WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davalı süresinden sonra sunduğu 03/07/2017 tarihli dilekçesinde; müdahale ettiği iddia edilen yerin kendisine ait gayrimenkulün sınırları içerisinde olduğunu, söz konusu yerle davacının ilgisinin bulunmadığını, ancak davacıya ait olduğu bildirilen 579 parselin içerisinde nasıl kaldığını bilmediğini, herkesin yıllardır kullandığı sınırların belirlenmesini istediğini, gerektiği takdirde tapu iptali davası açacağını, tapuda kayma olduğunu ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince, el atmanın önlenmesi talebinin kabulüne, zarar tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir. Hükme karşı davalı; dava konusu taşınmazın eşinin murisinden kaldığı, davacının kayınbiraderi olduğu, taşınmazda eşinin de hissesi bulunduğu, eşinin vefatı ile hissenin kendisine kaldığı, eşinden kalan yerde tasarrufta bulunduğu gerekçesi ile kabul edilen meni müdahale talebi yönünden istinaf kanun yoluna başvurmuştur....

Somut, olayda takip konusu ilamın incelenmesinde, fuzuli işgal nedenine dayalı olarak borçlunun taşınmaza el atmasının önlenmesine, tahliyeye ve haksız işgal tazminatına hükmedilmesinin talep edildiği ve mahkemece de talep gibi karar verildiği görülmektedir. Bu durumda taşınmazın aynı ihtilaflı olmadığından ilamın infazı için kesinleşmesi gerekmez (Prof. Dr. Baki Kuru, a.g.e, sahife 2187) (Yargıtay 12 Hukuk Dairesinin 13/03/2007 tarih 2007/1602 e 2007/4614 K sayılı ilamı; İstanbul BAM 23 Hukuk Dairesinin 24/06/2020 tarih 2019/1359 E 2020/1014 K sayılı ilamı) Takibe konu ilamın haksiz işgal tazminatına (Ecrimisil) ilişkin olması ; bu nedenle taşınmazın aynının ihtilaflı olmadığı dikkate alındığında şikayete konu ilamın kesinleşmeden takibe konulmasında usul ve yasaya aykırılık görülmediğinden davacıların davasının reddine " dair karar verildiği görülmüştür. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ: Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; Davalı tarafından Büyükçekmece 2....

ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : None NUMARASI : 2018/759 ESAS 2019/1154 KARAR DAVA KONUSU : Müdahalenin Meni KARAR : Milas 1....

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : ELATMANIN ÖNLENMESİ-ECRİMİSİL Taraflar arasında görülen elatmanın önlenmesi ve ecrimisil davası sonunda, mahkemece, meni müdahale talebinin reddine, ecrimisil talebinin kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı tarafından yasal süre içerisinde duruşma istekli olarak temyiz edilmiş, duruşma isteği değer yönünden reddedilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ...’in raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; -KARAR- Dava, elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteklerine ilişkindir....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Haksız İşgal Nedenli Serik Sulh Hukuk Mahkemesinden verilen, tarafları, tarih ve numarası yukarıda yazılı hükmün incelenmesi sırasında Yargıtay 3.Hukuk Dairesinin 6.3.2007 gün, 2834-3068 sayılı, 14.Hukuk Dairesinin 12.04.2007 gün, 3174-4047 sayılı, kararlarıyla meydana gelen görev uyuşmazlığının giderilmesi istenilmekle, 2797 sayılı Yasa uyarınca toplanan Başkanlar Kurulu’nca dairelerin görevsizlik kararlarıyla dava dosyası incelenerek gereği görüşüldü: Dava; tapulu taşınmaza müdahalenin meni ve ecrimisil istemine ilişkindir. Uyuşmazlığın bu niteliği hükmün ve temyizin kapsamı itibariyle temyizen incelenmesi görevi 3.Hukuk Dairesine aittir. S O N U Ç : 3.Hukuk Dairesinin görevsizlik kararının KALDIRILMASINA, dosyanın bu Daireye gönderilmesine, 07.06.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi....

      Kadastro Mahkemesince; davaya konu taşınmazların tespit tutanağında söz konusu olan Asliye Hukuk Mahkemesince, davanın açılmamış sayılmasına kararı verildiği ve bu nedenle de Asliye Hukuk Mahkemesinde, meni müdahale davası yönünden derdest bir davanın bulunmadığı gerekçesi ile görevsizlik kararı verilmiştir. Asliye Hukuk Mahkemesi ise; dava konusu taşınmazların tespit tutanaklarının düzenlendiği sırada meni müdahale davası bulunduğu gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. Kadastro Mahkemesi'nce , dava konusu parseller hakkında Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan diğer meni müdahale davasında davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi nedeniyle görevsizlik yönünde hüküm kurmuş ise de, dava konusu taşınmazların kadastro tespit tutanaklarının düzenlendiği 06.11.1986 tarihinden önce 10.06.1976 tarihinde meni müdahale davası açıldığı, HUMK.nun 409. Maddesi gereğince 26.06.1987 tarihinde davanın açılmamış sayılmasına karar verildiği anlaşılmıştır....

        Dava; Projeye aykırılık teşkil eden haksız işgalin önlenmesi, eski hale getirme ve haksız işgal nedeniyle haksız işgal tazminatı (ecrimisil) istemine ilişkindir. 1-Ecrimisil davası yönünden; Davacının dava dilekçesinde ecrimisil de talep ettiği anlaşılmaktadır. 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanununun Ek-1. maddesinde, bu Kanunun uygulanmasından doğacak her türlü anlaşmazlığın sulh hukuk mahkemesinde çözümleneceği hükme bağlanmış olup ecrimisil davası Kat Mülkiyeti Kanununun uygulanmasından kaynaklanmadığından; anılan Kanun maddesinin bu istem yönünden uygulama imkanı bulunmamaktadır. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 2. maddesine göre, dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın malvarlığı haklarına ilişkin davalarla şahıs varlığına ilişkin davalarda görevli mahkeme, aksine bir düzenleme bulunmadıkça asliye hukuk mahkemesidir....

          Öte yandan, gerek öğretide ve gerekse yargısal uygulamalarda ifade edildiği üzere ecrimisil, diğer bir deyişle haksız işgal tazminatı, zilyet olmayan malikin, malik olmayan kötüniyetli zilyetten isteyebileceği bir tazminat olup, 08.03.1950 tarih 22/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında; fuzuli işgalin tarafların karşılıklı birbirine uygun iradeleri ile kurduğu kira sözleşmesine benzetilemeyeceği, niteliği itibarı ile haksız bir eylem sayılması gerektiği, haksız işgal nedeniyle oluşan zararın tazmin edilmesi gerekeceği vurgulanmıştır. Ecrimisil, haksız işgal nedeniyle tazminat olarak nitelendirilen özel bir zarar giderim biçimi olması nedeniyle, en azı kira geliri karşılığı zarardır. Bu nedenle, haksız işgalden doğan normal kullanma sonucu eskime şeklinde oluşan ve kullanmadan kaynaklanan olumlu zarar ile malik ya da zilyedin yoksun kaldığı fayda (olumsuz zarar) ecrimisilin kapsamını belirler. Haksız işgal, haksız eylem niteliğindedir....

          Ecrimisil isteği bakımından temyiz itirazlarına gelince; Bilindiği gibi, gerek öğretide ve gerekse yargısal uygulamalarda ifade edildiği üzere ecrimisil, diğer bir deyişle haksız işgal tazminatı, zilyet olmayan malikin, malik olmayan kötüniyetli zilyetten isteyebileceği bir tazminat olup, 08.03.1950 tarih 22/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında, fuzuli işgalin tarafların karşılıklı birbirine uygun iradeleri ile kurduğu kira sözleşmesine benzetilemeyeceği, niteliği itibarı ile haksız bir eylem sayılması gerektiği, haksız işgal nedeniyle oluşan zararın tazmin edilmesi gerekeceği vurgulanmıştır. Öte yandan, ecrimisil hesabı uzmanlık gerektiren bir husus olup, taşınmazın niteliğine uygun bilirkişi marifetiyle keşif ve inceleme yapılarak ve taleple bağlı kalınarak haksız işgal tazminatı miktarı belirlenmelidir....

            Meni müdahale ve ecrimisil istemine ilişkin davalarda, görev, müdahale edildiği ileri sürülen taşınmazın dava tarihindeki değeri ile ecrimisil miktarının toplamına göre belirlenmektedir. Somut olayda müdahale edildiği iddia olunan taşınmazın bilirkişi raporuyla saptanan değeri 15.000,00 TL olup, ecrimisil miktarıyla toplamının, Sulh Hukuk Mahkemesinin dava tarihinde görev sınırı olan 6.330,00 TL’den fazla olduğu anlaşılmakla, uyuşmazlığın Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; HUMK.’nun 25. ve 26. maddeleri gereğince Samsun 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 08.07.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi....

              UYAP Entegrasyonu