Davacılar vekilinin karar düzeltme isteminde bulunması üzerine dosyanın yeniden yapılan incelemesinden: Dava, hayat sigortası poliçesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir. Davacılar vekilinin yargılama sırasında dosyaya sunduğu 02.03.2011 tarihli dilekçede; hayat sigortası başvuru formu altındaki imzanın sigortalıya ait olmadığını ve sigortalının ek teminatlar konusunda da bilgilendirilmediğini açıkça belirtmiş ve sigortalının şüpheli olan ve esasen ona ait olmayan imzaların yer aldığı hayat sigortaları bilgilendirme formu, hayat sigortası başvuru formu asıllarının dosyaya getirtilmesini talep etmiştir. Davacılar vekilinin bu açıklamalarından hayat sigortası başvuru formu, hayat sigortaları bilgilendirme formu ve hayat sigortaları ek teminatları bilgilendirme formundaki imzaların murise ait olmadığını ileri sürdüğü, başvuru formu ve bilgilendirme formları altında bulunan şüpheli imzaların incelenmesini istediği anlaşılmaktadır....
Dava, hayat sigortası sözleşmesine dayalı alacağın tahsili istemine ilişkindir. Tüketici işlemi olarak kabul edilen sigorta sözleşmelerinden kaynaklanan uyuşmazlıklarda Tüketici Mahkemeleri'nin görevli olduğunu benimseyen 6502 sayılı Kanun, 28835 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanmış olup kanunun 87/1. maddesinde "bu Kanun yayımı tarihinden itibaren altı ay sonra yürürlüğe girer" düzenlemesi yapılmıştır. Bu düzenlemeye göre; 6502 sayılı Kanun, 28.05.2014 tarihinden sonra açılan davalar bakımından uygulama alanı bulacak ve sigorta sözleşmelerinden doğan uyuşmazlıklarda da Tüketici Mahkemeleri görevli olacaktır. Görev konusu, kamu düzenine ilişkin olup, re'sen gözetilir. Somut olayda; davacılar, murisleri ile davalı sigorta şirketi arasındaki hayat sigortası sözleşmesine dayalı olarak talepte bulunmuş olup, davanın açıldığı 03.09.2014 tarihi itibari ile davanın Tüketici Mahkemesi'nin görev alanına girdiği görülmektedir....
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARAR TARİHİ: 28/01/2021 NUMARASI: 2018/389 Esas - 2021/75 Karar DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) KARAR TARİHİ: 05/05/2021 Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine Dairemiz heyetince yapılan ön inceleme sonucunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Dava ve uyuşmazlık, Leasing All Risk Sigorta Poliçesinden kaynaklanan rücuen tazminat istemine dayanmaktadır....
Bankası A.Ş'den kullanmış olduğu kredi sonrasında müvekkili şirket ile banka arasında yapılmış olan Grup Hayat Sigorta Sözleşmesi kapsamında sigorta kapsamına dahil edildiğini, söz konusu hayat sigortası ile bankadan kredi kullanan kişilerin isteğe bağlı olarak sigorta kapsamına alınmakta ve bu kişilerin herhangi bir nedenle vefatları halinde sözleşmede belirlenen sigorta bedeli sözleşmede belirtilen şartlar uyarınca hak sahiplerine ödenmekte olduğunu yani sigorta süresi içinde sigortalının vefatı halinde teminat tutarı ile sınırlı olmak üzere kredi borcunun 1.dereceden lehdar ve dain-i mürtehin bankaya varsa teminatın kalan kısmının sözleşmede belirtilmiş ise 2.sıradaki lehtarlara, lehtar belirtilmemişse kanuni mirasçılara ödendiğini, sigortalının 23/06/2019 tarihinde vefat etmesi üzerine ... ve ... poliçe numaralı tazminat dosyasına ilişkin müvekkil şirkete iletilen tüm evraklarının incelendiğini, inceleme neticesinde sigortalının sigorta başlangıç tarihi öncesinden gelen kansar hastalığı...
Mahkemece; davalı bankanın hayat sigorta poliçesinin tarafı olmadığı gibi hayat sigorta poliçesi yapmak gibi bir sorumluluğunun da bulunmadığı, davacının ödediği kredi bedelini davalıdan istirdadını isteyemeyeceği, muris ...'nin Garanti Emeklilik Hayat A.Ş. ile hayat sigortası düzenlediği, böylelikle poliçeden dolayı sorumluluğun davalıya ait olmadığı gerekçesiyle davanın pasif husumet şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine dair verilen karar, davacı vekilinin temyizi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 13....
