Fesih veya dönme sözcüğü kullanılmasa da satım bedelinin geri istenmesi gibi dönme iradesini gösteren beyanlarda bulunulmuş ise sözleşmeden dönme iradesinin bildirildiğinin kabulü gerekir --- Bu halde karşı tarafın dönme-feshin haksız olduğunun tespiti ile sözleşmenin aynen ifasını talep etmesi mümkün değildir --- Mahkememizce yapılan değerlendirmede, davanın belirtildiği gibi taraflar arasındaki satım sözleşmesinden kaynaklı olarak satım bedelini ödeyen alıcının, karşılığında satıcının satım konusu malı teslim etmemesi nedeniyle sözleşmeden dönmüş olmasından dolayı satım bedelinin iadesi alacağına dayalı başlattığı takibe vaki itirazın iptali davası olduğu, davacı alacaklının hukuki ilişkiyi, hukuki ilişki kapsamında ödeme yaptığını, hukuki ilişkinin geçerli bir suretle sona erdiğini ve sözleşmeden dönme nedeniyle iade alacağının varlığını, davalı borçlunun ise sözleşmeye konu edimini (satım konusunu teslim borcunu) yerine getirdiğini ispatlamakla yükümlü olduğu, taraflar arasında hukuki...
ve ... adına tapulama sonucu tespit ve tescil edildiği, ...'nin taşınmazdaki 1/3 hissesini, 31.12.2005 tarih ve 2989 yevmiye nolu satış senedi ile davalı ...'na devrettiği sabittir. Davacılar murisleri ...'nun tapulu taşınmazı tapu dışı yolla satın almasına dayanarak tapu iptali ve tescil talebinde bulunmaktadırlar. TMK.nun 706, Borçlar Kanunu'nun 213 ve Tapu Kanunu'nun 26. maddeleri uyarınca tapulu taşınmazların tapu dışı yollardan satışı geçersiz olup böyle bir sözleşmeye dayanılarak ifa istenemeyeceğinden davanın kabulü doğru değildir. Kabule göre de, dosya arasında bulunan tapu kayıtlarından davalı ...'nin dava tarihi itibariyle uyuşmazlık konusu 303 parselin maliklerinden olmadığı sabittir. Kural olarak, tapu iptali ve tescil davalarında husumet kayıt maliklerine yöneltilir. Bu halde kayıt maliki olmayan Nazike'nin davayı kabulünün hukuki bir sonucu bulunmayıp, ...'...
Büyük Genel Kurulu'nun ....01.2013 tarih ve 2013/... sayılı Kararı'nın dayanağı olan 2797 sayılı ... Yasası'nın ....maddesini değiştiren 6110 sayılı Yasa'nın ....maddesinde, daireler arası ... bölümünün belirlenmesinde mahkeme kararındaki nitelendirmenin esas alınacağı öngörülmüştür. Mahkemenin nitelendirilmesine göre, uyuşmazlık; harici satım sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptali ve tescil istemine ilişkin olup, arsa payı karşılığı sözleşmeden kaynaklanan ihtilaf bulunmaması gözetilerek kararın temyiz incelemesi Yüksek .... Hukuk Dairesinin görevine girmektedir. Dava dosyası en son Yüksek .... Hukuk Dairesinin görevsizlik kararı ile Dairemize geldiğinden ... Başkanlar Kurulunun 04.02.2010 tarih ve ... sayılı kararı uyarınca, üçüncü Dairece başka bir daireye gönderme kararı verilmeden dosyanın ... bölümü uyuşmazlığının çözümlenmesi için doğrudan Hukuk Daireleri Başkanlar Kuruluna gönderilmesi gerekmektedir....
Öncelikle, tapulu bir taşınmazın mülkiyetinin devrini amaçlayan sözleşmeler Türk Medeni Kanunu'nun 706, adi yazılı senetlerin tanzim ve hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Borçlar Kanunu'nun 213 (6098 s. TBK.m.237),Tapu Kanunu'nun 26. ve 1512 sayılı Noterlik Kanunu'nun 60. madde hükümleri uyarınca resmi şekilde düzenlenmedikçe geçerli olmaz. Geçersiz bir tapu dışı satışa dayanılarak iptal ve tescil isteğinde bulunulamaz. Bu nedenlerle; Mahkemece, davacı yanın dayandığı adi yazılı sözleşmelere iptal ve tescil isteği yönünden hukuki kıymet verilmeyerek, tapu iptali ve tescil isteklerinin reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Tarafların, hükmün, geçersiz satım sözleşmesinden kaynaklanan alacak isteğine ilişkin bölümüne ilişkin temyiz itirazlarının değerlendirilmesinde; Mahkemece, yapılan araştırma ve inceleme hüküm kurmaya elverişli olmadığı gibi, Mahkemenin yazılı gerekçesine katılma olanağı da bulunmamaktadır....
