Hukuk Dairesi Davacı vekili tarafından, 20.07.2015 tarihinde verilen dilekçeyle harici satış sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil talep edilmesi üzerine yapılan duruşma sonunda davanın reddine dair verilen 17.01.2017 tarihli hükmün ... Bölge Adliye Mahkemesince istinaf yoluyla incelenmesi davacı vekili tarafından talep edilmiştir. Bölge adliye mahkemesince istinaf talebinin esastan reddine dair verilen kararın davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya ve içeriği incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü. K A R A R 6100 sayılı HMK'nın 341. maddesinde istinaf yoluna başvurulabilen kararlar, 361 ve 362. maddelerinde de temyiz edilebilen ve temyiz edilmeyen kararlar belirlenmiştir. Dava harici satış sözleşmesine dayalı tapu iptal ve tescil istemine ilişkindir. Yerel mahkemece davanın reddine karar verilmiştir. Davacı vekilince istinaf talebinde bulunulması üzerine ......
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi KARAR : Kısmen kabul, kısmen ret Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen harici satış sözleşmesine dayalı tapu iptal ve tescil olmadığı takdirde tazminat davasında davanın tapu iptal tescil talebi yönünden reddine, tazminat talebi yönünden kabulüne dair verilen kararın esastan reddine ilişkin verilen Bölge Adliye Mahkemesi kararı hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece, Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir. İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın tapu iptal tescil talebi yönünden reddine, tazminat talebi yönünden kabulüne karar verilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TÜKETİCİ MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı; davalı ile aralarında düzenlenen 10/10/1997 tarihli harici taşınmaz satış sözleşmesi kapsamında davalının yüklenici sıfatıyla inşa edeceği binadan daire satın aldığını, taşınmaz satış bedelinin tamamını ödemesine rağmen davalı şirketin daireyi sözleşmeyle kararlaştırılan 30/06/2001 tarihinde teslim etmediğini, bu nedenle zarara uğradığını ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere , öncelikle taşınmazın teslim edilerek adına tescilini, bu mümkün olmadığı taktirde dairenin rayiç değeri olan 90.000,00 TL ile mahrum kaldığı 15.000,00 TL kira bedelinin avans faiziyle birlikte...
Davalılar vekili, müvekkillerinin murisinin dava konusu taşınmazın tamamını haricen satın aldığını, taşınmazın 40-50 yıldır müvekkilleri ve murisleri tarafından nizasıf-fasılasız kullanıldığını, 2013 yılında dava dışı paydaş Ahmet'in harici satış uyarınca payını devrettiğini, davacıların ise haksız ek bedel istemeleri nedeni ile anlaşmaya varılamadığını, 2013 yılı Ağustos ayına kadar taraflar arasında kullanım yönünden niza olmadığını, harici satın alanların bedel ödenmedikçe taşınmazdan çıkarılamayacağını, aleyhlerine ecrimisil davası açılamayacağını, taşınmaz üzerindeki 30-50 yaş arası zeytinlerin müvekkileri tarafından dikildiğini açıklayarak davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur....
Dava evvel yerel mahkemece davanın tümden reddi üzerine hükmü davacı yan istinaf etmiş, Dairemizin 10.01.2023 tarih ve 2022/3123 esas 2023/68 karar sayılı ilamıyla; "Dava harici satış sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde ödenen satış bedelinin tahsili isteminden ibarettir. Davacı yanca tutunulan harici satış senedi resmi nitelikte olmadığından ve taşınmaz mülkiyetini nakil borcu doğuran sözleşmelerin geçerliliği için resmi şekilde yapılmış olmaları şart olduğundan tapu iptali ve tescil isteğinin reddedilmesinde yasaya aykırılık yoktur. Davaya konu 1339 (yenileme kadastrosu ile 188 ada 119 parsel) parsel sayılı taşınmazın 1/4 payı davalı adına kayıtlı olup davacı tarafından örneği sunulan ve davalı yanın da kabulünde olan 09.09.2008 tarihli harici satış sözleşmesi ile bu taşınmazdaki 1/4 davalı payının davacıya 6.000,00 TL bedel karşılığında satıldığı ve bedelinin alındığı kararlaştırılmıştır....