sorusuna hayır yanıtı verdiğini ve hastalığını gizlediğini, müteveffanın vefatına neden olan bu hastalığı sigortalanma esnasında beyan etmekten kaçındığını, bu nedenle davalı şirketin sigorta poliçesi kapsamında tazminat ödemesinin hukuken mümkün olmadığını, anılan nedenlerle davacıların hukuki mesnetten yoksun talebinin reddini savunmuştur. Mahkemece iddia savunma toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre davanın reddine karar verimiştir. Dava, tüketici kredisi nedeni ile hayat sigorta poliçesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir. Sigorta sözleşmesi kurulurken sigortalıya yüklenen doğru bilgi verme (ihbar) yükümlülüğünü düzenleyen 6762 sayılı TTK'nın 1290. maddesi (6102 sayılı TTK 1435,1439 ve 1440. maddeler) Yargıtay'ın yerleşik kararları ile hayat sigortalarında da uygulanmaktadır. Hatta anılan bu düzenleme, Hayat Sigortası Genel Şartlarının C-2.2. maddesi ile sözleşme hükmü halini almıştır....
in davalı sigorta şirketi ile akdedilen grup hayat sigortası poliçesinden ayrılmak istediğini, sigorta tazminatının tarafına ödenmesini 05.10.2005 tarihli dilekçesi ile talep ettiği halde, davalı sigorta şirketi tarafından usulsüz kredi işlemleri dolayısıyla Ahmet'in mali sorumluluğunun bulunduğundan bahisle grup hayat sigortası tazminatının ödenmesine muvafakat verilmediğini, sözleşme ve poliçe hükümlerine göre davacı ...'e birikimlerinin kümülatif tutarının ayrılış tarihine kadar ödenmesi gerektiği, sigorta sözleşmesi ve zeyilnamelere göre davacının sigortalılığının devam ettiği belirtilmiş, mahkemece, davacı ... tarafından sigorta poliçesinin sonlandırılması için başvuruda bulunulmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir....
in davalı ... şirketine hayat sigortası yaptırdığını, muris ... 22.08.2011 tarihinde... tarafından öldürüldüğünü, olaya ilişkin ... 2.Ağır Ceza Mahkemesinde yargılama yapıldığını, müvekkillerinin hayat sigortası nedeniyle sigorta poliçesi tutarının kendilerine ödenmesi istemiyle davalı ... şirketine başvurduğunu ancak sigorta şirketi müvekkillerinin murislerinin kusurlu olması nedeniyle ödeme yapmadığını, bu nedenle müvekkillerinin murisi...'in davalı ... şirketine yaptırmış olduğu ve şu an ne kadar olduğu bilinmeyen hayat sigortası poliçesi nedeniyle şimdilik 1.000,00TL poliçe bedelinin davalıdan alınarak müvekkillerine ödenmesine, dava tarihinden itibaren ticari faiz işletilmesini talep etmiştir. Davacılar vekili; 21.12.2012 tarihinde taleplerini 10.000TL olarak ıslah etmiştir. Birleştirilen ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/39 Esas sayılı dosyasında davacılar vekili; diğer mirasçılar olan .. . ve ... lehine poliçe bedelini talep etmiştir....
den tahsil etmeli gerektiğini, davalıların murisi, bankadan kullandığı krediye teminat oluşturmak üzere bankanın talebiyle hayat sigortası yaptırdığını, esasen kredi veren bankanın talebi ile tüketici tarafından yaptırılan hayat sigortası, tüketicinin kendi isteğiyle yaptığı bir sigorta olmayıp, bankanın talebi üzerine kredi alacağına teminat oluşturmak üzere yapılan bir sigorta olduğunu, sigorta poliçesinde, tüketici sigortalı, banka lehtar ve sigorta poliçesini düzenleyen sigorta şirketi olduğunu, poliçenin dain ve mürtehini banka olduğunu, rizikonun gerçekleşmesi halinde, bankanın poliçe teminatı kapsamında kalan bakiye kredi alacağını, öncelikle sigorta şirketinden tahsil etmesi gerektiğini, sigorta şirketi, lehtar konumunda olduğundan bankaya karşı tüketicinin sorunları olduğunu, örneğin, kalp hastası veya kanser hastalığını gizlediğini ileri süremeyeceğini, çünkü, sigorta poliçesini düzenleyen, sigorta şirketinin kendisi veya yetkili acentesi olduğunu, bankanın elinde hayat sigortası...
Davalı banka sigorta poliçesinde dain ve mürtehindir. Risk gerçekleşmiş olmasına rağmen sigorta şirketinin sigorta bedelini ödememiş olması sigorta sözleşmesi tarafı olmayan bankanın kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağını davacılardan isteme hakkını ortadan kaldırmayacağı gibi bankanın o ana kadar tahsil ettiği tutarı iade etmesi sonucunu da doğurmaz. Bu nedenle davacıların aldıkları kredi karşılığı yaptıkları ödemelerinin bankadan iadesi istenemeyeceğinden davalı bankaca bu yöne ilişkin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün bozulması gerekmiştir....