Bunun sonucu olarak, yürürlükteki Kanun’a göre tüketici, satış sözleşmesinden dönme veya bedelden indirim isteme haklarından birini kullanması halinde kredi verene başvuruda bulunabilecektir. Bu kapsamda, Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun m. 30, f. 4, c. 2’ye göre “Tüketicinin bedelden indirim hakkını kullanması hâlinde bağlı kredi de bu oranda indirilir ve ödeme planı buna göre değiştirilir. Tüketicinin sözleşmeden dönme hakkını kullanması hâlinde, o güne kadar yapmış olduğu ödemenin iadesi hususunda satıcı, sağlayıcı ve kredi veren müteselsilen sorumludur.” hükmü düzenlenmiştir. Her ne kadar yürürlükteki kanun hükmünde de açıkça kredi ödemelerinin durdurulabileceğinden söz edilmese de tüketiciye tanınan seçimlik hakların niteliği gereği bu sonuca ulaşılmaktadır....
İLK DERECE KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince "Yapılan yargılama neticesinde tüm dosya kapsamından hareketle; Bilindiği gibi taşınmaz mülkiyetini nakletme borcunu doğuran sözleşmelerin tapu sicili memuru önünde yapılacak olan resmi şekle tabi olup, tarafların iradesi sözleşmenin şeklini belirlemede etkisiz olacağından aksine yapılan sözleşmelerin de geçersiz olduğu sabittir. Somut olayda davacının dava konusu yaptığı 1607 ada 453 nolu parselin harici satış sözleşmesi sırasında tapu siciline kayıtlı olan taşınmaz olduğu sabittir. Bu nedenle davacı tarafın harici geçersiz harici sözleşmeye dayalı olarak tapu iptali ve tescili talebinde bulunamaz. Taşınmaz malikinin davayı kabul etse dahi harici sözleşmeyi geçerli hale getiremeyeceğinden yine tescilin şekli şartları yerine getirilmiş olamaz. Bu nedenle açmış olduğu tapu iptali ve tescil davasının reddine karar verilmiştir....
Davalının sunduğu özel teknik rapor incelenmiş; ve özel hukuki mütalaa da okunmuş, incelenmiş, ancak esasa etkili görülmemiştir. Sonuç olarak davacının sözleşmeden dönmesi için gerekli yasal koşulların mevcut olduğu anlaşılmıştır. Satım sözleşmesinden dönme beyanı, bozucu yenilik doğuran bir hak niteliğinde olup, bir irade açıklaması olarak, satıcıya vardığı anda hükümlerini doğurur ve sözleşmeyi geçmişe etkili olarak ortadan kaldırır. Dönme üzerine sözleşmenin geçmişe etkili olarak ortadan kalkmasının doğal bir sonucu olarak, tarafların edimlerinin karşılıklı olarak aynı anda ifası gerekir. Satım bedeli ve asli talep ---- iadesidir. Birlikte ifa kuralı gereği iade tarihinden itibaren faiz işletilmesine karar verilmiştir. ------ Açıklanan sebeplerle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, harici sözleşmeye dayalı tapu iptali ve tescil mümkün olmazsa rayiç bedelin imar ihya masrafları ile tescili istemine ilişkindir. TBK 237. Madde (eski BK 213) uyarınca taşınmaz satışının geçerli olabilmesi için sözleşmenin resmi şekilde düzenlenmesi şarttır hükmünü düzenlemiştir. Tapulu taşınmazlar TMK 706, BK 237 ve TK 26. maddeleri uyarınca tapu memuru önünde yapılacak resmi işlem ile devredilir. Bu şekil taşınmazların devrinin geçerlilik şartı olup tapu dışı satışlara taşınmazın mülkiyetinin devri yönünde hukuki değer vermez. Geçerlilik şartı olan bu hükme aykırı düzenlenen sözleşmeler geçersizdir. Bu nedenle tapulu taşınmazın harici satış sözleşmesi ile devri mümkün değildir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE : Dava "İtirazın İptali (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan)" talebine ilişkindir. Davacı vekili dava dilekçesinde, dava konusu aracın ayıplı olduğunu, satış bedelinin davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince yapılan açık yargılama neticesinde, davacının satış sözleşmesinin tarafı olmadığı ve bu nedenlerle sözleşmeden dönme hakkının bulunmadığı gerekçesiyle davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verildiği ... bu kararın davacı tarafından istinaf edildiği ve dairemizin ...-... EK sayılı kararı ile davalı ......
in aldığı, daha sonra bu taşınmaz ile ilgili sorunlar yaşandığı ve bu nedenle davacılar ile davalının bir araya gelerek geçmişteki alacak husumetini sulha bağladıkları...’ gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Dosya incelendiğinde; davacıların murisi tarafından davalıya 239 parsel sayılı taşınmazın harici satım sözleşmesi ile satıldığı, ancak tapu devri yapılmadığından davalı tarafından tapu iptali ve tescil davası açıldığı, taraflar arasında geçerli bir satım sözleşmesi olmadığından davanın reddine karar verildiği, sonrasında davalı tarafından ödenen bedelin iadesi için alacak davası açıldığı ve davanın kısmen kabulüne karar verildiği, kararın kesinleşmeden icraya konularak davacıların murisinden 3.600,00 TL olarak tahsil edildiği, temyiz sonucunda verilen kararın bozulduğu, bozma sonrası verilen kararın davalı tarafından yeniden ilamlı icraya konulduğu ve icra dosyasında daha önce ödenen 3.600,00 TL mahsup edilmeden 17.943,00 TL olarak ödendiği anlaşılmaktadır....