ait harici satış senedi ve emlak kayıtlarının teknik bilirkişi tarafından taşınmaza uygulandığı, davacıya ait satış senedinde 27 nolu özel parsele ilişkin harici satımın söz konusu olduğu, ancak bu yerin dava konusu taşınmaza uymadığı, teknik bilirkişi raporunda yeşil renkle taranan 216 ada, 2 sayılı parsele tekabül ettiği, davalıya ait harici satışa konu olan 11 nolu özel parselasyonun ise dava konusu 215 ada 15 sayılı parsele tekabül ettiği, davacının davasını kanıtlayamadığı gerekçesiyle; davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. Dava, 4721 sayılı TMK'nın 1007. maddesi uyarınca tazminat istemine ilişkindir....
Mahkemece, davalı yüklenici ile davalı arsa sahibi arasında yapılan kat karşılığı inşaat sözleşmesinin feshine karar verildiği ve kararın kesinleştiği, bu nedenle davacının davalı yüklenici ile aralarında yaptıkları harici satış sözleşmesine dayanarak tapu iptali ve tescil isteminde bulunamayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Tebligatın tüzel kişilere nasıl yapılacağı, 7201 sayılı Tebligat Kanununun 12 ve 13. maddelerinde açıkça gösterilmiş bulunmaktadır. 7201 sayılı Kanun hükümlerine göre tebliğ, tüzel kişilerin yetkili temsilcilerine yapılır. Tüzel kişi namına kendisine tebliğ yapılacak kimseler herhangi bir sebeple mutad iş saatlerinde iş yerinde bulunmadıkları veya o sırada evrakı bizzat alamayacak bir halde oldukları taktirde tebliğ, orada hazır bulunan memur veya müstahdemlerinden birine yapılır....
Dairemizin 2019/721 Esas, 2019/811 Karar sayılı kararında özetle; "...Somut olayda; harici satıma konu taşınmaz 25/06/1971 tarihi itibari ile tapuya kayıtlı bir taşınmazdır. Davacı ile davalıların murisi Mehmet Yıldırım arasında yapılan harici satım sözleşmesi 12/10/1973 tarihinde yapılmıştır. Bu sebeple resmi memur önünde yapılmayan harici satış senetlerine değer verilemez ve buna dayalı olarak iptal ve tescil isteğinde bulunulamaz. Dosyada mevcut tapu kaydına göre taşınmaz hissedarlar arasında el birliği mülkiyetine konu bir taşınmazdır. Bu nedenle bir kısım davalıların kabul beyanları, tapu iptali ve tescil davasının kabulle sonuçlanması için yeterli değildir. Yukarıda belirtildiği şekilde tüm mirasçıların kabulü zorunludur. Bu nedenle davacı vekilinin, bir kısım davalıların davayı kabul ettikleri yönündeki iddiaları sonuca etkili iddialar değildir. Davacı, iptal ve tescile ilişkin isteğinin kabul edilmemesi halinde ödediği bedel yönünden tazminat talebinde bulunmuştur....
Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, harici satış sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil, ikinci kademede tazminat istemine ilişkindir. 2. İlgili Hukuk 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 326 ıncı maddesi birinci fıkrası, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 6098 Sayılı Borçlar Kanunun 179/1 inci ve 237 inci maddesi; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 706 ıncı maddesi; Tapu Kanunu'nun 26 ncı maddesi; Noterlik Kanunu'nun 60 ıncı maddesi. 3. Değerlendirme 1. Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür. 2....
Kişilere devir ve temlikinin önlenmesi için ferağdan men kararı verilmesini, ihtiyati tedbir verilmesini ve ödemelerin durdurulmasını, dava konusu bağımsız bölümün tapu kaydının iptali ile müvekkil iyi niyetli tüketici olduğundan tapu kaydındaki tüm haciz ve takyidatları kaldırılarak müvekkil adına tapuda kayıt ve tescilinin yapılmasını, tapu iptali ve tescil mümkün olmadığı taktirde taşınmaz için ödenen toplam bedel olan 68.902,00 USD bedelinin dava tarihinden itibaren devlet bankalarının USD için açılmış 1 yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranı ile birlikte davalıdan tahsilini, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep dava etmiştir. İlk Derece Mahkemesince davanın reddine mahkemenin görevsizliğine karar verilmiş, bu karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur....