Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İdare Mahkemesince somut olay nedeniyle hükmedilen manevi tazminat miktarının benzeri olaylarda hükmedilen manevi tazminattan yüksek belirlenmesini gerektiren farklı ve özel bir sebep bulunmadığından, olayın oluş şekli ve manevi tazminat verilme sebebi de dikkate alınarak manevi tazminatın, mal varlığında meydana gelen bir eksilmeyi karşılamaya yönelik bir tazmin aracı değil, tatmin aracı olduğu, olay nedeniyle duyulan elem ve ızdırabın kısmen de olsa hafifletilmesinin amaçlandığı, belirtilen niteliği gereği ise manevi tazminatın zenginleşme aracı olamayacağı ve ölçülülük ilkesi de gözetilerek makul olarak belirleneceği tabiidir. Bu durumda, Mahkemece takdir edilen manevi tazminat miktarı fazla bulunduğundan, manevi tazminatın amaç ve niteliği dikkate alınarak yukarıda belirtilen ölçütlere göre hükmedilecek manevi tazminat tutarı yeniden belirlenmelidir....

    HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2023/489 KARAR NO : 2023/777 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : KOCAELİ 1.TÜKETİCİ MAHKEMESİ TARİHİ : None NUMARASI : 2019/240 ESAS -2022/542 KARAR DAVA KONUSU : Asıl ve birleşen davalar, vekalet sözleşmesinden kaynaklı hekimin hatası iddiasına dayalı maddi ve manevi tazminat talebi KARAR : Taraflar arasındaki asıl ve birleşen davalar, vekalet sözleşmesinden kaynaklı hekimin hatası iddiasına dayalı maddi ve manevi tazminat talebi davası nedeniyle yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince asıl ve birleşen davalar yönünden davanın kısmen kabul kısmen reddine karar verilmiştir....

    Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıda yazılı bentler dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde değildir. 2- Dava, haksız rekabetten kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin olup, mahkemece davacı şirket yönünden davanın kabulü ile; haksız rekabetin tespiti ile haksız rekabet sonucu oluşan maddi durumun ortadan kaldırılmasına ve 7.804,79TL maddi tazminatın 04/06/2004 tarihinden itibaren değişebilir oranlarda işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınıp davacı şirkete verilmesine karar verilmiştir. Davacı, dava dilekçesinde 5.000 TL maddi tazminat talebinde bulunmuş, yargılama aşamasında talebinin davacı şirket yönünden 3.000 TL, davacı ... yönünden 2.000 TL olduğunu belirtmiştir. Islah dilekçesi ile 5.000 TL olan maddi tazminat talebini 7.804.79 TL’ye çıkarmıştır....

      Bu nedenle davacının maddi tazminat talebinin yanında manevi tazminat talebi de poliçe ile teminat altına alınmıştır. Manevi tazminat takdir edilirken mahkemece; tarafların ekonomik durumu ve duyulan manevi üzüntü ve elemin derecesi dikkate alınarak davacı küçük için 20.000-TL, davacı küçüğün anne ve babası olan davacılar için ise 10.000'er-TL manevi tazminattan poliçe kapsamında davalının sorumlu tutulmasında isabetsizlik bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle mahkemece davanın kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığından davalı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir....

        İdare mahkemesince yapılan incele sonucu alınan bilirkişi raporunda 11.06.2012 tarihli hasta yatış formundaki hasta onayı hasta imzası bölümünde yer alan imzaların hasta ... 'a ait olmadığı, 29.06.2012 tarihli hasta yatış formundaki hasta onayı hasta imzası bölümünde yer alan imzaların hasta ... 'a ait bildirilmiş ve bu rapor idare mahkemesince hükme esas alınmıştır. Dava dışı hastanın hastaneye yatışı ve daha sonra ameliyatı sırasında hasta yatış formlarını düzenlemek ve hasta onayı almak bizzat doktorun görevi olmadığı gibi dava dışı hastada ameliyat sonrası meydana gelen komplikasyonlar ve dolayısıyla davaya konu tazminatların ödenmesine sebebiyet verme konusunda davalı doktorun kusuru ispatlanamadığından davanın reddine karar vermek gerekmiştir....

