Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece, iddia, savunma ve toplanan delillere göre; davacının kredi sözleşmesinde müteselsil kefil olduğu da nazara alınarak iş bu davaya açmakta hukuki yararının bulunmadığı gibi dava hakkının bankada bulunduğu da gözetilerek davacının davasının aktif husumet ehliyetinden reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dava, hayat sigorta sözleşmesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 1456. maddesinde sınırlı ayni hak ile takyit edilmiş bir mal üzerindeki, malike ait menfaat sigortalandığı takdirde, kanunda aksi öngörülmemişse, sınırlı ayni hak sahibinin hakkının sigorta tazminatı üzerinde de devam edeceği, ayni hak sahiplerinin izni bulunmadıkça, sigortacının sigorta tazminatını sigortalıya ödeyemeyeceği hüküm altına alınmıştır. Yine 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 879. maddesinde muaccel olan sigorta tazminatının, malike ancak bütün rehinli alacaklıların rızasıyla ödenebileceği düzenlenmiştir....

    Dava, tüketici kredisine dayalı hayat sigortası poliçesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir. Mahkemelerin görevi kanunla düzenlenir....

      Bu hüküm mülga 4077 sayılı Kanunun 3/h bendindeki tüketici işlemi tanımından daha kapsamlıdır. 6502 sayılı Kanunun tüketici işlemleri ve tüketiciye yönelik uygulamalardan doğan uyuşmazlıkların tüketici mahkemelerinde çözümünü öngören 73. maddesi ile 83/2. maddesinin açık hükmü karşısında, sigortalısı tüketici tanımına uygun olmak kaydıyla, sigorta sözleşmelerinden kaynaklanan davalar da tüketici mahkemesinin görev alanına girmiştir. Somut olayda, taraflar arasında akdi bir ilişki olup, davanın dayanağı hayat sigorta sözleşmesi olup uyuşmazlık, kredi sözleşmesinden değil, bir tarafı tüketici olan davacıların murisi ile yapılan hayat sigorta sözleşmesidir. Muris ile davalı banka arasında yapılan Tarımsal Kredi Sözleşmesi ise, hayat sigortası sözleşmesinden ayrı bir sözleşmedir. Murisin Tarımsal Kredi Sözleşmesinde tüketici sıfatına haiz olup olmaması, ayrı bir sözleşme olan hayat sigortası sözleşmesindeki vasfına etkili değildir....

        Dava, kredili hayat sigorta sözleşmesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir. Somut olayda davacıların murisi ... dava dışı ...'tan tüketici kredisi çekmiş ve çekilen kredi için davalı sigorta şirketi tarafından "uzun süreli kredi grup hayat sigorta poliçesi" ile sigortalanmıştır. Bu doğrultuda dava dışı kredi veren bankanın davalı nezdindeki poliçede dain ve mürtehin olarak gösterildiği anlaşılmakla, poliçe teminatı üzerinde dain ve mürtehinin de menfaati bulunduğundan poliçe teminatını talep etmeye hakkı bulunmaktadır. Davacı mirasçıların sigorta poliçesine dayanarak tazminat talebinde bulunabilmesi için dain ve mürtehin dava dışı bankanın bu konuda açık muvafakatının olması gerekmektedir....

          Dava, hayat sigorta sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili istemine ilişkindir. Dava tarihinde yürürlükte bulunan mülga 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 1493/7 (6762 sayılı TTK 1329) maddesinde "üçüncü bir şahsın lehine yapılan hayat sigorta mukavelesinden doğan hak ve menfaatleri sigortacıdan talep ve tahsil salahiyetinin doğrudan doğruya o kimseye ait olduğu" öngörülmüştür. Somut uyuşmazlıkta, davaya konu hayat sigorta sözleşmesinde sigorta ettiren Vakıfbank A.Ş., sigortalı muris ... sigortacı ... olup sigorta ettiren Vakıfbank A.Ş. olarak gösterilmiştir. Sigorta ettiren olarak sigorta şirketinden tazminat talep etmek hakkının da öncelikle ona ait olması gerekir ve sigortalı ancak sigorta ettiren ve lehine sigorta edilenin açık muvafakatini almak ve o surette sigortadan, şayet kendi menfaati de zedelendiği takdirde, tazminat istemek hakkına sahip olur. Somut olayda, yargılama aşamasında sigorta ettiren Vakıfbank A.Ş.'...

            Davalı vekili; davacı ile müvekkili arasında imzalanan sigorta poliçesinde lehdarın kredi veren banka olduğunu, davacının bu sebeple talep hakkı bulunmadığını; kaldı ki murisin açıkça kanser olmadığına dair sözleşmede beyanda bulunarak, “gerçek bildirimde bulunma yükümlülüğünü” yerine getirmediğini, kanser teşhisinin sigorta sözleşmesinden önce konulduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece, davanın murisin kanser olduğunu saklayarak bu sözleşmeyi imzalamasıyla gerçek bildirimde bulunma yükümlülüğünü yerine getirmemiş olduğu, sigorta şirketi yönünden riski karşılama borcunun ortadan kalkmış olduğu gerekçesiyle esastan reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dava, hayat sigortası poliçesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir. Somut olayda davacı, murisince ...'...

              Asliye Hukuk Mahkemesince davacıların murisinin hayat sigortasından kaynaklı alacak talebiyle davayı açtıklarını, sigorta poliçesinden doğan davaların TTK'da düzenlendiği sabit olduğu, tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde Muğla Asliye Ticaret Mahkemesi'nin kurulması ile birlikte mahkemenin dava konusu somut uyuşmazlık bakımdan görevsiz hale geldiği gerekçesiyle görevsizlik/ kararı verilmiştir. Dosyanın gönderildiği Muğla Asliye Ticaret Mahkemesi ise, dava konusunun hayat sigorta sözleşmesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkin olduğunu, buna göre davacıların murisinin ......

                DAVA : Tazminat (Özel Sigorta Sözleşmesinden Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 27/12/2022 KARAR TARİHİ : 06/06/2023 KARAR YAZIM TARİHİ : 12/06/2023 Ankara 31....

                  DAVA : Tazminat (Özel Sigorta Sözleşmesinden Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 27/12/2022 KARAR TARİHİ : 06/06/2023 KARAR YAZIM TARİHİ : 12/06/2023 Ankara 31....

                    DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Dava, hayat sigortası sözleşmesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir. Dairemizce HMK'nın 355. maddesi kapsamında istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle ve kamu düzenine ilişkin hükümlerle sınırlı olmak üzere inceleme yapılmıştır. Somut uyuşmazlıkta; davacı, davalı sigorta şirketi tarafından murisin kullanmış olduğu krediler nedeniyle hayat sigortası poliçesi düzenlediğini, banka kredi borcunun kapatıldığını ileri sürerek hayat sigorta sözleşmesinden kaynaklı olarak tazminat talebinde bulunmuştur. Davalı ise murisin beyan yükümlülüğüne aykırı davrandığını, ölüm nedeni ile gizlenen hastalığı arasında illiyet bağı olduğunu savunarak davanın reddini talep etmiştir. Yerel mahkemece, davanın kısmen kabulüne dair verilen karar davacı ve davalı tarafından istinaf edilmiştir....

                    UYAP Entegrasyonu