Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 02.07.2008 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 14.10.2010 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, harici satın alma suretiyle gerçekleşen kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayalı tapu iptali ve tescil, ikinci kademedeki istek Türk Medeni Kanununun 724.maddesine dayalı tapu iptali ve tescil, mümkün olmazsa bina bedelinin zemin maliki olan davalılardan tahsili istemiyle açılmıştır....

    Davacı ...; çekişmeli 2309 parsel sayılı taşınmaz hakkında kadastro öncesi nedenlere dayanarak tapu iptali ve tescil, bu talep yerinde görülmezse TMK’nın 724. maddesi gereğince temliken tescil istemiyle 06.06.2013 tarihinde dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmiş; hüküm, davacı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı ..., çekişmeli 2309 parsel sayılı taşınmaz hakkında öncelikle kadastro öncesi hukuki nedene dayanarak tapu iptali ve tescil isteminde bulunmuş, bu talep yerinde görülmediği takdirde ise TMK’nın 724. maddesi gereğince yapı değeri arazi değerinden fazla olduğundan arazinin uygun bedel karşılığı tapu kaydının iptali ile adına tescilini istemiştir. Mahkemece; davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmiştir....

      Dava, başlangıçta terditli olarak harici satıma dayalı tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde temliken tescil talepli açılmış iken, davacı taraf yargılama aşamasında ıslah talebinde bulunarak tapu iptali ve tescil taleplerinin, taşınmazların ifraz sınırının altında olmaları(bölünemez olmaları) nedeniyle, açmış oldukları terditli talepleri içeren davalarını muhdesat tespiti olarak değiştirdiklerini beyan etmesi ile muhdesat davasına dönüşmüştür. Muhdesat tespiti davaları kendine özgü davalardan olup dava sonucunda istihsal edilecek ilamın icra ve infaz kabiliyeti bulunmamaktadır. Bunun doğal sonucu olarak bu davaların uygulama alanı sınırlıdır. Bilindiği üzere ve kural olarak; tespit davalarında tespit davası açanın hukuki yararının varlığı gerekir. 6100 sayılı HMK'nin 106. maddesinin 2. fıkrasında “tespit davası açanın, kanunlarda belirtilen istisnai durumlar dışında, bu davayı açmakta hukuken korunmaya değer güncel bir yararı bulunmalıdır.” denilmektedir....

        Dava harici satış işlemine dayalı tapu iptal ve tescil veya temliken tescil isteğinden ibarettir. HMK'nun 355.maddesi gereğince istinaf incelemesi; belirtilen istinaf sebepleri ve kamu düzeni ile ilgili konularla sınırlı olarak yapılmıştır. İlk derece mahkemesi tarafından her iki talep yönünden davanın reddine karar verilmesi üzerine iş bu karar davacı tarafından istinafa konu edilmiş ise de, davacı dava dilekçesinde davaya konu taşınmazı 60 yıl önce satın aldıklarını beyan etmekle, davaya konu taşınmaza ait kadastro tutanağının 22.06.1987 yılında kesinleştiği, davanın ise 26/02/2013 tarihinde kadastro kanunun 12/3 maddesindeki 10 yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra açıldığı sabit olmakla, mahkemece davacının kadastro öncesindeki harici satışa dayalı tapu iptal ve tescil talebinin reddine karar verilmesinde herhangi bir isabetsizlik bulunmamaktadır....

        Maddesi Kapsamında Tapu İptali Ve Tescil Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup, hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü....

          Bu durumda dosya içerisinde davaya konu taşınmazın geldisi olan 12 ada 8 parsel sayılı taşınmazın kadastro tespit tutanağının getirtilmesi ile kadastro kesinleşme tarihinin tespit edilerek, harici satış işleminin kadastro öncesi nedene dayanıp dayanmadığı, kadastro öncesi neden olması durumunda kadastro kanunu 12/3 maddesinin uygulanıp uygulanmayacağının değerlendirilmesi gerekmektedir. Harici satışın kadastro sonrası olduğunun tespiti halinde ise tapulu taşınmazda harici satışa itibar edilip edilmeyeceğinin değerlendirilmesi ve harici satışa ilişkin tapu iptal ve tescil talebinin reddine karar verilmesi yönünde kanaat oluşması halinde diğer talepler olan temliken tescil ve tazminata ilişkin istemin değerlendirilmesi gerekmektedir. Kabule göre de, verilen karar infazı kabil değildir. Davacı 300 m² yer için dava açmış fen bilirkişi raporunda davacının kullandığı yerin 368,31 m² olduğu beyan edilmiş ve bu kısım raporda işaretlenmiştir....