          İdare mahkemesince yapılan incele sonucu alınan bilirkişi raporunda 11.06.2012 tarihli hasta yatış formundaki hasta onayı hasta imzası bölümünde yer alan imzaların hasta ... 'a ait olmadığı, 29.06.2012 tarihli hasta yatış formundaki hasta onayı hasta imzası bölümünde yer alan imzaların hasta ... 'a ait bildirilmiş ve bu rapor idare mahkemesince hükme esas alınmıştır. Dava dışı hastanın hastaneye yatışı ve daha sonra ameliyatı sırasında hasta yatış formlarını düzenlemek ve hasta onayı almak bizzat doktorun görevi olmadığı gibi dava dışı hastada ameliyat sonrası meydana gelen komplikasyonlar ve dolayısıyla davaya konu tazminatların ödenmesine sebebiyet verme konusunda davalı doktorun kusuru ispatlanamadığından davanın reddine karar vermek gerekmiştir....

            "İçtihat Metni" Taraflar arasındaki tazminat davasında ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava, maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Asliye Hukuk Mahkemesince; davacının davalı sendikanın üyesi olduğu, davacı işçi ile üyesi bulunduğu davalı sendika aracılığı ile vekalet ilişkisi kurulan diğer davalı arasında 2821 sayılı Yasanın 32/3-33/1. maddeleri uyarınca vekalet ilişkisinden kaynaklanan bir uyuşmazlık bulunduğu ve İş Mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. İş Mahkemesi ise, davanın vekalet ilişkisine dayalı maddi ve manevi tazminat talebi olduğu, iş sözleşmesinden kaynaklanmadığı, taraflar arasında işçi işveren ilişkisi bulunmadığından bahisle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur....

              GEREKÇE: Dava, tıbbi kötü uygulamaya ilişkin zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesine dayalı maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Hekim ile hasta arasındaki ilişki vekalet sözleşmesine dayalı olup, uyuşmazlığın temelini teşhis ve tedavi hizmetini üstlenen doktorun bu kapsamda mevcut sorumluluğu ve özen borcu oluşturmaktadır. Buna göre vekil, vekalet görevini yerine getirirken yöneldiği sonucun elde edilememesinden sorumlu değil ise de, bu sonuca ulaşmak için gösterdiği çabanın, yaptığı eylemlerin ve davranışlarının özenli olmayışından doğan zararlardan sorumludur. O nedenle vekil konumunda olan ve tedavi işlemlerini yapanların bilim ve teknolojinin getirdiği bütün imkanları kullanmak suretiyle özen borcunu yerine getirmeleri gerekir. Vekil özenle davranmak zorunda olup, en hafif kusurundan bile sorumludur....

                Ayrıca HMK 26.madde gereği mahkeme taleple bağlıdır ve talep edilmeyen bir hususta talep aşılarak karar verilmesi usul ve hukuka aykırı olduğundan, davada davacıların davalılar hakkında müşterek ve müteselsil talepleri olmamasına rağmen, mahkemece asıl ve birleşen davalardaki maddi ve manevi tazminat davaları konusunda müşterek ve müteselsilen tahsiline karar verilmesi de usul ve hukuka uygun bulunmamıştır. Öteyandan birleşen davada davacı T7 maddi tazminat talebi olmamasına karşın mahkemece bu davacının birleşen davada maddi tazminat talebinin reddine karar verilmesi de yerinde görülmemiştir....

                hesaplanan 152,25- TL'nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, bakiye giderin davalı üzerinde bırakılmasına, g)Davacı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince; kabul edilip hüküm altına alınan maddi tazminat tutarı üzerinden 3.323,00- TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, h)Davacı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince; kabul edilip hüküm altına alınan manevi tazminat tutarı üzerinden 2.040,00- TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, ı)Davalı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince; reddedilen maddi tazminat tutarı üzerinden 2.040,00- TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, i)Davalı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince; reddedilen manevi tazminat tutarı üzerinden 2.040,00- TL vekalet ücretinin...

                UYAP Entegrasyonu