Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 04/04/2019 NUMARASI : 2017/697 ESAS - 2019/235 KARAR DAVA KONUSU : Tapu İptali Ve Tescil (Taşkın Bina Yapımı Nedeniyle) KARAR : K A R A R TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin Lüleburgaz Sarıcaali Köyü 2519 parsel sayılı taşınmazın maliki olduğunu, davalı tarafın ise müvekkilin parseline komşu olan Sarıcaali Köyü 2520 parsel sayılı taşınmazın maliki olduğunu, müvekkilin taşınmazı iktisap tarihi olan 1985 tarihinde kendi arazisi üzerinde bina inşaatına başlamış olduğunu, iki yıl kadar inşaatın temel aşamasında kalmış ve kademeli olarak yapılarak 1987 yılında kullanılır hale gelmiş ve o tarihten bu yana müvekkil tarafından kullanılmakta olduğunu, müvekkilin bugüne kadar olan kullanımlarına davalının herhangi bir itirazda bulunmamış olduğunu, müvekkilin dava konusu parsel ile ilgili gerekli ölçümleri yaptırmış olmasına rağmen her nasılsa müvekkili tarafından...

-KARAR- Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve özellikle kayden davacıya ait çaplı taşınmaza davalının taşkın bina yapmak suretiyle müdahalesi saptanmak TMK'nun 725. maddesindeki koşulların gerçekleşmediği gözetilmek suretiyle yazılı şekilde karar verilmesi doğru olduğuna göre; davalının temyiz itirazı yerinde değildir. Reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı 41,81 TL. bakiye onama harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, 4.10.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

    Bilindiği gibi, gerek öğretide ve gerekse yargısal uygulamalarda ifade edildiği üzere ecrimisil, diğer bir deyişle haksız işgal tazminatı, zilyet olmayan malikin, malik olmayan kötüniyetli zilyetten isteyebileceği bir tazminat olup, 08.03.1950 tarih 22/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında; fuzuli işgalin tarafların karşılıklı birbirine uygun iradeleri ile kurduğu kira sözleşmesine benzetilemeyeceği, niteliği itibarı ile haksız bir eylem sayılması gerektiği, haksız işgal nedeniyle oluşan zararın tazmin edilmesi gerekeceği vurgulanmıştır. Ecrimisil, haksız işgal nedeniyle tazminat olarak nitelendirilen özel bir zarar giderim biçimi olması nedeniyle, en azı kira geliri karşılığı zarardır. Bu nedenle, haksız işgalden doğan normal kullanma sonucu eskime şeklinde oluşan olumlu zarar ile kullanmadan kaynaklanan olumlu zarar ile malik ya da zilyedin yoksun kaldığı fayda (olumsuz zarar) ecrimisilin kapsamını belirler....

    a ait binanın davacı taşınmazına tecavüzlü olacak şekilde inşa edildiğini ileri sürerek, davalının elatmasının önlenmesine ve yapının taşkın kısmının kâl'ine karar verilmesini istemiştir. Davalı vekili ve bir kısım dahili davalılar, davalı binasının teknik ölçümlere uygun olarak inşa edildiğini, yapı ve iskan ruhsatlarının mevcut olduğunu, binada kat mülkiyeti kurulduktan sonra bağımsız bölüm satın aldıklarını, iyi niyetli olduklarını, davacının arsasına tecavüz söz konusu ise ölçüm hatasından kaynaklanmış olabileceğini, bina yapılırken gerekli dikkat ve özenin gösterilmiş olduğunu belirterek davanın reddini savunmuşlar, tecavüzün bulunması halinde taşkın inşaata konu yerin bedeli belirlendiği takdirde davalının ödeme yapmaya hazır olduğunu, dahili davalılar da taşkın inşaat bulunduğu takdirde bağımsız bölümlerine düşen arsa payı bedelini ödeyeceklerini beyan etmişlerdir....

      Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü: -KARAR- Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve özellikle; kayden davacıya ait imar parseline davalının haklı ve geçerli bir nedene dayanmaksızın yapılanmak suretiyle müdahalede bulunduğu belirlenmek, davalının imar öncesi taşınmazda mülkiyetten veya kişisel haktan kaynaklanan bir hakkının bulunmadığı saptanmak, öte yandan; Türk Medeni Kanunu'nun 725. maddesine dayalı taşkın inşaat sebebi ile yapı malikine karşı açılan elatmanın önlenmesi ve yıkım davalarında savunma yoluyla temliken tescil istenebileceği halde, aynı Yasanın 724. maddesinden kaynaklanan temliken tescil isteklerinin savunma yolu ile istenemeyeceği ve ayrı bir davanın konusunu teşkil edeceği, eldeki davada da harcı yatırılarak usulüne uygun açılmış bir davadan da sözedilemeyeceği gözetilmek suretiyle yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik yoktur....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacılar tarafından, davalı aleyhine 06.09.2010 gününde verilen dilekçe ile taşkın inşaat nedeniyle tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 03.04.2012 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Davacılar, 551 parsel sayılı taşınmazlarına yapmış oldukları ev ahır ve samanlığın 184 m2 kısmının davalıya ait 552 parsel sayılı taşınmaza taşkın olarak inşa edildiğini belirterek taşkın kısımların tapu kaydının iptali ile adlarına tescilini talep etmişlerdir....

