nedeniyle reddine,karar verildiği kararın davacı ve davalı vekilince istinaf edildiği anlaşılmıştır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı-karşı davalı vekili tarafından, davalılar-karşı davacılar aleyhine 26.12.2011 gününde verilen dilekçe ile asıl davada el atmanının önlenmesi ve kal, karşı davada temliken tescil talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; asıl davanın kabulüne, karşı davanın reddine dair verilen 02.06.2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar-karşı davacılar tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Asıl dava el atmanın önlenmesi ve kal; karşı dava TMK'nın 725. maddesine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir....
Gerek öğretide ve gerekse yargısal uygulamalarda ifade edildiği üzere ecrimisil, diğer bir deyişle haksız işgal tazminatı, zilyet olmayan malikin, malik olmayan kötüniyetli zilyetten isteyebileceği bir tazminat olup, 08.03.1950 tarihli ve 22/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında; fuzuli işgalin tarafların karşılıklı birbirine uygun iradeleri ile kurduğu kira sözleşmesine benzetilemeyeceği, niteliği itibarı ile haksız bir eylem sayılması gerektiği, haksız işgal nedeniyle oluşan zararın tazmin edilmesi gerekeceği vurgulanmıştır. Ecrimisil, haksız işgal nedeniyle tazminat olarak nitelendirilen özel bir zarar giderim biçimi olması nedeniyle, en azı kira geliri karşılığı zarardır. Bu nedenle, haksız işgalden doğan normal kullanma sonucu eskime şeklinde oluşan ve kullanmadan kaynaklanan olumlu zarar ile malik ya da zilyedin yoksun kaldığı fayda (olumsuz zarar) ecrimisilin kapsamını belirler....
"İçtihat Metni" Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 03.05.2012, 16.06.2009 ve 15.05.2014 günlerinde verilen dilekçeler ile TMK 725. maddesi gereğince tapu iptali ve tescil, elatmanın önlenmesi, haksız işgal tazminatı ve mülkiyetin tespiti talebi üzerine davaların birleştirilerek yapılan muhakeme sonunda; davanın ve birleştirilen davaların reddine dair verilen 11.02.2016 günlü hükmün Yargıtayca, duruşmalı olarak incelenmesi davacı ve birleştirilen dosyaların davacısı ... vekili tarafından istenilmekle, tayin olunan 07.11.2017 günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacı ve birleştirilen dosya davacısı vekili Av. ... geldi. Karşı taraftan gelen olmadı. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelenin sözlü açıklaması dinlendi duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı....
Böylece, muhdesatla arasındaki bağlantı kesilmiş bina sahibine aşağıdaki koşulların oluşması halinde ayrılmaz parça niteliğindeki taşkın yapı için üzerinde bulunduğu taşınmaza malik olabilme olanağı tanınmıştır. Bunun için: 1-Tapuya kayıtlı özel mülkiyete konu bir taşınmaz üzerinde, temelli kalması amacıyla yapılan binanın ayrılmaz parçası yine tapuda kayıtlı üçüncü kişiye ait taşınmaza taşkın yapılmış olmalıdır. 2-Taşkın inşaat, taşkın yapı ile iki komşu taşınmazı fiilen birleştirmekte, ekonomik bir bütünlük oluşturmaktadır. Bu özelliğinden dolayı taşkın yapıya dayanan temliken tescil isteği taşınmaza bağlı kişisel hak niteliğindedir. Taşılan arazi malikinin devir borcu eşyaya bağlı bir borç olduğundan inşaat maliki hakkını taşılan arazinin her malikine karşı kullanabilir....
-KARAR- Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve özellikle davacının kayden paydaşı olduğu 133 parsel sayılı çaplı taşınmazın fen bilirkişi krokisinde A harfi ile kırmızı boyalı olarak gösterilen 40 m²'lik bölümüne davalının haklı ve geçerli bir nedeni olmaksızın taşkın bina yapmak suretiyle müdahalesi saptandığına göre; davalının temyiz itirazı yerinde değildir. Reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı 8.40.-TL. bakiye onama harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, 02.10.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Gerek öğretide ve gerekse yargısal uygulamalarda ifade edildiği üzere ecrimisil, diğer bir deyişle haksız işgal tazminatı, zilyet olmayan malikin, malik olmayan kötüniyetli zilyetten isteyebileceği bir tazminattır. 08/03/1950 tarih, 22/4 Sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında; fuzuli işgalin tarafların karşılıklı birbirine uygun iradeleri ile kurduğu kira sözleşmesine benzetilemeyeceği, niteliği itibarı ile haksız bir eylem sayılması gerektiği, haksız işgal nedeniyle oluşan zararın tazmin edilmesi gerekeceği vurgulanmıştır. Ecrimisil, haksız işgal nedeniyle tazminat olarak nitelendirilen özel bir zarar giderim biçimi olması nedeniyle, en azı kira geliri karşılığı zarardır. Bu nedenle, haksız işgalden doğan normal kullanma sonucu eskime şeklinde oluşan ve kullanmadan kaynaklanan olumlu zarar ile malik ya da zilyedin yoksun kaldığı fayda (olumsuz zarar) ecrimisilin kapsamını belirler. Haksız işgal, haksız eylem niteliğindedir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 25.12.2001 gününde verilen dilekçe ile temliken tescil ve birleşen dosya ile müdahalenin men'i, kal ve ecrimisil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kısmen kabulüne, birleşen davanın reddine dair verilen 19.10.2006 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, Türk Medeni Kanununun 725.maddesine dayalı taşkın yapı nedeniyle tapu iptali tescil, ikinci kademedeki istek ise irtifak hakkı kurulmasına ilişkindir. Karşı dava da ise çapa dayanarak elatmanın önlenmesi, kal ve tazminat istenmiştir. Mahkemece karşı davanın reddine, asıl davanın kabulü ile 9287 parsel yararına 9288 parselin 128.99 metrekare yüzölçümlü bölümü üzerinden irtifak hakkı tesisine karar verilmiştir....
açılan haksız işgal tazminatı (ecrimisil) istemli davalar sonucu verilen hüküm ve kararlar. (16....
Taşkın yapıdan söz edilebilmesi için yapının bir bölümü yapı sahibinin taşınmazı içerisinde, öteki bölümü veya bölümleri komşu taşınmaz yahut taşınmazlar içerisinde kalmalıdır. Taşkın yapı nedeniyle yıkım davalarında karşı yapı sahibinin temliken tescil savunmasına ve isteğine değer verilebilmesi için başka bir anlatımla taşkın yapının korunabilmesi için iki ana unsurun bir arada bulunması gerekir. Bu unsurlardan ilki taşkın yapı malikinin iyi niyetli olması gereğidir. Taşkın yapı sahibinin yapısını taşırdığı yere yapı yapmakta haklı olduğuna inanması veya yapısını taşırdığı yere yapı yapmakta haksız olduğunu kendisine düşen tüm özeni göstermesine rağmen bilememesi bilecek durumda da olmaması gerekir. Yapıyı yapan iyi niyetli değilse sonradan taşınmazı iktisap edenlerin iyi niyetli olmaları sonuca etkili değildir. İyi niyetli olduğunu ispat etmek külfeti 14.02.1951 tarih 17/1sayılı İBK'ya göre taşkın yapı sahibine düşmektedir....