Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davalı vekili, süresinden sonra verdiği cevap dilekçesinde, 195.003,75 TL ödemenin cari hesaba mahsuben yapıldığını, davacıların icra takibi sonrasında yaptıkları 15.05.2015 tarihli protokol ile 122.000 TL borcu kabul edip anlaştıklarından istirdat talep edemeyeceklerini, takip öncesi menfi tespite konu ödeme dekontlarında senede atıf yapılmadığını savunarak davanın reddini istemiştir....

    İDM KARARININ ÖZETİ : İlk Derece Mahkemesince verilen kararda özetle; davaya konu olan bononun kıymetli evrak niteliğinde olduğunu kural olarak, bononun bir ödeme aracı olduğunu , mevcut bir borcun tasfiyesine yönelik olarak verildiğinin kabulünün gerektiğini, sebepten bağımsız olarak soyut bir hukuki işlem şeklinde olan bonodan dolayı borç altına giren kişilerin bu bononun bedelsiz ya da bonodan dolayı borçlu bulunmadığı iddiasında ispat külfeti borçluya ait olduğunu, diğer menfi tespit davalarından farklı olarak kıymetli evrak ilişkisinden kaynaklanan menfi tespit davalarında borç ikrarı anlamı taşıyan bonodan dolayı alacaklının alacağını ispat etmesi zorunluluğunun bulunmadığını, davacı tarafın söz konusu bonoların taşınmaz satışı için verildiğini ve taşınmazın devrinin yapılmaması nedeniyle bedelsiz kaldığını ileri sürdüğünü ve buna dair 26.01.2016 tarihli fotokopi belge sunduğunu fakat söz konusu belgenin aslını sunamadığını, belge aslının davalı tarafta olduğunu bildirdiğinden...

    İDM KARARININ ÖZETİ : İlk Derece Mahkemesince verilen kararda özetle; davaya konu olan bononun kıymetli evrak niteliğinde olduğunu kural olarak, bononun bir ödeme aracı olduğunu , mevcut bir borcun tasfiyesine yönelik olarak verildiğinin kabulünün gerektiğini, sebepten bağımsız olarak soyut bir hukuki işlem şeklinde olan bonodan dolayı borç altına giren kişilerin bu bononun bedelsiz ya da bonodan dolayı borçlu bulunmadığı iddiasında ispat külfeti borçluya ait olduğunu, diğer menfi tespit davalarından farklı olarak kıymetli evrak ilişkisinden kaynaklanan menfi tespit davalarında borç ikrarı anlamı taşıyan bonodan dolayı alacaklının alacağını ispat etmesi zorunluluğunun bulunmadığını, davacı tarafın söz konusu bonoların taşınmaz satışı için verildiğini ve taşınmazın devrinin yapılmaması nedeniyle bedelsiz kaldığını ileri sürdüğünü ve buna dair 26.01.2016 tarihli fotokopi belge sunduğunu fakat söz konusu belgenin aslını sunamadığını, belge aslının davalı tarafta olduğunu bildirdiğinden...

    Başka bir şekilde ifade etmek gerekirse, menfi tespit davası icra takibinden önce sonuçlanmaz ve ihtiyati tedbir kararı verilmemiş olması (veya ihtiyati tedbir kararının kaldırılması) nedeniyle, (menfi tespit davası görülmekte iken) borç alacaklıya (davalıya) ödenmiş olursa, menfi tespit davasına istirdat davası olarak devam edilir (m.72/6); yani menfi tespit davası (kendiliğinden) istirdat davasına dönüşür; bu hâlde mahkeme menfi tespit davasına istirdat davası olarak devam eder (Kuru, B: İstinaf Sistemine Göre Yazılmış İcra ve İflâs Hukuku Ders Kitabı, Ankara, 2017, s. 146). Bu durumda İİK’nın 72/6 maddesi gereğince bedele dönüşen isteminin temeli menfi tespit davasıdır. Menfi tespit davası devam ederken, icra takibi konusu borcun bir kısmı ödenirse, menfi tespit davası ödenen borç kesimi için (kısmi) istirdata dönüşür. Ödenmeyen borç kesimi için ise menfi tespit davası olarak kalmakta devam eder....

      Mahkemece, davalı yanca yapılan icra takibi sonucu davalıya ait taşınmazın 11.7.2002 tarihli ihale ile satıldığı ve davanın 1 yıllık istirdat süresi içinde açılmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. Davalı yanca 26.7.2001 tarihinde toplam 14.500 YTL alacağın tahsili için başlatılan icra takibinde 11.7.2002 tarihinde yapılan ihale sonucu 12.000 YTL’ lik alacak karşılığında davacıya ait taşınmaz devir alınmış ve takip 16.12.2002; 30.4.2003 tarihli işlemler ile kalan alacak yönünden devam etmektedir. İİK’ nun 72.maddesine göre, borçlu henüz ödenmeyen borç kısmı için menfi tespit davası, ödenmiş bölümü için de istirdat davası açılabilir....