          Ecrimisil, haksız işgal nedeniyle tazminat olarak nitelendirilen özel bir zarar giderim biçimi olması nedeniyle, en azı kira geliri karşılığı zarardır. Bu nedenle, haksız işgalden doğan normal kullanma sonucu eskime şeklinde oluşan ve kullanmadan kaynaklanan olumlu zarar ile malik ya da zilyedin yoksun kaldığı fayda (olumsuz zarar) ecrimisilin kapsamını belirler. Haksız işgal, haksız eylem niteliğindedir. (YHGK'nin 25.02.2004 tarihli ve 2004/1-120-96 sayılı kararı) 25.05.1938 tarihli ve 29/10 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı ile Yargıtay'ın aynı yoldaki yerleşmiş içtihatları uyarınca ecrimisil davaları beş yıllık zamanaşımına tabi olup bu beş yıllık süre dava tarihinden geriye doğru işlemeye başlar. Ecrimisil hesabı uzmanlık gerektiren bir husus olup, taşınmazın niteliğine uygun bilirkişi marifetiyle keşif ve inceleme yapılarak ve taleple bağlı kalınarak haksız işgal tazminatı miktarı belirlenmelidir....

            DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, kişisel hakka dayalı ecrimisil istemine ilişkindir. Bilindiği gibi, öğretide ve gerekse yargısal uygulamalarda ifade edildiği üzere ecrimisil, diğer bir deyişle haksız işgal tazminatı, zilyet olmayan malikin, malik olmayan kötüniyetli zilyetten isteyebileceği bir tazminat olup, 08.03.1950 tarih 22/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında; fuzuli işgalin tarafların karşılıklı birbirine uygun iradeleri ile kurduğu kira sözleşmesine benzetilemeyeceği, niteliği itibarı ile haksız bir eylem sayılması gerektiği, haksız işgal nedeniyle oluşan zararın tazmin edilmesi gerekeceği vurgulanmıştır. Ecrimisil, haksız işgal nedeniyle tazminat olarak nitelendirilen özel bir zarar giderim biçimi olması nedeniyle, en azı kira geliri karşılığı zarardır....

            Somut olayda davacı hem dairelerin zamanında teslim edilmeme nedeniyle, hem de yasalara uygun inşaat yapılmaması nedeniyle zarara uğradığını belirterek istemde bulunduğuna göre, geç teslime ilişkin zarar istemi sözleşmesinin ifasına bağlı olmakla, kısaca olumlu zarar niteliğinde bulunduğundan buna ilişkin istemin reddine karar verilmesi isabetli ise de, diğer zararlarının nelerden ibaret olduğu davalıya açıklattırılmadan istemin tümüyle reddi doğru olmamıştır. Öte yandan yükleniciden yer satın aldığından bahisle 1 nolu daireyi işgal eden davalı Mustafa Gidenayak, inşaatın yasal olmaması ve yüklenicinin daireye hak kazanmadığından dolayısıyla adı geçene yapılan temlik de geçerli olamayacağından dairenin haksız işgal edildiği anlaşılmaktadır. Bu nedenle arsa sahibi davacının haksız işgal (ecrimisil) tazminatı isteyebileceği kabul edilmelidir....

              (Objektif koşul) c) Üçüncü koşul ise taşkın inşaat yapanın, taşınmaz malikine bu bedeli ödemesidir. d)Yukarıda değinilen üç koşulun yanısıra, mahkemece iptal ve tescile karar verilebilmesi için taşkın yapının zeminindeki arazi parçasının ana taşınmazdan ifrazının da mümkün olması gereklidir. Arsasına taşılan ve bu nedenle taşkın yapıdan zarar gören komşu, zamanında ve geçerli olarak itiraz etmişse, artık “iyi niyet” ve “halin icabı” koşullarının bulunup bulunmadığının araştırılmasına gerek yoktur. Bu durumda, taşkın yapı sahibi TMK'nun 725/2. maddesindeki talep hakkından yani temliken tescil talebinden (tapu iptal ve tescil) yoksundur. Bu halde arsasına taşılan komşu, taşkın yapının kaldırılmasını her zaman sağlayabilir. Ancak itirazın yapılmaması, taşkın yapıya rıza göstermek anlamına gelmez. Nitekim susma bir hukuki işlem de değildir. Sınır taşkınlığının bilinmemesi nedeniyle itirazda bulunmamak, hiçbir zaman komşu arsa sahibi aleyhine sonuç doğurmaz....

              UYAP Entegrasyonu