Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davacı tarafça yargılama sırasında tazminat talebinin 556 sayılı KHK'nın 66/1-b maddesine dayandığı belirtilmiş ve mahkemece de bu madde çerçevesinde bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır. Ancak, Dairemiz yerleşik kararları uyarınca davacı tarafça 556 sayılı KHK'nın 66. maddesine dayalı seçimlik hakkın başlangıçta maddede sayılan bentlerden herhangi biri için kullanılması sonrasında bu tercihin değiştirilmesi ancak talebin ıslahı sureti ile mümkündür. Bu itibarla, mahkemece ıslah edilmeyen talep bakımından maddi tazminat ve buna bağlı olarak manevi tazminat takdiri yerinde görülmediğinden kararın taraflar yararına bozulması gerekmiştir. 3- Kabule göre de, hükmün gerekçesinde 556 sayılı KHK'nın 66/1-b bendi uyarınca maddi tazminat tutarının 5.447,36 TL olarak belirlendiği belirtildiği halde hüküm yerinde gerekçesi açıklanmaksızın 5.000,00 TL maddi tazminata hükmedilmesi dahi doğru görülmemiş, kararın davacı yararına bozulması gerekmiştir....

    Davalı ... davacının haksız ve kötü niyetli olduğunu, davacının kazanın olduğu iş yerinde ambar sorumlusu olduğunu, kaza olmasını önlemek ve gerekli tedbirleri almanın davacının görevi olduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece; alınan kusur raporuna göre olayda davacının %40 oranında, davalı ...’nin %40 ve diğer davalının da % 20 oranında kusurlu oldukları, davacının kalıcı maluliyeti olmaması, maddi tazminat isteminin maluliyete dayalı bulunması gerekçesiyle davacının maddi tazminat isteminin reddine, olayda davacının yaralanmış ve (3) üç ay iyileşme süresi yaşamış olması, olaydan duyduğu üzüntü, kusur oranları da dikkate alındığında manevi tazminat yönünden talebin kısmen kabulüne karar verilmiştir....

      Mahkemece; yapılan haciz işleminin haksız olduğu, haksız hacizden doğan sorumluluğun kusura dayanmayan objektif bir sorumluluk olduğu benimsenerek manevi tazminat istemi kısmen kabul edilmiştir. 2004 sayılı İİK’nın 259/1. maddesinde, ihtiyati haczin haksız çıkması halinde, borçlunun ve üçüncü kişilerin bu yüzden uğradıkları bütün zararlardan alacaklının sorumlu olduğu düzenlenmiştir. İhtiyati haciz haksız ve bundan maddi zarar doğmuşsa, alacaklı kusurlu olmasa dahi, zarar görene maddi tazminat ödemekle yükümlüdür. Buna karşılık, haksız ihtiyati haciz kararı alan alacaklının kusursuz sorumluluğu sadece maddi tazminat bakımından geçerli olup, manevi tazminat yönünden TBK 58, (BK’nın 49) maddesindeki koşulların oluşması gerekir. Bu maddeye dayalı sorumluluk ise, kusura dayalıdır. Bu itibarla, alacaklının kötüniyetli veya iyiniyetli olup olmadığı da sonuca etkili olup, ağır olmasa da kusurlu olması da gerekmektedir. ....

        Davacı, davalının kendisine hakaret etmesi nedeniyle kişilik haklarının zarar gördüğünü, davalının eyleminin kesinleşen ceza mahkemesi kararı ile sabit olduğunu ayrıca bu olay nedeniyle avukat tutmak ve Adliyeye gidip gelmek zorunda kaldığını belirterek maddi ve manevi tazminat isteminde bulunmuştur. Davalı, tazminat taleplerinin mesnetsiz olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, davalının hukuka aykırı eyleminin kesinleşen Ceza Mahkemesi kararı ile sabit olduğu belirtilerek davacının maddi ve manevi tazminat istemlerinin kısmen kabulüne karar verilmiştir. Maddi zarar kavramı, haksız eylem nedeniyle kişinin malvarlığında doğrudan meydana gelen eksilmeyi ifade eder. Davaya konu olayda, davalının haksız eylemi nedeniyle davacının kişilik haklarının zarar gördüğü açık olsa da; söz konusu haksız eylem nedeniyle davacının malvarlığında doğrudan bir eksilmenin meydana geldiği söylenemez....

          KARŞI OY YAZISI Dava haksız şikayet ve el koyma nedenine dayalı maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Davacı davalı ile 2004 yılına kadar ticari ilişkisi olduğunu, bu ilişki nedeniyle davalı firmanın ithal ettiği... marka gözlükleri mağazasında sattığını, 2004 yılından sonra ise ticari ilişkiyi sona erdirerek başka marka gözlüklerin satışını yaptığını davalının bu durumu sindiremediğinden, haklarında Antalya Cumhuriyet Savcılığına suç duyurusunda bulunarak markaların korunması hakkındaki KHK'ye aykırı davandığını iddai ettiğini, Sulh Ceza Mahkemesinde aldığı kararla iş yerine gelerek, bir kısım gözlüklerin taklit ürün olduğu gerekçesiyle el konulduğunu, daha sonra alınan bilirkişi raporunda gözlüklerin Orijinal olduğunun ortaya çıktığını ve ceza mahkemesinde açılan davanın beraatle sonuçlandığını belirterek haksız şikayet ve haksız el koyma (zabtetme) nedeniyle maddi ve manevi tazminat talep etmiştir. Davalı davanın reddini savunmuştur....

            A.Ş. vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 31/01/2006 gününde verilen dilekçe ile maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 30/11/2007 günlü kararın Yargıtay’da duruşmalı olarak incelenmesi davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle, daha önceden belirlenen 17/02/2009 duruşma günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalı vekili Avukat .... geldi, karşı taraftan davacı şirket vekili gelmedi. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve hazır bulunanın sözlü açıklaması dinlendikten sonra tarafa duruşmanın bittiği bildirildi. Dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü. Dava, haksız haciz nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemlerine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir....

              Somut olayda, davacı taraf dava dilekçesinde sadece haksız şikayet nedeniyle uğramış olduğu manevi zararı değil aynı zamanda davalının gıyabında onur ve kişiliğini zedeleyici söylemlerde bulunduğundan bahisle manevi tazminat talep etmiş olup ilk derece mahkemesince sadece haksız şikayete ilişkin değerlendirme yapıldığı, gıyabında onur ve kişiliğini zedeleyici söylemlerde bulunup bulunmadığına ilişkin değerlendirme yapılmadığı, ayrıca dava dilekçesinde 5.000TL manevi tazminat talep edilmiş olup haksız şikayet nedeniyle ne kadar, gıyabında yapılan söylemler nedeniyle ne kadar manevi tazminat talep ettiği açıklattırılmadan karar verildiği anlaşılmıştır. 6100 sayılı HMK'nın 31. maddesinin başlığı "Hakimin davayı aydınlatma ödevi" olup, madde metninde, "Hâkim, uyuşmazlığın aydınlatılmasının zorunlu kıldığı durumlarda, maddi veya hukuki açıdan belirsiz yahut çelişkili gördüğü hususlar hakkında, taraflara açıklama yaptırabilir; soru sorabilir; delil gösterilmesini isteyebilir." hükmü düzenlenmiştir...

              Tarafların hükmü temyiz etmeleri üzerine, Dairemizin 07/05/2015 gün ve 2014/9021 esas, 2015/5840 karar sayılı ilamı ile davacının, aldatma nedeniyle manevi tazminat isteminin tümden reddine karar verilmesi gerektiğinden bahisle kararın bozulmasına karar verilmiş, hakaret eylemine dayalı manevi tazminat istemi yönünden ise maddi hataya dayalı olarak temyiz incelemesi yapılmamıştır. Davacı vekilince karar düzeltme isteminde bulunulmuştur. Hakaret nedenine dayalı manevi tazminata yönelik temyiz istemi bakımından hükmün onanmasına karar verilmesi gerekirken, maddi hata sonucu temyiz incelemesi sırasında bu yönün inceleme kapsamı dışında kalmış olduğu anlaşıldığından, davacının karar düzeltme istemi kabul edilmeli, dairemizin bozma kararı kaldırılmalı ve karar açıklanan nedenlerle bu yönden onanmalıdır....

                "İçtihat Metni"Mahkemesi :Ağır Ceza Mahkemesi Dava : Koruma Tedbirleri Nedeniyle Tazminat Hüküm : Maddi tazminat talebinin reddi, 3.500 TL manevi tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine Davacının tazminat talebinin kısmen kabulüne ilişkin hüküm, davalı vekili ve davacı vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü; Yapılan incelemeye, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre davalı vekili ve davacı vekilinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak; 1- Tutuklandığı tarihte emekli olan davacının vasıfsız bir işçi gibi değerlendirilerek tutuklu kaldığı dönemde geçerli olan net asgari ücret üzerinden hesaplanacak miktarın maddi tazminat olarak verilmesi gerektiğinin nazara alınmaması, 2- Dairemizce yapılan temyiz incelemeleri sırasında...

                  "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalılar ... ve diğerleri aleyhine 09/09/2014 gününde verilen dilekçe ile haksız fiil nedeniyle maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; mahkemenin yetkisizliğine dair verilen 15/04/2015 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, haksız eylem nedeniyle uğranılan maddi ve manevi zararın giderilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece, yetkisizlik kararı verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı, ... davalıların kendisini araç içerisinde sıkıştırarak tehdit ve darp ettiklerini, araçta maddi hasar meydana geldiğini belirterek uğramış olduğu maddi ve manevi zararın giderilmesini istemiştir....

                    UYAP Entegrasyonu