Taraflar arasında düzenlenen tarihsiz harici satış sözleşmesi incelendiğinde, satıcı (davalı)nın, alıcı (davacı)ya 190.000 TL karşılığında taşınmaz satışı yapıldığı, davacının 15.000 TL kapora verdiği anlaşılmaktadır. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda, sözleşmedeki imzanın davalının eli ürünü olduğu, sözleşmede yazılı bulunan 15.000 TL rakamının başındaki “1” rakamının sonradan yazıldığı açıklanmıştır. Bu durumda, harici satış sözleşmesi gereğince davacının davalıya 5.000 TL ödediği, ayrıca 7.555 TL taşınmazın vergi borcunu ödediği anlaşıldığına göre, mahkemece; davanın kısmen kabulü ile toplam 12.555 TL'nin davalıdan tahsiline karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir....
e yönelik karar düzeltme itirazlarının reddi gerekir. 2-Dava, harici satış sözleşmesine dayalı bağımsız bölüm satışı nedeniyle ödenen kaparo bedelinin iadesi istemine ilişkindir. Mahkemece, davacı alıcı tarafından davalı satıcıya ödenen 20.000,00TL nin cayma akçesi niteliğinde olduğu, davacının sözleşmeden haklı nedenle döndüğünü ispatlayamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Davacı ile davalı arasında 04.07.2013 tarihinde düzenlenen adi yazılı sözleşme ile taraflar 1881 ada 12 parsel sayılı taşınmaz üzerinde yapılacak konutlardan C Blok 4 nolu dubleks dairenin satışı konusunda anlaşmışlar, anlaşma gereğince davacı alıcının, davalı müteahhide 2.000,00TL kaparo ie 18.000,00TL peşinat bedeli ödediği tartışmasızdır. 6098 sayılı Borçlar Kanunu'nun 177/1. maddesinde “Sözleşme yapılırken bir kimsenin vermiş olduğu bir miktar para, cayma parası olarak değil sözleşmenin yapıldığına kanıt olarak verilmiş sayılır.” düzenlemesine yer verilmiştir. (eski BK.m. 156/1)....
Somut uyuşmazlıkta davacı davalıya ait taşınmazı tapu harici düzenlenen sözleşme ile satın aldıktan sonra bilahare satıştan vazgeçerek ödediği kaporanın tahsili için eldeki davayı açmıştır.Taşınmazın tapu harici satışı geçersiz olup,geçersiz sözleşme nedeniyle taraflar birbirlerinden aldıklarını iade ile yükümlüdür.Geçersiz satış nedeniyle kaporanın iadesi davası tüketici yasasının kapsamında değildir. 4077 sayılı yasanın 23. maddesi bu kanunu uygulanması ile ilgili her türlü ihtilafa tüketici mahkemelerinde bakılacağını öngörmüştür. Taraflar arasındaki uyuşmazlık Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun kapsamında kalmadığına göre davaya bakmaya Tüketici Mahkemesi görevli değildir. Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında resen gözetilir. Görevle ilgili hususlarda kazanılmış hak söz konusu olmaz....
KARAR Davacı, 19.12.2006 tarihli harici sözleşme ile davalıdan 90.000 YTL bedelle bir taşınmaz satın aldığını, satış bedeli olarak PNCBANK‘a ait 3934 nolu 10.000 USD lık çeki davalıya verdiğini, 20.12.2006 ve 22.12.2006 tarihlerinde yine PNCBANK aracılığı ile davalıya toplam 10.000 USD gönderdiğini, davalının taşınmazın tapusunu devretmediğini ileri sürerek 10.000 USD ın Tl karşılığı olan 13178,00 YTL nin faizi ile tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı,davalıya harici sözleşme ile taşınmaz sattığını, davacının da satış bedeline karşılık kaparo olarak PNCBANK a ait 10.000 USD lık çeki verdiğini, ancak davacı edimlerini yerine getirmeyince sözleşme uyarınca aldığı çeki davacının arkadaşı dava dışı ... teslim ettiğini, davacıdan başka bir şekilde satış bedeli olarak bir para almadığını savunarak davanın reddini dilemiştir....
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, sair temyiz itirazları yerinde değildir. 1-)Mahkemenin kararına dayanak yaptığı harici satış sözleşmesinde tarih ve her iki tarafın da imzası bulunmamaktadır. Bu nedenle söz konusu harici taşınmaz satışına ilişkin sözleşme tarafları bağlamaz.Kaldı ki, taraflarca imzalanmış adi bir satış sözleşmesi olsa dahi bu sözleşme ile taşınmazın devrinin mümkün olmamasına göre sözleşme geçersizdir....
