...’nin ölümü ile davacılar eşi ... ve oğlu ....'nin yasal mirasçıları olarak geride kaldığını, davacıların hayat sigortasından kaynaklı tazminatın ve bireysel emeklilik sistemine mahsuben müteveffanın yatırdığı prim ödemeleri toplamının tahsili istemiyle yapılan takibe davalının itiraz ettiğini belirterek itirazın iptali ile takibin devamına, davalının %20'den az olmamak üzere inkar ve kötüniyet tazminatına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Taraflar arasındaki dava, hayat sigortası poliçesinden kaynaklı alacak istemine ilişkindir. Uyuşmazlığın niteliğine ve tarafların sıfatına göre, dosyanın temyiz incelemesi Yargıtay 17. Hukuk Dairesi'nin görevine girmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, dosyanın işbölümü yönünden bir karar verilmek üzere Hukuk İşbölümü İnceleme Kurulu'na GÖNDERİLMESİNE, 03.02.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Asliye Ticaret Mahkemesi, davacıların murisinin taraf olduğu sözleşme genel kredi sözleşmesi olsa dahi, hayat sigortası sözleşmesinin tüketici işlemi olduğunu ve murisin tacir olup olmadığının belirli olmadığını, kredinin ticari olmasının, hayat sigortasının tüketici işlemi olduğunu değiştirmeyeceğinden bahisle görevsizlik kararı vermiştir. Bilindiği üzere, Genel Nakdi ve Gayri Nakdi Kredi Sözleşmesi'den kaynaklanan davalar, dava tarihinde yürürlükte olan 6102 sayılı TTK’nun 4. maddesinde düzenlenen bankacılık işlemlerinden olup mutlak ticari davalardandır. Bu davaların, aynı Yasa'nın 5. maddesi hükmü uyarınca tarafların sıfatına bakılmaksızın Asliye Ticaret Mahkemesi'nde görülmesi gerekmektedir. Dosyanın incelenmesinden, davaya konu hayat sigortası poliçeleri incelenmiş ancak uyuşmazlığın doğduğu genel kredi sözleşmesinin dosya içerisinde bulunmadığı, ek cari hesap sözleşmelerinin gönderildiği görülmüştür....
Asliye Ticaret Mahkemesi, davacıların murisinin taraf olduğu sözleşme genel kredi sözleşmesi olsa dahi, hayat sigortası sözleşmesinin tüketici işlemi olduğunu ve murisin tacir olup olmadığının belirli olmadığını, kredinin ticari olmasının, hayat sigortasının tüketici işlemi olduğunu değiştirmeyeceğinden bahisle görevsizlik kararı vermiştir. Bilindiği üzere, Genel Nakdi ve Gayri Nakdi Kredi Sözleşmesi'den kaynaklanan davalar, dava tarihinde yürürlükte olan 6102 sayılı TTK’nun 4. maddesinde düzenlenen bankacılık işlemlerinden olup mutlak ticari davalardandır. Bu davaların, aynı Yasa'nın 5. maddesi hükmü uyarınca tarafların sıfatına bakılmaksızın Asliye Ticaret Mahkemesi'nde görülmesi gerekmektedir. Dosyanın incelenmesinden, davaya konu hayat sigortası poliçeleri incelenmiş ancak uyuşmazlığın doğduğu genel kredi sözleşmesinin dosya içerisinde bulunmadığı, ek cari hesap sözleşmelerinin gönderildiği görülmüştür....