          Şu halde; her ne kadar, Mahkemece dava; harici satın alma ve temliken tescil hukuki sebebine dayalı tapu iptali ve tescil mümkün olmadığı takdirde tazminat istemi olarak nitelendirilmiş ise de, dava tespit sonrası fakat kesinleşme öncesi haricen satın alma ve eklemeli zilyetlik hukuki nedenlerine dayalı tapu iptali ve tescil, mümkün olmadığı takdirde tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece iddianın ilk bölümü TMK 724 vd maddelerine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkin olduğu kabul edilerek bu yönde değerlendirme yapılmıştır, ancak dava dilekçesi ve yargılama aşamasında davacıların TMK 724. maddesine dayalı bir talepte bulunmadıkları, dosyaya sundukları 1998 tarihli adi yazılı harici satış senetleri ile dava konusu 35 ada 27 parsel sayılı taşınmazda (imar sonrası 1899 ada 3 parsel sayılı) bir kısım bölümleri satın aldıkları iddiasında bulunarak tespit sonrası ve fakat kesinleşme öncesi eklemeli zilyetliğe dayandıkları anlaşılmaktadır....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 03.05.2007 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil veya tazminat ve tespit talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 09.09.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, harici satış sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil; ıslahla harici satış sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil veya Türk Medeni Kanununun 724. maddesine dayalı tapu iptali ve tescil veya tazminat ve muhdesatın davacıya ait olduğunun tapunun beyanlar hanesine şerh istemlerine ilişkindir....

              Mahkemece, davalı ... tarafından dava konusu 735 parsel sayılı taşınmaz hakkında açılan muhdesatın aidiyeti, temliken tescil nedenine dayalı tapu iptali ve tescil olmadığı takdirde tazminat istemine yönelik ... Asliye Hukuk Mahkemesinde görülen 2010/231 esas sayılı davanın sonucu beklenmiş ve ... Asliye Hukuk Mahkemesince muhdesatın aidiyeti, temliken tescil ve tazminat bedeline yönelik davanın reddine, dava konusu taşınmazda bulunan 2 katlı kargir evin ...'e aidiyetinin tespitine karar verilmiştir. Ancak bu karar tebliğe çıkarılmamış ve kesinleşmemiştir. Her ne kadar mahkemece muhdesatın davalı ...'e ait olduğu kabul edilerek hüküm kurulmuş ise de dava konusu taşınmaz hakkında ... Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan davada terditli olarak tapu iptali ve tescil isteğinde bulunulmuştur. Bu davanın davalı yararına sonuçlanması halinde dava konusu taşınmazın mülkiyeti belirlenmiş olacağından verilen kararın kesinleştirilmesinin sağlanması gerekir....

                Bu sebeple resmi memur önünde yapılmayan harici satış senetlerine değer verilemez ve buna dayalı olarak iptal ve tescil isteğinde bulunulamaz. Diğer taraftan 3402 kadastro kanununun 12/3 maddesinde kadastro tespitindeki hakları sınırlandırma ve tespitlere ait tutanakların kesinleştiği tarihten itibaren 10 yıl geçtikten sonra, kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanarak itiraz olunamaz ve dava açılamaz hükmü bulunmaktadır. Bu durumda davacı taraf yukarıdaki bahsedilen yasal düzenlemelere göre tapu iptali ve tescil talebinde bulunamaz. Ne var ki TMK' nın 724. maddesindeki düzenlemeyle bu genel kurala bir istisna getirilmiş ve iyi niyetli olarak başkasının arazisine yapı yapanın iyi niyetinin korunması amacıyla arsa bedelinin ödenmesi karşılığında taşınmazın mülkiyetinin yapı sahibine geçirilebileceği kabul edilmiştir....

                UYAP Entegrasyonu