Davalı-karşı davacı, sözleşme gereği davalıdan 100.000 USD kaparo aldığını, ön satış sözleşmesine istinaden taşınmazı tahliye ettirdiğini, taşınmazı satışa hazır hale getirmesine rağmen davacının taşınmazı satın almaya yanaşmadığını savunarak davanın reddini dilemiş; karşı dava ile, sözleşmenin 3. maddesi gereği sözleşme şartlarına uymayan davacının kaparo bedeli kadar cezai şart ödemekle yükümlü olduğunu ileri sürerek, ödenen 100.000 USD karşılığı olan 150.000 TL nin ilk ihtar tarihinden itibaren reeskont faizi ile karşı davalıdan tahsilini istemiştir....
Davalı cevap dilekçesinde; sebepsiz zenginleşme hukuki nedenine dayalı talep ve dava hakkının 1 yıllık zamanaşımı süresine tabi olup, bu sürenin dolmuş olduğunu, davacı tarafın kalan satış bedelini ödemediği için tapuda devir işlemini gerçekleştirmediğini, davacı tarafça ödenen 12.000 TL'nin kaparo olarak ödendiğini ve hiçbir sebep göstermeksizin sözleşmeden vazgeçen davacının bu bedeli talep etme hakkı bulunmadığını belirterek davanın reddini istemiştir. Uyuşmazlık “Harici Taşınmaz Satımına Dayalı Sebebsiz Zenginleşme İstemine İlişkin Alacak Davası” niteliğindedir. Yerel mahkemece yapılan yargılama neticesinde davanın kabulü ile; 12.000,00 TL alacağın 06.11.2009 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm davalı tarafça temyiz edilmiştir. ./.....
Tarafların sunmuş oldukları deliller incelenmiştir.Davalı/satıcı ile davacı/alıcı arasında, davalı/satıcıya ait taşınmazın davacı/alıcı tarafından satın alınacağı hususunda sözlü olarak anlaşmaya varıldığı ve davacı/alıcı tarafından davalı/satıcıya 200.000 TL tutarında Kaparo ödendiği, sonrasında davacı/alıcının taşınmazı satın almaktan vazgeçtiği, hususunda taraflar arasında bir ihtilaf olmadığı anlaşılmıştır. Uyuşmazlık, davacı alıcı tarafından davalı satıcıya harici taşınmaz satış sözleşmesi gereğince ödenen kaparo bedelinin iadesinin mümkün olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.Tapulu taşınmazların satışına ilişkin sözleşme, resmi şekilde düzenlenmelidir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 706, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 237, 2644 sayılı Tapu Kanunu'nun 26 ve 1512 sayılı Noterlik Kanunu'nun 60 ıncı maddeleri uyarınca Tapulu taşınmazların satışına ilişkin sözleşmeler resmi şekilde yapılmadığında hukuken geçersizdir....
Bu nedenle harici taşınmaz satışı nedeniyle davacı tarafça davalıya toplam 83.000,00.TL ödendiği kanaatine varılmıştır. Bilindiği gibi tapuya kayıtlı taşınmazların resmi biçimde yapılmayan satışı ve satış taahhütleri geçersiz olduğundan taraflar birbirlerini ifaya zorlayamazlar. Geçersiz sözleşmeler nedeniyle verilenlerin de sebepsiz zenginleşme hükümleri kapsamında iadesi gerekir. Bu nedenle akdi ilişkiyi ve ödemeyi inkar etmeyen davalı yanın geçersiz taşınmaz satım taahhüdü nedeniyle aldığı 83.000,00.TL kaparoyu sebepsiz zenginleşme hükümleri kapsamında iade ile yükümlü olduğundan bu miktar için takibe itirazında haksız olup, itirazının iptali gerekir....
Dava, yüz ölçümü eksikliği nedeniyle taşınmaz satış sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir. Dayanılan maddi vakıaya göre, uygulanacak yasa maddesi 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (TBK) İkinci Kısım Birinci Bölüm Üçüncü Ayrımında " Taşınmaz Satışında Sorumluluk " başlığını taşıyan 244. maddesidir. TBK'nın 244. maddesinde; "Aksine sözleşme olmadıkça, satılan taşınmaz, satış sözleşmesinde yazılı yüzölçümü tutarını kapsamıyorsa satıcı, eksiği için alıcıya tazminat ödemekle yükümlüdür. Satılan taşınmaz, resmi bir ölçüme dayanılarak tapu siciline yazılmış olan yüzölçümü tutarını içermiyorsa satıcı, özellikle üstlenmiş olmadıkça tazminat ile yükümlü değildir. Bir yapının ayıplı olmasından doğan davalar, mülkiyetin geçmesinden başlayarak beş yılın ve satıcının ağır kusuru varsa yirmi yılın geçmesiyle zamanaşımına uğrar." düzenlemesi mevcuttur....