        Başka bir şekilde ifade etmek gerekirse, menfi tespit davası icra takibinden önce sonuçlanmaz ve ihtiyati tedbir kararı verilmemiş olması (veya ihtiyati tedbir kararının kaldırılması) nedeniyle, (menfi tespit davası görülmekte iken) borç alacaklıya (davalıya) ödenmiş olursa, menfi tespit davasına istirdat davası olarak devam edilir (m.72/6); yani menfi tespit davası (kendiliğinden) istirdat davasına dönüşür; bu hâlde mahkeme menfi tespit davasına istirdat davası olarak devam eder (Kuru, B: İstinaf Sistemine Göre Yazılmış İcra ve İflâs Hukuku Ders Kitabı, Ankara, 2017, s. 146). Bu durumda İİK’nın 72/6 maddesi gereğince bedele dönüşen isteminin temeli menfi tespit davasıdır....

          MAHKEMECE : Tüm dosya kapsamı değerlendirildiğinde; birleşen mahkememizin 2022/219 esas sayılı dosyasında harici taşınmaz satış sözleşmesinden kaynaklı icra takibinden önce açılan menfi tespit davasında mahkemece dava konusu senedin tedbiren dava sonuna kadar icra işlemlerine konu edilmemesine karar verdiği, ihtiyati tedbir kararının uyuşmazlık konusu hakkında verilebileceği, çekişmeli olan şey veya yargılama konusunu oluşturan şey ya da hak, aynı zamanda ihtiyati tedbirin konusunu oluşturacağı, dosyaya davacı tarafça sunulan, harici taşınmaz satış sözleşmesine ilişkin protokol ve ek protokol imzalandığı, harici satış sözleşmesinde belirtilen taşınmazın satışının yapılmadığı, davacı tarafın davaya konu senedi iş bu satış sözleşmesine istinaden verdiğini bildirdiği, davalı tarafın senedin veriliş sebebinin harici taşınmaz satışı olduğunu beyan ettiği, davalı tarafa teslim edilen senedin ciro edilmesi halinde hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağı ve ihtiyati tedbir verilmemesi...

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki menfi tespit-istirdat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili, müvekkili ...'ın ortağı olduğu, diğer davalının çalıştığı dava dışı ....'nin davalı şirkete 9.756,22 TL cari hesap borcunun bulunduğunu, bu borç için müvekkillerinin boş senet verdiklerini, davalının kötüniyetli olarak senede 18.000 TL yazarak takibe koyduğunu, müvekkillerinin toplam 23.435 TL ödeme yaptığını belirterek 18.000 TL lik senedin 8.243,78 TL'sinden müvekkillerinin borçlu olmadığının tespitine, ödenen miktardan borçlu oldukları kısım için yapılması gereken miktar mahsup edilerek fazla ödemenin istirdatına karar verilmesini talep etmiş, ıslah dilekçesi ile istirdat taleplerini toplam 11.193,42 TL'ye yükseltmiştir....

            ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2021/284 Esas KARAR NO : 2022/110 DAVA : Menfi Tespit ve İstirdat DAVA TARİHİ : 30/03/2021 KARAR TARİHİ : 08/02/2022 Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit ve istirdat davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkil aleyhine icra takibi başlatıldığını, takip dayanağının bono vasfına haiz olmadığını, takip dayanağının 45.000,00 TL bedelli senette düzenleme tarihi yer almadığından ve senedin sol üst kısmında tediye tarihinin 25/08/2010 olarak senedin sağ üst kısmında ise 04/05/2017 olarak gösterildiği nazara alındığında çifte vade bulunması ve düzenleme tarihi yer almaması sebebiyle takip dayanağı evrakın bono niteliğine haiz olmadığını, kambiyo senetlerinin sıkı şekil şartlarına tabi kılındığını, kanunda belirtilen şekil şartlarına aykırılığın senedi batıl hale getirdiğini, şekle sıkı sıkıya bağlılık ilkesinin ticari hayatta kambiyo senetlerine duyulan güvenin temelini oluşturduğunu,...

              ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2022/753 KARAR NO : 2023/53 DAVA : Menfi Tespit DAVA TARİHİ : ... KARAR TARİHİ : ... KARAR YAZIM TARİHİ : ......

                UYAP Entegrasyonu