Asliye Hukuk Mahkemesinin 2015/27 esas sayılı dosyası ile yapılan yargılama sonrasında ecrimisil talebinin kabul edildiğini, bu kararla davacının 1.katta oturduğunun ve diğer kısımları kullanmadığının sabit olduğunu, davalının kullanmadığı taşınmazlarla ilgili ecrimisil alacağına hükmedilmesinin yasaya aykırı olduğunu beyanla kararın kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. E)DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, ecrimisil, manevi tazminat istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince manevi tazminat talibinin reddine, ecrimisil talebinin kabulüne karar verilmiş, karar davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir....
Davacıların, ecrimisile yönelik temyiz itirazına gelince; bilindiği gibi, gerek öğretide ve gerekse yargısal uygulamalarda ifade edildiği üzere ecrimisil, diğer bir deyişle haksız işgal tazminatı, zilyet olmayan malikin, malik olmayan kötüniyetli zilyetten isteyebileceği bir tazminat olup, 08.03.1950 tarih 22/4 sayılı İnançları Birleştirme Kararında; fuzuli işgalin tarafların karşılıklı birbirine uygun iradeleri ile kurduğu kira sözleşmesine benzetilemeyeceği, niteliği itibarı ile haksız bir eylem sayılması gerektiği, haksız işgal nedeniyle oluşan zararın tazmin edilmesi gerekeceği vurgulanmıştır. Ecrimisil, haksız işgal nedeniyle tazminat olarak nitelendirilen özel bir zarar giderim biçimi olması nedeniyle, en azı kira geliri karşılığı zarardır. Bu nedenle, haksız işgalden doğan normal kullanma sonucu eskime şeklinde oluşan olumlu zarar ile kullanmadan kaynaklanan olumlu zarar ile malik ya da zilyedin yoksun kaldığı fayda (olumsuz zarar) ecrimisilin kapsamını belirler....
Ecrimisil talebi yönünden bilirkişi incelemesi yaptırılmış ise de, alınan rapor hüküm kurmaya elverişli değildir.Şöyle ki; Öğretide ve yargısal uygulamalarda ifade edildiği üzere ecrimisil, diğer bir deyişle haksız işgal tazminatı, zilyet olmayan malikin, malik olmayan kötüniyetli zilyetten isteyebileceği bir tazminat olup, 08.03.1950 tarih 22/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında; "fuzuli işgalin tarafların karşılıklı birbirine uygun iradeleri ile kurduğu kira sözleşmesine benzetilemeyeceği, niteliği itibarı ile haksız bir eylem sayılması ve haksız işgal nedeniyle oluşan zararın tazmin edilmesi gerekeceği" vurgulanmıştır. Ecrimisil, haksız işgal nedeniyle tazminat olarak nitelendirilen özel bir zarar giderim biçimi olması nedeniyle, en azı kira geliri karşılığı zarardır. Bu nedenle, haksız işgalden doğan normal kullanma ve eskime şeklinde oluşan olumlu zarar ile malik ya da zilyedin yoksun kaldığı fayda (olumsuz zarar) ecrimisilin kapsamını belirler....
Mahkemece her ne kadar davacı davalıların ortak kullanım alanlarına haksız olarak el attıklarını iddia ederek ecrimisil talebinde bulunmuş ayrıca davalı ...’dan gürültü ve duman çıkarmak suretiyle manevi tazminat isteminde de bulunmuş ise de mahkememizce yapılan keşifte keşif sonucu düzenlenen bilirkişi raporları ve keşif mahallinde davacının kendi beyanlarından da anlaşılacağı üzere, davalıların bir kısmının ortak kullanım alanlarına şıngıl uzatmak, dükkan önlerine tezgah açmak, temizlik makinesi koymak, tente çekmek ve kapatarak dükkan haline getirmek suretiyle el attıkları, bir kısmının ise haksız işgalinin bulunmadığı, 08/09/2015 tarihli bilirkişi raporundan anlaşılacağı üzere haksız işgal tazminatı şartlarının oluşmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı ... tarafından temyiz edilmiştir. Dava, manevi tazminat ve ecrimisil isteğine ilişkindir....
Oysa dava dilekçesi, ek talep ve ıslah dilekçesi göz önünde bulundurulduğunda davacı yanın kat mülkiyetine dayalı olarak yönetime karşı, bir kısım yerlerin teslimi, boşaltılması, kaldırılması ile maddi ve manevi tazminat talebinde bulunduğu anlaşılmıştır. Eldeki dava ile davacının, 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu’na tabi taşınmazın ortak alanının haksız olarak kiralanmasına dayalı, tahliye, teslim, kaldırma, maddi ve manevi tazminat talebinde bulunduğu, Kat Mülkiyeti Kanunu’nda haksız işgal tazminatı ve manevi tazminata yönelik herhangi bir düzenlemenin bulunmadığı, bu taleplere ilişkin uyuşmazlığa Kat Mülkiyeti Kanunu’nun uygulanmayacağı, manevi tazminat ve haksız işgal tazminatı taleplerinin asliye hukuk mahkemesinde görülmesi gerektiği açıktır. Ancak ortak alana yapılan el atmanı önlenmesi, kaldırma ve teslim taleplerinin 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu’nun Ek madde 1....
Gerek öğretide ve gerekse yargısal uygulamalarda ifade edildiği üzere; ecrimsil, diğer bir deyişle haksız işgal tazminatı, zilyet olmayan hak sahibinin, hak sahibi olmayan kötüniyetli zilyetten isteyebileceği bir tazminat olup, 08.03.1950 tarihli 22/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında; fuzuli işgalin tarafların karşılıklı birbirine uygun iradeleri ile kurduğu kira sözleşmesine benzetilemeyeceği, niteliği itibarı ile haksız bir eylem sayılması gerektiği, haksız işgal nedeniyle oluşan zararın tazmin edilmesi gerekeceği vurgulanmıştır. Somut olaya gelince, davalı dava konusu taşınmazları taraflar arasındaki 20.06.2014 tarihli sözleşmeye istinaden kullandığına göre; davacının, dava konusu taşınmazları davalının kullanmasına yönelik rızasının fesih bildiriminin davalıya tebliğini izleyen üçüncü günün sonunda ortadan kalktığının kabulü gerekir....
Gerek öğretide ve gerekse yargısal uygulamalarda ifade edildiği üzere ecrimisil, diğer bir deyişle haksız işgal tazminatı, zilyet olmayan malikin, malik olmayan kötüniyetli zilyetten isteyebileceği bir tazminat olup, 08.03.1950 tarih 22/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında; fuzuli işgalin tarafların karşılıklı birbirine uygun iradeleri ile kurduğu kira sözleşmesine benzetilemeyeceği, niteliği itibarı ile haksız bir eylem sayılması gerektiği, haksız işgal nedeniyle oluşan zararın tazmin edilmesi gerekeceği vurgulanmıştır. Ecrimisil, haksız işgal nedeniyle tazminat olarak nitelendirilen özel bir zarar giderim biçimi olması nedeniyle, en azı kira geliri karşılığı zarardır. Bu nedenle, haksız işgalden doğan normal kullanma sonucu eskime şeklinde oluşan ve kullanmadan kaynaklanan olumlu zarar ile malik ya da zilyedin yoksun kaldığı fayda (olumsuz zarar) ecrimisilin kapsamını belirler. Haksız işgal, haksız eylem niteliğindedir....
Ancak; Davacı vekili dava dilekçesinin sonuç kısmının 6. bendinde taşınmazını kullanamadığından kâr mahrumiyeti açısından talepte bulunduğundan bu isteminin ecrimisil (haksız işgal tazminatı) olarak değerlendirilip bu hususta alınacak rapor sonucuna göre hüküm kurulması gerektiğinin düşünülmemesi, Doğru görülmemiştir. Davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenle HUMK’nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, davacıdan peşin alınan temyiz ve temyize başvurma harçlarının Hazineye irad kaydedilmesine, 11.12.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Dava, haksız işgal tazminatı istemine ilişkindir. Bilindiği gibi, gerek öğretide ve gerekse yargısal uygulamalarda ifade edildiği üzere; ecrimisil diğer bir deyişle haksız işgal tazminatı, zilyet olmayan malikin, malik olmayan kötüniyetli zilyetten isteyebileceği bir tazminat olup, 08.03.1950 tarihli 22/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında; fuzuli işgalin tarafların karşılıklı birbirine uygun iradeleri ile kurduğu ...... sözleşmesine benzetilemeyeceği, niteliği itibarı ile haksız bir eylem sayılması gerektiği, haksız işgal nedeniyle oluşan zararın tazmin edilmesi gerekeceği vurgulanmıştır. Ecrimisil, haksız işgal nedeniyle tazminat olarak nitelendirilen özel bir zarar giderim biçimi olması nedeniyle, en azı ...... geliri karşılığı zarardır....
Dava konusu edilen haksız işgal tazminatı ile kira alacağının 634 Sayılı Yasadan kaynaklanmadığı gözetilerek mahkemece bu iki dava tefrik edilerek ayrı esasa alınarak bu davalara bakılması diğer istemler hakkında (ortak yere elatmanın önlenmesi ve buna bağlı manevi tazminat) görevsizlik kararı verilmesi gerekirken Asliye Hukuk Mahkemesinin görev alanına giren ve yukarıda sözü edilen istemleri de içerecek şekilde görevsizlik kararı verilmesi doğru görülmemiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harçlarının istek halinde temyiz edenlere iadesine, 4.12.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi....